Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/155 E. 2019/1084 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/155 Esas
KARAR NO : 2019/1084

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 15/02/2018
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan Çek İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline verilen… Bankası … Şubesi’nin … numaralı hesabına ait, keşidecisi … (T.C.Kimlik No:…) olan, … nolu 01/01/2012 keşide tarihli 2.000,00-TL. bedelli, … nolu 01/02/2012 keşide tarihli, 2.000,00-TL. bedelli, … nolu 01/03/2012 keşide tarihli, 2.000,00-TL. bedelli, … nolu 01/04/2012 keşide tarihli, 2.000,00-TL. bedelli, … nolu 01/05/2012 keşide tarihli, 2.000,00-TL. bedelli, … nolu 01/06/2012 keşide tarihli, 2.000,00-TL. bedelli, … nolu 01/07/2012 keşide tarihli, 2.000,00-TL. bedelli, … nolu 01/08/2012 keşide tarihli, 2.000,00-TL. Bedelli, … nolu 01/09/2012 keşide tarihli, 2.000,00-TL. Bedelli, … nolu 01/10/2012 keşide tarihli, 2.000,00-TL. bedelli ve … nolu 01/11/2012 keşide tarihli, 2.000,00-TL. Bedelli 11 adet çekin kaybolduğunu belirterek, başkaca da hiçbir açıklama yapmadan ve belge sunmadan dava konusu 11 adet çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; Türk Ticaret Kanunu’nun 757. ve izleyen maddeleri hükümlerine istinaden açılan ve davacı tarafça kaybolduğu ileri sürülen dava konusu 11 adet çekin zayi nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama sırasında dava konusu çeklerin ibraz edilip edilmediğinin tespiti bakımından; … Bankası … Şubesi’ne müzekkere yazılarak çeklerin hesabının kime ait olduğu, çeklerin tahsil için ibraz edilip edilmediği, ödenip ödenmediği, bir ödeme yapılmış ise kime ödendiğinin, ayrıca keşidecisinin kim olduğu hususları sorulmuş, müzekkereye ilgili banka şubesi tarafından 11/04/2018 tarihinde cevap verilmiştir. … Bankası Genel Müdürlüğü tarafından verilen müzekkere cevabının incelenmesinde; bankaca bildirilen çek meblağlarının dava dilekçesinde belirtilen ve dava konusu yapılan çeklerle farklılık göstermesi üzerine 30/05/2018 tarihli duruşmada 1 nolu ara kararla davacı vekiline bu hususla ilgili beyanda bulunması için 2 haftalık kesin süre verilmiştir.
Bu arada ilgili yasa hükmü gereğince dava konusu çeklere ilişkin olarak … Gazetesi’nde üç kez ilan yaptırılmış ve gereken ilanların yapıldığına ilişkin gazete nüshaları dosya arasına alınmıştır.
30/05/2018 tarihli duruşmada verilen süreye karşın davacı vekilince herhangi bir beyanda bulunulmaması üzerine mahkememizce bu defa 06/09/2018 tarihli duruşmada 1 nolu ara kararla; davacı vekiline talebe konu çek tutarları ve keşide tarihleri ile banka cevabi yazısındaki tutar ve tarihler açısındaki çelişki yönünde yazılı beyanda bulunmak üzere yeniden süre verilmiştir.
Davacı vekili 13/09/2018 tarihli beyan dilekçesinde “aradan uzun bir süre geçmiş olduğundan müvekkilim tarihleri ve tutarları yanlış hatırlamıştır. Bundan dolayı bankadan gelen cevabi yazıdaki bilgilerin dikkate alınmasını talep ederiz. Dava dilekçemizdeki bu maddi hatayı da düzeltiyoruz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Daha sonra mahkememizce 06/11/2018 tarihli duruşmada … Bankası A.Ş. tarafından gönderilen 11/04/2018 tarihli cevabi yazıda takasa sunulduğu bildirilen çeklerin ilgili bankalardan ibraz durumlarının sorulmasına, ibraz edilmiş iseler arkalı önlü tasdikli örneklerinin istenmesine, ayrıca gelen yazı cevabında bahsi geçen … nolu ve … nolu çeklerin akıbetlerinin sorulması için …Bankası A.Ş.’nin …Şubesi ve … Şubesi’ne ayrı ayrı müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
İlgili bankalardan müzekkere cevapları gelmiş, dosyaya gelen müzekkere cevapları ile dava dilekçesindeki çeklerin meblağları mahkememizce karşılaştırılmış, dava dilekçesinde tüm çeklerin bedeli 2.000-TL. olarak gösterilmiş iken, gelen çeklerin farklı farklı meblağlarda ve dava dilekçesindeki meblağlardan fazla olduğu, dava dilekçesindeki keşide tarihlerinin de uyuşmadığı görülmüştür.
Mahkememizce yargılama sırasında re’sen davacıya ait nüfus kayıt örneği çıkarılmış, dosyaya alınan nüfus kayıt örneğinden; davacının dilekçesindeki beyanında ve dosyaya gelen banka cevaplarında dava konusu çeklerin keşidecisi olduğu bildirilen … T.C.Kimlik numaralı …’nin davacı …’nin babası olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumun tespiti üzerine mahkememizce 25/09/2019 tarihli duruşmada davacı vekiline bu hususlar sorulmuş, davacı vekili verdiği cevapta; dava konusu çeklerin çok eski tarihli olması nedeniyle çek meblağlarıyla ilgili çelişkiye ilişkin beyanda bulunduklarını, ayrıca baba-oğul arasında aile şirketi ilişkisi olduğu için bu çeklerin müvekkiline intikal ettiğini beyan etmiştir. Aynı duruşmada davacı vekiline bankalardan gelen yazılardaki çek miktarları ile dava dilekçesindeki çeklerin meblağları konusundaki açık çelişki hakkında ve müvekkilinin dava konusu çeklerin meşru hamili olduğuna dair belge sunması ve beyanda bulunması için iki haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunulmadığı veya müvekkilinin meşru hamili olduğuna dair mahkememizde inandırıcı kanaat oluşturulmadığı takdirde dosya kapsamına göre karar verileceği hususunun davacı vekiline ihtar edilmiştir. Bunun üzerine davacı vekili tarafından 05/10/2019 tarihli dilekçe ile yazılı beyanda bulunulmuştur. Davacı vekili 05/10/2019 tarihli beyan dilekçesinde özet olarak; dava konusu çeklerin bir kısmının müvekkili tarafından bankaya ibraz edilmemişken kaybolduğunu, bir kısmının ise üçüncü kişilere verildiğini, ancak çekler karşılıksız çıkınca parasını ödeyip ciranta olarak iade alındığını, çeklerin bankaya iade etmeden kaybolduğunu, tüm çeklerin müvekkilin elinde iken kaybolduğunu, bundan dolayı çeklerin bir kısmının bankaya ibraz edilmiş olduğunun görüldüğünü, bir kısmının ise ibraz edilmemiş olduğunun görüldüğünü, çeklerle ilgili herhangi bir yasal takip olmayıp, çeklerle ilgili hak iddia eden kimsenin de bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı taraf, 05/10/2019 tarihli dilekçe ile beyanda bulunmuş ise de; beyanında gerek çek miktarları, gerekse çeklerin keşide tarihleri bakımından mevcut çelişkiler hakkında aydınlatıcı beyanda bulunmamış, ayrıca müvekkili davacının dava konusu çeklerin meşru hamili olduğuna dair herhangi bir belge sunmamış ve bu konuda beyanda da bulunmamıştır. Karar duruşmasında mahkememizce davacı vekiline yeniden sorulmuş, davacı vekili önceki beyanlarını tekrar ettiğini, safahatta mahkemeye sunduğumuz 13/09/2018 tarihli dilekçemizde de belirttikleri şekilde bankalardan gelen yazılar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, TTK.’nun 818/1.(s) maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 757. ve devamı maddeleri uyarınca açılmış bir zayi nedeniyle çek iptali davasıdır. Kambiyo senedinin (çekin) zayi nedeni ile iptali davası, iradesi dışında kambiyo senedi elinden çıkan kişiye, hakkın senetsiz olarak ileri sürülmesi veya borçludan yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilme imkânı verir. (TTK m. 651-652)
Zayi nedeniyle çek iptali davası açma hakkı; lehtar ve hamile tanınmış bir haktır. Keşidecinin bu yasal hükümlere dayanarak iptal davası açma hakkı yoktur. Bir başka ifade ile zayi nedeniyle çek iptali davasını ancak çekin meşru hamili açabilir.
TTK.’nun 759. maddesi uyarınca, iptal isteminde bulunan kişi, çek elinde iken zayi olduğunu inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak, çekin bir suretini ibraz etmek yahut da çekin esas içeriği hakkında doğru ve gerçeğe uygun bilgi vermekle yükümlüdür.
TTK.’nun 763. maddesinde ise “mahkemece dilekçe sahibinin poliçe elindeki ziyaa uğradığına dair verdiği açıklamaları inandırıcı bulduğu takdirde verilecek ilanla poliçeyi eline geçirene belirli bir süre içerisinde poliçeyi getirmeyi davet eder, aksi halde poliçenin iptaline karar verileceğini ihtar eder.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı zayi olduğunu iddia ettiği çeklerin zilyedi olduğunu gösterir delillerini mahkemeye sunmalıdır. Örneğin çekin önü ve arkasının yer aldığı bir fotokopisi önemli bir ispat aracıdır. Davacı tarafından çeklerin meşru hamili olduğuna ilişkin bir delil sunulmamıştır. Davacı hesap sahibi ve keşidecinin oğlu olduğuna göre gerçekten çeklerin meşru hamili olduğunu somut belgelerle ispat etmelidir. Davacı taraf bu hususta kendisine verilen kesin süreye karşın herhangi somut bir belge sunmamıştır.
Somut olayda, davacı tarafça mahkememizce verilen kesin sürelere rağmen iptali istenen çeklerin meşru hamili olunduğuna dair herhangi bir somut delil ve belge sunulmamıştır.
Dava dilekçesinde davacı tarafından dava konusu çeklerin yasal unsurlarına dair verilen bilgilerin çek numarası dışında doğru olmadığı tespit edilmiş, çeklerin keşide tarihlerinin, tutarları hatalı şekilde gösterilmiştir. Keşidecinin çek iptali davası açma hakkı olmadığından, davacının bu yasal engeli aşmak amacıyla huzurdaki davayı sanki çeklerin meşru hamiliymiş gibi açtığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca davacının meşru hamili olduğu dava konusu çeklerin elindeyken zayi olduğuna ilişkin sunduğu açıklama ve beyanları mahkememizce inandırıcı bulunmamıştır. Kaldı ki; davacı dava dilekçesinde dava konusu yaptığı çeklerin gerçek meblağlarını ve yine gerçek keşide tarihlerini dahi doğru olarak yazmamıştır. Yine davacı tarafından dava konusu çeklerin meşru hamili olunduğuna ve çekleri keşideci olan babası …’den hangi ticari ve hukuki nedenle alındığına dair somut bir delil de sunulmamıştır. Açıklanan tüm bu hususlar mahkememizce hayatın olağan akışına aykırı görülmüş, aynı zamanda davacının iddialarının inandırıcı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf iddiası, toplanan deliller ve dosyaya gelen müzekkere cevaplarına göre; davacı tarafça iptali istenen dava konusu çeklerin meşru hamili olduğuna dair herhangi bir belge sunulmadığı, UYAP sisteminden yapılan araştırmada dava konusu çeklerin keşidecisinin davacının öz babası …olduğu, diğer yandan bankalardan gelen yazı cevaplarındaki çek miktarları ve keşide tarihleri ile dava dilekçesinde yazılı çek bedelleri ve keşide tarihlerindeki çelişkiler konusunda davacı tarafın inandırıcı bir açıklamada bulunamadığı, yukarıda açıklanan neden ve gerekçelerle kaybolduğu ileri sürülen çekler yönünden davacı taraf iddialarının samimi ve inandırıcı olmadığı, bu konudaki iddiaları destekler somut herhangi bir kanıtın da dosyada bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcının 35,90,TL peşin yatırılan harçtan tahsili ile, kalan 8,50-TL ‘nin davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı