Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/337 E. 2020/830 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/337 Esas
KARAR NO:2020/830

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/12/2017
KARAR TARİHİ :04/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bulunduğu bölge ve çevresinde birçok markanın üretimi olan beyaz eşya vb. ürünlerin tamir, bakım, onarım, yani kısaca servis hizmetlerini verdiğini, bu kapsamda bölgesinde tanınırlığı yüksek olmakla birlikte hizmet çevresini daha da genişleterek daha fazla kişiye ulaşmayı, müşteri sayısını arttırmayı amaçladığını, bu amaçla davalı şirkete ait “… …” ile “…” adlı internet sitesi üzerinden rehberlik ve yönlendirme hizmeti almak istediğini, bu hizmetin kapsamının ise ilgili platformlara giriş yapan ve servis talebinde bulunan kişileri öncelikli olarak anlaştığı firmalara yönlendirmek olduğunu, taraflar arasında bu amaçla 20/06/2016 tarihinde … numaralı … Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin normal süresi olan 1 (bir) yılın sonunda davalı şirket personelince müvekkili şirkete bağlantı noktası sayısını 1’den 4’e çıkarma, yüksek yönlendirme yapma, dolayısıyla çok daha fazla müşteriye ulaşma gibi taahhütler verildiğini, davalının bu yüksek yönlendirme taahhüdü karşılığında ise müvekkilinden 75.000,00-TL. bedel karşılığında sözleşmeyi 1 (bir) yıl daha uzatmasını istediğini, müvekkilinin ise bu teklifi kabul ederek davalı şirkete 27/09/2017 tarihli fatura karşılığında hizmet bedeli olarak … Şubesi’ne ait 25/11/2017 keşide tarihli, 25.000,00-TL. bedelli, … … Şubesi’ne ait 25/12/2017 keşide tarihli, 25.000,00-TL. bedelli ve yine … … Şubesi’ne ait 25/01/2018 keşide tarihli, 25.000,00-TL. bedelli olmak üzere toplamda 75.000,00-TL. bedelli 3 (üç) adet çek teslim ederek ödemede bulunduğunu, ancak davalının taahhütlerine rağmen istenilen bağlantı sayısına ulaşılamadığını, davalı şirketçe taahhüt edilen hizmetin eksik ve ayıplı olarak ifa edilmesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından 04/12/2017 tarihinde … nolu ve 61.665,00-TL. bedelli iade faturasının düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin ise söz konusu faturayı …. Noterliği’nin 08/12/2017 tarih – … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade ettiğini, sonrasında vadesi gelen … Şubesi’ne ait 25/11/2017 keşide tarihli 25.000,00-TL. bedelli çekin müvekkili şirketçe ödenmek durumunda kalındığını belirterek, öncelikle sözleşme nedeni ile davalıya verilen … … Şubesi’ne ait 25/12/2017 keşide tarihli, 25.000,00-TL. bedelli ve 25.01.2018 keşide tarihli, 25.000,00-TL. bedelli çekler yönünden ihtiyati tedbir kararı verilerek çeklerin ödemesinin durdurulmasına, bedelsiz kalan bu çekler yönünden müvekkili şirketin davalıya kestiği iade faturası tutarı olan 61.665,00-TL. kadar davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, bedeli davalıya ödenen … Şubesi’ne ait 25/11/2017 keşide tarihli, 25.000,00-TL. meblağlı çek bedeli ile iade faturası gereği karşılıksız kalan 11.655,00-TL.’nin ve yargılama sırasında ödenmek durumunda kalınan diğer çek bedellerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdadına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin … Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bir rehberlik hizmeti şirketi ve … … ile … internet sitesinin sahibi olduğunu, müvekkili şirketin web sitesi olan …’un Türkiye genelinde tüm bölgeler ve şehirlerde farklı iş kollarındaki firmalara ve kurumlara kolayca ulaşılmasını sağladığını, bilinmeyen numaralar servisinin ise belli bir görüşme ücreti karşılığında arayanların bilgi ihtiyacına kapsamlı şekilde cevap vererek doğru bilgiye ulaşmalarını sağladığını, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 20/06/2016 tarihli … Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davacı şirkete Beyaz Eşya Servisi kategorisinde 1 (bir) slot önceliklendirme ve yönlendirme hizmeti sunulduğunu, davacının sunulan hizmetlerden memnun kalması üzerine 1 (bir) yıllık süre sonunda davalı şirketin yeniden müvekkili şirketle çalışmak istediğini belirttiğini, böylece taraflar arasında kurulan sözleşme çerçevesinde müvekkili şirket tarafından davalı şirkete İstanbul’un bütün ilçelerinde 4 (dört) slotluk hizmet sunulmaya başlandığını, taraflar arasında akdedilen … sözleşmesinin şartları incelendiğinde müvekkili şirketin davacı tarafa belirli bir müşteri sayısı veya yönlendirme sayısı taahhüt etmediğini, müvekkil şirketin verdiği hizmet ve sözleşmenin niteliği itibariyle de zaten bunun mümkün olmadığını, müvekkil şirketin kendisi ile sözleşme imzalayarak reklam veren şirketlere öncelik vermeyi yükümlendiğini, bilgi isteyen kullanıcılara ise istenen bilgi çerçevesine uygun olan “reklam veren” firmaları önererek ve bu firmalara yönlendirme yaptığını, sonrasında taraflar arasında oluşan veya oluşmayan ilişkinin müvekkili şirketi ilgilendirmediğini, müvekkili şirketten reklam veren firmanın iletişim bilgilerini alan kullanıcının reklam veren firmayı aramaktan vazgeçmesinin de gayet olağan bir durum olduğunu, arayan sayısında artışı olmadığından bahisle müvekkili şirketin ayıplı hizmet verdiğinin iddia edilmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, sözleşmeye göre müvekkili şirketin asıl yükümlülüğünün davacıya müşteri bulmak değil, hizmet almak isteyen kullanıcıları öncelikli olarak davacı şirkete yönlendirmek olduğunu, buna göre davacı yanın iddia ettiği gibi ortada sözleşmeye aykırılık bulunmadığını, sözleşmenin halen geçerli ve yürürlükte olduğunu, ortada davacı şirketin müvekkili şirketten aldığı hizmetin bedelinin iadesini talep etmesini gerektiren bir durumun da olmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen … Sözleşmesi kapsamında hizmet bedeli olarak davacı şirketçe keşide edilerek davalı şirkete verilen ve toplam tutarı 75.000,00-TL. olan her biri 25.000,00-TL. meblağlı 3 (üç) adet çekten, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı tarafça verilmesi gereken hizmetin verilmediği iddiasıyla bedelsiz kaldığı iddia edilen çekler yönünden davacı şirketin kestiği iade faturası bedeli olan 61.665,00-TL. kadar davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile bedeli davalıya ödenen 25/11/2017 keşide tarihli, 25.000,00-TL. meblağlı çek bedelinden davalı şirkete kesilen iade faturası gereğince karşılıksız kaldığı iddia edilen 11.655,00-TL.’nin istirdadı istemlerine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; Ticaret Sicil Kayıtları, … nolu sözleşme fotokopisi, internet sitesi kayıtları, davalıya ilişkin Ticaret Sicil Kayıtları, banka kayıtları, … nolu fatura fotokopisi, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları, … numaralı hatta ilişkin kayıtlar, …. Noterliği’nin 16/11/2017 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, …. Noterliği’nin 04/11/2017 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, … nolu iade faturası, … yevmiye nolu ihtarname fotokopisi, bilirkişi İncelemesi, isticvap, tanık beyanı, yemin ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; taraflar arasında akdedilen 11/07/2017 tarihli – … nolu sözleşme, …. Noterliği’nin 08/12/2017 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, …. Noterliği’nin 24/11/2017 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, …. Noterliği’nin 16/11/2017 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, 27/09/2017 tarihli, … No’lu 75.000,00,-TL. bedelli fatura, tarafların iicari defter ve kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve delillere dayanmıştır.
Dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/03/2018 tarihli, … Esas ve… Karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca karşılıklı olarak dosyaya sunulan dilekçelerin ekinde mahkememize sunulan ve dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olan sözleşmeler, faturalar, ihtarnameler ve diğer tüm yazılı belgeler incelenmiş, 05/12/2018 tarihli duruşmada taraflara; iddia ve savunmaları kapsamında dayandıkları delillerden henüz ibraz edilmeyen ve celbi gereken deliller var ise bunları ibraz etmek, ayrıca celbi gereken delillerini bildirmek üzere süre verilmiş, ayrıca akabinde iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtlar üzerinde gerektiği takdirde dava konusu ile ilgili tarafların internet kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Dosya rapor düzenlenmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edildikten sonra mahkememizce re’sen seçilen bilirkişilerden elektrik mühendisi bilirkişi vefat etmiş, bu bilirkişinin yerine 22/05/2019 tarihli duruşmada elektrik mühendisi bilirkişi olarak … seçilerek bilirkişi heyetine dahil edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek ön bürodan 26/08/2019 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi kök raporunda özetle; davacı ve davalı taraf arasında sözleşmeye dayalı ticari bir ilişki olduğu, bu çerçevede davacı şirketin “…” … ile … adlı internet sitesi üzerinden davalı şirkettten rehberlik ve yönlendirme hizmeti aldığı, davacı ve davalı arasında imzalanan bila tarihli sözleşmenin 11. maddesinde sözleşmenin imza tarihinden itibaren 12 ay yürürlükte kalacağının kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalı yanın davacı yana keşide ettiği faturanın 27/09/2017 tarihli, … numaralı, 75.000,00-TL. bedelli fatura olduğu, bahse konu faturanın davalıya tebliği bakımından taraflar arasında herhangi bir çekişmenin bulunmadığı, davacı tarafından davalı şirkete …. Noterliği’nden gönderilen 24/11/2017 tarih -… yevmiyeli ihtarnamede “alınan hizmetin gereği gibi yerine getirilmediği, bu nedenle sözleşmenin feshedildiği, keşide edilen çeklerin ise kendilerine iade edilmesi” hususlarının bildirildiği, davacı tarafından 04/12/2017 tarihinde iade faturası içerikli 61.665,00-TL. bedelli faturanın keşide edildiği, ancak anılan iade faturasının davalı tarafından kabul edilmediğinin tespit edildiği, davacı ve davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı ve davalı defterlerinin HMK’nun 222. maddesine göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda davalıdan kaydi olarak 61.664,92-TL. alacaklı göründüğünün tespit edildiği, davalı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda ise davalının davacı yana kaydi olarak borcunun görünmediğinin tespit edildiği, dosyadaki e-mail yazışmalarına göre; 20/06/2016 tarihinde … ilçe önceliklendirme yapıldığı, bir yıl sonunda 36 ilçede yenilemenin yapıldığı, ürünlerinin sağladığı faydayı artırmak için davacının belirlediği ilçelerde 3 slot 36 ilçede 15 gün test için ücretsiz önceliklendirme yapıldığı, test sonucu verilerden memnun kalındığı ve 3 slot ilave edilerek çalışmalara halen devam edildiği, ürün ve hizmetlerden maksimum fayda sağlanabilmesi için … slogan, anahtar kelime güncellemelerinin yapıldığı, 20/06/2016 ile 11/10/2017 tarihleri arasında davacının … numaralı telefonunun 14.440 sefer paylaşıldığı, yaklaşık 17 ayda aylık ortalama 850 defa verildiği, öncelikle 1 (bir) slot olarak başlayan rehberlik hizmetinden günlük ortalama 1 ile 3 servis akışı alındığının ilgili kişilere iletildiği, daha sonra slot sayısının artırılarak denemeler sonucunda memnun kalınmadığının belirtildiği, … Reports raporlama ekranından … numaralı hat için 20/06/2016 tarihi ile 10/11/2017 tarihleri arasında alınan rapora göre toplam çağrı sayısının 14.440 olduğunun anlaşıldığı, davacı firma yetkililerinin bahsettiği 3 (üç) slot reklam hizmetinden yeterli geri dönüşün alınamadığı ile ilgili dosyada herhangi bir bilgi veya belgenin olmadığının görüldüğü, MİS raporlarından sadece yukarıda belirtilen tarih aralığına ait raporun alındığı, davacı tarafta veya davalı tarafta günlük, haftalık, aylık, vb. çağrı kaydı, yönlendirme bilgilerinin bulunmadığının tespit edildiği, dolayısıyla bu durumun heyetlerince tespit edilemeyeceği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı 13/09/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile itiraz edilmiş, bunun üzerine mahkememizce 06/11/2019 tarihli duruşmada davacı tarafın 13/09/2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları ile taraflarca duruşmada ileri sürülen beyanlar dikkate alınmak ve itirazlar karşılamak ve ek rapor düzenlenmek üzere dosya kök rapor hazırlayan bilirkişilere tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen ve ön bürodan 11/03/2020 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi ek raporunda ise özetle; teknik olarak davalı şirketin raporlama sistemi üzerinde gerekli incelemelerin yapıldığı, ekran görüntülerinin alındığı, buna göre “…” (…) isimli … raporlarında; 20/06/2016 tarihi ile 10/11/2017 tarihleri arasında davacı şirket telefon numarası olan … numaralı hat için toplamda 14.460 adet çağrı olduğunun görüldüğü, kök raporda aynı filtreleme seçenekleri için bu sayının 14.440 olduğunun belirtildiği, aradaki 20 çağrılık farkın ise önceki raporun elde edildiği zamandan kaynaklandığı, raporun 10/11/2017 tarihinde saat 3:17:15’te çekildiği, günün devamında 20 çağrının daha karşılanmış olabileceği düşünüldüğünde bu durumun son derece normal olduğunun değerlendirildiği, davalının ürünlerinin sağladığı faydayı artırmak için davacının belirlediği ilçelerde 3 slot 36 ilçede 15 gün test için ücretsiz önceliklendirme yapıldığı, test sonucu verilerden memnun kalınmasıyla 3 slot ilave edilerek çalışmalara devam edildiği, taraflar arasında imzalanan … numaralı … Sözleşmesi’nde slot sayısının artırılmasının davacı şirkete yönlendirilen çağrı sayısıyla doğru orantılı bir şekilde artış sağlayacağının taahhüt edilmediğinin anlaşıldığı, çağrılarda kurumlara ait önceliklendirme sırasının farklılığı, yapılan anlaşmalar çerçevesinde bir firmaya diğerlerinden daha fazla öncelik verilmiş olabileceği, internet kullanımının giderek artmasıyla telefonla bilgi alma, danışma, araştırma, vb. hizmetlerin azalmaya başlaması gibi nedenlerle yönlendirilen çağrı sayısının slot sayısıyla direkt ilgili olmayabileceğinin değerlendirildiği, davalı şirket ofisinde yapılan yerinde incelemede sonucunda raporda izah edilen tespitler haricinde davalı şirkette incelenecek herhangi bir raporlama sisteminin, bilgisayarın, sunucunun, santralin vb. sistemin bulunmadığı, 05/03/2020 tarihinde yapılan ve yukarıda belirtilen tespitlerin heyetçe tutanak altına alınarak ek rapor ekinde sunulduğu, heyetin 26/08/2019 tarihli kök raporundaki görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmamakla birlikte davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda davalı yana düzenlediği iade faturası sonrasında kaydi olarak 61.664,92-TL. alacaklı göründüğü, davalı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda ise davacı yana kaydi olarak borcunun görünmediği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Ek bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından ek bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, daha sonra davacı vekili 04/12/2020 tarihli duruşmada ek raporun eksik incelemeye dayalı olduğunu, mahkemece yeni oluşturulacak bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını, mahkeme eğer aksi kanaatte ise önceki kök ve ek raporları düzenleyen bilirkişi heyetinden itirazları karşılar nitelikte yeniden ek rapor alınmasını talep etmiştir. 04/12/2020 tarihli duruşmada mahkememizce dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporların dosya kapsamındaki mevcut bilgi ve belgelere uygun, yargısal denetime, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılmış, davacı vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması ve/veya ek rapor alınması yönündeki taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir. (Baki Kuru, İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı – İstanbul 2006, s.302). Menfi tespit davası, 2004 sayılı İİK.’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya aittir. Yani davalı alacaklı, davacı borçludan alacağı bulunduğunu ispat etmekle mükelleftir. Ancak davacı borçlu, karşı tarafla aralarındaki sözleşmesel (hukuki) ilişkiyi ve bu ilişkiden kaynaklanan borcunu kabul edip, bu borcun herhangi bir sebep ile son bulduğunu ileri sürüyor ise bu durumda ispat yükü yer değiştirerek davacı borçluya geçer.
Bilindiği gibi kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir. Kural olarak kambiyo senetleri, soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerindeki soyutluk prensibinin en önemli işlevi ise ispat yükü açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu bakımdan kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davalarında ispat külfeti yer değiştirerek davacı borçluya düşer.
Somut olayda; davacı şirket, davalı tarafla akdettikleri … Sözleşmesi’ne konu hizmetlerin bedeli olarak toplam tutarı 75.000,00-TL. olan ve her biri 25.000,00-TL. meblağlı 3 (üç) adet çeki (kambiyo senedini) davalı şirkete sözleşme konusu hizmetin bedeli olarak teslim ettiğini, davalı şirketle akdedilen sözleşme gereğince davalı tarafça kendilerine sözleşmeye göre verilmesi taahhüt edilern hizmetin gerektiği gibi verilmediğini, böylece dava konusu yaptıkları miktar itibariyle davalıya teslim edilen çeklerin bedelsiz kaldığını, bu çekler yönünden davacı şirketin kestiği iade faturası bedeli olan 61.665,00-TL. kadar davalı şirkete borçlu olmadıklarını, ayrıca davalı şirkete ödenen 25/11/2017 keşide tarihli, 25.000,00-TL. meblağlı çek bedelinden davalı şirket adına kestikleri iade faturası gereğince karşılıksız kaldığı iddia edilen 11.655,00-TL.’nin de davalıdan istirdadını talep etmiştir. Bu durumda ispat yükü davacı borçluda olup, huzurdaki davada davacı şirketin iddialarını ispat etmesi gerekir.
Dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporları mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporların dosya kapsamına, dosyada toplanan delil ve belgelere uygun olduğu, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, ayrıca uyuşmazlığı çözmeye de yeterli olduğu anlaşılmış ve benimsenmiştir.
İddia, savunma, taraflarca dosyaya sunulan tüm deliller, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri ile dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; çağrılarda kurumlara ait önceliklendirme sırasının farklılığı, yapılan anlaşmalar çerçevesinde bir firmaya diğerlerinden daha fazla öncelik verilmiş olabileceği, günümüzde internet kullanımının giderek artmasıyla insanların telefonla bilgi alma, danışma, araştırma, vb. Hizmetleri tercih etmelerinin azalması gibi nedenlerle sözleşme kapsamında yönlendirilen çağrı sayısının slot sayısıyla direkt ilgisinin olmadığı, taraflar arasında akdedilen … Sözleşmesi hükümlerine göre davacı yanın iddia ettiği gibi slot sayısının artırılması ile davacı şirkete yönlendirilen çağrı sayısında artış sağlanacağına ve böylece davacı şirketin müşteri sayısının artırılacağına ilişkin olarak davalı şirketin herhangi bir taahhüdünün bulunmadığı, ispat yükü kendisinde bulunan davacı şirketin davalı şirketçe akdedilen sözleşme kapsamında yükümlenilen edimlerin ve taahhütlerin yerine getirilmediğini ve dolayısıyla davalı herhangi bir borcunun bulunmadığını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine ilişkin olarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.

G.D. Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL. karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.053,09-TL. harçtan mahsubu ile 998,69-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 8.816,45-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 150,00-TL. tebligat posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır