Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/318 E. 2021/25 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/318 Esas
KARAR NO:2021/25

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/04/2018
KARAR TARİHİ: 26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı bankanın 21/08/2007 ila 22/09/2011 tarihleri arasında kartel oluşturması sonucu davacı müvekkilinin uğramış olduğu zararın 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’ nun 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’ un 58/2 maddesi uyarınca üç katı oranında tazminine, saptanacak olan bedele zarar tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine, davanın açıldığı tarihte zarar miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığından davanın 6100 sayılı HMK ‘ nın 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak ve tespit davası olarak şimdilik 3.000,00 TL üzerinden yürütülmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı banka üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı talebi haksız ve hukuki mesnetten yoksun olup, ayrıca davacı tarafından davayı ispata yarar veya elverişli somut delil de gösterilmediğini , huzurdaki dava davayı somutlaştırma ilkesine aykırı olarak açıldığını, davacı taraf dava dilekçesi ekine hukuka aykırı olarak delillerini eklemediğini, bekletici mesele yapılması taleplerinin bulunduğunu, iş bu davaya temel teşkil eden Rekabet Kurulu kararı hakkında açılan dava neticelenmemiş olup buna ilişkin yargı sürecinin bekletici mesele olarak kabul edilmesinin gerektiğini, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı zararın doğduğunu ve bünyesine yansıyan tutarı kanıtlamasının gerektiğini, maddi tazminat talep etme şartlarının oluşmadığını, dava tarihi itibariyle hukuka aykırı fiil unsuru bulunmamakta olduğunu, davacının zararının bulunmadığını, zararla fiil arasında uygun ve mantıki illiyet bağının bulunmadığını, müvekkili bankanın sorumluluğunu gerektirir kusurun bulunmadığını, davacı tarafından üç katına kadar talep edilen tazminatın somut olayda şartları oluşmadığını, faiz talebinin de reddi gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle tarafların delillerine karşı delil sunma ve Rekabet Kurulu kararının iptali için İdare Mahkemesinde açılan dava sonucuna göre ayrıca cevap verme ve delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla, davanın usuli itirazlarımız kapsamında usûlden reddine, zamanaşımı itirazımız dikkate alınarak davanın reddine, usule ve zamanaşımına ilişkin itirazlarımız kabul edilmediği takdirde; …. İdare Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dosyasına ilişkin Danıştay’ın kanun yolu incelemesinin bekletici mesele yapılmasına, mahkeme tarafından usûlî itirazlarımıza itibar edilmemesi halinde davanın esasına ilişkin itiraz ve cevaplarımız doğrultusunda ve re’sen gözetilecek hususlar dikkate alınarak esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 ve 58. maddeleri uyarınca, rekabet yasağına aykırı davranan davalı bankanın eylemi nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı ile aralarında davalı bankanın da bulunduğu 12 adet bankanın 21.08.2007 ile 22.09.2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda faiz karteli oluşturduğunun tespit edilerek para cezalarını uygulandığı, Rekabet Kurulu’nun kararı üzerine, verilen idari para cezalarının iptali için açılan iptal davalarının, …. İdare Mahkemesi’nin 21/11/2014 tarih ve 2014/74 Esas ile 2014/1315 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, sözü edilen kararın Danıştay 13. Dairesi’nin 16/12/2015 tarih ve 2015/2895 Esas ile 2015/4611 Karar sayılı ilamı ile onandığı, davanın karar düzeltme aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un “Tazminat Hakkına” ilişkin 57. maddesinde, “Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur” hükmü ile aynı Kanun’un “Zararın Tazminine” ilişkin 58. maddesinde, “Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır.
Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hâkim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı tarafından davalı bankadan Rekabet Kurulu kararına konu dönem içinde davalı bankadan birden fazla ticari kredi kullandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin benzer uyuşmazlıklarda verdiği 02.12.2019 tarih ve 2019/1213 E.- 2019/7738 K. ve 08.01.2020 tarih ve 2019/1496 E.- 2020/163 K. sayılı kararlarında değinildiği üzere, eldeki davaya dayanak Rekabet Kurulu kararında bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz belirledikleri tespit edilen kredilerin tüketici kredileri olduğu, davacı tarafından kullanılan kredilerin ise ticari kredi niteliğinde olduğu ve bu kapsamda değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR :Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 51,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,06 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına
3-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır