Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/230 E. 2020/597 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/230 Esas
KARAR NO:2020/597

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:17/05/2017
KARAR TARİHİ:19/10/2020

… Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas … karar 23/01/2018 tarihli kararı ile görevsizlikle mahkememize tevzi edilen ve mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 28/10/2008 tarihli 5 yıl süreli kira kontratı düzenlendiğini, kiralanan … Mah … … sk no:… …/… adresindeki taşınmaza baz istasyonu kurulduğunu, kontrat süresinin 27/10/2013 tarihinde sona erdiğini, taşınmazın 27/07/2014 tarihinde tahliye edileceği ve akdin 27/04/2014 te feshedildiğinin karşılıklı imza altına alındığını, kiracılık ilişkisi sona erdiği halde davalının taşınmazı tahliye etmediğini, baz istasyonunun faaliyeti nedeniyle taşınmazın kiraya verilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 62.942,00TL ecrimisil bedelinin yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalının şirket sözleşmesinden kaynaklanan edimini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacının baz istasyonu sökümüne izin vermediğini, kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun var olan kira sözleşmesi ile sınırlı olduğunu, istenilen ecrimisil bedelinin fahiş olduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ; ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı; davalı ile aralarındaki kira ilişkisi sona erdiği halde davalının taşınmazdan yararlanmaya devam ettiğini beyanla ecrimisil isteminde bulunmuş, davalı ise davanın reddini savunmuştur.
Gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin, taşınmazı kullanması nedeniyle kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; eldeki davanın mutlak veya nisbi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan sözedilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Aksi uygulama, Asliye Ticaret Mahkemelerinin kuruluş amacına ve niteliğine aykırı düşecektir. Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ( aynı yönde Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2019/699 Esas ve 2020/4277 Karar sayılı kararı ile İstanbul BAM 37. Hukuk Dairesinin 2020/72-777 E.K. Sayılı kararı )
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine,
3-Kararın kanun yolundan geçerek kesinleşmesi halinde HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4-Kararın kanun yolundan geçmeden kesinleşmesi halinde ise Mahkememiz ile …. Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın resen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
5-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
6-HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/10/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı