Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/421 E. 2021/816 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/421 Esas
KARAR NO:2021/816

DAVA:Tazminat Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:10/05/2018
KARAR TARİHİ:03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/08/2017 günü, davacının eşi yaya …’e …’dan … istikametine doğru seyir halinde olan, ancak markası, rengi ve plakası belirlenemeyen bir aracın çarpıp kaçması sonucunda ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, anılan kaza neticesinde yaya konumundaki …’in vefat ettiğini, kaza tespit tutanağında da belirtildiği üzere aracın ilk etapta kaçmış olduğunu ve plakasının belirlenemediğini, daha sonra ise ilgili makamlarca yapılan araştırma sonucunda müteveffa yayaya çarpıp kaçan aracın kaza esnasındaki sürücüsünün dava dışı …, maliki … olan … plakalı araç olduğunun tespit edildiğini, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMSS (Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta) poliçesinin bulunmadığını, bu nedenle davalı … Hesabı’nın kaza tarihinde geçerli sorumluluk limitleri dahilinde oluşan maddi zarardan sorumlu olduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; destekten yoksun kalması nedeniyle kazada ölen …’in eşi müvekkili davacı … için şimdilik kaydıyla 100,00-TL. maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … Hesabı’ndan tahsiline, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Hesabı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı kanunun 5. maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı kanunun 97. maddesine göre zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna tüm gerekli belgeleri sunmak suretiyle yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, somut olayda davacı tarafça destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olarak müvekkili kuruma başvuruda bulunulduğunu, başvuru üzerine müvekkili kurum tarafından hasar dosyası oluşturulduğunu, ancak müvekkili kurum tarafından sorumluluğun yerine getirilebilmesi bakımından gerekli olan evrakların davacı tarafça gönderilmesinin talep edildiğini, buna karşın davacı tarafça müvekkili kuruma geri dönüş sağlanmaksızın haksız olarak huzurdaki davanın açıldığını, işbu sebeple müvekkili kuruma geçerli bir başvuru yapılmaksızın huzurdaki dava ikame edilmiş olduğundan, dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davaya konu kazaya ilişkin olarak kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce yapılması gerektiğini, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman aktüer bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğini, ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya halen ödenen rücuya tabi bir tazminat var ise bunun tespit edilerek müvekkili kurumca ödenecek tazminattan mahsup edilmesinin gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle usul açısından dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın reddine, davanın araç sürücüsü ve işletenine ihbar edilmesine, esasa ilişkin olarak ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 06/08/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış destekten yoksun kalma (maddi tazminat) istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; kazada vefat eden …’in eşi olan davacının, davalı … Hesabı’ndan talep edebileceği destek tazminatı olup olmadığı, varsa tazminatın miktarı, kazadaki kusur oranları, tazminatın hesaplanma şekli ile faizin başlangıç tarihi ve faiz türüne ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; trafik kazası tespit tutanağı, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası, aile ve nüfus kayıt örneği, kusur ve hesaba ilişkin bilirkişi incelemesi, tanık beyanı ve ikamesi mümkün her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; müvekkili kurum nezdinde açılan … sayılı hasar dosyası, ilgili kurumlardan gelecek cevabi yazılar, Trafik Sigortası Genel Şartları ve ilgili mevzuat, bilirkişi incelemeleri ile ibrazı kabil her türlü kanuni delile dayanmıştır.
Mahkememizce … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyasının bir sureti dosyaya kazandırılmış, dosyanın incelenmesinde; anılan dosyada alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 18/06/2019 tarihli kusur raporunda davacının eşi müteveffa …’in meydana gelen kazada yaya konumunda olduğu ve herhangi bir kusurunun olmadığı tespit edilmiş olmakla mahkememizce kazanın oluşumunda müteveffa …’in kusuru olmadığına kanaat getirilerek, 17/09/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar ile dosya tazminat hesabı yapılmak üzere aktüer bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenerek 25/10/2019 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; dosya kapsamına ve Olay Yeri Tutanağı’na göre dava konusu trafik kazasının 06/08/2017 tarihinde sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … İli … İlçesi yönünde seyir halindeyken bankete girmesi ve aracın sol ön kısımları ile banket üzerinde yürüyen müteveffa yaya …’e çarpması sonucunda ölümlü trafik kazasının meydana geldiğinin tespit edildiği, dosyada bulunan 18/06/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre sürücü (sanık) …’nun idaresindeki araç ile gece vakti aydınlatmanın bulunmadığı meskun dışı mahalde seyrini far ışığı altında sürdürmesi, yola gereken dikkati ve özeni göstermesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip, nizamlara aykırı bir şekilde banket üzerinde seyir etmiş ve tedbirsiz bir vaziyette banket üzerinde bulunan yayaya çarpmış olup meydana gelen kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’in ise banket üzerinde bulunduğu esnada sanık sürücü idaresindeki aracın sadmesine maruz kaldığı olayda atfı kabil kusurunun olmadığı yani kusursuz olduğunun anlaşıldığı, 01/01/1950 doğumlu olan müteveffa …’in olay tarihi itibariyle (67) yaşında, hesaplama tarihi (23/10/2019) itibariyle 69 yaşında olduğu, dosya içerisinde müteveffa …’e ait gelir durumunu gösteren herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, … Hesabı’nın sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle sakatlık hallerinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat limiti ile sınırlı olduğu ve 06/08/2017 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin vefat ve maluliyet halinde teminat limitinin kişi başına 330.000,00-TL. ile sınırlı olduğu, sonuç olarak; meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı eş …’in talep edebileceği toplam tazminat miktarının 111.768,13-TL. olduğu, poliçe limitinin 330.000,00-TL. olması nedeniyle davacının davalı … Hesabı’ndan talep edebileceği toplam tazminat bedelinin poliçe limiti dahilinde kaldığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekili 24/10/2019 tarihinde mahkememizce sunduğu dilekçesinde; davanın sulhen sonuçlandırılması için davacı … Hesabı ile sulh görüşmeleri yaptıklarını, ancak davalı … Hesabı’nın kendilerine 636,00-TL. gibi düşük bir rakam teklif ettiğini belirtmiş, dilekçe ekinde ise bir kısım belgeler sunmuştur. Davalı … Hesabı tarafından davacı vekili Av. …’e hitaben gönderilen 02 Ekim 2019 tarihli 2019/38077 sayılı yazıda; … ile ilgili olarak Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası kapsamındaki tazminat talebi üzerine davacıya ödeyecekleri tazminatın 636,00-TL. olduğunu belirterek, ödemenin yapılabilmesi için ekte istenilen belgelerin eksiksiz olarak tamamlanıp kendilerine posta yoluyla ulaştırılmasını istemiştir. Ekli belgelerden; davalı … Hesabı’nın düzenlediği … sayılı hasar dosyasının davacının eşi …’in 06/08/2017 tarihinde sigortasız aracın çarpması sonucu vefatı nedeniyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Aktüer bilirkişi raporu her iki taraf vekiline 02/11/2019 tarihinde e-tebligat ile usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı … Hesabı vekili tarafından 30/10/2019 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilerek dosyanın öncelikle kusur raporu alınmak üzere ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi talep edilmiştir. Sonrasında mahkememizce 22/01/2020 tarihli duruşmada dosyanın kusur raporu düzenlenmek üzere Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 26/11/2020 tarihli kusur raporunda özetle; sürücü …’nun idaresindeki taşıt ile seyir halindeyken yola gereken düzeyde dikkatini vermediği, seyrini far ışığı altındaki görüş mesafesini kontrol altında tutarak kaplama içinde kalacak şekilde sürdürmeye yeterli özeni göstermediği, olay yerine geldiğinde gayrinizami biçimde yolun banket kısmına girdiği ve bu bölümde yürümekte olan yayaya önlemsizce çarptığı olayda asli derecede kusurlu olduğu, müteveffa …’in ise yolcusu olduğu minibüsün olay yerinde durması akabinde araçtan inmiş olduktan sonra yolun banket kısmında bulunduğu/yürüdüğü sırada meydana gelen kazada atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı belirtilerek ve sonuç olarak; sürücü …’nun %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, müteveffa yaya …’in ise kusursuz olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davalı … Hesabı vekili tarafından 21/12/2020 tarihli dilekçe ile kusur raporuna itiraz edilerek ATK’dan ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur.
Mahkememizce 10/03/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan ATK kusur raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak, davalı … Hesabı vekilinin ek kusur raporu alınması yönündeki talebinin reddine karar verilerek dosyanın ATK’dan alınan son kusur raporu da dikkate alınmak suretiyle ve davacı vekilinin 09/03/2021 tarihli dilekçesindeki talebi doğrultusunda kök raporu düzenleyen bilirkişi …’a tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenerek 16/04/2021 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda özetle; dosyada müteveffanın SGK kaydını gösteren belgelerin incelenmiş olduğu, müteveffanın aylık net gelirinin bilinen dönem ve aktif dönem için asgari ücret, pasif dönem için ise AGİ hariç asgari ücret olarak hesaplamaya dahil edildiği, müteveffanın olay tarihinde 67 yaşında olması sebebiyle yalnızca pasif dönemi olduğu, AGİ hariç asgari ücretin hesaplamaya dahil edildiği, dosya içerisinde mevcut 26/11/2020 tarihli Adli Tip Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda sürücü …’nun %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, müteveffa yaya …’in ise kusursuz olduğunun belirlemiş olduğu, davacı vekili tarafından davalı sigorta şirketine 07/09/2017 tarihinde başvuruda bulunulduğu, sigorta şirketinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş gününün geçmesi ile birlikte temerrüde düşmüş olduğu, bu tarihten itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğu, davacının başvuru koşullarını yerine getirdiğinin kabulü halinde 07/09/2017 tarihinin başlangıç tarihi olarak kabul edilmesiyle davalı şirketin 07/09/2017 tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 19/09/2017 tarihinde temerrüde düştüğü belirtilerek ve sonuç olarak; 06/08/2017 tarihinde meydana gelen ölümlü kazada davacıya ilişkin ait tazminat tutarının işlemiş dönem tazminatı 36.597,06-TL., pasif dönem tazminatı 168.800,94-TL. olmak üzere toplam 205.398,00-TL. olduğu, poliçe limiti yönünden Hazine Müsteşarlığı’nın kişi başı sakatlanma ve ölüm için belirlediği teminat limitinin 330.000,00-TL. olması nedeniyle davacının davalı … Hesabı’ndan talep edebileceği toplam tazminat bedelinin poliçe limiti dahilinde ve 205.398,00-TL. olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekili 06/07/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile; dava dilekçesinde 100,00-TL. olan dava değerini aktüer hesap raporu doğrultusunda 205.298,00-TL. daha artırarak 205.398,00-TL.’ye yükseltmiş, ayrıca yatırılması gereken tamamlama harcını da ikmal etmiştir.
… Hesabı; 14 Haziran 2007 tarih, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesiyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulmuştur. Kamusal nitelikte olan ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan … Hesabı’nın yasal çerçevesi ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Hesabı Yönetmeliği’nde çizilmiştir.
… Hesabı Yönetmeliği’nin 9. maddesinde ise trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için … Hesabı’na başvurulabileceği belirtilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile davalı … Hesabı’nın açtığı hasar dosyası içeriğine göre 06/08/2017 tarihinde davacının eşi yaya …’e çarparak ölümüne neden olan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir ZMSS poliçesi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
… Hesabı’na başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar” düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, … Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle … Hesabı’na husumet yöneltilebilmesi için, bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir. Yani … Hesabı Yönetmeliği’nin 9. maddesine göre … Hesabı, trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu zararları teminat altına almaktadır.
6098 sayılı TBK’nun 53/3 maddesinde “…ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler…” ifadesi kullanılmak suretiyle ölenin “destek” olması zarureti ortaya konulmuştur. Destek, başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişidir.
Destekten yoksun kalma tazminatı ise ölümün sonucu olarak ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek, yaşamının, desteğinin ölümünden önceki düzeyinde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat biçimidir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, sosyal hayatın normal akışına göre eşler birbirlerine yaşarken destekte bulunurlar. Evliliğin devamı sırasında karı kocanın birbirlerine bakma yükümlülükleri vardır. Eşin, eşe destek olacağı karine olarak kabul edilmektedir. Uygulamada gelişen bu hukuki karine nedeniyle, bu şahısların (yani eşlerin) yaşarken birbirlerine destekte bulundukları kabul edilir. Aksini iddia eden taraf bunu ispat ile mükelleftir. Kısaca; somut olayda olduğu gibi sağ kalan eş, kazada ölen eşinin ölümü nedeni ile destekten yoksun kalma (maddi) tazminatı isteyebilir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06/03/1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde; “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş kararlarında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı ile güdülen amaç; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/05/1984 tarihli ve 1984/9-301 E., 1984/619 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; destek yaşamış olsaydı, yardım ettiği kimseye yapabileceği yardım tutarını sağlamaktır.
Dosyaya sunulan ATK kusur raporu, aktüer bilirkişi kök ve ek raporları incelenip denetlenmiş, özellikle 16/04/2021 tarihli aktüer bilirkişi ek raporun toplanan delillere, dosya kapsamına uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
İddia, savunma, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 26/11/2020 tarihli kusur raporu, dosyada alınan aktüer kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamına göre; 06/08/2017 tarihinde meydana gelen kazada yolun banket kısmında yürümekte olan davacının eşi müteveffa …’in herhangi bir kusurunun bulunmadığı, … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’nun ise %100 (yüzde yüz) kusurlu olduğu, anılan kaza neticesinde davacının desteği olan eşi …’in vefat ettiği, bu nedenle müteveffanın eşi olan davacının kazada ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığı, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının vekili aracılığıyla dava konusu maddi tazminatın kendilerine ödenmesi için davalı … Hesabı’na 07/09/2017 tarihinde yazılı olarak başvuruda bulunduğu, davalı … Hesabı yönünden temerrüt tarihinin bu başvurudan itibaren 8 iş günü sonrası olan 19/09/2017 tarihi olduğu, davalı … Hesabı’nın kaza tarihinde geçerli teminat limiti olan 330.000,00-TL.’ye kadar sorumlu olduğu, aktüer bilirkişi ek raporunda hesaplanan 205.398,00-TL.’nin yukarıda belirlenen teminat limiti içerisinde kaldığı anlaşılmakla; hükme esas alınan aktüer bilirkişi ek raporundaki hesaplamalar ve davacının talep artırım dilekçesindeki talepleri dikkate alınarak ve hükmolunan tazminata temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 205.398,00-TL. destekten yoksun kalma (maddi) tazminatının temerrüt tarihi olan 19/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabı’ndan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 14.030,74-TL karar ve ilam harcından 735,90-TL peşin harç ve tamamlama harcı toplamının mahsubu ile geriye kalan 13.294,84-TL’nin davalıdan alınarak Maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 735,90-TL peşin harç ile tamamlama harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 1.250,00-TL bilirkişi ücreti, 223,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.250,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 22.827,86-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır