Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1153 E. 2019/317 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1153 Esas
KARAR NO : 2019/317
DAVA : Ticari Şirket (Fesih veya Ortaklıktan Çıkarılma)
DAVA TARİHİ: 06/12/2018
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı gerçek kişinin eşit hisseli olarak davalı … Şti.’yi kurduklarını, müvekkiline ait dava dışı … Şti.’nin hisselerinin yarısının davalı gerçek kişiye devredildiğini ve sonrasında davalı şirket tarafından müvekkiline ait dava dışı şirketin devralındığını, devir işleminden sonra müvekkili ile diğer ortak davalı gerçek kişi arasında anlaşmazlıklar başladığını, müvekkilinin, davalı şirketten uzaklaştırılmaya çalışıldığını, uzlaşma ve çözüm bulmak için şirkete gittiğinde ise şirkete alınmadığını, müvekkilinin şirket kayıtlarını inceleyemediğini, bu nedenle ortaklığın devam etme imkanı kalmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirketin feshine, aksi takdirde davalı gerçek kişinin şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sektördeki tüm bilgi ve eğitimini müvekkili ile birlikte çalışırken elde ettiğini, müvekkilinin bilgi birikimi ve ekonomik katkılarıyla müvekkili şirketin kurulduğunu, müvekkili gerçek kişi yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını; müvekkili gerçek kişinin şirket ortaklığından çıkarılmasının istenemeyeceğini ancak, davacının kendisi için şirket ortaklığından çıkarılması için talepte bulunabileceğini; diğer yandan, şirketin feshini gerektirecek bir haklı sebep bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde ileri sürdüğü diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; dava dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle davalı şirketin feshi istemine, olmadığı takdirde haklı nedenlerle davalı gerçek kişinin davalı şirket ortaklığından ayrılma payı ödenerek çıkarılma istemine ilişkindir.
Davacı şirketinin adresinin “…” olması nedeniyle, mahkememiz işbu davaya bakmakta yetkili ve görevlidir.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 636.maddesi “(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer:
a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle.
b) Genel kurul kararı ile.
c) İflasın açılması ile.
d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.
(2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.
(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
(4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermektedir. Anılan madde hükmü uyarınca pay sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir.
TTK 636.maddesi uyarınca şirketin haklı sebeplerle feshine veya fesih yerine, davacı pay sahiplerine, payların gerçek değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmalarına karar verilebilmesi için öncelikle haklı sebeplerin gerçekleşmesi gerekmektedir.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; TTK’nın 636.madde kapsamında davalı şirketin feshini gerektirebilecek haklı nedenlerin bulunup bulunmadığıdır. Anılan yasal düzenleme gereğince haklı nedenlerin bulunması halinde davalı şirketin feshine karar verilebileceği gibi; fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilebilir.
Görüldüğü gibi fesih dışında ortaklıktan çıkartılmaya veya diğer bir çözüme karar verebilmek için, feshi gerektiren haklı nedenlerin bulunması ön koşuldur. Diğer bir anlatımla feshi gerektiren haklı nedenler yoksa, ortaklıktan çıkartılmaya veya diğer bir çözüme karar verilemez.
Yasada şirket feshini gerektiren “haklı nedenler” açıklanmamış olup; haklı nedenlerin bulunup bulunmadığı her somut olayın özelliklerine göre değerlendirmek gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davalı şirketin feshi istemine yönelik yapılan inceleme sonrasında; davacı tarafça ortağı olduğu davalı şirketin dilekçede ileri sürülen nedenlerle haklı nedenle feshi talep edilmiş ise de; ileri sürülen nedenlerin davalı yöneticinin azlini veya TTK’daki diğer sorumluluk hallerini gerektirebileceği, davacı taraf iddialarının soyut olduğu, ileri sürülen iddialar kanıtlansa dahi fesih için TTK’nın 636.maddesinde sayılan haklı nedenlerin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Fesih nedeni olarak ileri sürülen bilgi alma ve inceleme hakkının ihlali iddiası ise tek başına fesih için haklı sebep sayılamaz. Kaldı ki bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin hükümlerin TTK’nın 614.maddesinde düzenlenmiş olup, davacının bu konuda bir girişiminin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, ortaklığı çekilmez kılacak nitelikte husumet veya anlaşmazlığa yönelik davacı tarafça açılan herhangi bir dava bulunmadığı gibi ortaklar ve yöneticiler arasında ileri sürülen anlaşmazlıklara ilişkin bir hukuk ya da ceza dava dosya numarası bildirilmediğinden, bu yönden de ileri sürülerek talep edilen fesih istemi haklı sebep olarak değerlendirilemez. Bu durumda haklı bir fesih nedeni bulunmadığına göre, fesih yerine başka bir çözüme gidilmesi yönündeki davacı talepleri de dinlenemez. Açıklanan nedenlerle, davacı tarafça fesih nedeni olarak ileri sürülen nedenlerin, davalı şirketin feshi için haklı nedenlerden sayılamayacağı ve TTK’nın 636.maddesi gereği haklı nedenle fesih koşullarının gerçekleştiğinin davacı tarafından kanıtlanamadığı anlaşıldığından şirket feshine yönelik açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Diğer yandan TTK’nın 640/3.maddesi gereğince şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması isteminin şirket tarafından yapılması yasal zorunluluktur. Davacı ortak, iş bu ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin davada davalı ortağın çıkartılmasını isteyemez. Başka bir anlatımla, şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması ancak ortağı olduğu şirket tarafından istenebilir. Dolayısıyla, davacı ortak tarafından, davalı ortağa karşı açılan ortaklıktan çıkarılmaya yönelik davanın yasal dayanağı bulunmadığından reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcından 35,90-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 8,50-TL harcın davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.