Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/379 E. 2019/846 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/379 Esas
KARAR NO : 2019/846

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketle müvekkili şirket arasında 13/06/2013 tarihli “5” maddeden ibaret kira protokolü akdedildiğini, sözleşmede müvekkili şirketin kiracı konumunda olduğunu, kira protokolüne istinaden davalı …Ş.’nin… Mahallesi 15/2 pafta, 252 ada, 20 parselde kayıtlı 1250.41 m2 yüzölçümlü taşınmazını müvekkili şirkete akaryakıt LPG satış istasyonu olarak kullanmak üzere müştemilatıyla birlikte kiraya verdiğini, 20/11/2013 tarihli bayilik sözleşmesiyle tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmiş olduğunu, kiraya veren …Ofisi’nin müvekkilinin yaptığı kira ödemelerini nazara almadan ve mahsup işlemi yapmadan… Noterliği’nden keşide ettiği 27/08/2014 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmek suretiyle akdi ilişkiyi bozduğunu, fesih sonrasında müvekkilinin teminatlarına el koyup nakde çevrildiğini, davalı kiraya veren şirketin ihtarına karşı İstanbul … Noterliği’nin 04/09/2014 tarih, … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile cevap verildiğini, cevabi ihtarnamede bakiye alacakları için yakıt gönderilmesinin ve sözleşmesinin sürdürülmesinin talep edildiğini, ancak davalı tarafın cevabi ihtarlarına aldırış etmeyerek yükümlülüğünü yerine getirmediğini, teminatlardan kalan 190.000,00-TL.’yi müvekkiline iade etmediğini ve teminatlardan kalan bakiye 190.000,00-TL. alacaklarının kendilerine ödenmediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattıklarını, yapılan icra takibine davalı tarafın haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Türkiye çapında akaryakıt dağıtım sektöründe faaliyet gösteren ve en yaygın bayi ağı ile sektöründe lider konumda bir firma olduğunu, dava konusu …mevkii, 265 ada, 20 parsel, 1. Cilt 84. Sayfada kayıtlı taşınmazı malikler ile akdettiği 07/06/2012 tarihli ve 15 yıllık kira sözleşmesi ile kiralandıklarını, müvekkili şirketin taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunu bayisi olarak işletmek ve müvekkil şirketten mal alımı yaparak bu ürünleri ilgili istasyonda satmak üzere … Petrol ile 22/07/2013 tarihli Bayilik Sözleşmesi akdettiklerini, davacının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine aykırı davranmak suretiyle müvekkili şirketten mal alımını 2014 yılı Mayıs ayı itibari ile durdurduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin maddi zarara ve kar kaybına uğradığını, davacının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine aykırı davranması nedeniyle… Noterliği’nden 27/08/2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek sözleşmeye aykırılığın giderilmesi aksi halde bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedileceği hususlarının bildirildiğini, davacının davasını ispatla mükellef olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketten 190.000,00-TL. alacaklı olduğu yönündeki iddiasını ve alacağın dayanağını herhangi bir somut delile ispatlayamadığını, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine başlatılan davaya konu icra takibinin haksız ve dayanaksız olduğunu, hukuka aykırı işbu icra takibine müvekkili şirket tarafından itiraz edilmek zorunda kalındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı icra takip dosyası, kira protokolü, sözleşme örnekleri, karşılıklı keşide edilen ihtarnameler, bilirkişi incelemesi ve diğer yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; Kira Sözleşmesi, Bayilik Sözleşmesi ve ekleri, taraflar arasındaki karşılıklı ihtarnameler, taraflar arasındaki bil cümle Sözleşme ve İhtarnameler, davalı şirkete ait kanuni defter, kayıt ve belgeler, tanık, keşif, bilirkişi incelemesi,emsal yargı kararları ve doktrin, yemin, isticvap, bilimsel mütalaa ile görüşlere dayanmıştır.
Dosya, İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 09/11/2017 tarihli; … Esas ve …Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderilerek mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce Ankara… İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra takip dosyasının gönderilmesi için ilgili icra müdürlüğüne müzekkere yazılmış, istenen dosyanın UYAP örneği celp edilmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı … Şti. tarafından 22/06/2016 tarihinde davalı … A.Ş aleyhine 190.000,00-TL. asıl alacak, 26.433,75-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 216.433,75-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu vekili tarafından 18/07/2016 tarihinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı …i vekili 18/07/2016 tarihli dilekçesinde açık bir şekilde Ankara İcra Daireleri’nin yetkili olmadığını, yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin adresinin … olduğunu, yetkili yerin İstanbul (Çağlayan) Mahkeme ve İcra Daireleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
Yargıtay HGK.’nun 16.04.2014 tarihli; Esas No: 2013/19-1520 ve Karar No: 2014/524 sayılı ilamında de belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davasıdır. İtirazın tebliğinden itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılan bu davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223)
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O bedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101-102)
Öte yandan, itirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde, bu itiraz usulünce incelenerek sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı açıktır. Benzer şekilde Yargıtay HGK.’nun 20.03.2002 tarihli; 2002/13-241 E. ve 2002/208 K. sayılı kararında da aynı ilke benimsenmiştir.
Somut olayda; davacı tarafça davalı şirket aleyhine…İcra Müdürlüğü nezdinde ilamsız icra takibi şeklinde başlatılmıştır. Ödeme emrinde borçlu… A.Ş. (Yeni Ünvan …A.Ş.)’nin adresi, “…” olarak belirtilmiş ve ödeme emri bu adrese adreste tebliğ edilmiştir. Borçlu şirket vekili tarafından 18/07/2016 tarihinde borca ve yetkiye ilişkin olmak üzere itiraz dilekçesi verilmiştir. İtiraz dilekçesinde belirtilen borçluya ait ikamet adresi ile ödeme emrinin tebliğ edildiği adres aynı olup, bu dilekçeyle yetki, borç, faiz ve fer’ilerine itiraz edilmiştir. Anılan dilekçenin yetki itirazına ilişkin bölümünde ise Ankara İcra Daireleri’nin yetkili olmadığını, yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin adresinin … olduğunu, yetkili yerin İstanbul (Çağlayan) Mahkeme ve İcra Daireleri olduğu belirtilerek itiraz edilmiştir. Borçlu şirket süresinde verdiği itiraz dilekçesiyle icra dairesinin yetkisine de açıkça itiraz etmiş ve hangi yer icra dairesinin yetkili olduğunu da açıklamıştır. Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi durumunda 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerektiğinden, mahkememizce öncelikle bu husus üzerinde durularak değerlendirme yapılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50/1. maddesi uyarınca, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK.’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK.’nun 17. maddesinde ise; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” Şeklinde düzenleme mevcuttur. Davalı borçlu şirketin yerleşim yeri adresinin … olduğunda herhangi bir ihtilaf yoktur. Yine tacir taraflar arasında akdedilmiş olan 22/07/2013 tarihli … A.Ş. İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi’nin 39.1.maddesinde; “İşbu Sözleşme’nin uygulanmasından ve yorumlanmasından kaynaklanan tüm uyuşmazlıkların çözümü hususunda münhasıran İstanbul (Çağlayan Adliyesi) Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” şeklinde yetki sözleşmesi bulunmaktadır. Buna göre somut dosyada genel yetkili mahkeme/icra dairesi ve yetki sözleşmesindeki yetkili mahkeme/icra dairesi…’dur. (…’dır) Bu noktada uyuşmazlık, takibin yapıldığı Ankara İcra Müdürlüğü’nün yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
Yukarıda da belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle, ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Eş söyleyişle, ilgili icra müdürlüğünün yetkisiz olduğu yönünde itiraza uğramış olan bir icra takibi, bu itiraz yöntemince karara bağlanmadıkça, hukuken geçerli bir takip niteliğine kavuşamaz. Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi zorunludur; mahkeme bu inceleme sonucunda kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Yine, mahkemenin açıklanan yönde yapacağı inceleme ve değerlendirme bakımından, kendi yetkisine yönelik bir itirazın bulunup bulunmaması da önem taşımaz. Kısaca, itirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonuçlandırmakla yükümlüdür.
Davacı vekili 06/11/2019 tarihli duruşmadaki beyanında icra takibini Ankara’da müvekkil …Şti adına başlatanın bir başka meslektaşı olduğunu, icra dosyasının Ankara … İcra Müdürlüğü’nde açılmış olduğunu, borçlunun itirazı sonrasında İstanbul icra müdürlüğüne dosyanın gönderilmediğini, davanın ilk önce İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açıldığını, sonrasında verilen görevsizlik kararı neticesinde ticaret mahkemesine gönderildiğini belirtmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamı, takip dosyası içeriği, taraf beyanları hep birlikte değerlendirilmiş, davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği anlaşılmış, İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmiş, yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere; takibin yapıldığı Ankara … İcra Dairesi’nin yetkisiz olduğu anlaşılmış, itirazın iptali davasını görme yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan ve davanın görülebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerektiğinden somut dosyada da ortada yetkili icra dairesinde başlatılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Yetkili icra dairesinde usulüne uygun takip yapılmadığından davanın reddine,
2-Alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcının 3.230,50-TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 3.186,10 -TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 50,00-TL. tebligat posta giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından geriye kalanının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.