Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/277 E. 2020/62 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/277 Esas
KARAR NO : 2020/62

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/10/2015
KARAR TARİHİ : 22/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 16/08/2014 tarihinde müteveffa …’ün sevk ve idaresinde bulunan… plaka sayılı araç ile seyir halinde olduğu sırada meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkili davacının kusurunun bulunmadığını, müteveffaya yönelik kusur isnadı ile kusur oranında hiçbir şekilde kabullerinde olmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde sigortasını yaptırmamış olması sebebiyle davalının, müvekkilinin uğradığı maddi zararları tazmin ile yükümlü olduğunu beyanla HMK 107.md uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde olan davalarının kabulü ile HMK 107/2 md uyarınca başlangıçtta belirttikleri taleplerini arttırım hakları saklı kalmak üzere şimdilik 3.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile mirlikte davalıdan teminat limiti ile sorumlu olmak üzere tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kabul anlamına gelmemek kaydı ile iş bu dava sonucunda müvekkili aleyhinde hüküm kurulup tazminat ödenmesi halinde müvekkilinin ödediği iş bu tazminatı mevzuatı gereği yine söz konusu sigorta yaptırılmamış olan sürücüsü konumunda olan müteveffanın miras bırakanı olan davacıya rücu edeceğinden davacının aynı zamanda borçlu konumuna geleceğini, bu itibarla somut olayda alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğini, husumet itirazında bulunduklarını, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, müvekkili kurumun işleten ve sürücüye rücu hakkının sigortacılık kanunu ve … yönetmeliğinin 16.maddesinden kaynaklanmakta olup bu hakkın TTK’da düzenlenen halefiyet ilkesi dışında sadece müvekkiline tanınmış olan spesifik bir rücu hakkı olduğunu, TBK 135 (eski BK 116) maddesi gereği davacıların bu olay nedeniyle müvekkiline dava açma haklarının bulunmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkilinin teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
.Dava, Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası tanzim edilmeyen kendi kusuruyla kazaya sebebiyet veren… plakalı araç sürücüsü olan müteveffa …’den dolayı davacı eş için talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Davalı kurum Sigortacılık Kanunu ve … Yönetmeliği gereğince sadece kaza tarihi itibari ile Zorunlu Mali Mesuliyet (trafik) Sigortası düzenlenmeyen aracın sürücüsünün dışındaki başka araç sürücüleri veya 3.şahısların (yayalar-araç içinde yolcu olarak bulunan kişilerin) uğramış olduğu maluliyet ve ölüm halinde ise destekten yoksun kalma tazminatlarını ödemekle yükümlüdür. Sigortacılık Kanununu 14/b maddesi uyarınca davacı kurum Zorunlu Trafik Sigortası bulunmayan araçlar nedeniyle yaptığı tazminat ödemeleri için zarara sebebiyet veren ve Zorunlu Trafik Sigortası yaptırılmamış olan aracın işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlularına ve bunların mirasçılarına kusuru nispetinde rücu eder ve ödediği tazminatı masraflarıyla birlikte tahsil eder. Davacı tarafa davaya konu trafik kazası ile ilgili olarak davalı kurum tarafından herhangi bir tazminat ödemesi yapılması halinde trafik kazasında ölen sürücünün kusuru nedeniyle mirasçısı olarak tekrar davacıya rücu edileceğinden, alacaklı ve borçlu sıfatı TBK 135.maddesi gereğince davacıda birleşmiş olacağından, anılan madde gereğince borç sona ermekte olup, davacıya hem tazminat ödemesi yapılıp hemde rücuen alacak davası açılamayacağı için davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, davacı vekilinin istanaf talebi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin 12/03/2018 tarih… Es. … Kar. Sayılı kararı ile mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve yukarıdaki esas numarası almıştır.
Mahkememizin 15/05/2019 tarihli ara kararı gereğince, kaza tarihinin 16/08/2014 olması nedeniyle iddia, savunma, toplanan deliller ve İstanbul Bölge Adli Mahkemesi… Hukuk Dairesinin kaldırma kararı da dikkate alınarak mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak aktüerya uzmanı …seçilmiş, dosya bilirkişiye 31/07/2019 tarihinde tevdiği edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından sunulan 22/08/2019 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştr.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; mahkemece verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin, dosya incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda, …nın sorumluluğunun; 2014 yılı ZMMS Poliçelerindeki azami limiti ile sınırlı olduğu, 2014 yılı kişi başı ölüm-sürekli sakatlık üst limitinin 268.000,00 TL olduğu, dava dışı müteveffanın anne ve babasına da pay ayrıldığında 407.312,33 TL olarak hesaplanan maddi zarar toplamının garabeten hesabı ile 268.000,00 TL ye oranlandığında, 15.08,2014 tarihinde destekçi …’ün nin vefatı sonrasında, davacı eş …’ ün toplam zararının % 22 evlilik olasılığı indirimi sonrasında 283.574,69 TL olduğu, davalı …nın limit sorumluluğu dahilinde talep edebileceği maddi zararının 186.584,13 TL olabileceği, davacı oğlu …’ ün toplam zararının 29.629,31 TL olduğu, …nın limit sorumluluğu dahilinde talep edebileceği maddi zararının İse 19.495.25 TL olabileceği, dava öncesi davalı sigorta şirketinden talepte bulunulduğuna dair herhangi bir belgenin dava dosyasında bulunmadığının tespiti ile 05.06.2015 dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün ve yasal faiz talep edilebileceği kanaatiyle görüş bildirilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporunun kapsamı tümüyle birlikte değerlendirilmiş, alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden,mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
6098 Sayılı TBK 53/3 maddesinde “…ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler…”  ifadesi kullanılmak suretiyle ölenin “destek” olması zarureti ortaya konulmuştur. Destek, başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişidir. Destekten yoksun kalma tazminatı ise ölümün sonucu olarak ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek, yaşamının, desteğinin ölümünden önceki düzeyinde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat biçimidir.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen 22/08/2019 tarihli bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; 15.08,2014 tarihinde destekçi …’ün nin vefatı sonrasında, davacı eş …’ ün toplam zararının % 22 evlilik olasılığı indirimi sonrasında 283.574,69 TL olduğu, davalı …nın limit sorumluluğu dahilinde talep edebileceği maddi zararının 186.584,13 TL olabileceği,Yargıtay 17. HD nin 2016/14573 E. 2017/6035 K. Savılı ilamında açıkça görüldüğü üzere Yeni Düzenlenen Genel Şartlar 01.06.2015 tarihinden sonra tanzim edilen poliçeler için geçerli olacağı vurgulandığı, meydana gelen kazanın 16/08/2014 tarihinde olduğu, davalı …’nın tehlike tehlike sorumluluğunun bulunduğu, tazminat istemi ZMMS poliçesinin teminatı kapsamında olduğu, davacının eldeki davayı mirasçı sıfatı ile değil destekten yoksun kalan 3. kişi sıfatıyla açmış oldukları anlaşılmakla (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/17-142 E. 2011/411 K. 15.06.2011 tarihli kararı) davacının davalı …nın limit sorumluluğu dahilinde olduğu, dava öncesi davalı sigorta şirketinden talepte bulunulduğuna dair herhangi bir belgenin dava dosyasında bulunmadığının tespiti ile 05.06.2015 dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün ve yasal faiz talep edilebileceği anlaşılmış olmakla, davacının davasının kabulü ile 186.584,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 30/09/2015 tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne,
186.584,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 30/09/2015 tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 12.745,56-TL karar ve ilam harcından 27,70-TL peşin harcın ve 628,00 TL ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 12.089,86-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 59,50-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.017,95-TL ve 628,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.705,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 21.510,89 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır