Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/426 E. 2021/672 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/426 Esas
KARAR NO:2021/672

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :14/05/2018
KARAR TARİHİ:22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın grup şirketleri ile birlikte …, …, …, … markalarının bayiliğini, 2. el her marka ve model aracın da alım ve satımını yapan Türkiye’nin önde gelen şirketleri arasında olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki sebebiyle davalı şirketin müvekkilinden faturalara konu malları teslim aldığını, müvekkili tarafından davalı karşı yana faturaya dayalı olarak hizmet verildiği halde davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalıya yapılan tüm ihtarlara rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine 12.000,67-TL.’nin davalıdan tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe ve borca haksız olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalı yanın amacının kötü niyetli olarak takibi durdurarak zaman kazanmaya çalışmak olduğunu belirterek; davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetle itiraz borca eden davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat alanında faaliyet gösteren saygın bir şirket olduğunu, … … gibi Büyük projelerde yer aldığını, davacı tarafla müvekkili şirket arasında ticari ilişki nedeniyle alışverişler olduğunu, davacı şirket tarafından yapılan hizmetler karşılığında müvekkili adına kesilen fatura tutarlarının davacıya ödendiğini, davacı tarafça başlatılan icra takibinin tamamen haksız olduğunu ve müvekkili şirketin ticari itibarını zedelediğini, bu nedenle icra takibine haklı olarak itiraz edildiğini belirterek; davanın reddine, müvekkili şirket aleyhine kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davacı aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında mevcut ticari ilişkiden kaynaklı olarak düzenlenen fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsiline yönelik olarak davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, taraf ticari defter ve kayıtları, faturalar, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, taraf ticari defter ve kayıtları, taraflar arasındaki yazışmalar, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık beyanı ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 28/02/2018 tarihinde 12.000,67-TL. asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebi olarak 1 (bir) adet faturanın gösterildiği, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 05/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça yasal süresi içerisinde vekili aracılığıyla 12/04/2018 tarihli dilekçe ile takibin tamamına, borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, sonrasında ise davacı şirket vekili tarafından 14/05/2018 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası da celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. Bu dosyanın incelenmesinde ise; tarafların aynı olduğu, davacı şirket tarafından davalı aleyhine 207.000,57-TL. asıl alacak üzerinden 19/04/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, borcun sebebi olarak cari hesabın gösterildiği, ödeme emrinin davalıya 26/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 26/04/2017 tarihinde borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargılama devam ederken davalı … …İnş. Ltd. Şti. vekili mahkememize sunduğu 11/04/2019 tarihli dilekçesinde; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini, verilen iflas kararı nedeniyle ilgili yasal düzenlemeler gereğince vekillik görevlerinin iflasın açıldığı 08/04/2019 tarihi saat: 14:55 itibariyle sona ermişdiğini, bundan sonraki tüm süreçlerin ilgili iflas idaresi tarafından yürütüleceğini, bu nedenle gerekli yazışmaların …. İflas Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nezdinde iflas idaresi ile yapılmasını, ayrıca iflasına karar verilen müvekkili şirket hakkında açılan tüm davaların İİK.’nun 194. maddesi gereği durdurulmasının gerektiğini belirterek mahkemece bu yönde karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekilinin bu beyanı üzerine mahkememizce …. İflas Dairesi’ne müzekkere yazılmış, müzekkereye verilen cevapta özetle; davalı … …İnşaat Ltd. Şti.’nin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında 08/04/2019 tarihinde iflasın açılmasına karar verildiği, 1. alacaklılar toplantısının henüz yapılmadığı ve iflas idare memurlarının da henüz atanmadığı bildirilmiştir. Sonrasında 01/10/2019 tarihli duruşmada …. İflas Dairesi’ne yeniden müzekkere yazılarak iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği sorulmuş, ayrıca dosyada iflas idare memuru atanmış ise isim, T.C. Kimlik numarası ve adresinin gönderilmesi istenmiştir.
…. İflas Müdürlüğü tarafından … İflas sayılı dosyada mahkememizce yazılan müzekkereye cevap verilmiş, cevapta müflis şirket hakkındaki iflas tasfiye işlemlerinin İİK.’nun 218. maddesine göre basit usulde yapılacağı, bu nedenle dosyada iflas idare memurunun görev yapmadığı, tasfiye şeklinin basit usül olması nedeniyle alacaklılar toplantısının da yapılmayacağı ve iflas kararının henüz kesinleşmediği, ayrıca iflas masasını temsilen Av. …’ın görevlendirildiği bildirilmiştir. Bu aşamadan sonra dosya davalıya yapılması gereken tüm tebligatlar masa vekiline yapılmıştır.
Davacı vekili 19/02/2020 tarihli duruşmada huzurdaki davanın itirazın iptali davası olduğunu, ancak davalı şirket iflas ettiğini, bu nedenle eğer dava konusu yaptıkları alacak iflas masasına kaydedilmemiş ise ticari defterler üzerine bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak alacaklarının tespit edilerek mevcut davaya kayıt kabul davası olarak devam edilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. İflas Müdürlüğü’ne tekrar müzekkere yazılarak, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına ve davaya konu 12.000,67-TL. tutarındaki alacağın iflas masasına kaydedilip kaydedilmediği sorulmuş, müzekkereye verilen cevapta; dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu 12.000,67-TL. alacağın sıra cetveline kaydının yapıldığı bildirilmiştir.
Davalı şirket vekili Av. …, 26/11/2020 tarihinde UYAP üzerinden mahkememize gönderdiği dilekçesinde; davalı müvekkili şirket hakkında …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 08/04/2019 tarih, …. sayılı iflasın açılması kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 02/06/2020 tarihli, 2019/2429 E. ve 2020/944 K. sayılı kararı ile kaldırıldığını bildirerek dosyadaki vekil kaydının silinmesini, bundan sonra yapılacak tebligatların kendisine gönderilmemesini istemiştir.
Davacı vekili ise 02/12/2020 tarihli duruşmada; davalı şirketin iflas kararının BAM tarafından kaldırıldığını, dolayısıyla müvekkili davacı şirketin alacağının tespiti bakımından ticari defterler üzerinde inceleme yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin yerleşim yerinin … Cad. No:62 …/… olduğunu belirterek yetkili talimat mahkemesine talimat yazılmasını talep etmiştir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlüğü davacı (alacaklı) tarafa ait olduğundan bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmıştır.
Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden ve davalı şirket hakkındaki iflas kararı kaldırılmış olmakla artık eldeki davaya itirazın iptali davası olarak devam edilmesi gerektiğinden, mahkememizce 02/12/2020 tarihli duruşmada verilen 1 nolu ara karar ile davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması için … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verilmiş ve dosya rapor alınmak üzere talimat mahkemesine gönderilmiştir.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasından aldırılan 19/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 207.000,57-TL. üzerinden takip başlatıldığı, takibe konu borcun bir kısmının çekle ödendiği, kalan kısım için …. İcra Dairesi’nin … Esas dosyası ile takip başlatıldığı, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu, mahkemece verilen yerinde inceleme yetkisi ile davacı şirketin defterlerinin bulunduğu … Mah. … Cad. No:62 … adresindeki şirket merkezine gidildiği, davacı şirketin 2016 ve 2017 yıllarında e-defter tutulduğu, 2016 ve 2017 yılı e-defter’in kayıtlının olduğu siteden konu ile ilgili defter kayıtlarının alındığını, davacı tarafın yasal defterlerinde davalı adına tanzim edilen faturalar ile yapılan tahsilatların takip edildiği cari hesapların dökümünün raporda yer aldığı, …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 207.000,57-TL.’nin davalı … … Taş. Tic. Ltd. Şti.’nin 19/04/2017 takip tarihi itibariyle 207.000,67-TL. borcu bulunduğu, bu borcun 13/10/2017 tarihinde 195.000,00-TL.’sinin çek ile ödendiğinin tespit edildiği kalan borcun 12.000,67-TL. olduğunun görüldüğünü, bunun için …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davacı tarafından davalı aleyhine takip başlatıldığını, sonuç olarak davacı tarafın 2016 ve 2017 yılına ait ticari defterlerinin (e-defterlerinin) incelenmesinde tarafların ticari ilişkisinin olduğu, defterlerin standartlara uygun olarak tutulduğu, davacı şirketin davalı şirketten 12.000,67- TL alacaklı olduğunun tespit edildiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Talimat dosyasından aldırılan bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuş, davalı tarafından ise rapora karşı herhangi bir beyan ve itiraz dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkememizce … Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davalı şirkete ait BA ve BS formları nın gönderilmesi istenmiş, … Vergi Dairesi tarafından verilen 20/04/2021 tarihli cevabi yazı ile ekinde davalı şirkete ait BA ve BS formları gönderilmiştir.
01/05/2021 tarihli ara kararla iddia, savunma, toplanan deliller, davalı tarafın ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları ile talimatla aldırılan bilirkişi raporu da incelenmek suretiyle birleştirme raporu alınmak üzere dosyanın SMMM bilirkişiye verilmesine karar verilmiştir. Aynı ara kararla davalı tarafa inceleme günü ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi, eğer inceleme günü ve saatinde hazır edemeyecek ise en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmesi için inceleme gününe kadar kesin süre verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Davalı şirkete bu konuda usulüne uygun olarak ihtaratlı tebligat yapılmasına karşın davalı tarafa ticari defter ve belgelerini incelenme günü olan 28/05/2021 tarihinde dosya rapor düzenlemek üzere bilirkişiye teslim edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
SMMM bilirkişi …tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 23/06/2021 tarihli raporda özetle; davalı şirketin 28/05/2021 günü saat 14:15’te … duruşma salonunda yapılan incelemeye katılmadığı, yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı, davalı şirkete ait BA formlarının incelenmesinde; davacı şirketten 2016 yılında KDV hariç 348.90600-TL., 2017 yılında 52.512,00-TL. tutarlı faturalı emtia alımı yaptığı, sonuç olarak davalı yanın davacı yana icra takip tarihi itibariyle 12.000,67-TL borçlu olduğu, ayrıca talimat mahkemesinden aldırılan 19/01/2021 tarihli inceleme raporunun sonuç bölümünde de davacı … San. ve Tic. A.Ş.’nin davalı … İnş. Tah. Hafriyat Taş. Tic. Ltd. Şti.’nden takip tarihi itibariyle 12.000,67-TL. alacaklı olduğunun tespit edildiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 07/07/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuş, rapor davalı tarafa 26/06/2021 tarihinde tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan talimat bilirkişi raporu ile sonradan alınan birleştirme raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporların toplanan delillere, … Vergi Dairesi’nden gelen BA-BS formlarına, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; BA ve BS formları, ticarî defter kavramı içerisine girmektedir. Mahkememizce … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celbedilen davalı firmaya ait BA formları incelenmiş, gelen BA formlarına göre davalının dava ve takip konusu faturaları kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, davacı tarafın ticari defterleri ile dayanağı yardımcı defterlerin birbirini teyit ettiği görülmüş, sonuç olarak mahkememizce davalının davacı şirketten fatura konusu malları eksiksiz olarak aldığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamının, davalı firmaya ait BA formlarının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı adına faturalar düzenlediği, düzenlenen faturaların davacı şirketin resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen davalı firmaya ait BA formlarında takip konusu faturaların davalı tarafça kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan edildiği, böylece taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için ticari defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacı şirketin usulüne uygun şekilde tuttuğu ticari defterlerinin sahibi lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 12.000,67-TL. alacağı bulunduğu, buna göre davalının 12.000,67-TL. asıl alacak miktarına yönelik itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği, her iki taraf da tacir olduklarından, ancak davacı alacaklı tarafça takip talebinde yıllık %9,75 oranında avans faizi talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gözetilerek asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranını geçmemek üzere avans faizi yürütülmesinin uygun olacağı, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacakları da likit ve önceden belirlenebilir olduğundan, ayrıca davalının itirazları da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin davacı isteminin ise reddine ilişkin olarak aşağı gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 12.000,67-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %9,75 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 2.400,13-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 819,76-TL karar ve ilam harcından 204,95-TL. peşin yatırılan harcın mahsubu ile kalan 614,81-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.131,10-TL. (204,95-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti, 185,05-TL tebligat, posta) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır