Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/50 E. 2022/572 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/50 Esas
KARAR NO :2022/572

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:16/01/2018
KARAR TARİHİ:10/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/07/2015 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … ili, … ilçesi, … Mahallesi istikametinden … Mahallesi istikametine doğru seyri esnasında karşı istikametten gelen sürücü …’in sevk ve idaresindeki tescilsiz motosiklet ile çarpışması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkillerinin desteği …’ın kazada ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldığını ve yoğun bakımda 37 gün tedavi gördükten sonra hayatını kaybettiğini, kaza ile ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma yürütüldüğünü, kaza tespit tutanağı ve soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda tescilsiz motosiklet sürücüsü …’in kusurlu, … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’in ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, kazaya sebebiyet veren motosikletin tescilsiz olduğunu, bu sebeple huzurdaki davanın … Hesabı’na yöneltildiğini, davacılar tarafından davalı kuruma başvurulduğunu, başvuruya istinaden davacılardan … için 81.528,00-TL. ve … için 3.766,00-TL. olmak üzere toplam 85.294,00-TL. tutarında tazminat ödemesi yapıldığını, her ne kadar ibraname 18/01/2016 tarihinde imzalanmış olsa da 22/01/2016 tarihinde müvekkillerine ödeme gerçekleştirildiğini, ancak yapılan ödemelerin kısmi ödeme niteliğinde olduğunu ve müvekkillerinin gerçek zararını karşılamadığını, yazılı başvuru şartını yerine getiren davacı müvekkillerinin huzurdaki davayı açmaları gereğinin hasıl olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik davacılardan her biri için 100,00-TL. olmak üzere toplam 200,00-TL. destekten yoksun kalma (maddi) tazminatının davalı … Hesabı’na başvuruda bulunulduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesinde davacı tarafça yapılan başvuru neticesinde 131854 numaralı hasar dosyasının açıldığını, 22/01/2018 tarihinde davacı tarafa toplam 85.294,00-TL. tutarında maddi tazminat ödemesi yapıldığını, böylece müvekkili kurumun sorumluluğunu yerine getirdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davaya konu trafik kazasında kusur durumunun ATK tarafından tespitinin ve ayrıca müteveffanın kask kullanmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kaza neticesinde davacıların SGK.’dan rücuya tabi herhangi bir ödeme alıp almadıklarının tespiti ile almış olmaları halinde hesaplanan tazminattan tenzili gerektiğini, kaza tarihi dikkate alındığında ZMSS sigortası genel şartlarında belirtilen esaslara göre hesaplama yapılmasını, temerrüt tarihini kabul etmediklerini, ayrıca olayda hatır taşıması indirimi de yapılması gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 30/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden …’ın eşi ve kızları olan davacıların, davalı … Hesabı’ndan talep edebilecekleri destek tazminatı bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, yapılan kısmi ödeme sonucunda davacılardan alınan ibranamemin davalının sorumluluğunu ortadan kaldırıp kaldırmadığı, kazadaki kusur oranları, tazminatın hesaplanma şekli, faizin başlangıç tarihi ve faiz türüne ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; trafik kazası tespit tutanağı, otopsi raporu, güncel vukuatlı nüfus kayıt örneği, ölüme ilişkin belgeler, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası, davacılardan …’ın öğrenci bilgi ve belgeleri, SGK kayıtları, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; … sayılı hasar dosyası, ilgili kurumlardan gelecek yazı cevapları, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
… 1. Noterliği’nin 10/09/2015 tarihli ve … yevmiye numaralı mirasçılık belgesinin incelenmesinde; miras bırakan … T.C. Kimlik numaralı …’ın terekesi 8 pay kabul edilerek; 3 payın … T.C. Kimlik numaralı …’a, 3 payın … T.C. Kimlik numaralı …’a, 2 payın ise … T.C. Kimlik numaralı …’a ait olduğu görülmektedir.
Mahkememizce … CBS’nin …/… Soruşturma sayılı dosyasının UYAP örneği, … İlçe Jandarma Komutanlığı’nın cevabi yazısı, … SGK.’nın cevabi yazısı, … Üniversitesi Hukuk Müşavirliği’nin cevabi yazısı dosyaya kazandırılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra dosya kusur raporu düzenlenmek üzere ATK’ya gönderilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 10/10/2019 tarihli sayılı kusur raporunda; 30/07/2015 günü saat 19:30 sıralarında sürücü belgesiz olan müteveffa sürücü …’in sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikletle 45-38 kod numaralı il yolunu takiben … yönünden … istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde motosikletinin ön kısımları ile karşısından … istikametine doğru kendi şeridinde seyir halinde olan sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin ön kısımlarının çarpışması sonucunda motosiklette yolcu olarak bulunan …’ın ölümüne konu trafik kazası meydana geldiği, trafik kazası tespit tutanağı ve ekli basit kroki incelendiğinde; olay mahallinin meskun dışı olduğu, yolun yatayda tehlikeli virajlı düşeyde eğimsiz 4.6 metre genişliğinde iki yönlü asfalt kaplama il yolu olduğu, vaktin gündüz havanın açık zeminin kuru olduğu, mahalle 9.8 metre uzaklıkta sola tehlikeli viraj levhasının bulunduğu, krokide çarpma noktasının … istikametine doğru yolun sağından 1.3 metre mesafede yol içinde olduğu, sürücü …’in sürücü belgesinin olmadığının belirtildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmak üzere tanzim olunan 31/07/2015 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …’in tamamen kusurlu, sürücü …’in kusursuz olduğunun belirtildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmak üzere ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nce tanzim olunan 08/10/2015 tarihli müşterek raporda; sürücü …’in asli kusurlu, sürücü …’in kusursuz olduğunun belirtildiği, tanık …’ın 30/07/2015 tarihli ifadesinde özetle; “…Sürücü …’in ve yolcusu …’ın kasklarının olmadığı…” beyanında bulunduğu, İzmir Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi’nin 13/10/2015 tarihli otopsi raporunda; yolcu …’ın ölüm nedeninin kafa travmasına bağlı kafatası, kubbe ve kaide kemik kırıkları, travmatik beyin kanaması ve bunların müşterek komplikasyonları olduğunun belirtildiği, dosya kapsamı, trafik kazası tespit tutanağı ve ekli kroki, dava dilekçesi, olay mahalli şartları, olay yeri inceleme raporu, ifadeler, 13/10/2015 tarihli otopsi raporu, sürücülerin seyir istikametleri, çarpışma noktasının konumu ve dosya içerisindeki tüm veriler dikkate alındığında; sürücü …’in sevk ve idaresindeki otomobille istikametine göre yolun sağında nizami şekilde seyir halinde iken olay mahalli virajlı yol bölümüne geldiğinde karşısından gelerek seyir şeridine giren sürücü … idaresindeki motosikletle çarpışmaları sonucu meydana gelen olayda atfı kabil kusuru bulunmadığı, müteveffa sürücü …, sevk ve idaresindeki motosikletle seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermesi, seyrini istikametine göre yolun sağ tarafında sürdürmesi, hızını mahal şartları, yol durumu ve aracının teknik özelliklerini dikkate alarak sürdürmesi, seyri sırasında yolcusuna kask taktırması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, kontrolsüzce seyri sırasında olay mahalli virajlı yol bölümünde karşısından gelen otomobilin seyir istikametine girmesi sonucu meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, müteveffa yolcu …’ın ölümü olayında sürücü …’in kusursuz olduğu, müteveffa sürücü …’in %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yolcu …’ın kendi ölümü üzerinde %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Kusur raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır. Mahkememizce 22/01/2020 tarihli duruşmada dosyanın aktüer hesabı yapılmak üzere bilirkişi …’a tevdiine karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenerek mahkememize sunulan 14/01/2021 tarihli raporda özetle; 30/07/2015 günü saat 19:30 sıralarında sürücü belgesiz olan müteveffa sürücü …’in sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikletle 45-38 kod numaralı il yolunu takiben … yönünden … istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde motosikletinin ön kısımları ile karşısından … istikametine doğru kendi şeridinde seyir halinde olan sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin ön kısımlarının çarpışması sonucu, motosiklette yolcu konumunda bulunan …’ın ölümü ile sonuçlanan dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 10/10/2019 tarihli raporda … plakalı otomobil sürücüsü …’in kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, tescilsiz motosiklet sürücüsü müteveffa …’in kazanın oluşumunda %85 oranında kusurlu, müteveffa …’ın ise kendi ölümü üzerinde haksız vaziyette kendi can güvenliğini tehlikeye atarak yolculuk etmesi nedeni ile %15 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, 18/01/2016 ödeme tarihi dikkate alındığında 06/09/2015 tarihinde vefat eden …’ın desteğinden yoksun kalan davacı eş …’ın %1 evlilik olasılığı indirimi ve müteveffanın kendi ölümü ile sonuçlanan kazada %15 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı … Hesabı’ndan talep edebileceği maddi zararının 107.640,81-TL. olduğu, davalı kurum tarafından 81.528,00-TL. tazminat ödemesi yapıldığı, yapılan kısmi ödeme ile davacı eşin zararının %75,71’inin karşılandığı, davacı kızı …’ın 25 yaşına kadar ve müteveffanın kendi ölümü ile sonuçlanan kazada %15 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı … Hesabı’ndan talep edebileceği maddi zararının 13.481,02-TL. olduğu, davalı kurum tarafından 3.766,00-TL. tazminat ödemesi yapıldığı, yapılan kısmi ödeme ile davacı kızın zararının %27,24’ünün karşılandığı, 04/01/2021 rapor tarihi itibari ile hesaplandığında davacı …’ın toplam destekten yoksun kalma zararının 216.610,57-TL. olduğu, davalı … Hesabı’nın sorumluluk tutarı/poliçe limiti dahilinde talep edilebilecek olan toplam maddi zararının 207.274,45-TL. olabileceği, davacı eşe 18/01/2016 tarihinde ödenen 81.528,00-TL. tazminatın güncel değerinin 117.994,4-TL. olduğu, bu tutarın tenzili ile talep edebileceği bakiye maddi zararının 89.276,98-TL. olduğu, davacı kızı …’ın toplam destekten yoksun kalma zararının 20.596,33-TL. olduğu, … Hesabı’nın sorumluluk tutarı/poliçe limiti dahilinde talep edilebilecek olan toplam maddi zararının 19.708,60-TL. olabileceği, bu davacıya 18/01/2016 tarihinde ödenen 3.766,00-TL. tazminatın güncel değerinin 5.450,48-TL. olduğu, bu tutarın tenzili ile talep edebileceği bakiye maddi zararının 14.258,12-TL. olabileceği, temerrüt tarihi ve faiz yönünden davacılara dava öncesinde 18/01/2016 tarihinde kısmi ödeme yapıldığının tespiti ile ödeme tarihi 18/01/2016 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceği ve yasal faiz işletilebileceğinin takdir ve hukuki münakaşasının mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı … Hesabı vekili tarafından rapora itiraz edilmiştir. Davacı vekili tarafından ise rapora kısmen itiraz edilerek ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Mahkememizce 01/12/2021 tarihli duruşmada verilen ara kararla dosyanın ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye tevdiine karar verilerek, dosya bilirkişiye teslim edilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 02/01/2022 tarihli ek raporda özetle; 18/01/2016 ödeme tarihi dikkate alındığında 06/09/2015 tarihinde vefat eden …’ın desteğinden yoksun kalan davacı eş …’ın %1 evlilik olasılığı indirimi ve müteveffanın kendi ölümü ile sonuçlanan kazada %15 kusuru bulunduğunun kabulü ile davalı … Hesabı’ndan talep edebileceği maddi zararının 147.551,17-TL. olduğu, davalı kurum tarafından 81.528,00-TL. tazminat ödemesi yapıldığı, yapılan kısmi ödemenin davacı eşin maddi zararının %55,25’ini karşıladığı, davacı kızı …’ın 25 yaşına kadar ve müteveffanın kendi ölümü ile sonuçlanan kazada %15 kusuru bulunduğunun kabulü ile davalı … Hesabı’ndan talep edebileceği maddi zararının 13.481,02-TL. olduğu, davalı kurum tarafından 3.766,00-TL. tazminat ödemesi yapıldığı, yapılan kısmi ödemenin davacı kızın maddi zararının %27,94’ünü karşıladığı, 02/01/2022 rapor tarihi itibariyle hesaplandığında davacı …’ın toplam destekten yoksun kalma zararının 443.445,56-TL. olduğu, davacıya 18/01/2016 tarihinde ödenen 81.528,00-TL. tazminatın güncel değeri olan 125.291,78-TL.’nin tenzili ile bakiye maddi zararının 318.153,78-TL. olduğu, davalı … Hesabı’ndan sorumluluk tutarı/bakiye poliçe limiti dahilinde talep edebileceği maddi zararının 140.189,50-TL. olabileceği, davacı (maktulün kızı) …’ın toplam destekten yoksun kalma zararının 22.064,37-TL. olduğu, bu davacıya 18/01/2016 tarihinde ödenen 3.766,00-TL. tazminatın güncel değeri olan 5.787,57-TL.’nin tenzili ile bakiye maddi zararının 16.276,80-TL. olduğu, davalı … Hesabı’ndan sorumluluk tutarı/bakiye poliçe limiti dahilinde talep edebileceği maddi zararının 7.127,12-TL. olabileceği, dava dışı SGK tarafından davacılara rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davacılara dava öncesinde 18/01/2016 tarihinde kısmi ödeme yapıldığının tespiti ile ödeme tarihi 18/01/2016 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceği, yasal faiz işletilebileceğinin takdir ve hukuki münakaşasının mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından ek rapora itiraz edilerek yeni bir bilirkişiden rapor alınması talep edilmiştir. Davacılar vekili tarafından ise talep artırım dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizce 06/04/2022 tarihli duruşmada; dosyada alınan aktüer bilirkişi kök ve ek raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak davalı vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili 05/04/2022 tarihli talep artırım dilekçesinde; 02/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda 02/01/2022 rapor tarihi itibari ile davacı eş …’ın bakiye destek zararının 140.189,50-TL., davacı kız …’ın bakiye destek zararının ise 7.172,12-TL. olduğunun tespit edildiğini, müvekkilleri lehine hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı, yapılacak ise oranının takdirinin mahkemede olduğu, bu bağlamda olayın özellikleri ve müvekkilin mağduriyeti göz önünde bulundurularak, öncelikle herhangi bir indirim yapılmamasını yapılacak ise de minimum düzeyde tutulmasını talep ettiklerini, buna göre hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile mahkemece hiç ya da daha az orandaki indirimlerden doğabilecek fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, her iki davacı yönünden ayrı ayrı davalı yanın sorumlu olduğu tazminat miktarları üzerinden önce %20 oranında müterafik kusur, bulunan rakam üzerinden tekrar %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak bulunan rakamlar üzerinden dava değerini arttırdıklarını, yani davacılardan …’ın destek zararı olan 140.189,50-TL.’den %20 müterafik kusur indirimi sonucu bulunan 112.151,60-TL.’den %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak bulunan 89.721,28-TL. üzerinden, diğer davacı …’ın destek zararı olan 7.172,12-TL.’den %20 müterafik kusur indirimi sonucu bulunan 5.737,69-TL.’den %20 oranında hatır indirimi yapılarak bulunan 4.590,15-TL. üzerinden dava değerini artırdıklarını beyan etmiştir. Sonuç olarak; davacılar vekili müvekkili … için dava dilekçesinde talep ettikleri 100,00-TL. maddi tazminatı 89.621,28-TL. artırarak 89.721,28-TL.’ye, müvekkili … için dava dilekçesinde talep ettikleri 100,00-TL. maddi tazminatı 4.490,15-TL. artırarak 4.590,15-TL.’ye yükseltmiş, her iki müvekkili için toplam maddi tazminat miktarını 94.311,43-TL.’ye çıkarmıştır.
Eldeki dava; 30/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen ölüm olayına dayanılarak … Hesabı aleyhine açılmış destekten yoksun kalma (maddi tazminat) istemine ilişkindir.
… Hesabı; 14 Haziran 2007 tarih, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesiyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulmuştur.
Kamusal nitelikte olan ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan … Hesabı’nın yasal çerçevesi ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Hesabı Yönetmeliği’nde çizilmiştir.
… Hesabı Yönetmeliği’nin 9. maddesinde ise trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için … Hesabı’na başvurulabileceği belirtilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile davalı … Hesabı’nın açtığı hasar dosyası içeriğine göre 30/07/2015 tarihinde davacıların murisi …’ın ölümüne neden olan kazaya karışan ve müteveffanın yolcu olarak bulunduğu tescilsiz motosikletin kaza tarihi itibariyle geçerli bir ZMSS poliçesi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
… Hesabı’na başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar” düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, … Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır.
Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle … Hesabı’na husumet yöneltilebilmesi için, bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir. Yani … Hesabı Yönetmeliği’nin 9. maddesine göre … Hesabı, trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu zararları teminat altına almaktadır.
6098 sayılı TBK’nun 53/3 maddesinde “…ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler…” ifadesi kullanılmak suretiyle ölenin “destek” olması zarureti ortaya konulmuştur. Destek, başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişidir.
Destekten yoksun kalma tazminatı ise ölümün sonucu olarak ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek, yaşamının, desteğinin ölümünden önceki düzeyinde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat biçimidir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, sosyal hayatın normal akışına göre eşler birbirlerine yaşarken destekte bulunurlar. Evliliğin devamı sırasında karı kocanın birbirlerine bakma yükümlülükleri vardır. Eşin, eşe destek olacağı karine olarak kabul edilmektedir.
Uygulamada gelişen bu hukuki karine nedeniyle, bu şahısların (yani eşlerin) yaşarken birbirlerine destekte bulundukları kabul edilir. Aksini iddia eden taraf bunu ispat ile mükelleftir. Kısaca; somut olayda olduğu gibi sağ kalan eş, kazada ölen eşinin ölümü nedeni ile destekten yoksun kalma (maddi) tazminatı isteyebilir.
Öte yandan diğer davacı … kazada ölen …’ın kızı olup, kaza tarihinde 18 yaşında bir üniversite öğrencisidir. Henüz çalışmayan ve üniversitede okuyan davacı çocuğa (kıza) kazada vefat eden babasının destek olduğu kabul edilmelidir. Somut olayda olduğu gibi sağ kalan kız çocuğu kazada ölen babasının ölümü nedeni ile destekten yoksun kalma (maddi) tazminatı isteyebilir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06/03/1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde; “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş kararlarında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı ile güdülen amaç; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/05/1984 tarihli ve 1984/9-301 E., 1984/619 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; destek yaşamış olsaydı, yardım ettiği kimseye yapabileceği yardım tutarını sağlamaktır.
Dosyaya sunulan ATK kusur raporu, aktüer bilirkişi kök ve ek raporları incelenip denetlenmiş, raporların toplanan delillere, dosya kapsamına uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde olayda müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini iddia etmiştir. Davalı yanın bu savunması dikkate alınarak mahkememizce hesaplanan tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı ile ilgili de değerlendirme yapılmıştır. Şöyle ki; zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur; 6098 sayılı TBK.’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmalıdır. Dosyada alınan ATK kusur raporunda müteveffa …’ın yolcu olarak bindiği motosiklette kask takmadığı ve kendi can güvenliğini tehlikeye atarak yolculuk ettiği dikkate alınarak, kendisine %15 kusur izafesi yapılmıştır. Bu nedenle mahkememizce tazminattan başkaca bir (müterafik) kusur indirimi yapılmamıştır. (Ancak davacı taraf talep artırımı yaparken kendisi bu hususta indirim yapmıştır.)
Davalı taraf cevap dilekçelerinde; aktüer bilirkişi tarafından yapılacak hesaplama sonucunda tespit edilecek tazminat miktarından mahkemece “hatır taşıması” indirimi yapılmasını da talep etmiştir. Bu nedenle mahkememizce somut olay bakımından hatır taşıması indirimi koşullarının bulunup bulunmadığı ve indirim yapılıp yapılmayacağı hususları da değerlendirilmiştir.
Hatır taşıması, taşıyanın herhangi bir menfaat karşılığı olmadan aracı ile taşıma yaptığı halleri kapsayan bir durumdur. Bir diğer ifade ile hatır taşıması, bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir.
Dosya içerisinde mevcut Savcılık soruşturma dosyasında bulunan ve kazaya karışan tescilsiz motosikletin sürücüsü …’in babası olan …’in 31/07/2015 tarihli ifadesinde; “… olay günü oğlum …, iş yaptırdığımız kepçe operatörü …’ı … Mahallesine bırakmak için kendisine ait motosiklete bindiler…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine aynı dosyada 31/07/2015 tarihinde ifade veren…; “…kepçe ile … ve dede … geldi, … kullandığı kepçeyi meydanın kenarına park etti, yanımıza geldi oturdu, birer kola ve çay içtiler, daha sonra dede … (…), torun …’e oğlum … ağabeyini … Mahallesine bırak gel dedi, 10 TL.’de para verdi, motosikletine benzin al dedi…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Görüldüğü üzere; davacıların murisi …, kepçe operatörü olarak kazaya karışan motosikletin sürücüsünün babası (…) ve dedesi (…) ile iş ilişkisi içerisinde olan bir kişidir. Olay günü onlar adına kepçe ile iş yapmış, kepçeyi meydana park etmiş ve bu iş ilişki çerçevesinde dede …, torunu …’dan (tescilsiz motosikletin sürücüsünden) müteveffayı … Mahallesi’ne götürmesini istemiş ve ona benzin parası dahi vermiştir. Sonuç olarak; somut olayda hatır taşıması söz konusu olmayıp, karşılıklı menfaat ve iş ilişkisi çerçevesinde yapılan bir taşıma söz konusudur. Bu nedenle davalı tarafça her ne kadar olayda hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği iddia edilmiş ise de mahkememizce bu talep yerinde görülmemiştir. (Ancak davacı taraf talep artırımı yaparken kendisi bu hususta indirim yapmıştır.)
Taleple bağlılık ilkesi; Medenî Usul Hukuku’nda yer alan ve yargılamaya hâkim olan ilkelerden bir tanesi olup; hâkimin tarafların talepleriyle bağlı olduğunu ve talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremeyeceğini, ancak duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceğini ifade eder.
6100 sayılı HMK.’nun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesine göre; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Her ne kadar yukarıda detaylarıyla açıklanan nedenlerle mahkememizce hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi yapılması gerekmediği kanaatine varılmış ise de; davacılar vekili talep artırımını bu indirimleri bizzat kendisi yapmış, talebini de buna göre artırmış ve tamamlama harcını da buna göre ikmal etmiştir. Taleple bağlılık ilkesi gözetilerek mahkememizce davacının talebi aşılmadan değerlendirme yapılmıştır.
İddia, savunma, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 10/10/2019 tarihli kusur raporu, dosyada alınan aktüer kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamına göre; 30/07/2015 tarihinde meydana gelen kazada tescilsiz motosiklette yolcu konumunda bulunan davacıların eşi/babası müteveffa …’ın vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde … plakalı otomobilin sürücüsü dava dışı …’in kusurunun bulunmadığı, tescilsiz motosiklet sürücüsü müteveffa …’in ise %85 oranında kusurlu olduğu, ayrıca müteveffa …’ın kendi can güvenliğini tehlikeye atarak yolculuk etmesi nedeni ile %15 oranında kusurlu olduğu, müteveffanın eşi ve kızı olan davacıların kazada ölenin desteğinden yoksun kaldıkları, davalı … Hesabı tarafından davacı eş …’a 81.528,00-TL. tazminat ödemesi yapıldığı, yapılan kısmi ödemenin davacı eşin maddi zararının %55,25’ini karşıladığı, davacı kızı …’a ise 3.766,00-TL. tazminat ödemesi yapıldığı, yapılan kısmi ödemenin davacı kızın maddi zararının %27,94’ünü karşıladığı, sonuç olarak davalı kurumca davacılara yapılan kısmi ödeme dikkate alındığında davacıların zararının büyük oranda karşılanmadığı, dolayısıyla davacılardan alınan ibranamenin geçersiz olduğu, hükme esas alınan aktüer bilirkişi ek raporunda hesaplandığı üzere; davacı eş …’ın toplam destekten yoksun kalma zararının 443.445,56-TL. olduğu, davacı eşe 18/01/2016 tarihinde ödenen 81.528,00-TL. tazminatın güncel değerinin 125.291,78-TL. olduğu, bu tutarın toplam tazminattan tenzili ile bu davacının bakiye maddi zararının 318.153,78-TL. olduğu, bakiye poliçe limiti dahilinde davalı sigorta şirketinin sorumluluk tutarının ise 140.189,50-TL. olduğu, davacı kız …’ın toplam destekten yoksun kalma zararının 22.064,37-TL. olduğu, davacı kıza 18/01/2016 tarihinde ödenen 3.766,00-TL. tazminatın güncel değerinin 5.787,57-TL. olduğu, bu tutarın toplam tazminattan tenzili ile bu davacının bakiye maddi zararının 16.276,80-TL. olduğu, bakiye poliçe limiti dahilinde davalı sigorta şirketinin sorumluluk tutarının ise 7.172,12-TL. olduğu, SGK tarafından davacılara rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılmadığı, taleple bağlılık ilkesi, hükme esas alınan aktüer bilirkişi ek raporundaki hesaplamalar ve davacının talep artırım dilekçesindeki talepleri dikkate alınarak ve hükmolunan tazminata temerrüt tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davacı … için 89.721,28-TL, davacı … için 4.590,15-TL olmak üzere 94.311,43-TL destekten yoksun kalma (maddi) tazminatının temerrüt tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabı’ndan alınarak davacılara ödenmesine,
2-Alınması gerekli 6.442,41-TL karar ve ilam harcından 357,90-TL peşin harç ve ıslah harcı toplamının mahsubu ile 6.084,51-TL’nin davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.222,25-TL (35,90-TL başvuru harcı, 357,90-TL peşin harç ile ıslah harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 1300,00-TL bilirkişi ücreti, 200,25-TL posta masrafı, 323,00-TL adli tıp faturası) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 17.563,77-TL (12.463,77-TL … için, 5.100,00-TL … için) vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacılar vekilinin e-duruşma sistemi üzerinden yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır