Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/375 E. 2018/1035 K. 23.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/375 Esas
KARAR NO : 2018/1035
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 07/07/2014
KARAR TARİHİ: 23/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; yangın hasarına maruz kalan … plaka nolu aracın 07/10/2011 çıkışlı olup 04/04/2013 tarihinde … adına tescilinin yapıldığını, aracın müvekkili şirket tarafından motorlu kara taşıtları kasko sigortası kapsamında 02/04/2013-02/04/2014 tarihleri arasında teminat altına alındığını, aracın 04/10/2013 tarihinde yanmak suretiyle hasarlandığını, müvekkilinin talebi üzerine Adli Yargı Adalet Komisyonunda kayıtlı bilirkişi … tarafından yapılan inceleme sonucunda dilekçe ekinde sundukları raporun hazırlandığını, müvekkili tarafından ekte sunulan bilirkişi raporlarının davalı … Tic. A.Ş.yetkili servisine sunularak aracın garanti kapsamında onarımının yapılmasının istendiğini, anılan davalının, davalı imalatçı firma temsilcisi…Şti.nin bilgisi dahilinde düzenlediklerini beyan ettikleri ekte sunulan 006167 nolu iş emri formuna derç edilen “Yapılan kontrollerde araçta üretim kaynaklı bir hasar görülmemiştir” şeklindeki soyut bir beyanla müvekkilinin talebini kabul etmediğini, bunun üzerine müvekkilinin 19/10/2013 tarihli 2013/00121 numaralı rapora yeni bir ek rapor düzenletip davalı yetkili servis … A.Ş.ye sunulduğunu, müvekkilinin davalı şirketlerin aracın garanti kapsamında yapılmayacağını öğrendikten sonra aracın sigortalı bir araç olması nedeniyle araç malikinin daha fazla mağdur olmasını önlemek amacıyla 64.807,48-TL kasko sigorta bedelini 22/11/2013 tarihinde araç malikine ödediğini, …Noterliğinin 17/04/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı şirketlere ihtarname gönderilerek araçta meydana gelen hasarın garanti kapsamında olduğu, yangın hasarının dış müdahili veya sürücü hatasından kaynaklanmadığı, bu nedenle müvekkili tarafından araç malikine yapılan 64.807,48-TL’nin 22/11/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte müvekkiline geri ödenmesi gerektiği aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, davalılardan …A.Ş.nin …Noterliğinin 28/04/2014 tarih …yevmiye sayılı cevabı ile belirtilen ödemeden sorumlu olmadıklarını belirttiğini, davalılardan …nin İzmir 2. Noterliğinin 08/05/2013 tarih 06230 yevmiye sayılı cevabı ile … yetkilisinden aldıkları bilgiye göre aracın trafiğe çıkış tarihi ve kullanım süresi göz önüne alındığında üretim kaynaklı bir yangın olmasının mümkün olmadığı, bu nedenle talebin kabul edilmeyeceğinin belirtildiğini, yangının meydana geldiği tarihte aracın modeli ve kilometresi dikkate alındığında imalatçı firma garantisinin devam ettiğinin anlaşıldığını, garanti kapsamında olan aracın yangın nedeniyle hasarlanmasının herhangi bir dış müdahale ve sürücü hatasından kaynaklanmadığını, bu nedenle davalılarca onarımın yapılmaması nedeniyle işbu davayı açtıklarını beyanla 64.8073,48-TL ödemenin, ödemenin yapıldığı 22/11/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte, 2.360-TL bilirkişi ücreti ve 838,71-TL ihtarname giderinin ise dava tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte olmak üzere toplam 68.006,19-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin aracın satıcısı olmadığını, sadece … araçlara teknik servis hizmeti veren konumunda olduğunu, bu sebeple dava husumet bakımından yasaya uygun olmayıp bu yönüyle reddi gerektiğini, davacı … şirketinin rücuen dava açtığını, müvekkili açısından rücu şartlarının oluşmadığını, raporların usulüne uygun elde edilmemiş olup, muhtevasının da yetersiz olduğunu, kök rapor ve ek rapor arasında mübayenet olduğunu, davacının en yüksek ticari faiz talebinde bulunamayacağı gibi dava öncesi ödeme konusunda temerrüt hükümleri gerçekleşmediğinden faiz talebinde bulunamayacağını, ayrıca ihtar masrafı ve bilirkişi ücreti adı altında talep edilen bedellerin de fahiş ve gerçekçi olmadığını, kasko bedeli olarak ödendiği iddia edilen bedelin de haksız ve fahiş olduğunu, şartları oluşmayan kasko değeri esas alınarak yapılan ödeme ve buna dayalı davacı talebini kabul etmediklerini, davacının aracı pert işlemine tabi tutarak sigortalıya ödeme yaptığının anlaşıldığını, bu işlemde araç değerinin hasarlı haliyle de olsa bir değerinin olduğunu sigortalıya ödendiği iddia edilen bedelden mahsup edilmesi gerektiğini, haricen edindikleri bilgiye göre dava konusu aracın vergi kayıtlarında davacı müracaatı ile vergi dışı bırakılmış olduğunun öğrenildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde; aracın gizli ayıplı olmadığını, dava konusu araçta herhangi bir ayıp bulunmaması sebebiyle davacının aracın gizli ayıplı olduğuna dair iddiasının M.K.’nun 2.maddesi ile bağdaşmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi halinde araç satış fatura bedelinin iadesi yönünde hüküm kurulmasını, davacı tarafça yaptırılan bilirkişi incelemesinin yokluklarında gerçekleştirildiğini, bu nedenle raporu kabul etmediklerini, yokluklarında gerçekleştirilen bilirkişi masrafının taraflarından talep edilemeyeceğini, ayrıca ihtarnamenin de davacının takdiri ve isteği doğrultusunda gönderildiğini, müvekkilinin ihtarname masrafına ilişkin herhangi bir kusuru bulunmadığından davacının takdiri ile yapılan harcamanın taraflarından talep edilemeyeceğini, bilirkişi incelemesinin İTÜ Makine Mühendisliği Motorlu Araçlar Laboratuvarı marifeti ile dava konusu araçtaki yangının araçtaki bir imalat hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi yönünde inceleme yaptırılmasını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, hasar dosyası celp edilmiş, iddia savunma, toplanan deliller, poliçe esasları gözetilerek davada ileri sürülen rücuen alacak talebinin yerindeliği konusunda uzman bilirkişi kurulu marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı …hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, davalı …. Şti. Hakkındaki davanın yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay …Hukuk Dairesiniı 02/10/2017 tarih … Es. … sayılı kararı uyarınca ”… 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık,sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Davacı … şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli … Esas ve …Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Somut olaya bakıldığında; araç hususi ve garanti kapsamında olup, davacı … şirketinin sigortalısı dava dışı …; sigortalı aracın üreticisi olduğu iddia edilen davalı … A.Ş.ve yetkili servis olan … karşısında tüketici kapsamında olup davalı şirketler ile arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-)Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1-nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA,” karar verilmiş, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İddia, savunma, toplanan deliller ve uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı kapsamı birlikte değerlendirilmiş, dava konusu aracın hususi ve garanti kapsamında olup, davacı … şirketinin sigortalısı dava dışı …; sigortalı aracın üreticisi olduğu iddia edilen davalı … A.Ş.ve yetkili servis olan … karşısında tüketici kapsamında olup davalı şirketler ile arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kaanatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-HMK 114/1-c bendi gereğince mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine,
2-HMK 20 md gereğince süresinde talep halinde dosyanın İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair; gerekçeli kararın tebliğden itibaren on beş gün içerisinde temyiz yolu açık olarak verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır