Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/308 E. 2020/219 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/308 Esas
KARAR NO : 2020/219

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2014
KARAR TARİHİ : 04/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta ile davacı şirket arasında 21/09/2010 tarihli acentelik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ile davalıya yangın, nakliyat, makine montaj ve her nevi kaza sigortası branşlarında sigorta sözleşmesi tanzim ve imza etme ve bu sözleşmelerin primlerini tahsil etme yetkisi verildiğini, acente sözleşmesinin 11. maddesine göre davalıya bir haftalık süre içerisinde tahsil edilen primlerin, komisyon ve ilgili vergiler düşüldükten sonra kalan kısmın en geç ertesi haftanın son iş gününün bitimine kadar davacıya intikal ettirme zorunluluğunun getirildiğini, ancak davalı acentenin sigortalılardan tahsil ettiği primleri süresi içinde davacıya intikal ettirmediğini ve davacıya borcunun biriktiğini, bunun üzerine …Noterliği’nin 11/07/2011 tarihli ve … yevmiye numaralı fesihnamesi ile davalının acenteliğinin feshedildiğini, davalı tarafın ihtarnamede belirtilen alacak tuturanı ödemesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağının da ihtar edildiğini, davalının buna rağmen ödeme yapmaması üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, açılan bu davanın ipotek maliki …’e takipten önce ihtarname gönderilip temerrüde düşürülmediği gerekçesi ile reddedildiğini, bunun üzerine …’e ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takip başlatıldığını, başlatılan takibe davalılar tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, açıklanan ve dilekçede ileri sürülen diğer nedenlerle davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalılar tarafından davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, acentelik sözleşmesi, fesih ihtarnamesi,… Noterliğinin 05/07/2011 tarihli … yevmiye numaralı ihtarı ve tebliğ şerhleri, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … Noterliğinin 30/10/2013 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarı ve tebliğ şerhleri, İstanbul… İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ve bildirilen tüm deliller üzerinde inceleme yapan bilirkişi heyetinin düzenlediği rapor ve ek rapor davanın delillerini oluşturmaktadır.
Mahkememizce dava konusu İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası celbedilerek dosya içerisine alınmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden; davacı … A.Ş. tarafından davalılar aleyhine 05/02/2014 tarihinde “ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine girişildiği, örnek 9 nolu ödeme emrinin davalılara tebliğ edildiği, davalılar adına vekilleri Av. … tarafından 17/02/2014 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde yetkiye, borca ve faize itiraz edildiği, sonrasında İcra Müdürlüğü tarafından 17/02/2014 tarihli kararla takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf borca itiraz dilekçesi ile birlikte yetki itirazında bulunmuş ise de; itirazın iptali davasına konu olan icra takip dosyasında (İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.); dosya borçlularından …A.Ş. ile alacaklı davacı …A.Ş. arasında akdedilen “…Sözleşmesi”’nin “İhtilafların Halli” başlıklı 26 maddesine göre; sözleşmeden doğacak uyuşmazlıklarda Beyoğlu Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmış olduğundan, Beyoğlu Adliyeleri kapanarak bir çok adliye İstanbul (Çağlayan) Adliyesi bünyesinde birleştiğinden HMK’nun 7. maddesine göre davalının birden fazla olduğu hallerde davanın (icra takibinin) bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilmesi (başlatılabilmesi) mümkün olduğundan, mevcut takibin icra takip dosyası borçlularından davalılardan …A.Ş. için yetkili icra dairesinde takip başlatılmış olması ve itirazın iptali davalarında yetkili mahkemenin takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkeme olması nedeniyle davalı tarafın yetki itirazı mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Mahkemece dava dilekçesi, acentelik sözleşmesi, fesih ihtarnamesi, … Noterliğinin 05/07/2011 tarihli …yevmiye numaralı ihtarı ve tebliğ şerhleri, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, …Noterliğinin 30/10/2013 tarihli … yevmiye numaralı ihtarı ve tebliğ şerhleri, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, toplanan diğer deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Sigorta uzmanı bilirkişi … ile SMMM bilirkişisi …’dan oluşan bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan ayrıntılı ve gerekçeli 17/06/2015 havale tarihli kök bilirkişi raporu ile 16/03/2016 havale tarihli ek bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş, sonuç olarak davacı ile davalı sigorta arasında akdedilmiş olan acentelik sözleşmesi hükümleri uyarınca davacının fesih şartlarının gerçekleştiği, sözleşmenin teminat başlıklı 16. maddesi hükmüne göre; acentenin işbu sözleşme ile kabul ettiği görevlerin uygulanmasını sağlamak amacı ile belli bir miktarda teminat vermeyi kabul ve taahhüt etmesinin kararlaştırıldığı, teminat gösterme yükümlülüğü kapsamında 05/11/2010 tarihinde, davalı acentenin borçlarının teminatı olarak yıllık bila faiz 100.000-TL.’yi ödemeyi davalı acentenin müşterek borçlusu-müteselsil kefili sıfatı ile kabul ve taahhüt eden …’ün maliki bulunduğu Amasya ilindeki taşınmazın tamamı üzerine davacı sigorta şirketi lehine birinci derece ve birinci sırada 100.000-TL.bedelle ipotek tesis edildiği, acentelik sözleşmesinin teminata müracaat hakkı başlıklı 17. maddesine göre acentenin işbu sözleşme ile kabul ettiği görevlerini yerine getirmediği veya borcu oluştuğu takdirde davacının davalı acentenin teminatına müracaat edebilme hakkına sahip olduğu, dosya içeriğine göre davalı acentenin davacı sigorta şirketine karşı toplam borcunun 98.207,08-TL. olduğu, bu alacak tutarının 56.162,89-TL.’sinin ödenmemiş senet alacağı, bakiye 42.044,19-TL.’sinin ise likit ticari cari alacak olarak tespit edildiği anlaşılmakla davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
İşbu kararı davalılar vekilinin temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş, Yargıtay 11. H.D. 23/01/2018 tarihli, 2016/13102 Esas ve 2018/542 Karar sayılı ilamında özetle;
“… Davalılar vekili icra takibine itiraz dilekçesinde ve yargılama aşamasında, ipotek veren davalı …’ün 73 yaşında olup söz konusu borç doğurucu işleme vakıf olmamasına rağmen ve sağlık kurul raporu istenmeden işlemin yapıldığını, ipoteğin geçersiz olduğunu belirtmiştir. Yani davalılar, icra takibinin dayanağı olan ipotek tesisine ilişkin işlemin ehliyetsizlik nedeni ile sakat olduğunu savunmuşlardır. Davada dayanılan ehliyetsizlik iddiasının herhangi bir süreye tabi olmaksızın dinlenme olanağı mevcuttur. Bilindiği üzere, davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez.
Bu durumda, davalılarca icra takibine konu ipotek tesisine ilişkin işlemin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğu savunulduğu halde mahkemece ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek öncelikle incelenmesi gerekirken, bu husus tartışılıp değerlendirilmeksizin, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamış ve bu nedenle hükmün davalılar yararına bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle mahkememiz kararının bozulmasına karar vermiştir.
Bozma sonrasında mahkememizce 04/10/2018 tarihli duruşmada usul ve yasaya uygun Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/01/2018 tarih ve 2016/13102 Esas – 2018/542 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargılama devam ederken davacı sigorta şirketi vekili Av. … tarafından UYAP üzerinden mahkememiz dosyasına gönderilen 03/03/2020 tarihli dilekçede; davadan tamamen feragat edildiği bildirilmiş, ayrıca davalılar vekilinin istifa etmiş olmasının göz önünde bulundurularak aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve davanın feragat beyanları doğrultusunda karara çıkarılmasını talep edilmiştir.
Davacı vekilinin dosya içerisinde bulunan vekâletnamesinin incelenmesi sonucunda davacı vekili Av….’nun davadan feragat etme yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK.’nun 307. maddesine göre davadan feragat, davacı tarafın talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat davayı sona erdiren tek taraflı bir işlemdir. Feragat karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. HMK.’nun 307. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde, feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacı taraf davayı açtıktan sonra mahkememize sunduğu dilekçesinde açıkça davadan feragat ettiğini bildirmiş olduğundan ve davalıların vekili dosyada vekillikten çekilmiş olduğundan, karar tarihi itibariyle dosyada davalıların vekili de bulunmadığından, davacı taraf aleyhine ve davalılar lehine yargılama gideri ile vekâlet ücretine hükmedilmeksizin davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davalıların dosyada vekili bulunmadığından lehlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 1.207,75-TL harçtan düşümü ile kalan 1.153,35- TL’ nin karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine, ( 13.06.2016 tarihli, … Esas …karar, 2016/164 harç numaralı harç tahsil müzekkeremiz ile maliyeye bildirilen ve davalı …A. Ş. ‘den tahsili istenilen 5.123,25 TL bakiye harç tahsil edilmiş ise, işbu karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı …A.Ş.’ye iadesi için maliyeye müzekkere yazılmasına tahsil edilmemiş ise hiçbir işlem yapılmaksızın iadesinin istenilmesine,)
4-Davalı …tarafından yapılan yargılama gideri 37,10 TL’nin davcıdan alınıp davalı …A.Ş.’ye verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; dosya daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olduğundan, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.