Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1179 E. 2019/573 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/1179 Esas
KARAR NO: 2019/573

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 05/03/2015
KARAR TARİHİ: 10/09/2019

Mahkememizden verilen … Esas … Karar sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Esas… Karar nolu kararı ile kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmakla, mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıyan mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, birçok konuda danışmanlık hizmeti vermekle birlikte müşterilerin bankadan kredi temin edebilmeleri konusunda da danışmanlık hizmeti vermekte olduğunu, müşterilerin kredi notunun düşük olması sebebiyle bankadan kredi alamamaları durumunda müşterilerin nakdi kredi ihtiyaçlarına binaen, bankalar ve diğer taraflarca uygun görülen kurumlarla gereken başvuru ve işlem silsilelerinin gerçekleştirilmesindeki aşamalarda danışmanlık hizmeti verdiklerini, müvekkili şirketin gerçekleştirmiş olduğu faaliyet konusu kapsamında davalı ile Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi akdetmiş oldğunu, taraflar aralarında akdedilen sözleşmenin “Cezai Şart ve Tazminat” başlıklı 7. Maddesi gereğince Firmanın vermiş olduğu hizmetler kapsamında müşterinin kredisinin onaylanması halinde müşterinin mezkur krediyi kullanmaktan imtina etmesi halinde 5.000-TL tazminat ödeme yükümlülüğünün hüküm altına alındığını, müvekkilinin davalıya sunmuş olduğu hizmet üzerine davalının kredisi onaylanmış, ancak davalını müvekkil firmaya ücretini ödememek adına krediyi kullanmaktan imtina etmiş ve müvekkili firmaya ne komisyon ücretini ne de tazminat bedelini ödememiş olduğunu, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ederek takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takbin devamına %20 den aşağı olmamak üzer icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep ettiği kredi ilgili banka tarafından onaylanmadığı gibi tarafına da hiçbir ödeme yapılmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşmeyi de kabul etmediğini, kabul anlamına gelmemek şartıyla eğer talep ettiği kredi davacı tarafından alınıp tarafına ödendiği taktirde böyle bir sözleşmenin geçerli olacağını ancak bankadan kredi alınmasının söz konusu olmadığını, ayrıca sözleşme ekinde gösterilen kredi başvuru formunun da tarafından doldurulduğunu, böylece davacı şirket tarafından kredi kullanımı hususunda tarafına hiçbir katkı ve hizmet verilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce takip dosyası celp edilip incelenmiş, taraf delilleri toplanmış, iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaparak bilirkişi raporu tanzimi için dosya uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bu yönden sunulan 18/01/2017 tarihli bilirkişi raporu incelenip denetlenmiş, dosya kapsamına ve toplanan delillere uygun olduğu, denetime elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, takip dosyası kapsamı ve bilirkişi raporu kapsamı birlikte değerlendirilmiştir.
Taraflar arasında 15/08/2014 tarihli Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin cezai şart ve tazminat başlıklı 7.maddesinde ” müşterinin ihtiyaç duyduğu kredi danışman firmanın yoğun gayretleri neticesinde onaylanmış olmasına rağmen, danışman firmaya dayanmayan bir sebepten dolayı kredi çekmekten müşteri imtina ederse, danışman firma tarafından hizmet sağlanmış olduğundan, kredi müşteri tarafından çekilmese dahi cezai şart olarak 5.000,00 TL tazminat ödemeyi gayri kabili rücu kabul beyan ve taahhüt eder. ” hükmünün yer aldığı, dosyaya sunulan Kredi Başvuru Formunda talep edilen kredi tutarının 35.000,00 TL olduğunun görüldüğü, dava dışı…bank A.Ş … Şubesi’ nin cevabi yazılarına göre davalı lehine 2.000,00 TL tutarında kredinin onaylandığının görüldüğü, ancak sözleşmenin 5.maddesindeki 35.000,00 TL tutarlı kredi kullanımına dair herhangi bir tevsik edici belge bulunmadığı, dolayısıyla davacı tarafın cezai şart talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış olmakla yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın İstinaf talebi üzerine dosya İstinaf mahkemesine gönderilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 30/11/2018 tarih… esas… karar sayılı kararı ” Taraflar arasında 15/08/2014 tarihli danışmanlık hizmet sözleşmesi kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, sözleşmenim davalı tarafından haklı olarak feshedilip edilmediği, bu sözleşmeden kaynaklı davacının icra takibine konu ettiği alacağın bulunup bulunmadığı ve miktarı hususlarındadır. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. maddesi uyarınca ” her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar” bu kanun kapsamındadır. Kanunun 73/1. Maddesi uyarınca bu kanun kapsamında doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevlidir. 6502 sayılı kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden ” gerçek veya tüzel kişi; tüketici işlemi ise ” mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tarif edilmiştir. Bankadan gelen kayıtlarda davacının danışmanlık hizmeti verdiği kişinin tüketici kredisine ilişkin başvuru gözlem tablosunun sunulduğu görülmüştür. Dolayısıyla davacı tacir olsa bile danışmanlık hizmeti verdiği davalı gerçek şahısın ticari ve mesleki amaçla hareket ettiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle de davalının tüketici sıfatını taşıdığının kabulü gerekir. Taraflar arasındaki görülen davanın TTK.’unda düzenlenen mutlak ve nispi nitelikte bir ticari dava olmadığı aşikardır. Dolayısıyla mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken işin esasına girerek karar vermesi yerinde görülmemiştir. ” gerekçesi ile mahkememizin kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere mahkememize iadesine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasında 15/08/2014 tarihli danışmanlık hizmet sözleşmesi kurulduğu anlaşılmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. maddesi uyarınca ” her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar” bu kanun kapsamındadır. Kanunun 73/1. Maddesi uyarınca bu kanun kapsamında doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevlidir. 6502 sayılı kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden ” gerçek veya tüzel kişi; tüketici işlemi ise ” mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak düzenlenmiş olduğu, bankadan gelen kayıtlarda davacının danışmanlık hizmeti verdiği kişinin tüketici kredisine ilişkin başvuru gözlem tablosunun sunulduğu görülmüştür. Dolayısıyla davacı tacir olsa bile danışmanlık hizmeti verdiği davalı gerçek şahısın ticari ve mesleki amaçla hareket ettiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil olmaması nedeniyle davalının tüketici sıfatını taşıdığının Bam kararı doğrultusunda kabul edilmiş olup davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğuna, karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4- Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.