Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1147 E. 2020/344 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1147
KARAR NO:2020/344

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/12/2018
KARAR TARİHİ:13/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı borçlu şirket arasındaki ticari faaliyetlerden dolayı davacı şirketin, davalı borçlu şirketten cari hesap alacağı bulunduğunu, söz konusu borçtan dolayı davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı tarafın takibe haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu, davalı borçlunun borca itiraz ederken borcu ödediğine dair herhangi bir belge ibraz etmediği gibi takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, davalı borçlunun söz konusu takibe yaptığı itirazının tamamen zaman kazanmaya yönelik olduğunu, bu nedenle itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın borçlu olduğunun kanıtlanabilmesi için tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinin gerektiğini belirterek ve dilekçesinmde açıklanan diğer nedenlerle davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhire %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, delil listesi ve tensip zaptı davalı şirkete 02/01/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafça davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi, davalı taraf duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; fatura ve cari hesaba dayalı olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibinde borçlu tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilafın; davacı ile davalı arasında mevcut ticari ilişkiden doğan cari hesap nedeniyle davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, alacağı varsa takip ve dava tarihi itibariyle miktarının ne olduğu ve alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, taraf şirketler arasındaki faturalar ve cari hesap özetleri, taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, yemin ve her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiş, dosyanın incelenmesinden; davacı şirket tarafından borcun sebebi “10/10/2018 tarihli, 14.883,06-TL. Tutarlı Cari Hesap” gösterilmek suretiyle davalı şirket aleyhine 12/10/2018 tarihinde 14.883,06-TL. cari hesap asıl alacağının tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 16/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu şirket vekili Av. … tarafından 23/10/2018 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu, sonrasında davacı şirketçe davalı aleyhine 05/12/2018 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ve cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüş, sonrasında 09/04/2019 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden SMMM bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. İnceleme günü olarak mahkememizce belirlenen 17/05/2019 tarihinde taraflardan gelen olmamış ve dosya rapor düzenlenmek üzere aynı tarihli tutanakla SMMM bilirkişisi …’a tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen 10/06/2019 tarihli raporda özetle; taraflarca inceleme için ticari defter, kayıt ve belge ibraz edilmediği için değerlendirmenin dosya kapsamındaki belgelerle sınırlı olarak yapıldığı, davacı tarafın icra takip dosyasında “10.10.2018 tarihli, 14.883,06-TL. tutarlı Cari Hesap” açıklamasını dayanak göstererek icra takibini başlattığı, icra dosyasına dayanak belge olarak …. Şti.’nin alacak-borç durumunu gösteren Cari Hesap Ekstresi’nin eklediği, davacı tarafın icra dosyasına dayanak olarak eklemiş olduğu belgenin davalı ile olan alacak-borç ilişkisini takip etmek için davacının ihtiyari olarak oluşturduğu bir belge olduğu, cari hesap ekstresinin ticari defterler ve faturalar gibi resmi bir niteliğinin bulunmadığı, davacının alacağını ticari defter ve kayıtlar, kayıtlara dayanak olan faturalar, fatura içeriği malları teslim edildiğini gösteren irsaliyeler veya başka belgelerle ispatlaması gerektiği, ancak hem icra dosyasında hem de dava dosyasında bu belgelere rastlanılmadığı, bu nedenle dosyada mevcut belgelere göre davacının alacaklı olduğu yönünde bir kanaate ulaşılamadığı belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kök raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı-borçlu şirkete bilirkişi raporu 19/08/2019 tarihinde tebliğ edilmesine karşın davalı şirket tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır. Davacı vekili ise 01/07/2019 tarihli dilekçesi ile rapora karşı beyanda bulunarak, bilirkişinin kök raporu düzenlerken inceleyemediği müvekkili şirkete ait ticari defterlerin incelemeye hazır olduğunu belirterek kök raporu düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınması talebinde bulunmuştur.
Mahkememizce 15/10/2019 tarihli duruşmada; davacı ve davalı şirketlerin bağlı bulundukları vergi dairelerine ayrı ayrı müzekkere yazılarak taraflar arasındaki dava konusu ilişki dönemini içeren BA ve BS kayıtlarının celbine, BA-BS formları geldikten sonra ise davacı tarafın beyan dilekçesi dikkate alınarak davacı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Anrıca bilirkişiye HMK.’nun 278/son maddesi uyarınca yerinde inceleme yetkisi de verilmiştir.
Mahkememizce … Dairesi ile … Vergi Dairesi müdürlüklerine yazılan müzekkerelere cevap verilmiş ve gönderilen BA-BS kayıtlarının dosya içerisine alındığı anlaşılmıştır. Sonrasında ise dosya ek rapor tanzim etmek üzere kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenen 17/12/2019 tarihli ek raporda özetle; davacı şirketin inceleme konusu yapılan 2018 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal sürelerde yaptırıldığı, bu sebeplerle davacı ticari defterlerinin HMK.’nun 222. maddesi çerçevesinde davacı lehine delil teşkil edeceği kanaatine varıldığı, davacının davalıya ait faturaları 120.001.B0862 – Alıcılar Hesabı’nda izlediğinin tespit edildiği, tek düzen muhasebe sistemi içerisinde 120.001.B0862 – Alıcılar Hesabı’nın işletmenin faaliyet konusu ile ilgili her türlü mal ve hizmet satışlarından kaynaklanan senetsiz alacakların izlendiği hesap olduğu, davacı tarafın ticari defter, kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucunda 12/10/2018 takip tarihi itibarı ile davacının davalı taraftan kaydi olarak 14.883,06-TL. Alacaklı olduğunun görüldüğü, davacı tarafın davalı taraf adına düzenlemiş olduğu irsaliyeli fatura içeriği malların davalı tarafa imza karşılığı teslim edildiği, davacı tarafın dosyaya gelen BS formlarında 2018 yılında davalı tarafa 6 adet fatura ile KDV hariç 9.694-TL. bedelli mal satışı yapıldığına dair bildirimde bulunduğu, davalı tarafın da dosyaya gelen BA formlarında 2018 yılında davacı taraftan 6 adet fatura ile KDV hariç 9.694-TL. bedelli mal alışı yapıldığına dair bildirimde bulunduğu, davacı tarafın incelenen ticari defter, kayıt ve belgelerine göre; davacı tarafın davalı taraf adına 21/07/2018 tarihi ile 06/08/2018 tarihleri arasında 9 adet toplam 14.883,06-TL.’lik irsaliyeli fatura düzenlediği ve ticari defterlerine alacak olarak kaydettiği, davacının davlaı taraftan tahsilat yapmadığının görüldüğü, davacı tarafın davalı taraf adına düzenlemiş olduğu irsaliyeli fatura içeriği malları davalı tarafa isim-imza karşılığında teslim edildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalıdan 14.883,06-TL. alacaklı olduğu belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Ek bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğe çıkarılmış, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuş, davalı ise rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
Dosya kapsamında mevcut ve icra takibine konu edilen faturalar sevk irsaliyeli faturalar olup; faturaların teslim alan bölümünde isim ve imzalar bulunmaktadır. Sevk irsaliyeli fatura, hem faturanın hem sevk irsaliyesinin şartlarını aynı belgede toplama özelliğine sahip bir vasikadır. Davacı tarafça davalı şirket adına düzenlenen ve takip konusu yapılan faturalardan, faturaların içeriğindeki malların isim ve imza karşılığında davalı şirkete teslim edildiği açıkça görülmektedir. Davalı taraf 23/10/2018 tarihli borca itiraz dilekçesinde; sadece borca ve ferilerine itiraz ediyoruz demekle yetinmiş, itirazında takibe konu cari hesabı oluşturan irsaliyeli faturalara konu malların kendilerince teslim alınmadığına veya fatura içeriğine yönelik bir itirazda bulunmamış, ayrıca borcun ödendiğine dair herhangi bir ödeme belgesi de sunmamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarih, 2016/2630 E. ve 2017/258 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Dosyada alınan 17/12/2019 tarihli bilirkişi ek raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının, davacı tarafından davalı adına kesilen irsaliyeli faturaların ve cari hesap ekstresinin, dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak faturalar düzenlediği, sevk irsaliyeli faturaların davalı şirkete teslim alan kısmına teslim alanın ismi yazılmak suretiyle imza karşılığında teslim edildiği, keşide edilen faturaların davacı şirketin resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini mahkemeye ibraz ettiği, davalı tarafın ise inceleme günü ve saatinden haberdar olmasına, kendisine bu konuda ihtarat yapılmasına rağmen defterlerini ibraz etmemiş olduğu gözetilerek, dosyada bulunan belgelere göre düzenlenen bilirkişi ek raporunun usulüne uygun ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, dosyadaki delil ve belgelere göre düzenlenen bilirkişi ek raporunun usulüne uygun ve denetime elverişli olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen 17/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 14.883,06-TL. alacaklı olduğu ve bu miktara yönelik olarak davalının borca yaptığı itirazın haklı ve yerinde olmadığı, taraflar tacir olduklarından asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi gerektiği, ancak davacı takip talebinde faiz oranını %19,5 olarak belirlemiş olduğundan talebi ile bağlı kalınarak, davanın kabulü ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,5 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve takip konusu alacak likit ve itiraz da haksız olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile: davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 14.883,06-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,5 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 2.976,61-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.016,66-TL karar ve ilam harcından 254,17-TL peşin ve icra dosyasına yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 762,49-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 290,07-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 930,60-TL olmak üzere toplam 1.220,67-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak 2 (iki) hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile yine HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır