Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1200 E. 2020/317 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1200 Esas
KARAR NO:2020/317

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/06/2014
KARAR TARİHİ:08/07/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı banka ile davalı borçlu şirket arasında Genel Kredi Sözleşmesi (…) imzalandığını, diğer davalı …’ın ise ….’yi kefil sıfatıyla imzaladığını, anılan sözleşme gereğince müvekkili banka tarafından davalı şirkete kredi kullandırıldığını, davalı şirket tarafından kendilerine temlik edilen alacağın dava dışı şirketten tahsil edilememesi nedeniyle borçtan mahsup yapılamadığını ve böylelikle kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine borçlu hesabının 13/11/2013 tarihinde kat edilerek …. Noterliği’nden 13/11/2013 tarihli – … yevmiye sayılı ihtarnamenin keşide edildiğini, gönderilen ihtarnamede belirtilen tutarın verilen sürede ödenmesi, aksi halde %21 oranında temerrüt faizi ve buna ilişkin gider vergisi (BSMV) ile sair masrafların kendilerine ait olacağı hususlarının ihtar edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, ancak davalı borçluların icra takibine itiraz ettiklerini ve takibi durdurduklarını, davalıların itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduklarını belirterek, davalı borçluların …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itirazları nedeni ile davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar adına vekilleri tarafından sunulan cevap dilekçesinde ise özetle; davalı şirketin davacı bankadan kredi kullandığını, kredi borçlarına karşılık … Tıp Fakültesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’nden olan alacaklarını temlik sözleşmesi ile davacı temlik alacaklısı … A.Ş.’ye temlik ettiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını, öncelikle temlik borçlusu … Tıp Fakültesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü hakkında yasal takibe geçilip geçilmediği, geçilmiş ise herhangi bir tahsilat yapılıp yapılmadığı, tahsilat yapılmış ise ne miktarda yapıldığı bilgilerinin kendilerine verilmeden icra takibine geçilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davacı tarafın kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 11/06/2015 tarih, 2014/187 E. ve 2015/488 K. sayılı kararla; davanın kabulü ile davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin talepnamedeki şartlar ve koşullar üzerinden 60.548,60-TL. asıl alacek (rotatif alacak), yıllık %21 oranı üzerinden temerrüt faizi ve uygulanacak faize de %5 BSMV uygulanarak devamına, takibe konu 58.176,21-TL. alacağın %20’si oranına denk gelen icra inkar tazminatının da davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, anılan karar davalılarca temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nce yapılan temyiz incelemesi sonucunda verilen 19/09/2018 tarihli, 2017/2852 E. ve 2018/4300 K. sayılı kararda;
“Takip ve dava 58.176,71-TL. için yapılıp açıldığı halde mahkemece takibin 60.548,60-TL. için iptaline karar verilerek talep aşılmış ve HMK.’nun 26. maddesine muhalefet edilmiş olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Ayrıca davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna gerekçeli olarak itiraz edildiği halde mahkemece itirazları karşılayan ek rapor alınmadığı gibi itirazın reddine ilişkin bir gerekçe de gösterilmemiş itiraz dikkate alınmamıştır. Bu husus da muhakemeye aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle mahkememizce verilen karar bozulmuştur.
Dosya Yargıtay bozması sonrasında mahkememizin yeni esasına kaydedilmiş, mahkememizce 30/04/2019 tarihli duruşmada usul ve yasaya uygun Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 19/09/2018 tarihli, 2017/2852 E. ve 2018/4300 K. sayılı bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan ve davalılar tarafından geri ödenmediği iddia edilen alacağın tahsiline yönelik olarak girişilen icra takibinde davalı tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilafın davacı bankanın davalılardan Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklı alacağı bulunup bulunmadığı, varsa takip ve dava tarihi itibariyle fer’ileri ile birlikte miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi, ihtarname, temlik sözleşmesi, imza sirküleri, hesap ekstreleri, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ve bildirilen tüm deliller üzerinde inceleme yapan bilirkişi kök ve ek raporları huzurdaki davanın delillerini oluşturmaktadır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. Davaya konu icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından davalılar aleyhine 60.548,60-TL. rotatif alacak, 3.248,66-TL. işlemiş faiz, 162,43-TL. BSMV 185,00-TL. ihtarname masrafı olmak üzere ve 4.067,98-TL. miktarlı 14/11/2013 tarihli ödeme ile 1.900,00-TL. miktarlı 18/11/2013 tarihli ödemeler düşüldükten sonra kalan 58.176,71-TL.’nin tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibe davalılar vekilince itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, huzurdaki davanın ise 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Hükmüne uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamında işaret edildiği üzere, mahkememizce 30/04/2019 tarihli duruşmada dosyanın önceki (kök) raporu düzenleyen BANKACI ve aynı zamanda SMMM bilirkişisi olan …’a tevdi edilerek, Yargıtay bozma ilamında belirtilen şekilde davalı vekilinin 16/04/2015 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde belirttiği tüm itirazları karşılar nitelikte ve yeterlilikte ek rapor alınmasına karar verilerek, dosya ek rapor düzenlenmek üzere anılan bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 09/12/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davalı şirketin davacı bankaya temlik ettiği alacağa ilişkin olarak, temlik borçlusu şirket aleyhine başlatılan icra takibinde yapılan tahsilat bulunmadığı, dosyadaki temlik sözleşmesinin 3. maddesine göre temlik borçlusu tarafından borcun ödenmemesi halinde temlik edene başvurulacağının hüküm altına alındığı, takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı asıl borçlu şirketten; 54.697,67-TL. asıl alacak, 3.318,32-TL. işlemiş faiz, 165,91-TL. BSMV ve 185,00-TL. masraf olmak üzere toplam 58.366,88-TL. alacaklı olduğu, davacı bankanın diğer davalı müteselsil kefil …’dan ise; 54.697,67-TL. asıl alacak, 3.254,50-TL. işlemiş faiz, 162,72-TL. BSMV ve 185,00-TL. masraf olmak üzere toplam 58.299,87-TL. alacağının bulunduğu, ancak davacının huzurdaki davada her iki davalıdan da talep ettiği miktarın 58.176,71-TL. olduğu, bu durumda davacı bankanın talebi ile bağlı olduğu ve 03/03/2014 takip tarihinden borç tamamen ödenene kadar 54.697,67-TL. asıl alacak (matrah) üzerinden %21,00 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si isteyebileceği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Ek bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar vekili tarafından dosyaya sunulan 23/12/2019 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek, itiraz dilekçesinde ileri sürülen eksiklikler giderildikten ve temlik ilişkisi irdelendikten sonra dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunulmuştur.
Davalılar vekili 04/03/2020 tarihli duruşma öncesinde mazeret sunmuş, mahkememizce davalının mazereti kabul edilmiş ve dosyanın karar aşamasına gelmiş olması da dikkate alınarak duruşma 20/03/2020 tarihine bırakılmıştır. Ancak Covid-19 pandemi süreci nedeniyle alınan tedbirler dolayısıyla 20/03/2020 tarihinde yapılması gereken duruşma ilk önce 20/05/2020 tarihine ertelenmiş, ancak Covid-19 tedbirlerinin devam etmesi ve duruşmaların ertelenmesi gerekmesi karşısında bu defa duruşma günü mahkememizce 08/07/2020 tarihine bırakılmıştır. 08/07/2020 tarihinde yapılacak olan duruşma gün ve saatinin bildirir 04/05/2020 tarihli ara karar davalılar vekiline 04/05/2020 tarihinde e-tebligat ile tebliğ edilmiş, anılan tebligat mevzuat gereği 09/05/202 tarihinde okunmuş sayılmıştır. Davalılar vekili 08/07/2020 tarihli duruşma öncesinde de mazeret dilekçesi sunmuş, ancak davalılar vekilinin mazereti, mahkememizce mazeret dilekçesinde sadece icra müdürlüklerinde işleri olmasının mazeret olarak gösterilmesi, huzurdaki davanın ise karar aşamasına gelmiş olması ve bildirilen mazeretin gerekçelendirilmemiş olması nedenleriyle reddedilerek açık yargılamaya devam olunmuştur.
Ek raporda davalıların tüm itirazları karşılanmış, ayrıca dosyaya sunulan temlik sözleşmesinin uyuşmazlık ile ilgili hükümleri de irdelenmiştir.
Dosyaya sunulan …. Noterliği’nce düzenlenmiş 25/06/2013 tarihli ve … yevmiye numaralı Temlik Sözleşmesi’nin 3. maddesi aynen şöyledir: “Temlik eden, temlik edilen alacağın varlığından ve temlik borçlusu muhatabın aczinden sorumlu olduğunu, temlik konusu alacak temlik borçlusu muhatap tarafından temellük edene ödeninceye kadar borçtan sorumlu olmaya devam edeceğini, temliğe rağmen temlik yapılanın alacağının tamamı için temlik edene karşı haciz ve iflas yolu ile takipte muhtar olduğunu, temlik edilen alacağın temlik borçlusu tarafından ödenmemesi halinde temlik edene başvurulmasını kabul, beyan ve taahhüt eder.”
Anılan sözleşmenin yukarıdaki açık hükmü dikkate alındığında, davalı tarafın temlik alınan alacağın temlik borçlusu tarafından ödenmemesi halinde, davacı bankanın temlik edene (kendisine) başvurulabileceğini (yani icra takibi yapılabileceğini) açıkça kabul ve taahhüt ettiği anlaşılmaktadır. Bir başka ifade ile temlik borçlusu tarafından temlik konusu borcun ödenmemesi halinde davacı bankanın temlik eden davalı şirkete ve kefiline karşı takibe geçebileceği temlik sözleşmesinde hüküm altına alınmıştır. Temlik borçlusu tarafından herhangi bir ödeme yapılmış ise, bunun davalılar tarafından ispatlanması gerekmektedir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belelerden, mahkememizce temlik borçlusu hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibi başlatıldığı ancak bugüne kadar anılan icra dosyasında yapılmış herhangi bir tahsilatın bulunmadığı, davalıların bu yönde bir ödeme yapıldığını ispat edemedikleri kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 08/07/2020 tarihli duruşmada; davacı dosyada ek bilirkişi raporunun yargısal denetime, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılmış, bilirkişi kök ve ek raporlarının yeterli olduğu kanaatine varılmıştır. Bir başka ifade ile, bozma sonrası alınan bilirkişi ek raporu, gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, rapora yönelik davalı taraf itirazları yerinde görülmemiş, ek rapor mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen icra takip dosyası, dosyaya sunulan temlik sözleşmesi, bozma öncesi ve sonrası alınan ve benimsenen bilirkişi kök ve ek raporları ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, davacı banka tarafından davalı şirkete kullandırılan ancak ödenmeyen kredilerin fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik olarak davacı (alacaklı) tarafça, davalılar asıl borçlu şirket ve kredi sözleşmesine müşterek – müteselsil kefil olan … aleyhine girişilen ilamsız icra takibinde, bilirkişi kök ve ek raporlarında dayanak ve gerekçeleriyle detaylı olarak açıklandığı üzere; hükmüne uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamında da işaret edildiği gibi davacı bankanın (talebi ile bağlı kalınarak) davalılardan 54.697,67-TL. asıl alacak, 3.137,19-TL. işlemiş faiz, 156,85-TL.BSMV ve 185,00-TL. ihtarname masrafı olmak üzere toplam 58.176,71-TL. tutarında alacağının bulunduğu; temlik borçlusu aleyhine başlatılan icra takibine konu borcun ise ödenmediği, bu nedenle taraflar arasında akdedilmiş temlik sözleşmesinin 3. maddesinin açık hükmü gereği davacı bankanın temlik eden asıl borçlu davalı şirketten ve diğer davalı kefilinden borcun tahsilini isteyebileceği, akdedilen kredi sözleşmesini 200.000-TL. kefalet limitiyle müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davalı gerçek kişi …’ın kefalet limiti içinde kalan borcun tamamından asıl borçlu ile birlikte sorumlu tutulması gerektiği, bu durumda benimsenen bilirkişi raporu ile de tespit edilen alacak miktarından taleple bağlı kalınarak 58.176,71-TL.’ye yönelik davalıların-borçluların vaki itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince itirazlarının iptalinin gerektiği, ayrıca …’den doğan alacak likit ve belirlenebilir nitelikte bir para alacağı olduğundan, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçluların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra takip dosyasında; 54.697,67-TL. asıl alacak, 3.137,19-TL. işlemiş faiz, 156,85-TL. BSMV ve 185,00- TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 58.176,71-TL.’ye yönelik itirazlarının iptali ile asıl alacak olan 54.697,67-TL’ye takip tarihinden itibaren %21 temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 BSMV (gider vergisi) uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2) Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 11.635,34-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 3.974,05-TL. karar ve ilam harcından 993,55-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 2.980,50-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına (28/12/2015 tarih, 2014/187 Esas, 2015/326 harç numarası ile maliyeye bildirilen ve davalılardan tahsili istenilen 3.300,40 TL tahsil edilmiş ise geriye kalan 319,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine, tahsil edilmemiş ise harç tahsil müzekkeremizin işlemsiz iadesi ile 2.980,50 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin istenilmesine),
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 8.362,97-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 673,65 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı, 500 TL bilirkişi ücreti ve 301,90 TL tebligat giderlerinin toplamı 1.504,55 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; dosya daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olduğundan, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı