Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/457 E. 2022/1080 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/457 Esas
KARAR NO :2022/1080

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/05/2018
KARAR TARİHİ:06/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında akdedilen 05/06/2017 tarihli taahhütname ve ibra protokolü kapsamında, davalı taraf müvekkiline taahhütnamenin 1.maddesi uyarınca müvekkili alacaklının taahhütname dışı …’ dan …j ve Yapı İşleri kapsamında 125.000,00 TL alacaklı olduğu ve bu borcun davalı şirket tarafından temlik alındığı hususunda mutabık kaldıklarını, müvekkilinin 05/06/2017 tarihli taahhütname ve ibra protokolü gereğince davalı taahhütname dışı …’ dan temlik alınmış olan 125.000,00 TL borç tutarını tarafına ödenmesi amacıyla … 29. Noterliğinin … yevmiye numarası ve 22/01/2018 tarihli ihbarnamesi ile ödeme yapılması talebinde bulunulmuş ise de davalı firma tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, ihtarname içeriğine de hiçbir itirazda bulunmadığı gibi cevapta verilmediğini, bunun üzerine 05/06/2017 tarihli taahhütname ve ibra protokolü gereğince 125.000,00 TL olan alacağın ödenmemesi sebebiyle taraflarınca …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, iş bu takipte belirtilen ödem emri davalı firmaya 22/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen süresi içerisinde ödeme yapılmadığı gibi davalı firma 28/02/2018 tarihli dilekçesi ile asıl alacağa, faize ve ferilerine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile davalının ileri sürdüğü haksız itirazının iptaline, icra takibinin devamına, davalı aleyhine alacağın %20 ‘ sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya üzerinden icra takibine başladığını, müvekkilinin yasal itiraz süresi içerisinde borca itirazını icra dairesine bildirdiğini ve takibin durduğunu, davacı ile müvekkilinin arasında hiçbir hukuki ve ticari ilişkisi bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirket kayıtları ayrıntılı incelenmiş olup müvekkili ile davacı arasında bir ilişki tespit edilemediğini, müvekkili şirket ticari defterlerinde de davacıya ait bir kayıt bulunmamakta olduğunu, Limited şirketler yönetim ve temsil 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 573-644.maddelerinde düzenlendiğini, ana sözleşmede şirketin temsil ve ilzamı daha basit bir anlatımla şirketi borç altına sokabilecek hukuki tasarruflarda ana sözleşmelerde belirtilebilmekte ve ana sözleşmede belirtilen ortakların hangilerinin imzası ile muteber olacağını yazabilmekte olduğunu, şirket kuruluşun tamamlanması süreci sonunda ortakların alacağı kararlar ışığında imza yetkisinin para miktarı banka kredi işlemlerinde kredi kullanımında veya hesap açma ve kapatmalarda veyahut mal alımlarında ortaklar genel kurul kararlarında kimlerin imzasının yetkili olacağını düzenlenebilmekte olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz açılış davanın reddine, davacı aleyhine dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davacı üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce davacı tarafın tacir kaydının bulunup bulunmadığı hususunda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve davalının defter tutmakla yükümlü olup olmadığı, yükümlü ise hangi usulde defter tuttuğu hususunda vergi dairesine müzekkere yazılmıştır.
Gelen müzekkere cevapları ile ; davacının ticaret işletme kaydı ve vergi mükellefiyet kaydı bulunmadığı şirket ortaklıklarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf bir ticaret şirketinin ortağı olsa da bu durum onun tacir sayılması için yeterli değildir ve davacı taraf gelen yazı cevaplarından anlaşılacağı üzere tacir değildir. (İstanbul BAM 12.HD’nin 16/06/2022 tarihli ve 2022/1523 E-2022/1438 K sayılı ilamı )
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK’nın 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemece re’sen incelenmesi gereken hususlardandır.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre: her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın kanunda sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak kabul edilecektir. Yani bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede açıkça sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalara göre davalı tacir olmakla birlikte davacı yanın tacir olmadığı, uyuşmazlığın borcun üstlenilmesinden kaynaklanan alacak davasına ilişkin olup mutlak ticari davalardan olmadığı mahkememizin uyuşmazlık bakımından görevli olmadığı, görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmış, bu nedenle mahkememizin görevsizliğine Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-)Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Görevli mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-)Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4- )Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır