Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1207 E. 2021/1031 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1207 Esas
KARAR NO :2021/1031

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/12/2018
KARAR TARİHİ:15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında mal alım satımı konusunda sözleşmesel ilişki kurulduğunu, davalı şirketin müvekkiline teslim edeceği malların karşılığı olmak üzere keşidecisi müvekkili şirket, lehtarı ise davalı olan, … Bankası … Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 03/05/2019 keşide tarihli, 29.750,00-TL. meblağlı çekin davalıya tesliminin gerçekleştiğini, buna karşın davalı tarafın anlaşmaya aykırı olarak sözleşme konusu malları müvekkiline teslim etmeyerek kendi üzerine düşen edimini ifa etmediğini, böylece şekilde davaya konu çekin bedelsiz kaldığını, sonrasınra davalıdan dava konusu çekin iade edilmesini talep ettiklerini, ancak çekin henüz müvekkiline iade edilmediğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; müvekkili şirketin bedelsiz kalan dava konusu çekle ilgili olarak davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalı şirkete Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafça herhangi bir cevap sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki mal alım – satım sözleşmesi gereğince davacı şirketçe davalıya teslim edildiği bildirilen … Bankası – … Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 03/05/2019 keşide tarihli, 29.750,00-TL. meblağlı çekin bedelsiz kaldığı iddiasıyla, davacı şirketin dava konusu çekten dolayı davalı şirkete borçlu bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; banka kayıtları, dava konusu çekin fotokopisi, tanık beyanı, yemin, taraflara ait ticari defterler, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce deliler toplandıktan sonra dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle 24/03/2021 tarihli ara karar ile; iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişi …tarafından düzenlenerek 10/05/2021 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının taraflarınca incelendiği, dava dosyası ve ibraz edilen ticari defterlerde dava konusu … Bankası’na ait 03/05/2019 keşide tarihli, … çek numaralı, 29.750,00-TL tutarındaki çekin davalı tarafa verildiğine dair somut bir belgenin bulunmadığı, davacı şirket ait ticari defter ve kayıtlarda davalı şirkete ait herhangi bir borç – alacak ilişkisinin bulunmadığı, davacı şirketin ticari defterleri incelendiğinde davacının davalı şirkete verdiğini iddia ettiği dava konusu çekin 2019 yılına ait ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının davalıya çeki verdiğine dair herhangi bir muhasebe kaydının görünmediği, davacının 2019 yılında ticari defter kayıtlarına göre davalı şirketle ticari ilişkisinin olmadığının tespit edildiği, dava konusu … Bankası’na ait 03/05/2019 keşide tarihli, … çek numaralı 29.750,00-TL. tutarındaki çek ile ilgili olarak davacının davalıya borçlu olmadığına yönelik iddianın ispata muhtaç olduğu, bu husustaki nihai takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Dosyanın tetkikinde; davacı şirket vekili tarafından delilleri arasında yemin deliline de dayanılmış olduğu görülmekle, 08/09/2021 tarihli duruşmada davacı vekiline usulünce sorulmuş, davacı vekili tarafından yemin deliline dayanmak istediklerinin bildirilmesi üzerine yemin metnini hazırlayıp mahkememize sunması için süre verilmiştir. Akabinde davacı vekili tarafından davalı şirket yetkilisine yaptırılacak yemin metni hazırlanarak dosyaya sunulmuş, sonrasında yemin metni gerekli ihtaratı içerir şekilde gerek davalı şirkete gerekse davalı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde kayıtlı yetkilisi ve ortağı konumundaki…’na 14/10/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak tebliğe ve ihtarata rağmen şirket yetkilisi duruşmaya katılmamış, herhangi bir mazeret de bildirmemiştir.
Eldeki dava; taraflar arasındaki mal alım – satım sözleşmesi gereği, davacı şirketçe davalıya mal bedeli için teslim edildiği bildirilen dava konusu çek ile ilgili “bedelsizlik iddiasına” dayalı olarak açılmış menfi tespit davasıdır. Uyuşmazlık, dava konusu çekin davalı şirket açısından bedelsiz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran / iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur. (TMK.m:6) İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Bir başka ifade ile menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Şöyle ki; menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden tarafa yani davacıya düşer. Kambiyo senetleri de sebepten mücerret olduğundan, borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Huzurdaki davanın yasal dayanağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir. Zira kambiyo senetlerinde geçerli olan mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince, temel alacağın mevcut olmaması veya geçersiz olması, kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, buna karşılık temel ilişkideki sakatlık, kambiyo borçlusuna, borçlu olmadığının tespitiyle birlikte, alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme def’ini dermeyan etme hakkını vermektedir. Sonuç olarak huzurdaki davada ispat yükü davacı borçludadır.
6100 sayılı HMK.’nun 225 ve devamı maddelerinde kesin deliller arasında yemin (taraf yemini) düzenlenmiştir. Bir davada ileri sürülen maddi vakıayı ispat yükü kendisine düşün taraf, o vakıayı başka türlü ispat edemezse, delil listesinde dayanmış olmak koşuluyla HMK.’nun 225 ve devamı maddeleri uyarınca ispat için son çare olarak karşı tarafa yemin teklif edebilir. Bir ispat vasıtası olan yeminin konusu HMK.’nun 225. maddesine göre, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır.
Yemin, taraflardan birinin bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında “namusu, şerefi ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerler üzerine” beyanda bulunmasıdır. Bir vakıanın doğru olup olmadığına dair yemin edilirse, artık o vakıa hakkında başka delil gösterilmesine gerek yoktur. O vakıanın doğru olup olmadığı davada kesin olarak ispat edilmiş olur.
Tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif (eda) edildiği zamandaki temsilcidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur.
Somut olayda; davacı şirket vekili tarafından yemin deliline dayanılmış, davalı şirket yetkilisine yaptırılacak yemin metni, gerekli ihtaratı içerir şekilde gerek davalı şirkete gerekse davalı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen müzekkere cevabında yer alan yetkilisi ve ortağı…’na usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak yapılan ihtarata rağmen davalı şirket yetkilisi yemine icabet etmemiştir.
Sonuç olarak; davacı tarafın yemin deliline dayandığı ve yemin teklif etme hakkını usulünce kullandığı, davalı şirkete (ve yetkilisine) gerekli ihtaratı içeren tebligatın yapılmış olduğu, ancak davalı tarafça yemine icabet edilmediği, dolayısıyla davalı taraf yemin etmediğinden, davacı şirketin davasını kesin delille ispat ettiği kanaatine varılarak, davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davacı şirketin dava konusu yapılan … Bankası … Şubesine ait, … çek seri numaralı, keşidecisi … Uluslararası Nakliyat Mimarlık Dış Ticaret Ltd. Şti., lehtarı … Gıda İnşaat Pazarlama San. ve Tic. Ltd. Şti. olan, 03/05/2019 keşide tarihli ve 29.750,00-TL. bedelli çekten dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gerekli 2.032,22-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 508,06-TL harcın mahsubu ile kalan 1.524,16-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu 1.727,17-TL (35,90-TL başvuru harcı, 508,06-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 178,01-TL tebligat, posta gideri) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır