Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/250 E. 2022/768 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/250 Esas
KARAR NO:2022/768

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/03/2018
KARAR TARİHİ:27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili şirket arasında 03.08.2017 tarihinde imzalanan Sözleşme uyarınca, 25.03.2015 tarihinde ihalesi yapılan, … ihale kayıt numaralı “… (…) Kanalizasyon İnşaatı Ve … Kanalizasyon İnşaatı” kapsamında Anahtar Teslim usulü ile Sözleşme’de belirtilen bölgelerin yapısal özelliği bozulmadan Yatay Delgi yoluyla boru döşenerek şebeke hattının yapılması kararlaştırıldığını, akdedilen işbu sözleşme kapsamında davalının işe başlayabilmesi amacıyla müvekkil şirketi tarafından davalıya 15.000,00 TL cari hesaba mahsuben avans ödemesi yapıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye rağmen, 20.08.2017 tarihinde mahallinde yapılan denetimlerde, davalının sözleşmeye aykırı davranmak suretiyle işe ait ekipmanları şantiyeden uzaklaştırdığını, ekiplerin işini sonlandırdığını ve işe devam etmediğini, çalışma esnasında 1 adet çelik boruyu ziyan ederek hatalı imalat yaptığının tespit edildiğini, bunun üzerine 21 Ağustos 2017 tarihinde … 5. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya 3 gün içerisinde işe başlaması, sözleşme uyarınca yüklendiği edim ve yükümlülükleri yerine getirmesi, 10 gün içerisinde işleri tamamlaması, aksi halde sözleşmenin feshedileceği ve sözleşme kapsamında verilen avanslar ile sözleşme kapsamında doğan bütün zarar ve ziyanın tahsili amacıyla icra takibine geçileceğinin bildirildiğini, gönderilen ihtarnameye rağmen, davalı işe başlamamış, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından cari hesap alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyası kapsamında davalıya ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafından işbu ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının yapmış olduğu tüm itirazlar haksız ve mesnetsiz olduğunu ve bu nedenle iş bu davanın açılmış bulunduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına haksız ve kötü niyetli yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazlarının bulunduğu, yetki yönünden davanın reddi gerektiğini, davanın yetki ve ”takip dayanağı belge ile dava konusu edilen belgenin farklı olması bakımından” reddine karar verilmesinin gerektiğini, esasa ilişkin itirazlarının da bulunduğunu, sözleşme incelendiğinde görüleceği üzere, sözleşmede 15.000.TL ödenecektir biçiminde bir düzenlemeye yer verilmediğini, davacı 15.000,00 TL ödemenin neden yapıldığını bilmekle beraber, gerçeği ortaya koymaktan kaçınmakta olduğunu, davalı şirket yetkilileri sahada muhatap bulamayınca ve telefon dışında iletişim kanalı olmayınca sondaj işine başlayamadığını, bir haftadan fazla bir süre bu biçimde geçince 4 personelin otel konaklama ve iaşe giderleri, makine ve araç giderleri davalı şirkete zarar ettirmeye başladığını, bu nedenle davalı şirket, araç makine teçhizat ve ekipmanlarını inşaat alanından çekmek zorunda kaldığını, davacı şirketin tüzel kişiliğinin devam edip etmediği ve dava açma ehliyetinin olup olmadığının da tartışmalı olduğunu, zira 03.08.2017 tarihli sözleşmeyi, davacı şirketle birlikte şirkete atanmış olan “Kayyım” inşaat mühendisi … da imzaladığını, kayyımın görevinin devam edip etmediği, davacı şirketin iflas edip etmediği, davacı şirketin tüzel kişiliğinin devam edip etmediği konuları öncelikle çözümlenmesinin gerektiğini, Kayyım’ın hangi kurumca atandığı ve görev kapsamı ile yetki sınırlarının ne olduğunun saptanmasının gerektiğini, davacı şirketin tüzel kişiliği devam etmiyorsa veya dava açılması konusunda gerekli karar ve izinler alınmadıysa diğer konular araştırılmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddine, %40 ’tan aşağı olmamak üzere icra tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri, … Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı ve ekleri, dinlenen tanık beyanları celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 25/05/2021 tarihli celse bir nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM … ile İnşaat Mühendisi … seçilmiş, adı geçen bilirkişilerce sunulan 03/10/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyet raporunun tetkikinde, huzurdaki davanın, davacı yüklenici tarafından, davalı alt yüklenici aleyhinde, 17.10.2017 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 15.000,00 TL asıl alacak ve 300,51 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam15.300,51 TL alacağı için başlatılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali davası olduğu, davacı tarafından davalıya 15.000,00 TL 03.08.2017 tarihinde banka dekontu ile tevsik edildiği üzere para gönderdiği,taraflar arasında herhangi bir iş kabulü ve geçici hakediş tutanakları ve fatura kesilmesi v.s. süreçlere gelinmeden taraflar arasındaki ticari ilişkinin son bulduğu, davacı tarafından ise, davalının yerine dava dışı alt yüklenici … Altyapı İnş. Nak. Ser. Mad…Ltd. Şti. ile 25.09.2017 tarihinde yeni bir sözleşme yapılarak dava konusu edilen “davacı tarafından … Bankası A.Ş. yatırım koordinasyon Daire Başkanlığı’dan 25.03.2015 tarihli ihalesi yapılan; … ihale kayıt nolu “… (…) Kanalizasyon İnşaatı Ve … Kanalizasyon İnşaatı” işinin dava konusu edilen kısımlarının yaptırıldığı, davacı tarafından davalıya … 5. Noterliği 21.08.2017 tarih, … yev. no.lu “sözleşmenin fesih edilmesi” konulu ihtarname ile, 20.08.2017 tarihinde yapılan denetimde davalının şantiyeden uzaklaştığı beyan edilerek 3 gün içinde işin tamamlanmasının aksi takdirde sözleşmenin fesih edileceğinin davalının sözleşmede belirtilen davalı adresine ihtarname keşide ettiği, ancak davalının işe geri dönüş yapmadığının dosya kapsamından anlaşıldığı, söz konusu işin davalıca yapılmadığı ve sözleşmenin davacı tarafından haklı sebeple fesih edildiğinin kabulü halinde davacı tarafından davalıya 03.08.2017 sözleşme tarihinde verilen 15.000,00 TL ödemenin davalı tarafından davacıya ödenmesi şartlarının oluştuğu, davacının 2017 ve 2018 yıllarına ait yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları, davacının muhasebe kayıtlarına göre, davacının 17.10.2017 takip tarihinde davalıdan 15.000,00 TL alacak bakiyesi olduğu, İşlemiş Faizin Temerrüt Olmaması Nedeni ile Olmadığının Kabulü Halinde, davacı taraf 17.10.2017 tarihli icra takibinde 15.000,00 TL asıl alacağına 300,51 TL işlemiş faiz talep ettiği, ancak dosya içeriğinde davalının icra takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin noter tebliğ şerhi görülemediği, bu halde davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatiyle rapor ibraz ettiği görülmüştür.
Yine mahkememizin 18/01/2022 tarihli celse bir nolu ara karar gereğince davalı yan ticari defterlerinin incelenmesi için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak SMMM …, adı geçen bilirkişice alınan talimat bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Talimat bilirkişi raporunun tetkikinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyaları ve mahkeme dosyaları üzerinde yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, davalı yanın incelemeye sunulan 2017 yılına ait yevmiye defterinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden, süresinde açılış, kapanış tasdiklerinin yapıldığı kural ve standartlara uygun tutulduğu görüldüğünden ilgili yıla ait ticari defterinin sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı yana 15.000,00 TL bakiye borcu bulunduğu, bilirkişiler … ile … tarafından tanzim edilen 04.10.2021 tarihli raporun sonuç bölümünde özetle, “Söz konusu işin davalıca yapılmadığı ve sözleşmenin davacı tarafından haklı sebeple fesih edildiğinin kabulü halinde davacı tarafından davalıya 03.08.2017 sözleşme tarihinde verilen 15.000,00 TL ödemenin davalı tarafından davacıya ödenmesi şartlarının oluştuğu” ve“Davacının muhasebe kayıtlarına göre; davacının 17.10.2017 takip tarihinde davalıdan 15.000,00 TL alacak bakiyesi olduğu” görüş ve kanaatine varıldığı, davacı yanın davalı …’ni temerrüde düşürdüğüne dair bir belgeye dava dosyasında rastlanılamadığı kanaatiyle rapor ibraz ettiği görülmüştür.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Dosyamız içerisinde yer alan …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasından davacı tarafından davalı aleyhine ” 03/08/2017 CARİ HESAP ALACAĞI ” açıklaması ile 15.000 TL asıl alacak ve 300,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.300,51 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, borçlu davalıya çıkartılan ödeme emri tebliğinin iade edildiği, borçlu tarafından 27/10/2017 tarihli dilekçe ile takibe ve … İcra Dairelerinin yetkili olduğu belirtilerek icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin 16/03/2018 tarihinde elde ki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ki uyuşmazlık, davacının yüklenici, davalı yanın alt yüklenici olduğu 03/08/2017 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Davalı her ne kadar icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise de, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesi ile İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı, davacı alacaklı tarafından yetkili icra dairesinde takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, yukarıda anılan sözleşme nedeni ile davalı tarafa gönderilen 15.000 TL avans ödemesinin, davalının sözleşme ile yükümlendiği işi yapmaması nedeni ile iadesi talep edilmektedir. Davacının İşbankası hesabından 03/08/2017 tarihinde davalı yana ” … İNŞ.NAK. OTO. PET. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. CH. MAHS” açıklaması ile 15.000 TL gönderdiği sabit olup, bu ödeme davalı yanın da kabulündedir, ancak davamı tarafından ödemenin sözleşmenin 6.3 maddesi gereği, davalının dava dışı Ahmet Kayacan’dan olan alacağına mahsuben yapıldığını, davacı tarafından iş teslim tutanağı düzenlenmediğini ve çalışma yapılacak yolda göçük tehlikesi bulunduğu, bunun davacı yana bildirilmesine rağmen önlemlerin alınmadığını bu sebeple ekip ve ekipmanların çalışma alanından çekildiğini savunmuş, davalı tanıkları da aynı yönde beyanda bulunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamından, taraflar arasında ki sözleşme nedeni ile davacı tarafından davalı yana 15.000 TL ödeme yapıldığı, davalı yana işin tamamlanması için ihtarname gönderildiği, davalı tarafından işin tamamlanmadığı sabit olup, uyuşmazlık 15.000 TL’nin iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde inşaat mühendisi ve muhasebeci bilirkişi tarafından düzenlenen 03/10/2021 UYAP tarihli rapor ile tespit edildiği üzere taraflar arasında iş kabul ve hakediş tutanağının bulunmadığı, davacı tarafından işin daha sonra dava dışı 3. bir şirkete yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu işin davalı tarafından yapılmadığı, yapılan defter incelemesinde taraflar arasında dava konusu sözleşme ve davacı tarafından davalıya ödenen 15.000 TL dışında cari ilişki bulunmadığı, davacı tarafından gönderilen ihtarla işin tamamlanmaması halinde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiği, davalı tarafından işin tamamlanmadığı, davalı tarafından ödemenin sözlemenin 6.3 maddesi kapsamına gönderildiği iddia edilmiş olsa da, taraf arasında ki sözleşmenin feshedildiği, bu kapsamda davacı tarafından yapılan ödemelerin talep edilebileceği anlaşılmış olmakla, davalı tarafından dava konusu 15.000 TL’nin iadesi gerekmektedir. Davalı tarafından icra takibine bu miktar yönünden yapılan itiraz haksızdır. Davacı tarafından her ne kadar takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de, davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği anlaşılmış olmakla davalı tarafından icra takibinde asıl alacağa yapılan itirazın iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı yanın reddine karar verilen alacak istemi yönünden kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı tarafından …. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın 15.000,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 3.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Alınması gerekli 1.024,65 -TL karar ve ilam harcından 261,29 -TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 763,36-TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 261,29 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 41,10-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 3.337,70-TL olmak üzere toplam 3.378,80-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.312,55-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır