Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1168 E. 2021/757 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1168 Esas
KARAR NO :2021/757

DAVA:Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ:11/12/2018
KARAR TARİHİ:20/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı kurumun ayıplı hizmetleri sonucunda 15/06/2018 tarihinde sözleşmeden dönerek hatlarını başka bir operatöre taşıdığını ve bu taşıma işlemini de davalı kuruma bildirdiğini, bunun üzerine davalı tarafça haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkili şirket aleyhine sözleşmedeki taahhüdün ihlal edildiği gerekçesiyle cayma bedeli adı altında 31.762,99-TL. tutarında fatura yansıtıldığını, davalı kurum tarafından e-mail yoluyla bu cayma bedeli tutarının 21.568,35-TL. olduğu hususunda müvekkili şirkete bilgi verildiğini, buna rağmen davalı kurumce daha sonra cayma bedeli tutarının 31.762,99-TL. olarak müvekkiline fatura edildiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü dava haklarını saklı tutarak davalarının kabulü ile öncelikle İİK.’nun 72. maddesi uyarınca mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yapılacak yargılama sonucunda ise müvekkili şirketin davalı karşı tarafa borçlu olmadığının tespitine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın GSM hatlarının sinyal gücünün düşük olması nedeniyle kullanılamadığı ve müvekkili şirketçe sunulan hizmetin ayıplı olduğu yönündeki iddialarının haksız, mesnetsiz ve somut gerçeğe aykırı olduğunu, fatura kullanım detayları ile de sabit olduğu üzere davacı şirketin sözleşmenin feshi tarihine kadar GSM hatlarını sorunsuz şekilde kullandığını, davacı şirket tarafından kullanılan GSM hatlarına ait aylık tarife ücretlerinde ise taahhütname gereğince kararlaştırılan tüm indirimlerin uygulandığını, ancak davacı şirket tarafından taahhüt süresi henüz sona ermeden sözleşmenin feshedildiğini, davacı şirketin taahhütname kapsamında yararlandığı hak ve indirimleri iade etmesinin gerektiğini, davacı tarafa tahakkuk ettirilen faturaların mevzuata ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu ve davacıya tahsis edilen GSM hatlarına ait tarifeyi ve kullanım bedellerini içerdiğini, davacı yanın dava konusu olmayan faturaların fahiş olduğu yönündeki iddialara ise itibar edilemeyeceğini, davacı tarafın tedbir talebinin usul ve yasaya uygun bir talep olmadığını, talebin dayanaklarının ve gerekçelerinin dilekçede açıklanmadığını belirterek ve dilekçesinde açıklanan diğer nedenlerle; haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen kurumsal nitelikli cep telefonu abonelik sözleşmesi ile buna ilişkin toplu abonelik taahhütnamesine dayalı olarak davalı şirketçe davacı şirket adına haksız ve hukuka aykırı olarak yansıtıldığı iddia edilen cayma bedeli faturası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik olarak açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; taraflar arasında yapılmış bulunan “Toplu Abonelik Taahhütnamesi”, davacı şirketin taahhütname süresince yapmakta olduğu projelerin şantiye bölgeleri, abonelik süresince davalı tarafça gönderilen tüm faturalar, davalı tarafla e-mail yoluyla yapılan yazışmalar, iptali istenen hatlara ilişkin e-mail, cayma bedeli faturası, tanık beyanı, keşif, bilirkişi incelemesi, yemin ve sair her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; davacı şirkete ait GSM abonelik sözleşmesi ve ekleri, davacı şirket tarafından akdedilen taahhütname sureti, dava konusu fatura sureti ve kullanım detayları, davacı şirkete ait GSM hatlarının fatura kullanım detayları, davalı şirket kayıtları, bilirkişi incelemesi, Yüksek Mahkeme kararları ve doktrin, yemin, tanık beyanı ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Taraflarca dosyaya sunulan ve bildirilen deliller toplanmış, tarafların talebi üzerine ilgili yerlere gerekli müzekkerler yazılmıştır.
Davacı şirket vekili 10/07/2019 tarihli duruşmada; dava konusu GSM hatlarının kullanıldığı şantiyelerinin bulunduğu …’te keşif yapılmasına yönelik taleplerini tekrar etmiş, bunun üzerine mahmememizce aynı celsede davalı …’a müzekkere yazılarak davacı tarafça imzalanan taahhütnamenin birer sureti ile davacı şirkete ait 16/02/2018 – 15/06/2018 tarihleri arasındaki dönemi içerir fatura suretleri ile fatura kullanım detaylarının gönderilmesi istenmiş, aynı zamanda … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) talimat yazılarak davacı vekilinin 24/04/2019 tarihli dilekçesinde bildirdiği … … …şantiye bölümünde davalı operatörün kullandığı alt yapınını yeterli olup olmadığı, çekim gücünün kalitesi, internetin çekip çekmediği hususlarının tespiti bakımından konusunda uzman iletişim uzmanı teknik bir bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Ancak ara kararda verilen göreve rağmen davacı tarafça gerekli masraf yatırılmamış ve yazılan …’e yazılan talimat dosyada masraf bulunmadığı için iade edilmiştir. Akabinde 04/12/2019 tarihli duruşmada davacı vekiline talimat masraflarını yatırmak üzere yeniden ve kesin süre verilmiştir.
Daha sonra davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 28/10/2020 tarihli dilekçede; mahkememizce 04/12/2019 tarihli duruşmada verilen 3 nolu ara kararda belirtilen hususları ispat yükünün davalı … A.Ş.’de olduğu belirtilerek yatırılması istenen talimat bilirkişi ücretinin kendilerince yatırılmasına ilişkin önceki celsede verilen 4 nolu ara karardan rücu edilmesi yönünde talepte bulunmuştur.
Davalı şirket vekili ise 28/10/2020 tarihli duruşmada; müvekkili şirketin sunduğu hizmetin ayıplı olduğunu iddia eden ve bunu ispat etmesi gereken tarafın davacı taraf olduğunu beyan ederek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
28/10/2020 tarihli duruşmada davacı vekilinin mahkememizin 04/12/2019 tarihli duruşmada verilen 3 ve 4 nolu ara kararlardan rücu edilmesi yönündeki talebi mahkememizce; “dava konusu yapılan ve davalı tarafından ayıplı olarak ifa edildiği iddia edilen hizmetin yetersiz olduğu yönündeki iddianın ispatı davacı tarafa ait olduğundan” yerinde görülmeyerek reddedilmiş, ayrıca davacı şirket vekiline talimat masrafı olarak belirlenen 1.000,00-TL. delil avansını yatırması için 2 (iki) haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde gerekli delil avansını yatırmadığı taktirde davacı tarafın talimatla mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması yönündeki taleplerinden vazgeçmiş sayılacağının ihtarına, duruşma tutanağı ile birlikte bu konudaki ihtaratın davacı vekiline tebliğine, ilgili ara karar yerine getirildiğinde ve talep edilmesi halinde ise … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) yeniden talimat yazılarak davacı vekilinin 24/04/2019 tarihli dilekçesinde bildirdiği … … …şantiye bölümünde davalı operatörün kullandığı alt yapınını yeterli olup olmadığı, çekim gücünün kalitesi, mahalde internetin çekip çekmediği hususlarının tespiti bakımından, re’sen secilecek ve konusunda uzman iletişim uzmanı teknik bir bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacı taraf kendisine gönderilen ihtaratlı tebligata rağmen talimat yolu ile yaptırılacak bilirkişi incelemesi için yatırılması gerekli olan delil avansını yatırmamış ve yine mazeret bildirerek 17/03/2021 tarihli duruşmaya katılmamıştır.
6100 sayılı HMK’nun “Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” başlıklı 150. maddesinin; 1. fıkrası; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.”, 2. fıkrası; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.”, 3.fıkrası; “Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.”, 4. fıkrası; “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükümlerini içermektedir.
HMK’nun 150/5 maddesinde ise; “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Buna göre; HMK’nun 150. maddesinin yukarıda zikredilen ilk üç fıkrasında belirtilen nedenlerle dosya işlemden kaldırılmış ise, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içerisinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Mahkememizde görülen menfi tespit davasının 14/07/2021 tarihli duruşmasına davacı ve/veya vekili katılmamış, gerek fiziki olarak dosyada, gerekse UYAP sisteminde yapılan sorgulamada herhangi bir mazeret de bildirmediği görülmüştür. Davalı vekili ise 14/07/2021 tarihli duruşmadaki imzalı beyanı ile davayı takip etmeyeceklerini açıkça bildirmiştir.
Bu şekilde taraflarca dava takip edilmediğinden, mahkememizce 14/07/2021 tarihli celsede dosya işlemden kaldırılmıştır. Hak düşürücü nitelikte olan 3 (üç) aylık süre içerisinde dosyanın yenilenmesi için davacı tarafça herhangi bir başvurunun da yapılmadığı anlaşılmıştır. Böylelikle mahkememizce HMK.’nun 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan dava süresinde yenilenmediğinden HMK 150/5 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli 59,30-TL. karar ve ilam harcından dava açılırken yatırılan 542,44-TL. peşin harçtan mahsubu ile kalan 483,14-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 9,40-TL (posta masrafı) yargılama giderinin davacı taraftan alınıp davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak dosya üzerinden yapılan inceleme ile karar verildi. 20/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır