Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1158 E. 2019/232 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1158 Esas
KARAR NO : 2019/232
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 07/12/2018
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette %30 oranında paya sahip hissedar olduğunu, 08/08/2018 tarihli ortaklar kurulu kararı ile 24/09/2018 tarihinde şirket olağan genel kurul toplantısı yapılması kararının alındığını ancak, toplantıya çağrının usul ve yasaya aykırı olarak yapıldığını, 24/09/2018 tarihli genel kurul toplantısında TTK 614.md gereği bilgi alma hakkına ilişkin evrak ve defterlerin müvekkilinin incelemesine açılmadığını, itirazlarının ve muhalefetlerinin dikkate alınmaması nedeniyle müvekkilinin toplantıyı terk ederek konuya ilişkin davalıya ihtarname gönderdiğini, genel kurulda alınan kararların taleplerine rağmen müvekkili ile paylaşılmadığını, genel kurul toplantısında alınan kararların TTK 445 vd md aykırı olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirketin 24/09/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların ayrı ayrı iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiş, davalı şirket yetkilisi beyan dilekçesinde; davalı şirketin 24/09/2018 tarihli genel kurul toplantısına davacının, vekaletnamesini ibraz etmeyen vekilinin ve bir şahsın daha katıldığını, toplantıda davacının, şirketin tasfiye edilerek ortaklığın sona erdirilmesi konusunu açtığını ancak, bu hususta herhangi bir yazılı veya sözlü önerge verilmediğini, davacının hazirun cetvelini imzadan imtina ettiğini, davacı tarafa bilgi alma hakkına ilişkin tüm kayıtları inceleyebileceği hususunda ihtarname keşide edildiğini, genel kurul toplantısının usulüne uygun gerçekleştirildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; davalı şirketin 24/09/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Davalı şirketin merkez adresi itibariyle (Kağıthane) iş bu davaya bakmaya TTK’nın 445.maddesi gereğince mahkememiz yetkilidir. Toplantının yapıldığı tarih ve dava tarihi itibari ile davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı tarafın alınan kararların iptalini istediği genel kurul toplantısına katıldığı hususu her iki tarafın da kabulünde olup, bu husus uyuşmazlık konusu değildir.
Limited Şirketlerde alınan kararların iptalinin dava edilmesi koşullarının düzenlendiği 6102 sayılı TTK’nın 622.maddesinin atfıyla aynı yasanın 446.maddesi; “Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun yada olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, Yönetim Kurulu, Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri iptal davası açabilir” hükmünü içermektedir. Anılan madde hükmü gereğince iptal davası açabilmek için toplantıda hazır bulunan ilgilinin karara olumsuz oy vermesi ve bu muhalefetini tutanağa geçirtmesi veya divan başkanlığına vermesi yasal zorunluluktur.
Genel kurulun toplantıya çağırılmasına ilişkin usullere uyulmaması tek başına alınan kararların iptali sonucunu doğurmaz. Ayrıca alınan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı bulunduğunun kanıtlanması gerekmektedir. Çağrıdaki usulsüzlüğün yaptırımı, genel kurula katılmayan ortağa kararlara muhalefet şerhi yazdırmadan süresinde dava açma hakkı vermesidir. Ancak, çağrıdaki usulsüzlüğe rağmen genel kurula katılan ortağın iptal davası açması için, yine alınan karara karşı oy kullanması ve muhalefetini tutanağa yazdırması yasal zorunluluktur. Aksi halde, ortağın dava hakkı olmayacaktır. Başka bir anlatımla Genel Kurul’da alınan karara karşı iptal davası açmak için genel kurula katılıp alınan kararlara karşı oy kullanılması ve bunun yanında muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılması gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda tarafların iddia ve savunmalarına göre somut olayda; davacı ortak tarafından 24/09/2018 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan kararların dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle iptali istenmiş ise de; genel kurul toplantısının yapılmasının kararlaştırıldığı 08/08/2018 tarihli ortaklar kurulu kararını davacının vekili aracılığı ile imzaladığı, bu halde davacının genel kuruldan haberdar olduğu ve genel kurul toplantısında hazır bulunduğu konusunda taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır. Genel Kurul toplantısına çağrının usulsüz olduğunu ileri süren ve genel kurula katılan davacı ortağın, iptalini istediği Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararlara ilişkin karşı oy kullanmadığı ve muhalefet şerhini yazdırmadığı da uyuşmazlık konusu değildir. Bu haliyle, davacının dava konusu yaptığı genel kurul toplantısının iptalini dava etme hakkı bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, genel kurula katılıp alınan kararlara karşı oy kullanmayan ve muhalefet şerhini yazdırmayarak toplantıyı terk eden davacı ortak, genel kurulda alınan kararların iptalini isteyemez. Açıklanan nedenlerle TTK’nın 622.maddesinin atfıyla aynı yasanın 446.maddesi gereği davacının dava hakkı bulunmadığından, davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcından 35,90-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 8,50-TL harcın davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.