Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/524 E. 2019/163 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/524 Esas
KARAR NO : 2019/163
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 08/06/2018
KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti müvekkiline ait taşınmazda kiracı olan davalı şirketin maddi açıdan zor durumda olması nedeniyle taraflar arasındaki güven ilişkisi çerçevesinde davalıya banka havalesi yoluyla 200.000 USD karşılığı 512.000 TL borç para gönderdiğini, bunun karşılığında davalı şirket tarafından 21/08/2015 vadeli, 512.000 TL bedelli çekin müvekkiline verildiğini, davalı şirketin ödemenin ertelenmesi talebi üzerine taraflarca borcun 31/12/2015 tarihinde ödenmesinin kararlaştırıldığını ve çekin tehir ve tadil edildiğini, akabinde çekin ertelenen gün ve devam eden süreçte yapılan ihtar ve görüşmelere rağmen ödenmemesi nedeniyle borç olarak gönderilen paranın tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait taşınmazda kiracı olarak bulunan müvekkilinin, taşınmaza demirbaş niteliğinde yaptığı ve davacının da kabulünde olduğu değişiklikler nedeniyle yine davacının kabulünde olan ödemeyi aldığını, bunun karşılığında davacıya güvence olması açısından çek verildiğini, müvekkilinin kiracısı olduğu taşınmazın aynına ilişkin demirbaş niteliğinde değişikliklerin yapıldığını ancak, davacı tarafça iade edilmesi gereken çekin iade edilmediğini, çekte tahrifat yapıldığını ve çekin vasfını yitirdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; davacı tarafından davalı şirkete bankadan havaleyle borç olarak gönderildiği iddia olunan bedelin fer’ileriyle birlikte tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Eldeki davada davacı taraf, kendisine ait taşınmazda kiracı bulunan davalı şirkete, maddi anlamda zor durumda olması nedeniyle aradaki güven ilişkisine dayalı banka havalesi ile gönderdiği borç paranın tahsilini istemiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin ve HMK 114/1.madde gereğince dava şartı olduğundan mahkemelerce her aşamada re’sen incelenir. Diğer yandan Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
6908 sayılı Borçlar Kanunun 555 ve 560.maddeleri arasında havaleye ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın havale hakkındaki 555 ile 560.maddelerindeki davaların ticari dava olduğu düzenlenmiş olup, f bendinde “…Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havaleden…doğan davalar bundan istisnadır” denilmiştir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflardan davacının tacir olmadığı, dava konusu havalenin ticari işletme ile ilgili olmadığı ve davacının davalıya borç verdiği iddiasıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6098 sayılı TBK’da düzenlenen karz akdinden kaynaklanmakta olup, mutlak ticari davadan söz edilemez. Diğer bir deyişle taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, dolayasıyla davanın mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle uyuşmazlığın görüm ve çözüm yeri Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememiz davaya bakmakta görevsizdir. HMK’nın 114.maddesi gereğince görev dava şartı olup, aynı yasanın 115.maddesi gereğince dava şartlarının varlığı ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekeceğinden HMK’nın 114/1-c ve 115/2.maddeleri gereği görev dava şartı yokluğu nedeniyle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeni ile Usulden Reddine,
2-Görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK’nın 20.maddesi gereğince 2 haftalık yasal sürede taraflardan biri tarafından başvuru halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.