Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1190 E. 2021/141 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1190 Esas
KARAR NO:2021/141

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :14/12/2018
KARAR TARİHİ:24/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Sokak, No:56 …/… adresinde faaliyet gösteren … Ltd. Şti.’nin müvekkili şirket nezdinde “İşyeri Paket Poliçesi” ile sigortalı olduğunu, sigortalı şirkete ait işyerinin üst katından sızan sular nedeniyle sigortalıya ait muhtelif emtiaların hasarlandığını, yapılan inceleme sonucu düzenlenen ekspertiz raporu ile sigortalıya ait işyerindeki zararın tespit edildiğini ve su sızmasına sebep olan üst katta davalı şirketin (…. Şti.’nin) faaliyet gösterdiğini, meydana gelen hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından sigortalısı şirkete 3.710,16-TL. hasar tazminatı ödendiğini, davalı şirketin meydana gelen bu hasardan sorumlu olduğunu, müvekkili şirket adına sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalı şirketten rücuen tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından takibe ve borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalı şirketin itirazlarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca davalı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketinin takibe ve davaya konu yaptığı talebin, … Sokak, No:…, …/… adresinde bulunan sigortalısına ait işyerine sızan sular neticesinde meydana gelen hasarın rücuen tazminine yönelik olduğunu, oysa müvekkili davalı şirketin bulunduğu işyeri adresinin … Sokak, No:…, Kat:.., …/… ve yine … Sokak, No:…, Giriş Kat, …/… olduğunu, buna ilişkin kira sözleşmelerinin dilekçe ekinde mahkemeye sunulduğunu, olayın meydana gelişinin ise … Sokak, No:…/…, …/… adresindeki durumdan kaynaklı olduğunu, dolayısıyla dava konusu adreste meydana gelen su sızması sonucunda oluşan zarardan dolayı müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, zira müvekkili şirketin su sızmasına sebebiyet veren taşınmazla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, dilekçe ekinde sunulan kira sözleşmesinden de bu durumun anlaşılacağını, davacı tarafın müvekkili şirkete husumet yöneltmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, sonuç olarak müvekkili şirketin meydana gelen hasarla hiçbir ilgisi bulunmadığını belirterek davanın reddine, ayrıca davacı taraf aleyhine haksız takipten dolayı %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; işyeri paket poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin tahsiline yönelik olarak, davacı sigorta şirketi tarafından davalı şirket aleyhine girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; eskper raporu, poliçe, ödeme belgeleri, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; kira sözleşmeleri, tanık beyanı, hasar dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyası, bilirkişi incelemesi ve keşif, Yargıtay Kararları ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Mahkememizce taraflarca celbi istenen deliller toplanmış, …A.Ş.’den hasar dosyası, poliçe ve ekleri getirtilmiştir. … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, davaya konu hasarın davalıdan kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti bakımından dosya davalısı … … Limited Şirketi’nin başlangıcından bu yana faaliyet gösterdiği tüm adreslerini ve adres değiştirme tarihlerini gösterir ticaret sicil kayıtları celbedilmiştir. Yine yargılama sırasında … Tapu Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış ve dava konusu hasara sebebiyet veren … Mahallesi, … Sokak, No:… …/… adresinin maliklerini gösterir tapu kayıtlarının gönderilmesin istenmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün davaya konu … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı …A.Ş. tarafından davalı şirket aleyhine 3.710,16-TL. asıl alacak, 436,38-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.146,54-TL. alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 19/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından yasal süresi içerisinde 22/11/2018 tarihinde borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, sonrasında ise davacı sigorta şirketi tarafından 14/12/2018 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus; borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. İtirazın iptali davaları icra takibine ve takip talebine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup; davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa aittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 14/10/2020 tarihli duruşmada verilen ara kararı ile davacı taraf iddiası, davalı yanın savunmaları ile sunduğu belgeler, dosyada toplanan ve getirtilen tüm delil ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre konusunda uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava konusu taşınmazın bulunduğu mahalde keşif yapılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın tarafları (vekilleri) ve bilirkişi heyeti ile birlikte 06/11/2020 tarihinde dava konusu hasarın meydana geldiği taşınmaza gidilerek mahallinde keşif yapılmış, gerekli incelemeler ve gözlemler akabinde dosya raporlarını sunmaları için bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından mahkememize sunulan 17/12/2020 tarihli raporda özetle; dosyada mevcut belgeler ve yerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda keşif günü su akıntısının gerçekleştiği iddiasına yönelik olarak 10 numaralı dairede yapılan incelemeler sonucunda bu yönde bir tespitte bulunulmasının aradan geçen süre göz önüne alındığında mümkün olmadığı, hasarın meydana geldiği 8 no’lu dairenin boş olduğunun beyan edilmiş olduğu, 8 no’lu daire kapısının keşif sırasında kilitli olması nedeniyle içeride herhangi bir tespit yapılamadığı, su sızmasının ana nedeninin dosyada bulunan eksper raporunda tanımlanmamış olduğu, keşif günü yapılan incelemede davalı tarafın binanın zemin kat ile 1. katında faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığı, dosyaya gelen … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 20/03/2020 tarihli cevabi yazısına göre davalı şirketin kuruluşundan bu yana …, … Sokak, No:…/… …/… adresinde faaliyet gösterdiği, davalı şirketin sicilde son tescilinin 22/09/2014 tarihinde yapıldığı, keşif günü mahallinde yapılan incelemelerde davalı… Ltd. Şti.’nin, oluşan hasardan mesul olmasının apartmandaki konumu itibarıyla mümkün olmadığı, davalı şirketin dava konusu hasarın meydana gelmesinde kusuru olmadığından davalıdan hasar talebinde bulunulamayacağı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı sigorta şirketi vekili tarafından 14/01/2021 tarihinde UYAP üzerinden gönderilen dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir. Davalı şirket vekili tarafından ise 22/12/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanda bulunulmuştur.
Mahkememizce dosyada alınan bilirkişi raporu incelenip denetlenmiş, 24/02/2021 tarihli duruşmada; bilirkişi kurulu raporunun yargısal denetime, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu anlaşılarak davacı vekilinin ek rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere huzurdaki dava; davacı sigorta şirketi tarafından davalıya ait işyerinden alt katta bulunan sigortalı işyerine su sızması sonucunda alt kattaki işyerinde bulunan muhtelif emtiaların hasarlandığı iddiasıyla dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatının rücuen tahsiline yönelik olarak girişilen ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun 1472 maddesine göre; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Bu durumda sigortalının meydana gelen zarardan dolayı sorumlulara karşı mevcut dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal etmektedir. Bu madde gereğince davacı sigorta şirketi işyeri paket poliçesi kapsamında sigortalısına ait işyeri için ödediği hasar nedeniyle sigortalısının halefi sıfatını almış ve huzurdaki davayı ikame etmiştir.
Sigorta rücu davaları, sigorta şirketinin ortaya çıkan zararı sigorta ettirene ödedikten sonra kusurlu kişilere karşı yönelttiği bir davadır. Bu davada sigorta şirketi üçüncü kişinin (somut olayda davalı şirketin) kusurunu ispatlaması halinde poliçede belirtilen ve ödenen kısım kadar zararın kusurlu kişiden tazminini talep edebilir. Sigorta şirketi ödediği tazminatı ancak olaydaki kusurlu kişiden rücuen isteyebilir. Bu dava hasara yol açan olayda üçüncü bir kişinin kusuru söz konusu ise zarara sebep olan tarafa karşı açılır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyada mevcut tüm bilgi ve belgeler, icra takip dosyası, hasar dosyası ile mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi kurulu raporunun hep birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davalı şirketin faaliyette bulunduğu adreslerin … Sokak, No:…, Kat:… …/… ve … Sokak, No:…, Giriş Kat …/… olduğu, hasar gören dairenin binanın 3. katında, davalı şirkete ait işyerlerinin ise aynı binanın 1. katı ve giriş katında bulunduğu, dolayısıyla hasar gören dairenin üst katındaki daire ile davalı şirketin hiçbir ilgisinin bulunmadığı, özetle davalı şirketin sigortalı işyerinde oluşan hasardan sorumlu tutulmasının konumu itibariyle mümkün olmadığı, bu nedenle davacı sigorta şirketinin icra takip dosyasına konu yaptığı hasar bedelini davalı şirketten rücuen talep edemeyeceği, sonuç olarak davalı şirketin takip konusu yapılan hasarın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun ve sorumluluğunun olmadığı, bu nedenle davacı şirkete dava konusu takip nedeniyle de herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacı sigorta şirketi tarafından davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibinin haklı ve yerinde olmadığı, öte yandan davacı sigorta şirketinin dava konusu icra takibini başlatmasında kötü niyetli olduğuna dair dosyada somut bir delil bulunmadığından ve de şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL. karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 70,82-TL. harçtan mahsubu ile kalan 11,52-TL.’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır