Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/493 E. 2020/391 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/493 Esas
KARAR NO : 2020/391

DAVA : Şirket Müdürünün Azli – Kayyımlık
DAVA TARİHİ : 19/04/2016
KARAR TARİHİ : 10/09/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … San. Ltd. Şti.’nin %35 oranında paya sahip hissedarı olduğunu, şirket 01/02/2016 tarihli genel kurul kararı ile müvekkilinin görev süresi dolmadan müdürlük sıfatına son verilerek davalının 5 yıl süre ile şirket müdürlüğüne atandığını, davalının münferit temsil ve ilzam yetkisini kazanmasından sonra kanuna aykırı kararlar alarak müvekkili ve şirket zararına iş ve işlemler yaptığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalının müdürlükten azline karar verilmesine ve tedbiren dava sonuçlanıncaya kadar şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonrasında 25/04/2016 tarih, 2016/435 Esas, 2016/355 sayılı kararla davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, verilen karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/02/2018 tarih, 2016/8014 Esas, 2018/1246 Karar sayılı kararıyla; “Dava, 6102 sayılı TTK’nin 660/2. maddesine istinaden açılan limited şirket müdürünün haklı sebeplerin varlığı nedeniyle azli istemine ilişkindir. Mahkemece, husumetin müdür dışında ayrıca şirkete de yöneltilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, TTK’nin 630/2 maddesi ve Dairemizin yerleşmiş kararlarında da benimsendiği üzere (11. H.D 25.03.2002 tarih 10398/2664 sayılı kararı), haklı sebeple azil davasında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir. Bu nedenle davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak, davalı davaya cevap vermemiştir.
Dava; 6102 sayılı TTK’nin 630/2. maddesine istinaden açılan limited şirket müdürü davalının dava dışı şirket müdürlüğünden azli ile yerine kayyım atanması istemine ilişkindir.
Davalı şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırlarında (Fatih) olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK’nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.
Uyuşmazlığa uygulanması gereken TTK’nun 630.maddesi;
“Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.
Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Şirket müdürünün yetkilerinin geri alınması ve sınırlandırılmasında; genel kurulun birçok kez kanuna aykırı şekilde toplantıya çağrılması, azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kar payının sürekli azalması, ortaklar arasındaki şiddetli geçimsizlik, şirketin devamlı olarak kar getirmemesi, şirketin amacının gerçekleşmesinde ekonomik ve hukuki imkansızlık, kanun esas sözleşme ve genel kurul kararlarının yerine getirilmemesi veya sürekli şeklinde ihlali, uzun yıllar ciddi bir faaliyetin olmaması gibi hususlar haklı neden olarak kabul edilmektedir.
TTK’nun 614.maddesi; “Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.” hükmünü içermektedir.
Bunun yanında, TTK’nun 630.maddesi gereğince davalı şirket müdürünün yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılması için haklı nedenlerin bulunup bulunmadığının kanıt yükümlülüğü, iddiayı ileri süren davacı ortağa aittir.
Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden davalının, TTK 630/2.maddesi gereğince şirket müdürlüğünden azlini gerektiren nedenlerin bulunup bulunmadığının ve kayyım atanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi kurul raporu alınmasına karar verilerek, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi SMMM … ile Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 16/06/2020 tarihli bilirkişi kurul raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; tarafların dava dışı … San. Ltd. Şti.’nin ortağı oldukları, davalı …’ın ise aynı zamanda şirket yöneticisi olduğu; dava konusu şirket adresinin yeterli nisap sağlanmadan ve haklı bir gerekçe gösterilmeden değiştirildiği ve bu yerde şirketle benzer ticaret unvanı ve marka kullanan ve aynı alanda faaliyet gösteren … A.Ş.’nin, dava konusu şirket ortaklarından davalı …’ın kardeşi …’ın %60 oranında, …’ün babası …’ün ise %40 oranında pay ile kurdurularak faaliyete başlatıldığı, bu durumun diğer ortakların dava konusu şirketin faaliyet konusunu elinden almak için akrabalarına yeni bir şirket kurdurtmuş olduklarını gösterdiği, kurdurulan bu şirketle her ne kadar bir kira sözleşmesi yapılmış ise de, kira sözleşmesinden önce şirketin faaliyetine başlamış olmasının kira sözleşmesinin muvazaalı olduğunu gösterdiği, şirket merkezinin değiştirilmesine ve davacının müdürlük görevinden alınmasına ilişkin kararın mahkemece usulsüz bulunarak iptal edildiği; şirket ticari defter ve kayıtlarına göre, şirketin satışlarının 2015 yılında 7.799.128,45 TL iken 2016 yılında 2.011.007,67 TL’ye ve sonrasında 2017 yılında ise 265.594,00 TL’ye düştüğü, şirketin 2014-2016 döneminde brüt satış, faaliyet ve dönem sonunda zararların oluştuğu, yapılan mali inceleme sonucunda “dava konusu şirketin faaliyetlerinin 31/03/2016 tarihi sonrasında 600 yurtiçi satışlar hesaplarında herhangi bir hareketin bulunmadığı, 2017 yılında ise tek faturanın 30/06/2017 tarihinde iş bu davaya konu olan …’ne kesildiği, diğer bir ifadeyle dava konusu şirketin 31/03/2016 tarihinden sonra faaliyetlerinin sıfırlanmış olduğu” yönünde tespitlerde bulunulduğu, tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davalının dava konusu şirketi basiretsiz yöneterek içini boşalttığı ve gayri faal hale getirdiği, bu bakımdan davalının azli ve şirkete kayyım atanması için gerekli şartların oluştuğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, davalı taraf itirazları yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davacı taraf iddiası, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu, getirtilip-sunulan belgeler ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; tarafların dava dışı … San. Ltd. Şti.’nin ortağı oldukları ve davalının münferit yetkili şirket müdürü olduğu, şirket satışlarının 2015 yılından sonraki dönemlerde düşüş gösterdiği ve 31/03/2016 tarihinden sonra şirket faaliyetlerinin bulunmadığı, bu duruma en önemli etkenin davalı şirket müdürü tarafından yönetilen şirketin merkezinin haklı bir gerekçe olmaksızın değiştirilerek ve bu yerde davalının kardeşi ve diğer ortakları tarafından kurulan, aynı alanda faaliyet gösteren, benzer ticaret unvanı ve marka kullanan şirketin sebep olduğu, başka bir ifadeyle davalı şirket müdürünün dava konusu şirketin faaliyet konusu işlerini elinden almak amacıyla akrabalarına dava dışı anılan şirketi kurdurduğunun anlaşıldığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davalı tarafından yönetilen dava konusu şirketin karlılığının düştüğü ve faaliyetlerinin bulunmadığı, şirket merkezinin bulunduğu yerde davalı şirket müdürünün kardeşi ve diğer ortakları tarafından kurdurulan şirket nedeniyle faaliyet konusu işin dava konusu şirketten alınmak istendiği; dolayısı ile TTK nın 630. maddesinde öngörülen davalı şirket müdürünün azli yönünden haklı nedenlerin oluştuğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne ve karar kesinleşinceye kadar adı geçen şirkette kayyım atanmasına ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalının, dava dışı … Ticaret Sicil Müdürlüğü … sicil nosunda kayıtlı … Sanayi Limited Şirketi’ndeki yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin TTK’nın 630/2.maddesi gereğince kaldırılmasına,
2-Adı geçen şirketin organsız kalmaması için yetkili organlar tarafından yeni bir müdür seçilene kadar yönetim kayyımı olarak SMMM …’ın (T.C.No:…) atanmasına,
3-Kayyımın, münferit imza ile şirket müdürlerinin tüm yetkilerini kullanmak üzere yetkilendirilmesine,
4-Kayyım için aylık 5.000 TL ücret takdirine, görevin başlangıcında kayyıma ödenmek üzere 3 aylık ücretin davacı tarafça peşin olarak dosyaya yatırılmasına, 3 aylık ücretin peşin olarak yatırılmasını müteakip kayyıma görevinin tebliğine ve kayyımın görevinin tebliğiyle başlamasına,
5-Kayyımın göreve başlamasından sonra kararın Ticaret Sicilde tescil ve ilanına, bu işlemlerin masraflarının davacı tarafça karşılanmak suretiyle kayyım tarafından yapılmasına,
6-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcından 29,20-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 25,20-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 212,65 TL tebligat giderlerinin toplamı 2.275,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/09/2020

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.