Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/21 E. 2019/807 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/21 Esas
KARAR NO: 2019/807

DAVA : Ticari Şirket (Adi Ortaklıktan Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 08/01/2018
KARAR TARİHİ: 24/10/2019

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket tarafından …Kamu Hastaneleri Birliği’nin … numaralı ihalesinin kazanılarak, taraflar arasında yapılmış 10/11/2015 tarihli sözleşmeye istinaden %90 ve %10 hisse oranında ortaklık şirketi kurulduğunu ve davalı gerçek kişiye ortaklığın idare yetkisi verildiğini, akabinde sırasıyla …Müdürlüğünün ihalesi alınarak %63 ve %37 ortaklık oranında 18/11/2015 tarihli sözleşmenin, Adıyaman Üniversitesinin ihalesi alınarak %63 ve %37 ortaklık oranında 25/04/2016 tarihli sözleşmenin yapıldığını, bu iki sözleşme için iş ortaklığı sözleşmesinin yapılmadığını ancak, müvekkili ile davalı şirket arasında kurulan ve sadece Düzce Kamu Hastaneleri için yetkili kılınmasına rağmen ortaklık üzerinden bu iki ihalenin işlerinin yürütüldüğünü; yönetim kurulu toplantısının yapılamadığını yada müvekkilinin toplantılara çağrılmadığını, müvekkili şirkete herhangi kar payı ödemesi yapılmadığını, ayrıca herhangi bir bilgi verilmediğini, davalıların sözleşmeye aykırı işlemleri neticesinde müvekkili adına yapılan işlemlerden dolayı zarara uğradıklarını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle ortaklığa ait müvekkili şirkete ödenmeyen kar payı, sermaye payı ve ortaklığı temsilen… Kamu Hastaneleri Birliği İhalesi için idari yetki verilen davalı gerçek kişinin müvekkili şirket adına yaptığı işlemlerden dolayı uğranılan zarar için şimdilik 1.000 TL’nin davalılardan tahsili ile ortaklığın tasfiye memuru tarafından yönetilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu, bu ilişki uyarınca … Kamu Hastaneleri Birliği Temizlik ihalesi, … Üniversitesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı Temizlik ihalesi ve Devlet Malzeme Ofisinin temizlik ihalesinin alınarak ihale gereği işin gerçekleştirildiğini, ortaklık sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketin pay oranı %90, davacının pay oranının %10 olduğunu ve ortaklık sözleşmeleri uyarınca müvekkili gerçek kişinin yetkili müdür olarak atandığını, yönetim kurulu toplantılarının usulüne uygun yapıldığı ve davacının haberdar edilmesine rağmen toplantılara katılmadığını, ortaklık şirketi tarafından davacı şirkete ödemeler yapıldığını, davacının herhangi hak ve alacağı bulunmadığını, ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasında kurulmuş adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde ortaklık kar payı ve sermaye payı alacağının davalılardan tahsili ve ortaklığa tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir.
Taraflar arasında birtakım kamu ihalelerinin alınması ve yürütülmesi için adi ortaklık ilişkisi kurulduğu, adi ortaklığın almış olduğu …Kamu Hastaneleri Birliği ihalesinden davacı payının %10, davalı şirket payının %90 olarak belirlendiği, bu ihale ile ilgili davalı gerçek kişinin tam yetkili temsilci olarak atandığı, adi ortaklığın ayrıca … Müdürlüğünün ve … Üniversitesinin ihalelerini aldığı hususlarında çekişme bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık taraflarca kurulan adi ortaklığın aldığı …Genel Müdürlüğü ihalesi ile … Üniversitesi ihalesinin de tarafların hisse oranlarının ne olduğu ve yine bu ihalelerde davalı gerçek kişinin temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı, ayrıca adi ortaklık hükümleri uyarınca elde edilen kar payının davacıya ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır.
Yanlar arasındaki somut uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile adi ortaklığın sona erip ermediğinin tespiti yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, taraf ve taraflar arasındaki adi ortaklığın ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler SMMM… ve Ekonomi ve Finans uzmanı Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 22/07/2019 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, taraflarca kurulan adi ortaklığın 2015 yılında herhangi bir gelirinin bulunmadığı, dava konusu ortaklığın 2016-2017 yıllarında ticari faaliyetler dolayısıyla herhangi bir faaliyet karlarının bulunmadığı, dosyaya sunulu adi ortaklıklar ile ilgili kurumlar vergisi beyannamelerine göre her iki adi ortaklığın 2016-2017 yıllarında ticari faaliyetlerinin olduğu, yine bu şirketlerde davalı gerçek kişinin müdür yetkisinin bulunduğu, adi ortaklığın 2016-2017 yıllarında faaliyet zararlarının nedenlerinin dosya kapsamında sunulu vesaikler ile belirlenemeyeceği gibi ticari defterler üzerinde yapılacak kısmi incelemeler ile de tespitinin mümkün olmadığı; davacının ileri sürdüğü davalı gerçek kişinin yönetimi dolayısıyla adi ortaklığı zarara uğrattığı iddialarına ilişkin ispat edici mahiyette somut delillerin sunulu olmadığı, davacının dosya kapsamında ve sunulu mali tablo ve defterlere göre davasını ispat edemediği bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, davacı taraf itirazları yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporları, getirtilip-sunulan belgeler ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; davacı tarafça, taraflar arasında kurulan adi ortaklık kar payının ödenmediği ileri sürülmüş ise de; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, adi ortaklığın 2015 yılında gelirinin bulunmadığı, 2016-2017 yıllarında yapılan ticari faaliyetler dolayısıyla herhangi bir faaliyet karlarının bulunmadığı, bu nedenle davacının bu yöndeki isteminin yerinde olmadığı; adi ortaklığın davalı …’ın yönetimi dolayısıyla davacının zarara uğratıldığı iddiasının somut delillerle ispatlanamadığı, kaldı ki, taraflar arasında yapılmış sözleşme gereği davalı …’ın adi ortaklığa yetkili müdür olarak atandığı; diğer yandan, davacının yönetim kurulu toplantılarına katılmamasının somut bir zarar oluşumuna sebebiyet vermeyeceği; davacı tarafça ileri sürülen iddialar ispatlanamadığına göre adi ortaklığın tasfiye memuru tarafından yönetilmesi isteminin de yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 112,71 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 76,81 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.