Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/195 E. 2019/313 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/195 Esas
KARAR NO : 2019/313
DAVA : Kayıt – Kabul
DAVA TARİHİ: 02/07/2008
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
Mahkememizin … Esas sayılı dosyasından tefrikine karar verilen yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize ait … Esas sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Almanya’da çalışarak biriktirdiği paraları gurbetçiler için Türk gazetelerinde verdiği Dövize Yüksek Faiz başlıklı ilanına aldanarak …Bankası’na yatırdığını ve hesap cüzdanı aldığını, bankanın 03.07.2003 tarihli kararla …’ye devredildiğini, ayrıca … tarafından …’ye para yatıranlara paranın ödenmeyeceğinin belirtildiğini, oysa ki müvekkilinin parayı …’ye değil bankaya yatırdığını, cüzdan üzerine … yazılmasının müvekkilinin talimatı dışında olduğunu, davalı banka yanında bu bankanın ve… Ltd’nin hakim ortağı olan …’ın da doğan zarardan sorumlu olduğunu, ayrıca … çalışanı …A.Ş yönetim kurulu üyesi ve daha sonra Müflis …A.Ş Genel Müdürü olan … ve temsil ettiği …’nın da zarardan sorumlu olduğunu, …’nin de el koyarak müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek… Ltd adlı bankanın dava tarihinde bankacılık izninin ve hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığını ve bu nedenle bu bankadan paranın tahsil edilmesinin mümkün olmadığının ve paranın …A.Ş. bünyesinde bulunduğunun ve …’ye aktarılmadığının tespitine, 35.790.43 Euro karşılığı olan 69.862.92 TL’nin davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Türk …T.A.Ş iflas idaresi vekili, davacının iflas masasına alacağı için başvurduğunu, İİK 235. md belirtilen 15 günlük sürenin geçtiğini, …’nin ayrı bir tüzel kişilik olduğunu ve husumetin ona yöneltilmesi gerektiğini, davacının talimatı ile işlemlerin yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 17/12/2009 tarih, … Esas … Karar sayılı kararıyla … Yönünden davacının ilk önce paranın havale edildiği … Limited’e başvurmadan, o banka adına işlem yaptığı savunan bu davalı aleyhine dava açılmasının ve böyle bir davanın bu aşamada dinlenilmesinin mümkün olmadığı nedeni ile zamansız açılan davanın reddine karar verilnmiş, kararı davacı vekili ve Müflis …A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/10/2012 tarih, 2010/15970 Esas, 2012/14711 Karar sayılı kararıyla; “1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin …, … davalı …’a yönelik tüm temyiz itirazları ile, davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, davanın açılmasından sonra Dairemiz önüne gelen emsal uyuşmazlıklardan davalı Bankanın iflasına karar verildiği ve ikinci alacaklar toplantısının yapıldığı (İİK.194) ve … bankasından tahsilat yapılmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, mahkemece davaya kayıt kabul davası olarak bakılmak gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin parasını gerçekte davalı … A.Ş’ne yatırdığını, bu bankanın çalışanlarının paranın başka bankaya yatırıldığını açıklamadıklarını, logolar dahil off-shore bankasıyla aynı banka gibi davrandığını, yönetim ve faaliyetleri dikkate alındığında off-shore bankasının paravan amaçlı kurulduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin meydana gelen zararından sorumlu olduğunu, davalı …’ın ise, bu bankanın yöneticisi bulunduğunu, TTK’nun 336. maddesi uyarınca sorumluluğunun olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca, aralarında davalı …’ın da bulunduğu davalı … A.Ş’nin yöneticileri hakkında davalı … Bank …Limited’e aktarılmayan paralarla ilgili olarak dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını ve bu davanın derdest olduğunu bildirmiştir. Davacı ve davacı durumundaki diğer mudilerin iradesinin fesada uğratıldığının veya benzer bir eylemin tespit edilerek davalı … ile diğer davalı … yöneticileri hakkında verilebilecek olası bir mahkumiyet kararının, eldeki bu davayı etkileyebileceği açıktır.
Bu durum karşısında, davalı … ile davalı … A.Ş’nin diğer yöneticileri hakkında açılan kamu davasının akıbetinin araştırılması, sonucunun beklenmesi, mahkumiyet kararı çıkması halinde bu kararın hukuki sonuçlarının BK.nun 53 ncü maddesi çerçevesinde değerlendirilmek suretiyle, aynı Yasanın 41 ve TTK.nun 321/son maddeleri uyarınca …’ın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” neden ve gerekçeyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Bozma ilamına yönelik davacı taraf vekili ile davalı … A.Ş. İflas İdaresi vekilinin karar düzeltme istemleri Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/07/2013 tarih ve 2013/4829 E-14620 K sayılı ilamı ile reddedilmiş; bu haliyle mahkememizin 17/12/2009 tarih ve 2008/378 Esas – 2009/721 Karar sayılı kararıyla davalılar …, …, … Ltd ve … yönünden verilen karar kesinleşmiş; davalılar … ve Müflis Türkiye …A.Ş. yönünden verilen karar kesinleşmediğinden bu davalılar yönünden dosya mahkememizin … Esasına kaydedilerek mahkememizce bozma ilamına uyulmuş ve yargılamaya adı geçen davalılar yönünden devam olunmuştur.
Davalı … hakkındaki ceza davasının derdest olması nedeniyle diğer davalı … A.Ş.yönünden dosya tefrik edilerek, adı geçen davalı yönünden mahkememizin yukarıda numarası yazılı esasından yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı … A.Ş.yönünden yapılan yargılama sonrasında;
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2005 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararıyla davalı …A.Ş.’nin iflasına karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiği görülmüştür.
Tefrik edilen dava; davacıya ait hesapta bulunan paranın ödenmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin (davalı şirketin iflası nedeniyle) kayıt kabul davasıdır.
Bilindiği üzere İİK 235/1.maddesi uyarınca iflas masasına bildirilen alacağın, iflas idaresince kısmen veya tamamen kabul edilmemesi üzerine alacaklı sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 gün içinde kayıt kabul davası açabilir. Bu süre hak düşürücü süredir. Alacaklı tebligata yarar adresini iflas idaresine bildirmiş ve tebliğ için gerekli masrafı vermiş ise, kayıt kabul davası sıra cetvelinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde açılabilir. Masraf vermeyen alacaklıya İİK 234/2.maddesi uyarınca yapılan tebligat, bilgi verme mahiyetinde olup, sürenin bu tebliğden itibaren işleme imkanını vermez.
Bu bilgiler ışığında somut olayda; davalı bankanın 08/06/2005 tarihinde iflasına karar verildiği, iflas masası tarafından düzenlenen sıra cetvelinin 07/10/2006 tarihinde … Gazetesinde ve 10/10/2006 tarihinde … Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği görülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının iflas masasına bir alacak kaydı başvurusunun bulunmadığı ve sıra cetvelinin de kendisine tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda müflis şirkete yönelik açılacak kayıt-kabul davasının en son yapılan ilan tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede yapılması zorunludur. Sözkonusu süre hak düşürücü süre olduğundan ileri sürülmese dahi mahkememizce kendiliğinden dikkate alınması gereklidir.
Davacı taraf, sıra cetvelinin son ilan tarihi olan 10/10/2006 tarihinden itibaren 15 günlük yasal süreyi geçirdikten sonra 02/07/2008 tarihinde dava açmış olduğundan, davalı … şirkete yönelik açılan dava süresinde değildir. Açıklanan nedenlerle süresinde açılmayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Süresinde açılmayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 8.034,92 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.