Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/169 E. 2020/348 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/169 Esas
KARAR NO:2020/348

DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/11/2017
KARAR TARİHİ: 13/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava; önce davacı tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ikame edilmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen … tarihli, … E. ve … K. sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderilerek yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … İcra Müdürlüğü’nün … E. ve … E. sayılı dosyaları ile … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, bu 3 (üç) icra dosyasında müvekkilinin borcu olmadığını, … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki bononun lehtar tarafından ciro edilmeden …’a verildiğini, …’un da senedi tekrar lehtar davalı …’ya ciro etmeden verdiğini, senet üzerinde ciro silsilesinin kopuk olduğunu, ayrıca senedin arka yüzünde yazılı olan “… Temmuzda … Bankası … Şubesine 12.000,00-TL. Para yatırıldı ibaresinrden de anlaşılacağı üzere, işbu paranın hiçbir zaman müvekkilinin (davacının) hesabına yatırılmadığını, dolayısıyla senedin bedelsiz ve hile sonucu davacıdan alındığını, ancak karşılığındaki paranın davacının hesabına hiçbir zaman yatırılmadığını, davalının senet bedelini davacıya verdiğini ispat etmesi gerektiğini, davalının tefeci olduğunu ve senedin tefecilik mahsulü olduğunu, bedelsiz senedin icra takibine konu edilmesi nedeniyle … CSB’ye şikayet haklarını saklı tuttuklarını belirterek haksız icra takiplerinin iptalini ve borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili; dava dilekçesinin Netice-i Talep kısmında aynen; “… İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki bononun şekil şartları EKSİK ve CİRO SİLSİLESİNİN KOPUK OLMASI ve her üç icra takibindeki senet bedellerinin ödenmesi, bedelsiz olması ve senetlerin hileyle imzalatılmış olması nedeniyle dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren icra takiplerinin teminatsız DURDURULMASI, bu mümkün değilse uygun bulunacak teminat mukabilinde İHTİYATİ TEDBİR kararı ile durdurulmasına, BEDELSİZ ve HİLE SONUCU davacıdan alınmış senet nedeniyle kötü niyetli davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata, alacağın %10’u oranında para cezasına ve şikayetimizin kabulüne hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini…” demek suretiyle talepte bulunmuştur. (Dava açılırken düzenlenen 17/11/2017 tarihli TEVZİ FORMU’ndan da anlaşıldığı üzere davacı tarafça dava açılırken dava değeri 3.000,00-TL. olarak gösterilmiş ve nispi dava harcı bu miktar üzerinden yatırılmıştır.)
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalı …’ya 29/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı yasal cevap süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir. Davalı vekili 10/07/2019 tarihinde UYAP’tan sunduğu esasa ilişkin beyan dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde herhangi bir somut iddia sunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili aleyhine ileri sürdüğü iddialarının kabul edilemez olduğunu, iddiaların yalnızca icra takibini işlevsiz kılma ve borçtan kaçma kastıyla ileri sürüldüğünü, her ne kadar karşı taraf inkar etse de taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğunu, TTK’da kıymetli evrakların illetten mücerret olduğu ilkesinin benimsendiğini, tamamen soyut iddialar ileri süren davacının baştan sona kötü niyetli olduğunu, davacının her ne kadar aralarında herhangi bir alacak-borç ilişkisi bulunmadığını iddia etse de dava açıldıktan sonra dahi müvekkili davalı ile görüşerek icra dosyası kapak hesaplarını istediğini, müvekkili davalının aktarımına göre tarafların uzlaşma sürecine gitmeye çalıştıklarını, buna karşın davacının yaklaşımının iyi niyetle bağdaşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacının dava dilekçesindeki taleplerinden her ne kadar menfi tespit davası gibi görünse de, davacı vekilinin dava dilekçesinde yer alan ve net olmayan talepleri, talebinde birbiriyle çelişen birçok kavram ve ifadeye yer vermiş olması karşısında talep sonucunun net olmadığı anlaşılmaktadır. Zira, davacı vekili dava dilekçesinin sonuç kısmında; her üç icra takibindeki senet bedellerinin ödenmesi, bedelsiz olması ve senetlerin hileyle imzalatılmış olması nedenleriyle ihtiyati tedbir yoluyla takiplerin durdurulmasını istedikten sonra, %20 tazminat ve %10 para cezası talebinde bulunarak şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Açıklanan bu yönleri itibariyle dava dilekçesindeki talep net ve anlaşılır nitelikte değildir.
Davacı taraf delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün … E. ve … E. sayılı dosyaları, … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı şikayet dosyası, banka kayıtları, çekler, ticari defterler, tanık beyanı, keşif, uzman görüşü, bilirkişi incelemesi, taraflar arasındaki whatsapp yazışmaları, telefon mesajları, yemin ve diğer yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkemece … İcra Müdürlüğü’nün … E. ve … E. sayılı dosyalarının UYAP örnekleri ile …. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasının aslı celbedilerek incelenmiştir. Buna göre; -… İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında 01/05/2015 tanzim, 20/06/2015 vade tarihli, 10.000,00-TL. meblağlı bonoya dayalı olarak 07/11/2017 tarihinde, 10,000,00-TL. bono asıl alacağı, 2.431,24-TL. işlemiş faiz ve 20,00-TL. bono komisyonu olmak üzere 12.451,24-TL.’den takibe başlandığı, -… İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyasında 01/05/2015 tanzim, 20/07/2015 vade tarihli, 10.000,00-TL. meblağlı bonoya dayalı olarak 07/11/2017 tarihinde, 10,000,00-TL. bono asıl alacağı, 2.344,93-TL. işlemiş faiz ve 20,00-TL. bono komisyonu olmak üzere 12.364,93-TL.’den takibe başlandığı, -… İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında ise 09/07/2015 tanzim, 13/07/2015 vade tarihli, 12.000,00-TL. meblağlı bonoya dayalı olarak 17/08/2017 tarihinde, 12,000,00-TL. bono asıl alacağı, 2.581,65-TL. işlemiş faiz ve 24,00-TL. bono komisyonu olmak üzere 14.605,65-TL.’den takibe başlandığı anlaşılmıştır. Özetle yukarıdaki 3 (üç) adet icra dosyasında takip başlangıç tarihleri itibariyle toplam alacak miktarı 39.421,82-TL.’dir.
Dava dilekçesinde yukarıda açıklandığı üzere talep sonucunda açıklık (netlik) olmaması, dava açılırken yatırılması gereken harcın sadece 3.000,00-TL. üzerinden yatırılmış olması ve bu durumun açıklığa kavuşturulmasının gerekmesi nedeniyle mahkememizce 04/12/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında verilen 3 nolu ara karar ile duruşmada hazır bulunan davacı vekiline dava dilekçesinin netice-i talep kısmındaki talep sonucunu HMK.’nun 119/1-ğ maddesine uygun olarak açıklaması için yine HMK.’nun 119/2. maddesi gereğince 1 (bir) haftalık kesin süre verilmiş, aksi halde davanın açılmamış sayılacağını hususu usulünce ihtar edilmiştir.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasındaki 3 nolu ara karar gereğince 06/12/2019 tarihli delil dilekçesi ile birlikte talep sonucu hakkında beyanda bulunmuştur. Davacı vekili beyanında aynen ve sadece “1-Davamızın konusu; … İcra Müdürlüğünün … ve … E. sayılı dosyaları ile … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyasıdır.” demiştir. Bunun dışında herhangi bir açıklama yapmamıştır.
Dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar 6100 sayılı HMK.’nun 119/1 maddesinde 9 bent halinde sayılmış olup, maddenin/fıkranın (ğ) bendinde açık bir şekilde talep sonucunun bulunması gerektiği anlaşılmaktadır. Yine aynı yasanın 119/2 maddesinde; dava dilekçesinde eksikliğin bulunması halinde mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya 1 (bir) haftalık kesin süre verileceği, verilen kesin süre içerisinde de eksikliğin giderilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hükmü yer almaktadır. Bir başka ifade ile 119/1-ğ maddesine göre, açık bir şekilde talep sonucunun dava dilekçesinde bulunması gereken hususlardan olduğu, 119/2. maddesine göre ise, dava dilekçesinde talep sonucunun açık olmaması halinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği ve bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
Talep sonucu, tasarruf ilkesi (HMK.m:24) başta olmak üzere, özellikle HMK.’nun 26. maddesinde açıkça zikredilen talep sonucuyla bağlılık ilkesiyle de ilgilidir. Davacının talebini açık, tereddüt ve çelişki doğurmayacak şekilde belirtmesi, bu talebin dava konusu kısmı ve vakıalarla da uyumlu olması gerekir. Talep kısmına hiç yer verilmemesi, dilekçenin eksikliği sayılacağı gibi, talebin hükme götürmeye elverişli olmaması da eksiklik sayılmalıdır. Çünkü, dava bu talebe göre yürütülecek, davanın türü bu talebe göre belirlenecek ve hüküm bu talep esas alınarak verilecektir. (Prof.Dr.Muhammet ÖZEKES – HMK. Bakımından Dava Dilekçesinde Eksiklik Halinde Yapılması Gereken İşlemler)
Davacının dava dilekçesinin netice-i talep kısmında talebini açık ve tereddüde yer vermeyecek biçimde ayrıntılı olarak yazması gerekir. HMK.’nun 303/1 maddesine göre; “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” HMK.’nun 303/2 maddesine göre ise; “Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.” Buradan da anlaşıldığı üzere talep sonucu bir davanın temel unsurlarından biridir. Dava konusunun belirlenmesinde, dava dilekçesinin konu kısmından ziyade özellikle talep sonucu kısmı esas alınır.
Bir davada talep sonucu hiç yazılmamış ise bu yöndeki eksikliğin dava konusunda yer alan bilgilerle tamamlanması da mümkün değildir. Çünkü dava konusu kısmında ne türde bir dava açıldığı bilgisine (yani davanın ismine) ve değerine kısaca yer verilir. Buna mukabil, talep sonucunda davacı, mahkemeden istediği hukuki korumanın türüne ve niceliğine, açık ve tereddüde sebep olmayacak derecede ayrıntılı bir şekilde yer verecektir. Davacının, dava dilekçesinde talep sonucunu hiç yazmamış olması halinde HMK.’nun 119/2. maddesi doğrultusunda hareket edilmesi gerekir.(Dr. Emre KIYAK:Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi-Hukuk Fakültesi-Öğrt. Görevlisi: Yargıtay Kararları Işığında Dava Dilekçesinde Yer Alan Unsurların Eksik Olması Halinde Uygulanacak Hükümler)
Somut davada, dava dilekçesindeki talep sonucunu açıklaması ve dava dilekçesinde eksik olan bu hususu ikmal etmesi için 04/12/2019 tarihli duruşmada davacı vekiline ihtaratlı olarak süre verilmesine karşın, davacı vekili verilen süre içerisinde bir beyanda bulunmuş ise de bu beyanı ile dahi dava dilekçesindeki talep sonucunun açık ve net olması gerektiğine dair eksiklik giderilmediğinden, 6100 sayılı HMK.’nun 119/1-ğ ve 119/2 maddeleri uyarınca aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 119/1-ğ maddesi uyarınca HMK’nın 119/2 gereği davanın açılmamış sayılmasına,
2-Alınması gereken harç 54,40-TL. olduğundan, dava açılırken yatırılan 51,24-TL. peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 3,16-TL. harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.000,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak 2 (iki) hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile yine HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olarak verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır