Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1191 E. 2020/816 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1191 Esas
KARAR NO:2020/816

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:14/12/2018
KARAR TARİHİ:02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden davacı …’in oğlu müteveffa …’in 25/10/2018 tarihinde kullanılmakta olduğu … plakalı aracı ile … otoyolunda aracını emniyet şeridine çekip duraklama yapmak zorunda kaldığını, aracı kenara çekmesini takiben davalılardan …’nun kullandığı … araç ile çok süratlı bir şekilde ve yolda sürekli makas atarak ilerlediğini, hatta bununla da yetinmeyerek emniyet şeridine girerek saatte yaklaşık ortalama 140 km hızla müvekkilinin oğlu …’in park halindeki aracına arkadan çarptığını, bu çarpmanın sonucunda müvekkilinin oğlunun ağır yaralandığını ve sonrasında kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini, mütevaffa …’in emniyet şeridinde dörtlülerini derhal yaktığını, ancak yaklaşık 1,5 dakika zarfında kendisine arkadan çarpıldığı için başkaca bir tedbir almaya dahi zamanının kalmadığını, söz konusu kazada davalılardan …’nun asli ve tam kusurlu olduğunu belirterek, müvekkillerinden davacı … için destekten yoksun kalması sebebiyle uğradığı maddi zararının şimdilik 10.000,00-TL.’lik kısmının yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine müvekkili …’in kaza sebebiyle sarf ettiği cenaze giderlerinin şimdilik 100,00-TL.’lik kısmının davalılardan tahsiline, ayrıca müvekkili davacı … için 200.000,00-TL, diğer davacılar … için 20.000,00-TL., … için 20.000,00-TL. ve … için de 20.000,00-TL. manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’nun çalıştığı iş yerine gitmek için yolda seyir halindeyken sağ şeride geçmesi neticesinde sağ şeritte bulunan kamyonete çarpmamak adına kazadan kaçmak için aracıyla emniyet şeridine girmek zorunda kaldığını, gerek kamyonetin genişliğinden açısının kapanması, gerekse emniyet şeridinde bekleme yapan aracın herhangi bir uyarı levha, tabela koymaması ve gerekli tedbirleri almaması neticesinde müvekkilinin emniyet şeridinde duran aracı farkedemeyerek müteveffanın aracına çarptığını, söz konusu olayda davacı tarafça müvekkili davalının asli kusurlu olduğunun iddia edildiğini ancak yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, müvekkilinin alkollü olmadığı halde alkollüymüş gibi rapor tanzim edildiğini, kusura dayalı sorumluluğun söz konusu olduğu ölümle sonuçlanan bir olayda, desteğin kusuru varsa, hesaplanan tazminattan bu kusur oranına göre indirim yapılması gerektiğini, somut olayda müteveffanın emniyet şeridinde durduğu sırada gerekli özen ve yükümlükleri yerine getirmeyerek tedbir almadığını, bu nedenle müteveffanın kusurlu olduğunu ileri sürerek dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … … A.Ş. vekili ise cevap dilekçesinde özetle; dava öncesi müvekkili şirkete eksik evrak ile başvuruda bulunulduğunu, bu nedenle dava şartının yerine getirilmemiş olduğunu, bu nedenle davanın usûlden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçedeki kişi başına sakatlık ve ölüm teminatının ise kaza tarihi itibarıyla 360.000,00-TL. olduğunu, sigortalı araç sürücüsüne izafe edilecek kusurun varlığı halinde zarar hesabının aktüerler siciline kayıtlı ve aktüer sıfatını haiz uzman bilirkişiye yaptırılması gerektiğini ileri sürerek ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; nüfus kayıtları, kaza tespit tutanağı, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası, trafik poliçesi, kazaya ilişkin kolluk tarafından tutulan ve …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında mübrez tüm raporlar, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, müteveffaya ait işyeri özlük dosyası ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Davalılar … ve … vekili delil olarak; kaza tespit tutanağı, Zorunlu Mali Sorumluluk … poliçesi, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Laboratuvar Tetkik Sonucu, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası, …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası, Sosyo-ekonomik durum araştırması, bilirkişi incelemesi, tanık beyanları, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı … … A.Ş. vekili ise delil olarak; ZMMS … poliçesi, trafik sigortası genel şartları, kaza tespit tutanağı, ceza dosyası, aktüer sıfatını haiz bilirkişi incelemesi ve yasal her türlü delile dayanmıştır.
Mahkememizce taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin… E. sayılı ceza dosyası (…. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E.) celbedilmiş, … … A.Ş.’den poliçe ve hasar dosyası istenmiş, müteveffanın ölümünden önce çalıştığı işyeri olan … A.Ş.’ye müzekkere yazılarak müteveffa …’in özlük dosyası istenmiş, ayrıca çalıştığı dönemde yemek, yol, ikramiye ve prim ücreti ödenip ödenmediği ile varsa miktarları sorulmuş, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılması için bağlı bulundukları ilçe emniyet müdürlüklerine müzekkereler yazılmış, daha sonra dosya kusur incelemesi yaptırılmak üzere ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 26/03/2002 tarihli kusur raporunda özetle; 25/10/2018 günü saat 13:15 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile … yolu takiben … Köprüsü istikametine doğru seyir halindeyken olay mahalli yere geldiğinde, tehlikeli bir şekilde şerit değiştirerek (makas atarak) emniyet şeridine geçip emniyet şeridinde duraklama yapan müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobile arkadan çarpması sonucu dava konusu olay meydana geldiği, dosyada mevcut verilere göre; davalı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken yola gereken dikkatini vermesi, diğer araçların seyir durumlarını dikkate alması, seyrini dikkatli ve tedbir alabilecek şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, olay mahalli yolda tehlike ortamı oluşturacak şekilde (makas atarak) kontrolsüzce şerit değiştirdiği, yolun sol tarafından sağ tarafına doğru yöneldiği ve en sağ şerit üzerinde seyir halinde olan aracın (kamyonun) sağından geçmek için kontrolsüzce ve tedbirsizce emniyet şeridine geçtiği, emniyet şeridi üzerinde duraklamakta olan müteveffa sürücü idaresindeki otomobilin arka kısımlarına önlemsizce ve tedbirsizce mevcut hızıyla çarptığı olayda asli ve tam kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’in ise sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahalli yere gelip emniyet şeridinde durakladığı esnada idaresindeki otomobilin arka kısımlarına, gerisinden aynı istikamette makas atarak gelmekte olan davalı sürücü idaresindeki otomobilin çarpmasına maruz kaldığı olayda hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından meydana gelen olayda kusursuz olduğu, sonuç olarak davalı sürücü …’nun %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’in ise kusursuz olduğu şeklinde kanaat bildirilmiştir.
ATK kusur raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davalı … … A.Ş vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından ATK kusur raporuna karşı ayrı ayrı itiraz edilerek ATK üst kuruludan raporu alınması yönünde talepte bulunulmuştur. Mahkememizce 01/07/2020 tarihli duruşmada; ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlen kusur raporunun dosya içerisindeki belgelerle uyumlu, ayrıntılı inceleme sonucu düzenlenmiş, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli, aynı zamanda uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılmakla bir kısım davalılar vekilinin genişletilmiş ATK uzmanlar heyetinden yeni bir kusur rapor alınması yönündeki talep ve itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar bir kısım davalılar vekili tarafından … isimli kişinin mahkememizce tanık olarak dinlenmesi talep edilmiş ise de; davalılar vekilince tanığın davalıların ekonomik sosyal durumları, olayın oluşu ve devam eden safahattaki olgu ve olaylar hakkında tanıklık yapacağı belirtildiğinden, mahkememizce 01/07/2020 tarihli duruşmada dinlenmesi istenen bu tanığın dinletilmesi istenen hususların ekonomik ve sosyal olarak davalıların durumuna ve kaza sonrası olaylara ilişkin olması dikkate alınarak talebi yerinde görülmemiş ve reddine karar verilmiştir.
…. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ceza dosyası 21/11/2019 tarihinde karara çıkmış, kararda sonuç olarak sanık (dosyamız davalılardan) …’nun TCK.’nun 85/1 maddesinde öngörülen taksirle adam öldürme suçundan dolayı mahkumiyetine karar verilmiştir.
A) MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
Davalılardan … … A.Ş. vekili 11/05/2020 tarihinde UYAP üzerinden mahkememize gönderdiği 06/05/2020 tarihli dilekçesinde özetle; davacılarla müvekkili … şirketinin sulh olduğunu, sigortalı aracın karıştığı kaza sebebiyle davacılar vekiline tüm tazminat miktarının ödendiğini, dolayısıyla davacıların maddi zararlarının müvekkili … şirketi tarafından karşılandığını belirterek, davacıların davadan feragat ettiğine ilişkin beyanlarını dosyaya sunmaları halinde mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı karşı taraftan feragat etmeleri halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacılar vekili 01/06/2020 tarihinde UYAP üzerinden mahkememize gönderdiği feragat dilekçesinde özetle; sadece maddi tazminat talepleri yönünden davadan feragat ettiklerini, zira müvekkillerinin maddi zararlarının davalılardan … … A.Ş. tarafından karşılandığını, her ne kadar davalı … şirketi vekilince 06/05/2020 tarihli dilekçede “tüm tazminat miktarları ödendi” denilmiş ise de vekilin açık beyanından bununla sadece maddi tazminatın ödendiğinin kastedildiğini, manevi tazminat yönünden ise … şirketi dışındaki davalılara karşı davalarının ve taleplerinin devam ettiğini belirtmiştir.
Davacılar vekilinin dosyada mevcut vekâletnamesinin incelenmesinde; davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK.’nun 307. maddesine göre davadan feragat, davacı tarafın talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan vazgeçer. Feragat davayı sona erdiren tek taraflı bir işlemdir. Davadan feragat, davacının yapacağı tek taraflı açık bir irade beyanıyla olur. Feragatın geçerliliği için, bunun, davalı ve mahkeme tarafından kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir. Feragat dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır (HMK.309/1). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK.310/1).
HMK.’nun 307. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde, feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir.
Davacılar vekili davayı açtıktan sonra mahkememize sunduğu dilekçede açıkça maddi tazminat talepleri yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, 6098 sayılı TBK.’nun 162 ve 163. maddelerine göre, borcun tamamından sorumludurlar. Nitekim, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88/1 maddesinde trafik olayı nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. 6098 sayılı TBK.’nun 167. maddesi uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur.
Öte yandan müteselsil sorumlulukta feragatin bölünmezliği ilkesi gereğince bir davalı hakkındaki davadan feragatin diğer davalılara da sirayet edeceği açıktır. Somut uyuşmazlıkta davalılar … ve …, davalı … şirketi ile birlikte maddi zarardan müteselsilen sorumlu olup, davacılar vekili dava açıldıktan sonra davalı … şirketi hakkındaki maddi tazminat davasından feragat ettiğinden, bu feragat … şirketi ile aralarında tam teselsül bulunan diğer davalılara da sirayet etmiştir. Dolayısıyla somut olayda; maddi tazminat yönünden davalı … şirketi hakkındaki feragatin diğer davalılara (… ve …’ya) sirayeti nedeniyle mahkememizce tüm davalılar hakkındaki maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Özetle; davacılar vekili davayı açtıktan sonra mahkememize sunduğu dilekçesinde açıkça maddi tazminat talepleri yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmiş olduğundan ve yapılan feragat bildiriminin usulüne uygun olduğu tespit edildiğinden, HMK.’nun 307. maddesi gereğince ve ayrıca feragatin sirayeti ilkesi nedeniyle tüm davalılar hakkında açılmış olan maddi tazminata yönelik davanın feragat nedeniyle REDDİNE, davalı … şirketi ile davacılar açısından karşılıklı olarak talep edilmediğinden, bu taraflar yönünden karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına, ancak diğer davalılar lehine ise vekalet ücretini de kapsar şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
B) MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1 maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”
Aynı kanunun 56/2 maddesine göre ise; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Maddeye göre hâkim, manevi tazminata hükmederken, olayın özelliklerini göz önünde tutmalı ve ona göre zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vermelidir. Hâkim, özel halleri göz önünde tutmalı ve manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği miktar adalete de uygun olmalıdır.
Manevi tazminatın tarafların ekonomik durumları da nazara alınarak tazminat ödeme yükümlüsü olan tarafın fakirleşmesi, lehine tazminata hükmedilen tarafın ise zenginleşmesi sonucunu doğurmayacak şekilde hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmektedir.
Manevi tazminat miktarı belirlenirken olayın özelliği, tarafların kusur durumu, kusurun ağırlığı, gibi hususlar da dikkate alınmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirmelidir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması gibi bir amacı da yoktur. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Somut olaya bakıldığında davacılardan … mütevaffanın annesi, diğer davacılar ise müteveffanın kardeşleridirler. Davacı annenin evladını, diğer davacıların ise kardeşlerini kazada kaybetmesi nedeniyle elem ve üzüntü duyacakları mutlaktır. Müteveffa … kaza tarihinde henüz evlenmemiş çok genç yaşta bir insandır.
Ceza dosyasında dinlenen tanıklardan …, 26/10/2018 tarihli ifadesinde; “… idaremde bulunan … plaka sayılı aracımla, otobanda seyir halinde iken birden sağımdan beni geçerek önüme aracını kıran, tabiri caizse trafikte makas tabiri denilen hareketi yapan … plaka sayılı kırmızı renkli araç benim önüme geçtikten sonra yine bu sefer sol tarafa atlayarak diğer aracın önüne geçti, bu makas hareketini trafikte bir kaç kez yaptı, sonra yine önünde seyreden bir araca daha makas attıktan sonra önünde seyreden tırı görmesi üzerine birden kendini emniyet şeridine attı ve emniyet şeridinde park halinde bulunan ve 4’lüleri yanan beyaz renkli araca şiddetli şekilde arkadan çarpması üzerine kaza meydana geldi…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine ceza dosyasında dinlenen tanıklardan …, 25.10.2018 tarihli ifadesinde; “… plakasını merkezinizde öğrendiğimiz … plaka sayılı kırmızı araç, makas atarak ilerliyordu, bütün şeritleri belli bir süre kullandı, yaklaşık 200-300 metre sonra orta şeritten sağ şeride geçti önünde kamyonu görünce emniyet şeridine geçmek istedi, bu esnada en sağ emniyet şeridinde duran plakasını merkezinizde öğrendiğimiz … plaka sayılı beyaz araca vurarak kaza gerçekleşti. Kazayı net olarak gördük…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, trafik kazası tespit tutanağı, ceza dosyasında alınan raporlar ve ceza dosyasında dinlenen tüm tanıkların beyanları, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı sürücü …’nun olay günü tehlikeli bir şekilde makas atarak ve kontrolsüzce araç kullandığı, dikkatsiz ve çok süratli şekilde seyrederek trafik kurallarına uymadığı, adete trafikteki diğer sürücülerin can ve mal güvenliğini hiçe saydığı, kural tanımaksızın trafikte bu şekilde seyrederken bir de üstüne emniyet şeridine girmek suretiyle emniyet şeridi üzerinde duraklamakta olan kusursuz müteveffa sürücü idaresindeki otomobile arkadan çarptığı hususları dikkate alındığında, davalı …’nun davranışlarıyla Karayolları Trafik Yönetmeliği hükümlerini açıkça ihlal ettiği, …. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ceza dosyasında ise TCK.’nun 85/1 maddesinde öngörülen taksirle adam öldürme suçundan mahkum olduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu durumlar mahkememizce takdir edilen manevi tazminatın belirlenmesinde etkili olmuştur.
Tarafların tespit edilen mali ve sosyal durumları, olayın niteliği ve davacının kusur oranı, paranın satın alma gücü, davacıların çok genç yaşta evlatlarını ve kardeşlerini kaybetmeleri sonucu duyduğu acı ve ızdırap, hak ve nesafet kuralları dikkate alındığında davacılardan … için 100.000,00-TL., … için 10.000,00-TL., … için 10.000,00-TL. ve … için 10.000,00-TL. olmak üzere toplamda 130.000,00-TL. manevi tazminatın yeterli ve adil olduğu, davacıları zenginleştirmeye ve davalıları da fakirleştirmeye yol açmayacağı vicdani kanaatine varılmış, fazlaya ilişkin talep ise reddedilmiş, hükmolunan manevi tazminata kaza tarihi olan 25/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi işletilmesini kapsar şekilde açıklanan gerekçelerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile; davacılardan … için 100.000,00-TL., … için 10.000,00-TL., … için 10.000,00-TL. ve … için 10.000,00-TL. olmak üzere toplamda 130.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 25/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
3-Alınması gerekli 8.880,30-TL karar ve ilam harcından 922,53-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 7.957,77-TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından başlangıçta yatırılan 922,53-TL. peşin harcın davalılar … ve …’dan alınıp davacılara verilmesine,
5-Maddi tazminat davası feragat ile sonuçlanmakla; 54,40-TL karar ilam harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
6-Maddi tazminat yönünden dava feragatle sonuçlandığından ve davalı … şirketi tarafından vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediğinden, bu davalı (… … A.Ş.) lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ancak diğer davalılar … ile … davada vekille temsil olunduğundan, 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve …’ya verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden; davacı taraf vekille temsil olunduğundan kabul edilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan davacı … için 13.450,00-TL. vekalet ücretinin davalılar … ile …’dan alınarak davacı …’e, diğer her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere 4.080,00’er TL. vekalet ücretinin yine davalılar … ve …’dan alınarak ayrı ayrı davacılar …, … ve …’e verilmesine,
8-Manevi tazminat yönünden; davalı taraf vekille temsil olunduğundan reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.450,00-TL. vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak davalılara verilmesine, 4.080,00-‘er TL. vekalet ücretinin ise davacılar …, … ve …’ten ayrı ayrı alınarak davalılar … ve …’ya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 396,00-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 445,60-TL’nin kabul ve red oranına göre 222,80-TL’sinin davalılar … ve …’dan alınıp davacılara verilmesine,
10-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak 2 (iki) hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile yine HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olarak verilen karar; davacılar ve bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı davalı … şirketi vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır