Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1214 E. 2019/340 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/1214 Esas
KARAR NO: 2019/340

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/12/2018
KARAR TARİHİ: 07/05/2019

Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’un … Bankası A.Ş. …Şubesi’nden 120 ay vadeli konut kredisi kullandığını, murisin Konut Finansmanı Kredisi Sözleşmesi’ni 17/11/2016 tarihinde imzaladığını, muris …’un kullanmış olduğu bu kredi nedeni davalı …Ş. tarafından 121 aylık – 17/11/2026 vadeli Azalan Teminatlı Kredi Hayat Sigortası ile 17/11/2016 tarihinde sigortalandığını, krediyi alan ve alınan krediyi sigorta ettiren müvekkillerinin murisi …’un yaşadığı beyin ameliyatı sonrası 30/12/2017 tarihinde vefat ettiğini, murisin yaşadığı müddetçe ve kredi çekildiği zamanda da beyin ile ilgili herhangi bir tedavi görmediğini ve herhangi bir beyin hastalığı tanısı konmadığını, müvekkillerinden …’un kızı Songül’ün vefatından sonra davalı …Ş.’ye tazminat ödenmesi için yazılı olarak başvuruda bulunduklarını, ancak davalı sigorta şirketinin 08/03/2018 tarihli değerlendirme yazısı ile poliçe tahtında mirasçılara herhangi bir ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, müvekkillerinin kredi taksitlerinin ödenmemesi sonucu icra takibine uğrayıp haciz tehdidi altında olmamak adına kızlarının vefatından sonra kredi taksitlerini ödemeye devam ettiklerini, davalı …Ş. ile … Bankası A.Ş.’nin grup şirketleri olduklarını, davalı şirketin müvekkillerinin talebini reddetmesinin hukuka ve yüksek Yargıtay uygulamalarına aykırı olduğunu, kredi kullanılırken yaptırılan hayat sigortaları sayesinde herhangi bir neden ile kredi kullandıktan sonra geri ödeme planı içerisinde hayatını kaybeden kişilerin yaptırdıkları zorunlu hayat sigortalarının devreye girdiğini, sigorta şirketleri ile yapılan hayat sigortası sözleşmeleri karşılığında kişilerden belirli bir ücret alındığını, poliçe tanzim tarihi itibariyle davacılar murisine konulmuş beyin tümörü teşhisi bulunmadığından murisin sağlık durumu ile ilgili beyan yükümlülüğüne aykırılı davranmasının söz konusu olmadığını, kredi çeken kişinin vefat etmesi durumunda mirasçılarının borca dahil olmayacaklarını belirterek müvekkillerinin bankaya yapmış oldukları kredi taksit ödemelerinin faizi ile birlikte geri ödenmesini, ayrıca müvekkillerinin murisi …’un vefat tarihi olan 30/12/2017 tarihinden itibaren ölüm tazminatının reeskont faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili ise cevap dilekçesinde özetle; hayat sigortası sözleşmesinde lehdar ve dain-i mürtehin olarak … Bankası A.Ş.’nin tayin edildiğini, bu nedenle ölüm tazminatını isteme hakkının da dava dışı …Bankası A.Ş.’ye ait bulunduğunu, mahkemenizde açılmış olan bu davada ölüm tazminatının sigortalının varisleri tarafından talep edildiğini, sigorta varisi olan davacıların hayat sigortası poliçesinde lehdar olarak tayin edilmemiş olması nedeni ile dava açma sıfatlarının bulunmadığını, sigortalının ölmeden önce 17/11/2016 tarihinde sigortalanmak üzere doldurmuş olduğu … Sigortası Başvurusu’nda sağlık durumu ile ilgili doğru beyanda bulunmadığını, bunun da…Eğitim ve Araştırma Hastanesi Epikriz formu incelendiğinde ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacıların murisi tarafından konut kredisi çekilirken yapılan hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminatın sigorta şirketinden tahsili amacı ile açılan alacak davasıdır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-1 maddesinde ise tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır.
6502 sayılı kanunun 83/2 maddesine göre, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini düzenlemiş olmakla, tüketici sıfatını haiz davacı tarafından hayat sigortası poliçesine dayalı olarak açılan işbu davada mahkememizce Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiştir.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının, HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK’nun 345. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca Mahkememize veya başka bir Mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı