Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/456 E. 2021/944 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/456 Esas
KARAR NO:2021/944

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:15/05/2018
KARAR TARİHİ:01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/10/2017 tarihinde davalılardan …’ın maliki olduğu ve kaza anında diğer davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın, Akşemsettin Mahallesi, …Caddesi üzerinde ters şeritten ve süratle gelerek müvekkili …’e çarpması sonucu tek taraflı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkilinin feci şekilde yaralandığını ve sonrasında hastaneye kaldırıldığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalılardan sürücü …’ın ters yönden ve süratli bir şekilde gelmesiyle kazanın meydana geldiğini, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketi nezdinde … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu nedenle davalı sigorta şirketinin müvekkilinin uğradığı maddi zararlardan ZMMS kapsamında sorumluluğu bulunduğunu, müvekkilinin sürekli ve geçici işgöremezlik (maddi) zararlarının tazmini için davalı sigorta şirketine 26/04/2018 tarihinde dilekçe ile başvuruda bulunduklarını, buna rağmen davalı sigorta şirketi tarafından başvuruya herhangi bir cevap dahi verilmediğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; dava konusu kaza sebebiyle müvekkilinin uğramış olduğu geçici ve sürekli işgücü kaybı nedeniyle şimdilik 1.000,00-TL. maddi tazminatın kaza tarihi olan 07/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin yaşadığı acıyı bir nebze de olsa hafifletmek için 50.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi hariç olmak üzere diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin ileride elde edeceği haklarının zarara uğramaması için öncelikle … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın trafik kazası sebebiyle uğramış olduğunu iddia ettiği maddi zararlarının tazmini amacıyla açmış olduğu huzurdaki davanın konusunun haksız fiilden kaynaklı olması sebebiyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dosyanın görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur durumlarının tespitinin konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle yapılması gerektiğini, davacının maluliyet oranının ise ATK’dan veya Yüksek Sağlık Kurulu’ndan rapor alınmak suretiyle tespitinin gerektiğini, sonrasında davacının gerçek maddi zararının tespiti bakımından konusunda uzman aktüer bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının avans faizine yönelik talebinin haksız olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle dosyanın görevsizlik kararı verilerek görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, mahkemece esasa girilecek ise davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve …’a dava dilekçesi, tensip zaptı ile ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunmamışlardır. Ancak davalılardan …, 18/10/2018 tarihli ön inceleme duruşmasına bizzat katılarak; kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza sırasındaki şoförünün kendisi olduğunu, davacı yayaya da kendisinin çarptığını beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; … plakalı aracın 07/10/2017 tarihinde davacı yayaya çarpması sonucunda meydana gelen yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan cismani zararlar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; şikayetçi ve şüpheli ifade tutanakları, … plaka sayılı aracın ruhsat fotokopisi, hastane kayıtları, sigorta şirketine yapılan başvuru dilekçesi, kargo şirketi faturası ve tebliği gösterir çıktı, İstanbul CBS’nin 2018/53626 Soruşturma sayılı dosyası, SGK kayıtları, poliçe ve hasar dosyası, sosyal ve ekonomik durum araştırması, olayla ilişkin her türlü delil, bilgi, belge ve evrak, bilirkişi incelemesi, ATK raporları, yemin, tanık beyanı, keşif ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. delil olarak; … numaralı ZMMS poliçesi, davacıya ait başvuru dosyası, Savcılık dosyası, Yargıtay kararları, keşif, bilirkişi incelemesi, kusur ve maluliyet oranlarının tespiti için alınacak raporlar, hastane kayıtları ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalılar … ve … ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili tarafından cevap dilekçesinde görev itirazında bulunulmuş ve görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu ileri sürülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde; bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında ise bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. TTK.’nun 3. maddesine göre; bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. TTK.’nun 1483. ve devamı maddelerinde ise “zorunlu sorumluluk sigortaları” düzenlenmiştir. Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK. kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen ve bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. Huzurdaki davada mahkememiz (Asliye Ticaret Mahkemesi) görevli olduğundan, davalılardan … Sigorta A.Ş. vekilinin göreve yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Şöyle ki; 6102 sayılı TTK.’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkarak görev ilişkisi haline geldiğinden, 6100 sayılı HMK.’nun 1. maddesi gereğince de göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiğinden, öte yandan “sigorta hukuku” 6102 sayılı TTK.’nun 6. kitabında 1401 vd. maddelerinde, Zorunlu Sorumluluk Sigortası ise 1483. vd. maddelerinde düzenlenmiş bulunduğundan, eldeki dava bakımından davalı sigorta şirketi ZMSS (Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) sigortacısı olduğundan ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olduğundan, huzurdaki davanın ticari nitelikte bir dava olduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın mahkememizin görev alanı içinde olduğu gözetilerek, mahkememizce davalılardan … Sigorta A.Ş. vekilinin görev itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına girilmiştir. (Nitekim Yargıtay 17. HD.’nin 15/02/2013 tarihli, 2013/702 Esas ve 2013/1676 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Mahkememizce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/53626 Soruşturma sayılı dosyasının UYAP örneği celbedilmiş, ayrıca … Sigorta A.Ş.’ye müzekkere yazılarak hasar dosyasının gönderilmesi istenmiştir. …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı ceza dosyasının UYAP örneği celbedilerek incelenmiştir. Ayrıca dava konusu kazaya ilişkin tedavi evrakları ilgili hastanelerden celbedilmiştir.
Deliller toplandıktan sonra dava konusu kazadaki kusur durumlarının tespiti bakımından dosya ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir. İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 10/02/2020 tarihli kusur raporunda özetle; olayda … plakalı aracın sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahalline geldiğinde, kontrolsüzce sola doğrultu değiştirdiği, bu tavrı ile Atilla Sokak kavşak alanını takiben geçiş yapmakta olan davacı yayayı farkedemeyip tedbirsizce çarpması ile sebebiyet verdiği kazada asli kusurlu olduğu, davacı yaya kavşak başından kavşak alanını takiben karşıdan karşıya geçmekte iken sol taraftan kontrolsüzce doğrultu değiştirerek üzerine gelen vasıtaya karşı önlem alabilmesinin mevcut olay koşullarında mümkün görülmeyip otomobilin sadmesine maruz kalarak karıştığı kazada kusursuz olduğu, sonuç olarak; davalı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’in ise kusursuz olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dosyaya celbedilen İstanbul CBS’nin 2018/53626 Soruşturma sayılı dosyasında aldırılan 09/07/2018 tarihli kusur raporunda; davacı …’in kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu, davalılardan …’ın ise 1. derecede ve tam kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Aynı şekilde davalılardan sürücü …’ın sanık olarak yargılandığı …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı ceza dosyasında mahallinde keşif yapılmak suretiyle alınan kusur bilirkişi raporunda; sanık …’ın asli derecede kusurlu olduğu, mağdur yaya …’in ise kusursuz olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir. …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10/10/2019 tarihli, … E. ve … K. sayılı kararında ise; sanık …’ın davacı …’e karşı taksirle yaralama suçunu işlediği sabit görülerek, TCK.’nun 89/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen maluliyet ön raporu sonrasında davacı vekilinin de talebi dikkate alınarak mahkememizce … … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi birimine müzekkere yazılarak ATK ön raporda tamamlanması gereken eksiklikler tamamlanması sağlanmıştır. Sonrasında dosya yeniden ATK 2. İhtisas Kurulu’na gönderilmiş ve davacının muayenesi de yapılarak maluliyet raporu tanzim edilmesi istenmiştir.
Yapılan muayene sonrasında ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 28/02/2020 tarihli – 3663 karar sayılı maluliyet raporunda özetle; dava konusu olay tarihinden önce davacının sol kalçasında protez ve sağ kalçasında artroz tanımlandığı, ancak idare ettiğinin bildirildiği cihetle, mevcut tıbbi belgelere göre; davacı …’in 07/10/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup-1 olarak kabul olunarak; Gr1 XII (6a…….25)A %29, E cetveline göre %37.0 (yüzdeotuzyedinoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin ise kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yargılama sırasında mahkememizce SGK’ya müzekkere yazılarak; 07/10/2017 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle kurumlarınca davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı (gelir bağlanıp bağlanmadığı) sorulmuş, SGK tarafından müzekkereye verilen cevapta; davacı …’e anılan kaza nedeniyle rücuya tabi herhangi bir gelir/aylık bağlanmadığı bildirilmiştir.
Maluliyet raporu alındıktan sonra dosya aktüer hesabı yapılmak üzere aktüer bilirkişi …’a tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememize sunulan 28/07/2020 tarihli raporda özetle; 07/10/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı olarak davacı …’in talep edebileceği hakedilmiş geçici işgöremezlik tazminatı tutarının 12.686,82-TL., hak edilmiş işlemiş dönem tutarının 16.842,25-TL., hak edilmiş pasif dönem tutarının 61.172,19-TL. olduğu, buna göre davacının talep edebileceği toplam maddi tazminat tutarının 90.701,26-TL. olduğu, olay tarihinde geçerli KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminat limitinin 330.000,00-TL. olduğu ve hesaplanan tazminat miktarının poliçe limiti içerisinde kaldığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 04/08/2020 tarihli dilekçe ile 28/07/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda talep artırımında bulunulmuştur. Davacı vekili, talep artırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 1.000,00-TL. olarak talep ettikleri maddi tazminat (geçici ve sürekli iş göremezlik) miktarını 89.701,26-TL. daha artırarak 90.701,26-TL.’ye yükseltmiş, yatırılması gereken tamamlama harcını da bu miktar üzerinden ikmal etmiştir. Anılan talep artırım dilekçesi dosya davalılarına tebliğ edilmiş, davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili tarafından 12/08/2020 tarihli dilekçesi ile aktüer raporuna itiraz edilerek ıslaha cevap verilmiştir. Aynı şekilde diğer davalılar … ve … vekili tarafından da aktüer raporuna itiraz edilerek, ıslaha cevap verilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine maluliyet raporu düzenlenmek üzere dosya yeniden ATK.’ya gönderilmiş, ATK. 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 23/10/2020 tarihli – 13489 karar nolu maluliyet raporunda ise; mevcut tıbbi belgelere göre; Celal oğlu, 1947 doğumlu …’in 07/10/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 30/03/2013 tarihli, 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak Kas İskelet Sistemi, Alt ekstremite, Tablo 3.8a ve b’ye göre %5 + %5, tablo 3.2’ye göre; tüm vücut engellilik oranının %5 (yüzdebeş) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin ise kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
23/10/2020 tarihli ATK maluliyet raporunun dosyaya sunulmasından sonra dosya tekrar aktüer hesabı yapılmak ve ek rapor düzenlemek üzere yeniden aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, aktüen bilirkişi … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan ve alternatifli hesap içeren 23/09/2021 tarihli ek raporda ise; 07/10/2017 tarihinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazasında davacı …’e ilişkin tazminat tutarının mahkemece; %37 maluliyet oranına göre takdir edilecekse (hak edilmiş geçici iş göremezlik tutarı: 12.686,82-TL., hak edilmiş işlenmiş dönem tutarı: 29.275,29-TL., hak edilmiş aktif dönem tutarı: 0,00-TL., hak edilmiş pasif dönem tutarı: 98.567,47-TL. olmak üzere toplam 140.529,59-TL. olduğu, %5 maluliyet oranına göre takdir edilecekse (hak edilmiş geçici iş göremezlik tutarı: 12.686,82-TL., hak edilmiş işlenmiş dönem tutarı: 3.956,12-TL., hak edilmiş aktif dönem tutarı: 0,00-TL., hak edilmiş pasif dönem tutarı: 13.319,93-TL. olmak üzere toplam 29.962,87-TL. olduğu, olay tarihinde geçerli KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminat limitinin 330.000,00-TL. olduğu ve hesaplanan tazminat miktarının poliçe limiti içerisinde kaldığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekili 15/10/2021 tarihli dilekçe ile daha önceden dosyaya talep artırım dilekçesi sunmasına ve tamamlama harcını ikmal etmesine rağmen, 2. kez talep artırım dilekçesi sunarak bu defa toplamda 29.962,87-TL. maddi tazminat (geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı) talep etmiş, bu miktar için ise yeniden harç ikmal etmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 E. – 2019/40 K. sayılı iptal kararı sonrasında cismani zararlara ilişkin dava dosyalarında ATK.’dan alınacak maluliyet raporlarının hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiği konusunda yaşanan görüş farklılıkları ve aksamalar nedeniyle mahkememizce dosyada alınan 28/02/2020 tarihli maluliyet raporunun 07/10/2017 kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre değil de Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiği, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin güncel kararlarına göre davaya konu 07/10/2017 kaza tarihi itibariyle geçerli yönetmeliğin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik olduğu ve bu yönetmelik hükümlerine göre tanzim edilmiş olan ATK. 2. İhtisas Kurulu’nun 23/10/2020 tarihli – 13489 karar nolu maluliyet raporundaki maluliyet oranının (%5) esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla mahkememizce 23/10/2020 tarihli maluliyet raporuna göre yapılan aktüer ek hesabı dikkate alınarak nihai değerlendirme yapılmıştır.
Davacı vekili tarafından dosyada sonradan alınan aktüer bilirkişi ek raporu doğrultusunda 15/10/2021 tarihli dilekçe ile sehven (daha önce 04/08/2020 tarihli dilekçe ile talep artırımı yapılmasına karşın) 2. (ikinci) kez talep artırımı yapılmış ise de, bir davada birden fazla talep artırımı yapılamayacağından, davacının 2. talep artırım dilekçesi mahkememizce dikkate alınmamıştır.
A- MADDİ TAZMİNAT BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME:
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. 2918 sayılı KTK.’nun 85. maddesine göre ise motorlu bir araç işleteninin sorumluluğu, kusura dayanmayan bir tehlike sorumluluğudur. Araç işleten ise; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi olarak tanımlanmıştır. Motorlu bir aracın işletilmesi, cismani bir zarara ya da bir şeyin hasara uğramasına sebep olursa işleten kusursuz dahi olsa sorumlu olacaktır. İşletenin bu sorumluluğu, ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk, başka bir deyimle tehlike sorumluluğu halidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK’nun) 91. maddesi ile araç işletenlere uygulamada “zorunlu trafik sigortası” olarak da adlandırılan “mali sorumluluk sigortası” yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. KTK.’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 nci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davalılardan …, dava konusu kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın maliki (işleteni), diğer davalı … ise sürücüsüdür. Davalılardan … Sigorta A.Ş. ise kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın ZMMS (Zorunlu Mali Mesuliyet) sigortacısıdır.
Kaza tarihi olan 07/10/2017 itibariyle davalılardan … adına trafikte tescili bulunan ve kaza tarihini de kapsayacak şekilde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS (Trafik Sigortası) poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın sigorta poliçe teminat limitinin 330.000,00-TL. olduğu görülmüştür.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında yaralanma hallerinde tedavi dışında, bu kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda bundan kaynaklanan zararları ve ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar, ziyan ve masrafları, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların da poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Sürekli iş göremezlik zararı, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sonucunda fiziksel, psikolojik, duygusal ya da entelektüel potansiyelin azalmasından kaynaklanan bir zarardır. Yüksek Yargıtay kararlarında sürekli iş göremezlik zararına “güç kaybı veya efor kaybı zararı da denilmektedir. Bir başka ifade ile sürekli iş göremezlik zararı; beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de yaşıtlarına ve kendisi ile aynı işi yapanlara göre (malul kaldığı oranda) daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa dahi (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Geçici işgöremezlik zararı, motorlu aracın işletilmesi sırasında kişinin yaralanması sonucu yapılan, tedavinin gerektirdiği bir zarar kalemidir. Geçici işgöremezlik kısaca; kaza geçiren bir kişinin kalıcı olarak sakatlık durumunu değil, kazadan sonra bir süre tedavi görmesini, iyileşinceye kadar çalışamamasını ve bu yüzden iş ve kazanç kaybına uğramış olmasını ifade etmektedir.
Trafik kazası sonucunda yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve kişi iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık dönemine ilişkin olan geçici işgöremezlik tazminatı; 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamındaki bedeni zararlardandır. 2918 sayılı KTK’nun 98/1. maddesinde belirtilen “tedavinin gerektirdiği diğer giderler” kapsamındadır.
Geçici iş göremezlik tazminatı, tedavinin gerektirdiği bir gider olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamındadır. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının dışında kalan hususların düzenlendiği KTK.’nun 92. maddesinde “geçici işgöremezlik ödeneği” sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup; bu durum karşısında geçici işgöremezlik ödeneğinin de poliçe limiti ile sınırlı kalmak üzere poliçe kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 10. HD.’nin 14/10/2010 tarih, 2009/5281 E.ve 2010/13730 K. sayılı ilamı)
Öte yandan davalılar tarafından davacı (yaya) …’in kaza sırasında alkollü olduğu iddia edilerek müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirtmiş, davalı yanın bu savunması dikkate alınarak mahkememizce hesaplanan tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı ile ilgili de değerlendirme yapılmıştır. Şöyle ki; zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur; 6098 sayılı TBK.’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmalıdır.
Somut olayda, dava konusu trafik kazası sonucunda yaralanan davacı … yaya konumunda bulunduğu açıktır. Gerek Savcılık soruşturması aşamasında, gerekse ceza davası dosyasında alınan kusur raporlarıyla da uyumlu olan ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin eldeki dosyada düzenlediği kusur raporunda; davacı yayanın kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığı (kusursuz olduğu) açık ve net olarak belirlenmiştir. Davacının müterafik kusuru olduğuna veya bu nedenle zararının arttığına dair dosyada somut bir delil de yoktur. Davalılarca bu hususu da ispat edilememiştir. Bu nedenle mahkememizce tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı ceza dosyası, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin düzenlediği 10/02/2020 tarihli kusur raporu, ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 23/10/2020 tarihli – 13489 karar nolu maluliyet raporu, dosyada alınan aktüer bilirkişi kök ve ek raporu ile toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; 07/10/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’in ise kusursuz olduğu, … plakalı aracın kaza tarihini de kapsayacak şekilde ZMSS poliçesi ile davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğu, davalı sigorta şirketinin … plakalı aracın ZMSS sigortacısı olarak davacıda meydana gelen yaralanmadan ve oluşan zararlardan dolayı poliçe teminat limiti (330.000,00-TL.) ile sorumlu olduğu, diğer davalıların ise gerek araç sürücüsü gerekse araç işleteni sıfatıyla davacıda meydana gelen yaralanmadan ve oluşan zarardan sorumlu oldukları, dava konusu kaza nedeniyle yaralanmasının davacı …’de %5 oranında meslekte kazanma gücü kaybı yarattığı, davacının iyileşme süresinin ise kaza tarihi olan 07/10/2017 tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olduğu, hükme esas alınan aktüer bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamaya göre davacının 07/10/2017 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanmasından kaynaklı olarak davalılardan talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 17.276,05-TL., geçici iş göremezlik tazminatının ise 12.686,82-TL. olduğu, sonuç olarak davacının davalılardan maddi tazminat olarak toplam 29.962,87-TL. talep edebileceği, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddinin gerektiği, 29.962,87-TL.’nin davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu poliçe teminat limiti içerisinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin 09/05/2018 olduğu, diğer davalılar yönünden ise temerrüt tarihinin kaza tarihi (07/10/2017) olduğu, kazaya karışan … plakalı araç hususi nitelikte bir araç olduğundan, hükmolunan maddi tazminata yerleşik Yargıtay kararları gereğince avans faizi değil yasal faiz yürütülmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
B- MANEVİ TAZMİNAT BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1 maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”
Anılan maddeye göre hakim, manevi tazminata hükmederken, olayın özelliklerini göz önünde tutmalı ve ona göre zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vermelidir. Hakim, özel halleri göz önünde tutmalı ve manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği miktar adalete de uygun olmalıdır. Manevi tazminatın tarafların ekonomik durumları da nazara alınarak tazminat ödeme yükümlüsü olan tarafın fakirleşmesi, lehine tazminata hükmedilen tarafın ise zenginleşmesi sonucunu doğurmayacak hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmektedir.
Manevi tazminat miktarı belirlenirken olayın özelliği, tarafların kusur durumu, kusurun ağırlığı, gibi hususlar da dikkate alınmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirmelidir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması gibi bir amacı da yoktur. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Mahkememizce yargılama sırasında tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılması için ilgili kolluk birimlerine gerekli müzekkereler yazılmış ve cevapları dosyaya anılmıştır.
Somut olayda; davacı …, 07/10/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanmış, kaza nedeniyle %5 oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğramıştır. ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 10/02/2020 tarihli kusur raporuna göre davacının kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru yoktur. Davalılardan … plakalı araç sürücüsü … ise %100 oranında kusurlu bulunmuştur. Sürücü …’ın mahkum olduğu …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı ceza dosyasında alınan kusur raporunda da aynı yönde değerlendirme yapılmıştır.
Tarafların dosyada tespit edilen mali ve sosyal durumları, olayın niteliği, davacı ile davalı sürücünün kusur durumları, paranın satın alma gücü, davacının kaza sonucu duyduğu acı ve ıstırap, hak ve nesafet kuralları hep birlikte dikkate alındığında; mahkememizce davacı yaya … için takdir olunan 30.000,00-TL. manevi tazminat miktarının yeterli ve adil olduğu, bu miktarın davacıyı zenginleştirmeye ve davalıları ise fakirleştirmeye yol açmayacağı, manevi tazminatın ticari niteliği bulunmadığından kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılarak, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdir edilen 30.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin ise reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 12.686,82-TL geçici iş göremezlik, 17.276,05-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 29.962,87-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 09/05/2018 tarihinden, diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 07/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
3) Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 2.046,76-TL karar ve ilam harcından, 580,20-TL peşin harç + ıslah harcının mahsubu ile kalan 1.466,56-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
4) Davacı tarafından yatırılan 580,20-TL peşin harç ve ıslah harcının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5) Davacı maddi tazminat davasında vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6) Davalılar maddi tazminat davasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
7)Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 2.049,30-TL karar ve ilam harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
8-Davacı manevi tazminat davasında vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar … ve … manevi tazminat davasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar … ve …’a verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 4.800,16-TL (35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti, 630,06-TL tebligat posta, 2.829,00-TL adli tıp faturası) yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.585,72-TL’sinin tüm davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
11-Davalı … tarafından yapılan 78,50-TL’nin (tebligat, posta, vekalet harcı) kabul ve red oranına göre 52,57-TL’sinin davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan gider avansının geriye kalanın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin ise e-duruşma sistemi üzerinden yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır