Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1205 E. 2020/318 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/1205
KARAR NO: 2020/318

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/12/2018
KARAR TARİHİ:08/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin … üzerinden merkeze yer ve konum bilgisi veren, içerisinde SİM kartı bulunan mülkiyeti kendisine ait cihazların müşteri araçlarına montaj ve kiralanması ile kiralama sonrası araç güvenliğini teminen telefon ve internet aracılığıyla araç takip ve izleme hizmeti veren bir şirket olduğunu, davalı şirketin Araç Takip Sistemi Hizmet Sözleşmesi hükümleri doğrultusunda sözleşme kapsamında dahil ettiği araçtan yine sözleşme kapsamında ek araç talep formları ile sisteme dahil ettiği araçlarla şirketin anlaşmalı olduğu servislere cihaz montajı yaptırdığını, kendisine verilen internet şifresi ile davacı şirkete alt yapıyı kullanarak internet üzerinden araçlarını takip ederek sunulan hizmetleri aldığını, davacı şirketin sözleşme gereği üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, kararlaştırılan tutarları davalıya faturalandırdığını, davalının ise aldığı hizmet karşılığı kesilen fatura bedellerini davacıya ödemediğini, bunun üzerine müvekkili davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, takipte talep edilen asıl alacağın sözleşme süresince verilen hizmetten yararlanılması neticesinde fatura edilen kısmın davalı-borçlu şirket tarafından ödenmeyen bedeli olduğunu, davalının itiraz dilekçesinde asıl alacağa, borca, faize ve tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın itirazının haksız ve geçersiz olduğunu, davalının borca itirazının davacı tarafından 11/07/2018 tarihinde öğrenildiğini, ve süresinde işbu davanın açıldığını, müvekkili davacının davalı şirketin taleplerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde bunun anlaşılacağını belirterek, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında takibe konu edilen asıl alacak miktarı olan 7.269,30-TL. Üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edilememesi üzerine mahkememizce davalı şirketin firma sicil bilgileri temin edilmiş ve dosya içerisine alınmıştır. Buna göre davalı şirketin unvanının …. Ltd. Şti. iken … Şirketi olarak değiştiği tespit edilmiştir. Davalı şirketin ticaret sicilde kayıtlı tebligat adresinin ise … Mah. … Cad. … Sok. … Ada … parsel … olduğu anlaşılmış ve sonrasında bu adrese tebligat gönderilmiştir. Ancak, dava dilekçesi, tensip zaptı ve ön inceleme duruşma gününün davalı şirketin (… Turizm A.Ş.’nin) ticaret sicilde kayıtlı adresine de muhatabın adresten taşınmış olması nedeniyle tebliğ edilememesi üzerine mahkememizce 30/04/2019 tarihli duruşmada taraf teşkilinin sağlanması bakımından davalı … Turizm A.Ş.’nin ticaret sicilde kayıtlı adresi olan “… Mah. … Cad. … Sok. … Ada … Parsel …” adresine Tebligat Kanunu‘nun 35. maddesine tebligat çıkarılmasına karar verilmiştir. Sonuç olarak dava dilekçesi ve ekleri, davalı şirkete TK.’nun 35. maddesine göre tebliğ edilebilmiş, usulüne uygun olarak tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmasına rağmen davalı şirketçe davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılınmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirket tarafından davalı şirkete taraflar arasında akdedilen sözleşmeler ve ekleri kapsamında uydu sistemi üzerinden … ile sağlanan araç güvenliği hizmeti karşılığında tanzim edilen faturalara ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın, İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyası, akdi ilişkinin başladığı 09/04/2008 tarihinden sonra akdedilen ve en son 13/08/2009 tarihli “Araç Takip Sistemi Kira ve Hizmet Sözleşmesi ile Muhtelif Sözleşmeler, Cari Hesap Ekstresi ve Faturalar, ATS Malzeme Teslim ve Servis Formları, Montaj Belgeleri, Sözleşme kapsamında dahli talep olunan Ek Araç Formları, Taahhütname ve sair Ekler, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık beyanı, yemin, Yargıtay Kararları, Ticaret Sicil Kaydı ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra dosyanın incelenmesinden; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine (davalı şirketin unvan değişikliğinden önceki unvanı …. Ltd. Şti. aleyhine) 07/08/2014 tarihinde cari hesap ekstresi ve sözleşmelere dayalı olarak 7.269,30-TL. asıl alacak, 334,59-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.603,89-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete tebliği üzerine davalı borçlu şirket vekili tarafından borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, davacı şirket tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmış, sonrasında 22/10/2019 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde rapor alınmasına karar verilmiş, 22/11/2019 tarihi inceleme günü olarak belirlenerek, SMMM bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
İnceleme gününe dair davalı şirkete ise çıkartılan tebligat 07/12/2019 tarihinde davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı şirkete gönderilen ve 07/12/2019 tarihinde davaylıya tebliğ edilen ihtaratlı tebligatta; davalı yana 22/11/2019 günü, saat 14.00’da mahkeme kalemince inceleme yapılacağı, inceleme gün ve saatine kadar davaya konu tüm dayanak delillerini ve varsa ticari defterlerini vs. tüm belgelerini inceleme gününe kadar dosyaya sunmaları, bu konuda kendilerine kesin mehil verildiği, verilen mehil kesin olduğundan bu yönde bir daha mehil verilmeyeceği ve ticari defter ve kayıtlara vazgeçmiş sayılacağı hususları açık ve net bir şekilde ihtar edilmiştir. Ayrıca taraflara yerinde inceleme yapılmasını istedikleri takdirde HMK’nun 278. maddesinin son fıkrası uyarınca bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesine karar verilmiştir.
Davalı şirket, inceleme günü ve saatinden haberdar olmasına karşın inceleme gün ve saatinde mahkeme kalemine gelmediği gibi, ticari defterlerini de mahkememiz dosyasına sunmamıştır. Davalı taraf ayrıca ticari defterlerinin yerinde incelenmesini de mahkememizden talep etmemiştir. Dolayısıyla, davalı taraf ticari defterlerin ibrazı için kendisine çıkarılan uyarılı davetiyeye rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmediğinden, sadece davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dosyaya getirtilen ve sunulan belgeler üzeride inceleme yapılmak için dosya konusunda uzman SMMM bilirkişi …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu 30/12/2019 tarihinde dosyaya sunulmuştur.
SMMM bilirkişisi … tarafından düzenlenen 30/12/2019 tarihli raporda özetle; davacı şirketin davalı … Turizm A.Ş.’yi 120.01.1706 Alıcılar Hesabı’nda izlediğinin tespit edildiği, davacının 2009, 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, dosyaya mübrez evraklarda davalının faturalara itirazını ihtarname ile yapmadığı, davacı yanın davalı yanı noter vasıtasıyla icra takibinden önce temerrüde düşürmediği, davalı taraf ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olduğundan, ticari defter incelemesinin yapılamadığı, neticeten incelemeye ibraz edilen ticari defterler, mübrez belgeler, faturalar ve dosyaya sunulu evraklar ile sınırlı olarak davacının davalı yandan 7.269,30-TL. bakiye alacağının bulunduğu, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takip konusu alacağa ilişkin davacı yanın davalı yana icra takibinden önce temerrüde düşürülecek işlem yapılmadığı, temerrüdün icra takibi ile oluştuğu, icra takip tarihi olan 07/08/2014 tarihi itibariyle 7.269,30-TL bakiye alacağa ödeme tarihine kadar TCMB avans faiz oranının bir buçuk katı oranında işleyecek faiz hesaplanması gerektiği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Somut olayda davacı şirket kendi ticari defterlerini incelenmek üzere mahkememize ibraz etmiştir. Dosyada yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı şirketin incelenen ticari defterlerinin kanuna uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, icra takibine konu ettiği davaya konu alacak kayıtlarını ticari defterine usulüne uygun şekilde işlediği anlaşılmıştır.
Davacının alacak talebini dayandırdığı cari hesap kayıtları ile faturalarının ticari defterleri ile örtüştüğü ve birbirlerini teyit ettikleri görülmüştür. Davalı taraf mahkememizce verilen kesin süreye rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış, yerinde inceleme yetkisi de istemeyerek defterlerini inceletmekten imtina etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarının, tüm dosya kapsamının, taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin, cari hesap eksresi ile faturaların ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasında süregelen ticari ilişkiye uygun olarak verdiği hizmet karşılığında davalı şirket adına faturalar düzenlendiği, düzenlenen faturaların davacının resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerine kayıtlı olduğu, böylelikle taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı taraf mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığından, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 7.269,30-TL. alacaklı olduğu, davalı tarafın bilirkişi raporu ile tespit edilen 7.269,30-TL. alacak miktarına yönelik itirazının haksız olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile İİK.’nun 67. maddesi gereğince davalının itirazının iptalinin gerektiği, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve takip konusu alacaklar likit ve itiraz da haksız olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davalının 7.269,30-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.453,86-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 496,56-TL karar ve ilam harcından 124,15-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 372,41-TL eksik harcın davalıdan alınmasına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 165,25-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 953,00-TL olmak üzere toplam 1.118,25-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak 2 (iki) hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile yine HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır