Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1171 E. 2020/286 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1171
KARAR NO:2020/286

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 11/12/2018
KARAR TARİHİ: 06/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla davalı … aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalı-borçlu tarafından borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, borçlunun itirazının haksız ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde bunun ortaya çıkacağını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin gelirlerinin esnaflık sınırları içerisinde kaldığını ve tacir sayılamayacağını, bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, buna göre görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davaya konu icra takibinde dayanak belge olan cari hesap ekstresinin müvekkiline gönderilmediğini, müvekkili ile davacı şirket arasında herhangi bir cari hesap ilişkisi bulunmadığını, cari hesaba dayanan alacak kalemlerine dair faturaların da dosyaya sunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, ayrıca takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile davacı aleyhine alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; fatura ve cari hesaba dayalı olarak … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibinde borçlu tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilafın; davacı ile davalı arasında mevcut ticari ilişkiden doğan cari hesap nedeniyle davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, alacağı varsa takip ve dava tarihi itibariyle miktarının ne olduğu ve alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Davacı taraf delil olarak; Ticaret Sicil Kayıtları, … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, yemin ve diğer yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise; müvekkiline ait her türlü ticari defter, belge ve kayıtlarla, faturalara, …’ya, …’ne ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlara yazılacak müzekkerelere, tanık beyanına, bilirkişi incelemesine, keşif ve yemin deliline dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından davalı … aleyhine 06/11/2018 tarihinde 7.302,68-TL. cari hesap alacağı ile 206,78-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.509,46-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı borçluya 08/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından 13/11/2018 tarihli dilekçe ile ve yasal süresi içerisinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, sonrasında 11/12/2018 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde davacı şirketçe davalı borçlu aleyhine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça icra takip dosyasında 7.302,68-TL. asıl alacak, 206,78-TL. takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.509,46-TL. üzerinden icra takibi başlatılmasına karşın, dava dilekçesinde harca esas değer olarak sadece asıl alacak kalemi olan 7.302,68-TL. gösterilmiştir. Bir başka ifade ile huzurdaki itirazın iptali davası sadece takibe konu edilen asıl alacak üzerinden açılmıştır. Dolayısıyla davacı tarafın icra takibine konu ettiği takip öncesi işlemiş faiz yönünden işbu davada herhangi bir talebi yoktur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili davalının geliri itibariyle esnaf olduğunu, tacir olmadığı iddia ederek ve görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi oluğunu belirterek görev itirazında bulunmuştur. Bu nedenle mahkememizce davalı …’ün tacir olup olmadığının tespiti bakımından … Ticaret Sicil Müdürlüğü ile davalının bağlı bulunduğu vergi dairesi olan … Vergi Dairesi’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılmış ve yazılan müzekkerelere gelen cevaplar dosya içerisine alınarak incelenmiştir. Kasımpaşa Vergi Dairesi tarafından gönderilen 11/04/2019 tarihli müzekkere cevabında; davalı …’ün “ticari mükellef” olduğu bildirilmiştir. Yine … Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen 15/04/2019 tarihli müzekkere cevabında davalı …’ün “gerçek kişi olarak ticari işletme kaydının bulunduğu” bildirilmiştir. Mahkememizce 15/10/2019 tarihli duruşmada; dosyaya gelen müzekkere cevapları ile belgelere birlikte değerlendirilmiş, davalı …’ün tacir olduğu, tacir olan taraflar arasındaki huzurdaki davanın görüm ve çözüm yerinin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, dolayısıyla mahkememizin görevli olduğu anlaşılmış ve davalı tarafın görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Mahkememizce davalı tarafın bağlı bulunduğu …. – … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak taraflar arasındaki ilişki dönemini kapsayan BA ve BS kayıtlarının gönderilmesi istenmiş, yazılan müzekkereye 21/10/2019 tarihinde cevap verilmiştir. T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı – … Vergi Dairesi Başkanlığı – … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce gönderilen 21/10/2019 tarihli cevabî yazı ekindeki … … karşılaştırma ekranı dosyaya gönderilmiştir.
Uyuşmazlığın niteliği itibarı ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce her iki taraf vekilinin de katıldığı ve hazır bulunduğu 15/10/2019 tarihli duruşmada dosyanın SMMM bilirkişisine tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiştir. 15/10/2019 tarihli duruşmada hazır olan taraf vekillerine (ki davalı vekilinin de hazır olduğu duruşmada); “… inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi, eğer inceleme gün ve saatinde burada hazır edemeyecek iseler en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacaklarının ihtarına, yerinde inceleme yapılmasını istedikleri takdirde HMK.’nun 278/son maddesi uyarınca bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesine…” şeklinde ihtarat yapılmıştır. Böylelikle davalı tarafa ticari defter ve belgelerini sunmak veya yerinde inceleme talep edilecek ise inceleme adresini bildirmek ve incelemeye hazır tutmak üzere inceleme gününe kadar kesin süre verilmiş, aksi taktirde defter ve eki belgelerini sunmaktan ve bunlara dayanmaktan kaçınmış sayılacakları hususu açık ve net bir şekilde ihtar edilmiştir. Ancak yapılan bu ihtara rağmen davalı taraf inceleme günü mahkeme kalemine gelmediği gibi ticari defterlerini de sunmamış, yerinde inceleme yetkisi dahi talep etmemiştir. Dolayısıyla davalı taraf ihtarata rağmen defter ibraz etmediği için davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dosyaya getirtilen ve sunulan belgeler üzeriden inceleme yapılmak üzere dosya konusunda uzman SMMM bilirkişisi …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 08/12/2019 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 08/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin incelenen 2018 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun oldukları, kayıt nizamı bakımından VUK.’nun ilgili maddeleri ile muhasebe sistemi uygulama tebliğlerine uygun oldukları, davacı şirketin ticari defterlerinin 01/01/2018 takvim yılında “Elektronik Defter” olarak tutulduğunun görüldüğü, davacı şirketin incelenen resmi defter ve belgelerinde davalı …’ün 120.40.171 kod nolu “Alıcılar” hesabında işlem gördüğü, davalının inceleme gününde resmi defter ve belgelerini ibraz etmediği, dosyada yerince inceleme talebine ilişkin dilekçesinin de bulunmadığı, davacı şirketin 2018 takvim yılına ait incelenen resmi defter ve belgelerinin sahibi lehine delil vasfını haiz olduğunun tespit edildiği, davacının davaya konu irsaliyeli faturalarına ait teslim alan bölümünde, eksiksiz teslim alanın imzalarını mevcut olduğu, davalının kayıtlı olduğu Kasımpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen 21/10/2019 tarihli cevap ekindeki BA formuna göre davalının 2018 takvim yılına ait olarak vergi dairesine bildirdiği Form BA ile davacı yanın vergi dairesine bildirdiği BS arasında 6 adet ve 8.391,00-TL. tutarındaki faturaların birbiri ile örtüşmediği, “Form BA Karşılaştırma Ekranında” davacı şirketin BS’sinde bildirdiği 6 adet fatura karşılığı olan 8.391,00-TL. (KDV hariç)’nin davalı yanca vergi dairesine bildirilmediğinin tespit edildiği, dosyaya davacının davalıyı icra takibinden önce temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir delilin ibraz edilmediği, icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, davacı şirketin incelenen ve lehine delil olma vasfını haiz resmi defterlerine göre 06/11/2018 takip tarihi itibariyle davalıdan 7.302,68-TL. alacaklı olduğu, buna göre davacının 7.302,68-TL. asıl alacak talebinin yerinde olduğu, davacının 206,78-TL.’lik işlemiş faiz talebinin ise yerinde olmadığı belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Somut olayda itirazın iptali davasında ispat yükü kendisinde olan davacı taraf, alacak iddiasını ve davasını ispat bakımından her iki tarafın ticari defterlerini delil olarak göstermiştir. Bu gibi durumlarda davacı şirket kendi ticari defterlerini incelenmek üzere mahkememize ibraz etmiştir. Dosyada yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı şirketin incelenen ticari defterlerinin kanuna uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, icra takibine konu ettiği davaya konusu alacak kayıtlarını ticari defterine usulüne uygun şekilde işlediği anlaşılmıştır. Davacının alacak talebini dayandırdığı cari hesap kayıtları ile teslimat imzalı irsaliyeli faturalarının ticari defterleri ile örtüştüğü ve birbirlerini teyit ettikleri görülmüştür. Davalı taraf mahkememizce verilen kesin süreye rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış, yerinde inceleme yetkisi de istemeyerek defterlerini inceletmekten imtina etmiştir. Öte yandan dosya kapsamında mevcut ve icra takibine konu edilen faturalar sevk irsaliyeli faturalar olup; faturaların teslim alan bölümünde imzalar bulunmaktadır. Sevk irsaliyeli faturalar, hem faturanın hem sevk irsaliyesinin şartlarını aynı belgede toplama özelliğine sahip vasikalardır. Davacı şirketçe davalı adına düzenlenen ve takip konusu yapılan faturalardan, faturaların içeriğindeki malların imza karşılığında davalıya teslim edildiği açıkça görülmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının, bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı adına faturalar düzenlendiği, düzenlenen faturaların irsaliyeli faturalar olduğu ve faturaların teslim alan kısımda imzaların bulunduğu, bu faturaların davacının resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerine kayıtlı olduğu, böylelikle taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı taraf mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığından ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 7.302,68-TL. alacaklı olduğu, taleple bağlı kalınarak davalının benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edilen 7.302,68-TL. alacak miktarına yönelik itirazının haksız olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile İİK.’nun 67. maddesi gereğince davalının itirazının iptalinin gerektiği, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve takip konusu alacaklar likit ve itiraz da haksız olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalının 7.302,68-TL. asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.460,53-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 498,85-TL. karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 124,72-TL. peşin harçtan ve icraya yatan harçtan mahsubu ile kalan 374,13-TL. harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 1.024,07-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 13/1’e göre hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır