Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1157 E. 2021/77 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1157 Esas
KARAR NO :2021/77

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:07/12/2018
KARAR TARİHİ:05/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkili davacının oğlu …’nin 23/05/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, müvekkilinin vefat eden oğlunun desteğinden yoksun kaldığını, müteveffa …’nin araçta yolcu olması sebebiyle kazaya sebebiyet vermediğini ve olayla ilgili olarak hiçbir kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketinin davacının desteğinin ölümü nedeniyle poliçedeki ölüm teminatının tamamından ve cenaze giderlerinden sorumlu olduğunu belirterek ve dilekçede açıklanan diğer nedenlerle, davacı müvekkili … için müteveffanın desteğinden yoksun kalması nedeniyle şimdilik 250,00-TL. maddi tazminat, belge sunulmasına gerek olmadan ülke geleneklerine göre bilirkişi ve/veya tanık ifadeleri ile belirlenecek cenaze ve defin gideri için şimdilik 250,00-TL. maddi tazminat olmak üzere toplam 500,00-TL. maddi tazminatın davalı sigorta şirketine tazminat başvurusu yapılan tarihi takip eden 15. iş gününe göre belirlenecek temerrüt tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte hesaplanarak davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) ile sigortalı olduğunu, müteveffanın yakınları tarafından müvekkili şirket aleyhine…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile destekten yoksun kalma tazminat talepli olarak dava açıldığını, anılan mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen 13/04/2017 tarihli,… E. ve … K. sayılı karar gereğince müvekkili sigorta şirketi aleyhine ZMMS (trafik) poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak üzere toplam 270.585,76-TL. destekten yoksun kalma tazminatına hükmedildiğini, bahsi geçen karar uyarınca müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından ilgili icra dosyasına teminat limiti uyarınca fer’ileri ile birlikte toplam 371.233,73-TL. ödeme yapıldığını, yapılan ödemeler neticesinde poliçe teminat limitinin bittiğini, bu nedenle müvekkili şirketin başkaca sorumluluğunun kalmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ise davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 23/05/2014 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma (maddi) tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; … plakalı araca ait ZMMS (trafik) poliçesi, hasar dosyası, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dava dosyası, … CBS.’nin soruşturma dosyası, … Devlet Hastanesi’ne ait tedavi ve muayene evrakları, kaza tespit tutanağı, kusura ilişkin bilirkişi raporu, … A.Ş.’ye davacı adına yapılan başvuruya aid dilekçe, … A.Ş.’nin başvuruyu red cevabı, … plakalı araca ait ruhsat fotokopisi, sürücü belgesi, alkol raporu, bilirkişi tespit tutanağı, adli yardım talebi için ilgili muhtarlık fakirlik belgesi ve davacının sosyal ve ekonomik durum tespiti, … ve … sorguları, ilgili kolluğun ESAD araştırma sonucu, Yargıtay kararları, oda yazıları, tanık beyanı, yemin ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dava dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, ödeme makbuzu ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümü teknik bilgi ve uzmanlık gerektirdiğinden, mahkememizce 08/10/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar gereğince bilirkişi kurulu marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosya rapor düzenlenmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 29/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; kazanın meydana gelmesine davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı otobüsün dava dışı sürücüsü …’nın hatalı sevk ve idaresinin tam ve %100 oranında etkili olduğu, davacının oğlu olan ve yolcu konumundaki …’nin ise kazanın oluşumunda etkili ve hatalı herhangi bir davranışının bulunmadığı, davacı anne …’nin oğlunun vefatı sonrasında 7 (yedi) yıllık muhtemel bakiye hayatında ne kadar destek zararının bulunduğunun hesaplanabilmesi için müteveffanın salıverilmeden yaralanıp yararlanmayacağının belirlenmesi gerektiği, ancak bu tarihin tespiti sonrasında davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma zararının hesaplanabileceği, diğer yandan davalı sigorta şirketi tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müteveffanın davacı annesi dışındaki yakınlarına fer’ileriyle birlikte toplamda 371.233,73-TL. tutarında ödeme yapıldığı, davalı sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle sorumlu olduğu poliçe üst limitin 268.000,00-TL. olduğu, davalı sigorta şirketince ilamlı icra takibine dayalı olarak yapılan ödemenin 16/05/2017 tarihinde yapıldığı, davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen ZMMS poliçesinden dolayı dosya davacısı anne … için davalı sigorta şirketi tarafından ödenecek bir poliçe limiti kalmadığı, bir başka ifade ile davalı sigorta şirketinin sorumluluğundan söz edilebilecek bir limitin bulunmadığı, tüm takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 17/12/2019 ve 18/12/2019 tarihlerinde ayrı ayrı dosyaya sunulan dilekçelerle bilirkişi kurulu raporuna itiraz edilmiştir. Bunun üzerine mahkememizce 05/02/2020 tarihli duruşmada davacı tarafın itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirki kuruluna tevdiine karar verilmiş ve dosya 04/03/2020 tarihinde ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 09/06/2020 tarihli ek raporda ise özetle; kazanın meydana gelmesinde dava dışı araç sürücüsü …’nın %100 oranında ve tam kusurlu olduğu, müteveffa …’nin ise herhangi bir hatalı davranışının bulunmadığı, davacı müteveffanın annesi …’nin oğlunun vefatı sonrasında 7 (yedi) yıllık muhtemel bakiye hayatında ne kadar destek zararının bulunduğunun hesaplanabilmesi için müteveffanın salıverilmeden yaralanıp yararlanmayacağının belirlenmesi gerektiği, bu tarih itibari ile ancak destek zararının hesaplanabileceği, sigorta şirketi tarafından müteveffanın yakınlarına eş ve çocuklarına …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından toplam 371.233,73-TL ödendiği, sigorta şirketinin ZMMS poliçesi kapsamında sorumlu olduğu üst limitin 268.000,00-TL. olduğu, icra takibine dayalı olarak ödemenin 16/05/2017 tarihinde yapıldığı, bu konudaki takdirin tamamen mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu ek raporu da dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak HMK.’nun 281/1 maddesinde öngörülen yasal süre içerisinde taraflarca bilirkişi ek raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Mahkememizce 05/02/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya ve uyuşmazlığı çözmeye elverişli olduğu anlaşılarak davacı vekilinin yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Somut olayda; desteğin ölümüne yola açan ve dava konusu kazayı yapan … plakalı araç için davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta (ZMSS) poliçesi düzenlendiği, poliçeye göre ölüm halinde kişi başına teminat limitinin 268.000,00-TL. olduğu anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96/1. maddesinde “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; dosya davacısı …, kazada vefat eden …’nin desteğini kaybettiğini ileri süren annedir. Davacı annenin davalı sigorta şirketine maddi tazminat için başvuruda bulunduğu tarih 22/10/2018 tarihidir. Huzurdaki davanın açıldığı tarih ise 07/12/2018 tarihidir. Davalı sigorta şirketi tarafından huzurdaki dava açılmadan önce kazada ölen …’nin eşi ve çocukları tarafından 21/10/2015 tarihinde…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında açtığı tazminat davasında mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen 13/04/2017 tarihli, …E. ve … K. sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilerek davalı sigorta şirketinin limiti tüketilmiştir. Anılan kararın …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında ilamlı icra takibine konu edilmesi sonrasında ise davalı … A.Ş. tarafından 29/05/2017 tarihinde tüm fer’ileriyle birlikte icra takip dosyasına 371.233,73-TL. ödeme yapıldığı, böylece kazada ölen …’nin eşi ve çocukları için ödenen destekten yoksun kalma tazminatı ile poliçe limiti olan 268.000,00-TL.’nin dolduğu anlaşılmıştır. Davaya konu kazada ölen davacı desteği …’nin hak sahibi olan tüm yakınlarının talep edebileceği tazminatlardan, davalı sigortacının bu limitle sınırlı olarak sorumlu olacağı açıktır.
İddia, savunma, toplanan deliler, dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamına göre; davaya konu tazminat açısından davacı tarafça davalı sigorta şirketine 22/10/2018 tarihinde başvuru yapıldığı, sigortaya başvuru tarihinin gerek…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 21/10/2015 tarihinde açılan davadan, gerekse davalı sigorta şirketi tarafından 29/05/2017 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyasına yaptığı ödemeden daha sonra olduğu, diğer bir ifade ile ödeme yapan sigorta şirketinin ödeme yaptığı tarihte huzurdaki davanın henüz açılmadığı, hatta davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuruda dahi bulunulmadığı, kazadan sonra geçen süre ve dava tarihi dikkate alındığında davacı annenin desteğin eylemli ve düzenli desteği olduğunun sigorta şirketine ihbar edilmemiş olması nedeniyle davalı sigorta şirketinin dava dışı eş ve çocuklar için yaptığı ödemenin 2918 sayılı KTK’nun 96/2. maddesi uyarınca iyiniyetli bir ödeme sayılması gerektiği, böylece davalı sigorta şirketinin ödeme yaparak poliçe limitini tükettiği tarih itibariyle başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına (müteveffanın eşi ve çocuklarına) iyiniyetli olarak ödeme yaptığı anlaşılmakla davacıya karşı borcundan kurtulmuş sayılması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından, dava açılırken peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile kalan 14,90-TL’nin davacıdan alınıp Maliye’ye gelir kaydına,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 uyarınca hesap ve taktir olunan 500,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 38,10-TL. ( vekalet pulu, tebligat, posta) yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır