Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/380 E. 2020/710 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/380 Esas
KARAR NO:2020/710

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/04/2018
KARAR TARİHİ:10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket, taraflar arasındaki sözleşme gereği,hastalardan … ve …’nin davalı borçlular nezdinde tedavi gördüklerini, tedavi giderlerini ödedikleri bu ödemelerden müvekkili lehine tahakkuk eden = 54.600,00 TL meblağın müvekkiline ödenmesi konusunda müvekkilce yapılan tüm sözlü ve mail yazışmalarına rağmen bu meblağın davalı borçlularca ödenmemesi üzerine sözleşme gereği yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı borçlular hakkında ….İcra Müdürlüğünün…E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını ancak davalı borçlular haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini ve icra takibinin durdurulmasına sebep olduğunu, davalıların yetki itirazı usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmede müvekkili şirketin lehine tahakkuk eden alacağın ne zaman ödeneceğine dair kesin tarihi belirten hükümler mevcut olduğunu, dolayısıyla davalı borçlular hakkında temerrüt de gerçekleştiğini, açıklanan nedenlerle davalı borçluluların ….İcra Müdürlüğü …E.sayılı icra takibine yönelik haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptaline,takibin devamına,davalı borçluların %20 icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, kanunen tayin edilen hak düşürücü sürelerin geçtiğini, bu nedenle dava dilekçesindeki davacı taleplerinin tamamının reddine karar verilmesinin gerektiğini, dava dilekçesi HMK hükümlerine uygun olarak sunulmadığını, davacının alacak iddiasına konu olan hastalar davacı şirketin aracılığı olmaksızın, başka … üzerinden gelerek müvekkili şirketlerden … ve …A.Ş ‘ ne ait hastanede tedavi gördüğünü, bu nedenle davacı şirket aracılık üzerine hak kazanmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili şirketlerden hiçbir hak ve alacağı olmadığı gibi, davalı müvekkili şirketler arasında müteselsil borçluluk da bulunmamakta olduğunu, yetki itirazlarının da bulunduğunu, açıklanan nedenlerle davacının davasının öncelikle usule yönelik beyan ve savunmaları doğrultusunda reddine karar verilmesini, yargılama sonucunda da esasa yönelik verecekleri beyan ve savunmalarının neticesinde davacının davasının ve dava dilekçesindeki tüm taleplerinin reddi gerektiğini, huzurdaki davaya kötü niyetle ikame etmiş olan davacının, takip konusu alacağın %20 ‘ sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının davalılardan takip tarihi itibariyle varsa ferileri ile birlikte borç miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizin 19/12/2018 tarihli celse beş nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişiler olarak konusunda uzman SMMM bilirkişisi … ile Finans Uzmanı bilirkişi …seçilmiş, adı geçen bilirkişi heyetince sunulan 05/07/2019 tarihli rapor ile 20/01/2020 tarihli ek raporun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetince sunulan rapor ve ek raporun tetkikinde, davacı şirketin 2017 yılma ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı … Ve Eğitim …. AŞ ’nin 2017 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı … Sağ. Ve Eğt. … AŞ.’nin 2017 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahihi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz 2017 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davalı … Ve Eğitim …. AŞ.nden bir alacağının bulunmadığı, diğer Davalı …. … AŞ.’ne ait cari hesap dökümünün sunulmadığı, davalı … Ve Eğitim … AŞ.’nin sahibi lehine delil niteliğine haiz 2017 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davacı şirkete bir borcunun bulunmadığı, davalı … Sağ. Ve Eğt. … AS ‘nin sahibi lehine delil niteliğine haiz 2017 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davacı şirkete ait muavin döküm ibrazında bulunmadığı, cari hesap ilişkisinin tespitnîn yapılamadığı, taraflar arasındaki aracılık sözlemesi uyarınca, davacı tarafından, bir haftadan önce veya acil durumlarda 24 saatten önce hastaları ve hastaların durumunu belgeleyen belgelerle birlikte, davalılara başvurarak randevu aldığını geçerli delillerle ispat edilmesinin gerektiği, davacı tarafından bu yönde herhangi bir delil sunulmadığı , tam aksine, davalılar tarafından sunulan mail ve whatsapp yazışmaları dikkate alındığında, dava konusu hastaların, davacının aracılık hizmetleriyle davalıların hastanesinde tedavi olmadıklarının anlaşıldığı, bu durumda,- davacının aracılık hizmetlerinden kaynaklanan alacak talebinin yerinde olmadığı kanaatiyle rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞRLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava , sözleşmeye dayalı alacak için başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67 maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından davalılar aleyhine 22.11.2017 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile 18.04.2017 tarihli sağlık turizmi aracılık sözleşmesi gereği hastalar …’nin sağlık ödemlerinden doğan alacak açıklaması ile 54.600 TL asıl alacak ile 03/10/2017-22/11/2017 tarihleri arasında işlemiş (yıllık)%9,75 , 739,38 TL faiz olmak üzere toplam 55.339,38 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, davalılar vekili tarafından 01.12.2017 tarihinde sunulan itiraz dilekçesi ile İstanbul İcra dairelerinin yetkisine, borca faize, faiz oranına itiraz edilmiş, davacı alacaklı tarafından 26.04.2018 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında çözülmesi gereken uyuşmazlık; İstanbul icra dairelerinin yetkili olup olmadığı ile hastalar … ile …’nin davalı şirketlerden sağlık hizmeti almasına davacı yanın aracılık edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında 18.04.2017 tarihli Sağlık Turizmi aracılık sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin ihtilaf başlıklı 15. Maddesinde sözleşmenin uygulanması ve yorumlanmasından doğan ihtilaflarda İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı, 6100 sayılı HMK’nun 17. maddesinde düzenlenen şartları taşıyan yetki sözleşmesinin geçerli olduğu İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğu, davacı tarafından yetkili icra dairesinde takip yapıldığı anlaşılmış, davalıların icra dairesinin yetkisine dair yaptıkları itiraz itibar edilmemiştir.
Mahkememizce taraf defterleri ve cari hesap kayıtları üzerinde, bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılmış,05.07.2019 tarihli raporda taraf ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı defterlerinde yapılan incelemede davalı ….Hiz. AŞ’den alacağının bulunmadığı, diğer davalı …. A.Ş’ye ait cari hesap dökümünün sunulmadığı, davalı ….Hiz. AŞ’ defterlerinde yapılan incelemede davacı yan lehine borç kaydına rastlanmadığı, davalı …. A.Ş’ye defterlerinin incelemesinde davacı şirket muavin döküm ibrazında bulunulmadığı, cari hesap ilişkisinin tespit edilemediği bildirilmiştir.
4721 sayılı TMK’nun 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
HMK 190/1 maddesine göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Uyuşmazlığa konu sözleşmenin 16. Maddesi ile taraflar arasında sözleşmenin uygulanması sırasında taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda taraflar arasında yapılan faks, e-mail ve sair yazışmalar ile hastanelere ait defter ve kayıtların esas alınacağının kararlaştırıldığı, delil sözleşmesi düzenlemesi yapıldığı görülmüştür.
Eldeki olayda , davacı yukarıda adı geçen hastaların kendisi tarafından davalılara yönlendirildiğini, yukarıda ispata dair yapılan açıklamalar ve delil sözleşmesine göre ispat yükü altındadır. Davacı taraf adı geçen hastaların tarafından davalı yana yönlendirildiğini ispat edebilmiş değildir, bu nedenle ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE
Davalının kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE ;
2-)Alınması gereken 54.40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 632,44 TL harçtan mahsubu ile bakiye 578,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine
3-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 7.898,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
4-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına
5-)Davalı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 16,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 HAFTALIK YASAL SÜRE içerisinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır