Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1146 E. 2021/903 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1146 Esas
KARAR NO:2021/903

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:21/03/2012
KARAR TARİHİ:18/11/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında … … bagaj taşıma sisteminin modifikasyonunun yapımı hususunda 06/04/2011 tarihli sözleşme imzalandığını, sonrasında proje değişikliği yapıldığını, tarafların 270.000 Euro ödeme konusunda anlaşarak 06/09/2011 tarihli ek sözleşme imzaladığını, işin devamı sırasında davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, 13/09/2011 tarihli 27.000 Euro bedelli teminat mektubunu paraya çevirdiğini, bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 13/09/2011 tarihli 27.000 Euro bedelli teminat mektubunun, 67.182,96 Euro bakiye iş bedelinin, hurdaya dönmüş malzemelerin bedeli olan 30.000 TL’nin ve kâr kaybı olarak 24.819 Euro’nun davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yükümlülük ve edimlerini zamanında yerine getirmediğini, uyarılara rağmen işin geciktiğini, sürelere uymadığını, işin eksik ve ayıplı yapıldığını, bu konuda tespit yaptırıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş; aksi halde davacıya avans olarak ödenen 81.755 Euro’nun, davacının ifasını hiç ve gereği gibi yapmamasından dolayı üçüncü kişi şirkete ödenen 25.000,00 TL’nin ve sözleşmeler gereği günlük 2.000 Euro’dan toplam 6.000 Euro tutarındaki gecikme cezasının hükmedilecek tutardan mahsubuna talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 28/03/2017 tarih, … Esas,… Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2018 tarih, 2017/1178 E, 2018/1520 K sayılı kararıyla; “…Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararındaki bu genel açıklamalar ve ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafça 13/09/2011 tarihli 27.000 Euro bedelli teminat mektubunun, 67.182,96 Euro bakiye iş bedelinin, hurdaya dönmüş malzemelerin bedeli olan 30.000 TL’nin ve kâr kaybı olarak 24.819 Euro’nun tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, yerel mahkemenin gerekçeli kararında ise sadece feshin haklı olup olmadığı ve teminat mektubu bedelinin tahsili konularında gerekçe ve değerlendirmeye yer verilmiş, oysa davacının bakiye iş bedeli, malzeme bedeli ve kâr kaybı alacağına ilişkin taleplerinin neden reddedildiği konusunda hiç bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda davacının bakiye iş bedeli, malzeme bedeli ve kâr kaybı alacağına ilişkin taleplerinin reddedilmesi yönünden anılan Hukuk Genel Kurulu kararında ve HMK’nın 297. Maddesinde belirtilen anlamda kararda bir gerekçe bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davadaki bir kısım talepler yönünden değerlendirme ve gerekçe içermeyecek şekilde hüküm kurulması yerinde olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf talebinin usul yönünden kabulü, … ” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği iddiası ile haksız fesih nedeni ile davacının uğradığı iddia olunan kar kaybı, bakiye iş bedeli, davalı tarafça haksız olarak irat kaydedildiği bildirilen teminat mektup bedeli ile sözleşme kapsamında davacı tarafça temin edilen ve davalının sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle kullanılamayarak hurda haline geldiği bildirilen malzeme bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili dilekçesi ile; taraflar arasındaki 06/04/2011 tarihli sözleşme ile 06/09/2011 tarihli ek sözleşme kapsamında sözleşme gereği işlerin %90 seviyesinde tamamlandığı sırada davalı tarafça sözleşmenin haksız olarak feshedildiği iddiası ile bu sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya verildiği iddia olunan 27.000 Euro bedelli teminat mektubunun davalı tarafça haksız olarak paraya çevrildiği iddiası ile teminat mektup bedelinin paraya çevrildiği tarih olan 16/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili, yine sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği iddia olunan 26/10/2011 tarihine kadar tamamlanan iş bedeli olan 145.772,04 Euro’dan davalı tarafça yapıldığı bildirilen 81.755 Euro ödeme düşüldükten sonra kalan bakiye 67.182,96 Euro’nun fesih tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili, yine sözleşmenin haksız feshi nedeni ile davacının elinde kalan ve taraflar arasındaki sözleşme kapsamında projeye göre işlenilmiş ve başka yerde kullanma imkanı bulunmadığı iddia olunan 30.000 TL’lik malzeme bedelinin davalıdan dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsili ve yine davalı tarafça sözleşmenin haksız feshi nedeni ile davacının mahrum kaldığı kar kaybı bedeli olan 24.819 Euro’nun davalıdan dava tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise; taraflar arasındaki sözleşme ve ek sözleşme kapsamında davacı tarafça belirlenen süreler içinde işin yetiştirilemediği, sözlü ve yazılı olarak yapılan uyarılara rağmen belirtilen süreler içerisinde işin tamamlanamadığı ve bir kısım işlerin de eksik ve ayıplı olduğu iddiası ile sözleşme hükümleri kapsamında davalı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği iddiası ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
Taraflar arasında 06/04/2011 tarihli “Gelen Bagaj Bölümü Genişletilmesi 2011 Projesi Kapsamında Platform Sistemi Sağlanması ve Yükseltilmesi Kontratı “na ilişkin sözleşme ve eki “Genel Kontratsal Koşullar” ile 06/09/2011 tarihli “Ek Sözleşme”nin imzalandığı ve taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça davacıya gönderilen 25/10/2011 tarihli fesih bildirimi ile tek taraflı olarak feshedildiği dosya kapsamı belgelerle sabit olup, bu konuda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, yine taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça haklı olarak feshedilip edilmediği, davacı istemlerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememize yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarını değerlendirilmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, dava konusu olayda davacının temerrüde düştüğü ve davalının sözleşmeyi feshinin haklı sebeple fesih niteliği taşıdığı kanaatine varıldığı, mahkemece davacının temerrüde düştüğü kanaatine varılması ihtimalinde temerrüdün sonuçlarının değerlendirilmesinin gerektiği, davalının sözleşmeyi fesih etme yönünde seçimlik hakkını kullandığının tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmede davalının fesih hakkını gecikmenin üzerinden 4 haftalık sürenin geçmesinden itibaren kullanabileceği şartına bağlandığı, dava konusu olayda 4 haftalık sürenin geçmediğinin görüldüğü, ancak 4 haftalık sürede işin bitirilemeyeceğinin anlaşılması ve bu sebeple 4 haftalık sürenin tamamlanmasının faydasız kalacağının anlaşılması ihtimalinde davalının fesih beyanının geçerlilik taşıyabileceği, bu hususun mahkemenin takdirine ait olduğu, mahkeme tarafından davalının feshinin geçerli olduğu kanaatine varılması ihtimalinde, feshin ileriye etkili hüküm ve sonuçlarını doğuracağı, mahkeme tarafından davalının sözleşmeyi feshinin haklı sebeple feshedildiği niteliği taşıdığı ihtimalinde davacının talepleri değerlendirildiğinde, sözleşmenin feshinin ileriye etkili sonuç doğurması sebebi ile davacının fesih tarihine kadar yapmış olduğu işlerin bedelini davalıdan talep etme hakkı bulunduğu, davacının dava konusu ettiği yapmış olduğu imalatların bedelinin yaklaşık 62.220 kg x 4,757 TL/kg = 295.980,00 TL olduğunun teknik değerlendirmede tespit edildiği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususu tespit edilirken davalının yapmış olduğu avans ödemesinin davacının alacağından mahsup edilmesi gerektiği, ancak sözleşmenin davalı tarafından haklı sebeple fesih edilmesi sebebi ile davacın davalıdan mahrum kaldığı karı ve bu sebeple uğradığı diğer zararları talep etme hakkı bulunmadığı, davacının davalıya vermiş olduğu teminat mektubunun ise ilişkinin tasfiye edilmesi sebebi ile davacıya iade edilmesinin gerektiği, bu sebeple davalının 27.000 Euro değerindeki teminat mektubunu mektubun paraya çevrildiği 16.11.2011 tarihinden itibaren isleyecek faizi ile birlikte davacıya iade etmesi gerektiği, mahkeme tarafından davalının sözleşmeyi feshinin haklı sebeple fesih niteliği taşıdığı kanaatine varılması ihtimalinde, davalının taleplerinin değerlendirilmesi yapıldığında, davalının davacıya ödediği 81.755 Euro’nun iadesini talep ettiğinin görüldüğü, ancak davacının sözleşmenin feshi tarihine kadar yapmış olduğu işin değerinin belirlenmesi ve ancak işin değerinin 81.755 Euro’nun altında kalması ihtimalinde, davacının aldığı avansı iade etmesinin söz konusu olabileceği, davalının bir diğer talebinin ise, üçüncü kişiye tamamlattırılan işler için ödediğini iddia ettiği 25.000 TL olduğu, ancak bu hususta dava dosyasında herhangi bir bilgi ya da belge bulunamadığından davalının talebinin yerinde olmadığı, davalının son talebinin ise, davacının işleri zamanında tamamlayamaması sebebi ile sözleşmede düzenlenen cezai şartlara ilişkin olduğu, davalının sözleşmeyi feshinin ileriye etkili hüküm ve sonuçlarını doğurması sebebi ile fesih tarihine kadar oluşan cezai şartları davalının davacıdan talep etme hakkı bulunduğu, bu sebeple sözleşmenin 5.maddesine dayalı davalının talep ettiği 6.000 Euro değerindeki cezai şartın davacının alacağından takas edilmesinin gerektiği bildirilmiştir.
Yine alınan raporda mahkeme tarafından davacının temerrüde düşmediği ve bu sebeple davalının sözleşmeyi feshinin haklı sebeple fesih niteliği taşımadığı kanaatine varılması ihtimalinde ise, davacı ve davalı taleplerinin değerlendirilmesinin yapılması gerektiği, davalının sözleşmeyi feshinin haklı sebeple fesih niteliği taşımadığı kanaatine varılması ihtimalinde davacının taleplerinin değerlendirilmesi yapıldığında, davacının fesih tarihine kadar yapmış olduğu işlerin bedelini davalıdan talep etme hakkının bulunduğu, davacının dava konusu ettiği yapmış olduğu imalatların bedelinin yaklaşık 62.220 kg x 4,757 TL/kg = 295.980,00 TL olduğu teknik değerlendirmede tespit edildiği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususu tespit edilirken davalının yapmış olduğu avans ödemesinin davacının alacağından mahsup edilmesi gerektiği, davacının davalıdan haksız fesih sebebi ile mahrum kaldığı karı ve bu sebeple uğradığı diğer zararları talep etme hakkının bulunduğu, bilirkişi heyetince yapılan teknik değerlendirme kapsamında, dava konusu edilen işin fesih edilmesi nedeni ile imalatı yapılmamış 624.786 TL – 295.980 TL = 328.806,00 TL işleri için piyası koşullarına göre %20 yüklenici kar oranı dikkate alındığında, davacı şirketin 328.806,00 TL x 0.20 = 65.761,00 TL’lik gelirden mahrum kaldığı, davacının sözleşmenin fesih edilmesi nedeni ile elinde kalan işlenmiş malzemenin hurda haline geldiği, dava dilekçesi ekinde 46.563,00 TL tutarında fatura sunmuş olduğu, bu faturaların 30.000,00 TL’lik kısmının hurda haline gelen malzeme olduğu ve dava konusu iş için alındığı iddia edilmiş ise de; bu hususa ilişkin iddiaların teknik değerlendirme yapmaya yeterli nitelikte olmadıkları kanaatine varıldığı, davacının davalıya vermiş olduğu teminat mektubunun ise ilişkinin tasfiye edilmesi sebebi ile davacıya iade edilmesi gerekmekte olduğu, bu sebeple davalının, 27.000 Euro değerindeki teminat mektubunu, mektubun paraya çevrildiği 16.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacıya iade etmesi gerektiği, davalının sözleşmeyi feshinin haklı sebeple fesih niteliği taşımadığı kanaatine varılması ihtimalinde, davalının taleplerinin değerlendirilmesi yapıldığında, davalının davacıya ödediği 81.755 Euro’nun iadesini talep ettiği ancak sözleşmenin feshinin ileriye etkili sonuç doğurması sebebi ile davacının yapmış olduğu işin değeri belirlenmeli ve ancak işin değerinin 81.755 Euro’nun altında kalması ihtimalinde davacının aldığı avansı iade etmesinin söz konusu olabileceği, haksız fesin ihtimalinde, davacının 3. kişiye yapmış olduğunu iddia ettiği ödemenin ve cezai şart talebinin ise yerinde olmayacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 24/12/2016 tarihli ek raporda ise sonuç olarak; kök raporda ek sözleşme bedelinin dava tarihindeki değerinin 146.813 Euro x 2.4013 TL/Euro + 272.244,00 TL = 624.786,00 TL olduğu ve imalatın birim fiyatının 624.786,00 TL/131.349 kg = 4.757,00 TL/kg olduğu ifade edilmiş ise de davalı vekilinin 09/12/2013 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu ek 3 nolu belgeden inşaat alanına 100.820 kg imalat ikmal edildiği, davacının sevkıyatını yaptığı, imalatların da 62.220 kg olduğu anlaşıldığından toplam imalatın davacı tarafından belgelenmemiş olması nedeni ile imalatın birim fiyatının 624.786/163.040 = 3,84 TL/kg olmasının gerektiği, davacının dava konusu ettiği yapmış olduğu imalatların imalatların bedelinin yaklaşık 62.220 kg x 3,84 TL/kg = 238.925 TL olduğu, dava konusu edilen işin fesih edilmesi nedeni ile imalatı yapılmamış 624.786 TL – 238.925,00 TL = 385.861,00 TL işleri için piyasa koşullarına göre %20 yüklenici kar koşulları dikkate alındığında davacı şirketin 385.861,00 TL x 0.20 = 77.172,20 TL’lik gelirden mahrum kaldığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yine aynı heyetten alınan 14/09/2015 tarihli ek raporda ise; davalı şirket vekili tarafından sunulan 10/07/2014 havale tarihli dilekçe gereğince dava dışı … Yapı İnş…. Ltd.Şti’ye yazılan yazıya verilen 24/06/2014 tarihli cevabi yazı ekinde davalının bu şirkete yaptırmak zorunda kaldığı işlere ilişkin düzenlenen faturaların sunulduğu, bu doğrultuda ek rapor alınmasına karar verildiği, Tektaş Ltd.Şti tarafından mahkemeye gönderilen faturaların ödenip ödenmediği ile ilgili dosyada bir belge bulunmadığı, mahkeme tarafından bu faturaların davalının alacağı olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatinin edinilmesi durumunda ek raporda davacının 77.172,20 TL kardan mahrum kaldığı kanaatinin edinildiği, davacının davalıdan bu nedenle 77.172,20 TL – 69.572,27 TL = 7.600,43 TL tutarında alacağının bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yine aynı heyetten alınan 02/02/2016 tarihli 3.ek bilirkişi raporunda ise; davalı vekilinin 10/11/2015 havale tarihli dilekçe ekinde sunduğu … Yapı Ltd.Şti’ne yapılan ödemelerle ilgili banka dekontlarına göre davalı tarafından … Yapı Ltd.Şti’ne 3 adet banka dekontuna göre toplam (34.235,05 TL + 31.797,22 TL + 3.540,00 TL) = 69.572,27 TL tutarındaki fatura bedelinin ödendiği görüldüğünden ek raporda davacının 77.172,20 TL kardan mahrum kaldığı kanaati edinildiğinden davacının davalıdan (77.172,20 TL – 69.572,27 TL) = 7.600,43 TL tutarında alacağının bulunduğu, kök raporda hukuki değerlendirme olarak fesihle ilgili olarak seçenekli değerlendirme yapıldığı, teknik değerlendirmede davacı şirketin imalat işine devam etmesinin engellenmemiş olması halinde tamamlayabileceği nitelikte olduğu kanaatine varıldığından davalı şirketin sözleşmeyi fesih etmesinin teknik olarak haklı yanının bulunmadığı değerlendirilmesinin yapıldığı ve takdirin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde, taraflar arasındaki 06/04/2011 tarihli sözleşmenin eki olan “Genel Kontratsal Koşullar” başlıklı ekin fesih başlıklı maddesinde “Kontratta Yer Alan diğer şartlar yer alan şartlar yada “Mücbir sebep” durumuna ek olarak bir taraf aşağıdaki durumlarda taahhütlü bir mektup göndermekten başka bir formaliteye gerek duymaksızın kontratı feshedebilir. a)eğer karşı tarafın ekonomik, yasal yada finansal durumu kontratta yer alan hizmetlerin tam olarak gerçekleştirilmesini tehlikeye sokuyorsa örneğin likidasyon durumu söz konusu ise b)eğer karşı taraf kontratta yer alan taahhütlerine uymuyorsa….” şeklinde düzenleme mevcut olup, yine taraflar arasındaki 06/09/2011 tarihli ek sözleşmenin madde V bölümünde “Madde VII Planlama-Gecikme Cezaları Kısmı ile İlgili Değişiklikler” başlıklı maddesinde ise “müşteri onayı için genel etütlerin 23/06/2011, 7/8 hatların yükselmesi 07/11/2011, 3/4 hatların yükselmesi 02/11/2011, 6 numaralı hattın yükselmesi 18/11/2011, boya rötuşlarının bitimi 08/11/2011 olarak kararlaştırıldığı ve planlamada belirtilen tarihlere uyumun zorunlu olduğu, gecikme halinde uygulanacak cezai şartın kararlaştırıldığı, gecikmenin 4 haftaya ulaşması halinde davalı tarafın kalan işleri tüm masraf ve riskleri davacı … tarafından karşılanmak üzere bir üçüncü farklı firmaya yaptırmaya yada potansiyel konpanzosyon haklı saklı kalmak üzere formalitesiz olarak kontratı iptal etme seçeneklerine sahip olduğu”nun kararlaştırıldığı görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden davacı tarafça, sözleşme ve ek sözleşme kapsamında işe başlandıktan sonra davalı tarafça davacıya gönderilen 07/10/2011 tarihli mektup ile 7/8 nolu hatlar bölgesinde ve diğer çalışma alanında yer alan malzemelerle ilgili olarak birçok uygunsuzluklar tespit edildiği ve bu uygunsuzluklar yazı içeriğinde tek tek belirtilerek 7 ve 8 hatların 07/10/2011 tarihinde tamamlanmasında başarısız olunduğu, bu nedenle yazı içerisinde belirtilen hususların 14/10/2011 tarihinden önce düzeltilmesi taahhütlere ilişkin tarih ve süreleri de içeren bir çalışma planının iletilmesi, bu tarihin kesin olduğu, bu tarihten önce çalışmaların başarısız olması halinde davacı tarafın sözleşmeyi ihlal ettiği kanaatine varılacağı ve sözleşmenin 2.ekinde belirtilen genel sözleşme şartları çerçevesinde sözleşmenin sonlandırılacağı ihtarında bulunulduğu, yine davalı tarafça davacı tarafa gönderilen 13/10/2011 tarihli elektronik posta ile eksikliklerin davacı tarafa bildirildiği ve yine 19/10/2011 tarihli elektronik postayla da davacı tarafın sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerini açıkça ihlal ettiği, bu nedenle sözleşmenin feshedilmesi kararının alındığı davacı tarafa bildirilmiş ve ardından davalı tarafça 25/10/2011 tarihli iadeli taahhütlü fesih bildirimi ile davacının sözleşme şartlarına aykırı davrandığından bahisle sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporları, tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde gönderildiği davacı tarafın da kabulünde olan, davalı tarafça davacı tarafa gönderilen 07/10/2011 tarihli mektup, 13/10/2011 ve 19/10/2011 tarihli elektronik postalardan taraflar arasındaki 06/09/2011 tarihli ek sözleşmenin 5.maddesinde belirtilen işlerin planlandığı süreler içerisinde tamamlanmadığı hususunun dosya kapsamı belgelerle sabit olduğu, taraflar arasındaki 06/09/2011 tarihli ek sözleşmede bu gecikmelerin 4 haftaya ulaşması halinde davalının sözleşmeyi formalitesiz olarak feshetme veya kalan işlerin masrafı davacı tarafa ait olmak üzere 3.şahıslara yaptırma imkanına sahip olduğu kararlaştırılmış ve davalı tarafça belirtilen tarihte sözleşmenin fesihi yoluna gidilmiş olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Ancak her nekadar fesih iradesinin davacı tarafa bildirildiği tarih itibari ile ek sözleşmenin 5. maddesi ile kararlaştırılan bir kısım işler için yine ek sözleşme ile kararlaştırılan 4 haftalık sürenin henüz dolmadığı davacı tarafça iddia edilmiş ise de bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ek sözleşmenin 5.maddesinde belirtilen “Müşteri Onayı İçin Genel Etütler” başlıklı aşamanın 23/06/2011 tarihine kadar tamamlanmasının gerektiği, fesih tarihi itibari ile bu aşama için 4 haftalık sürenin geçmiş olduğu, aynı maddede belirtilen “7/8 hatların yükseltilmesi” aşaması için ise henüz 4 haftalık süre geçmemiş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin eki niteliğinde bulunan “Genel Kontratsal Koşullar” başlıklı ekin “Fesih” başlıklı maddesinde davacının kontratta yer alan taahhütlerine uymaması halinde davalı tarafın herhangi bir formaliteye gerek duymaksızın sözleşmeyi feshedebileceğinin hüküm altına alındığı ve taraflarca kararlaştırılan 06/09/2011 tarihli ek sözleşmede bu maddenin değiştirildiğine ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle bu maddenin geçerliliğini koruduğu, işbu madde kapsamında da davalının, davacının sözleşmeye aykırı davranması halinde sözleşmeyi formalitesiz olarak feshetme hakkına sahip olduğu, davacının ek sözleşmeyle kararlaştırılan “Müşteri Onayı İçin Genel Etütler” ve “7/8 hatların yükseltilmesi” aşamalarına ilişkin işleri süresinde yetiştiremediği dosya kapsamı ile sabit olduğundan, davalının sözleşmeyi fesihte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça, dava dilekçesinde her ne kadar davalı tarafça sözleşme kapsamında, davacı tarafından davalıya verildiği bildirilen 25.000 Euro tutarlı teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiği iddia edilerek teminat mektup bedelinin paraya çevrildiği tarihten itibaren işletilecek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş ise de, dosyada sureti bulunan 13/09/2011 tarihli …Bankasına ait teminat mektubunun incelenmesinden; teminat mektubunun Avans Teminat Mektubu olduğu, işbu teminat içeriğinde “…azami yukarıda yazılı tutarı …Ltd.Şti’nin taahhüdünü yerine getirmediği ve avans bedelinin geri ödenmesi gerektiği hallerde, ödenmediği beyanını içeren ilk yazılı talep üzerine nakden veya tamamen ve talep tarihinden ödeme tarihine kadar geçecek günlere ait kanuni faizi ile birlikte ödeyeceği”ni taahhüt ettiği, buna göre taraflar arasındaki sözleşme kapsamında işbu teminat mektubunun aynı zamanda davacının taahhüdünü yerine getirmemesinin teminatı olarak da verildiği anlaşılmakla ve sonuç olarak işbu davada davalının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği sonucuna varılmış olduğundan, davacı tarafın teminat mektubunun paraya çevrildiği tarihten itibaren işletilecek faizi ile birlikte mektup bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin istemi ile diğer tüm taleplerinin reddine karar verilmiş; verilen kararın istinafı üzerine İstanbul BAM 15. HD’nce, davacının bakiye iş bedeli, malzeme bedeli ve kar kaybı alacağı yönündeki taleplerinin neden reddedildiğinin yeterince gerekçelendirilmemesi nedeniyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
BAM kararında vurgulanan davacının bakiye iş bedeli, malzeme bedeli ve kar kaybı alacağı yönünden taleplerinin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi için yeniden bilirkişi kurulu raporu alınmış, alınan rapor ve ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan rapor ve ek raporda, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haklı nedenlere dayanması nedeniyle davacı istemlerinin yerinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, BAM kararı öncesi ve sonrası alınan bilirkişi kurulu raporları, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; taraflar arasında yapılmış 06/09/2011 tarihli ek sözleşmenin 5.maddesi gereği işlerin süresi içerisinde tamamlanmadığı; işbu ek sözleşmede gecikmelerin 4 haftaya ulaşması halinde davalının sözleşmeyi formalitesiz olarak feshetme veya kalan işlerin masrafı davacı tarafa ait olmak üzere 3.şahıslara yaptırma hakkına sahip olduğunun kararlaştırıldığı dosya kapsamı ile sabittir. Davacı tarafça her ne kadar ek sözleşme gereği verilen 4 haftalık ek sürenin dolmadan sözleşmenin feshedildiği ileri sürülmüş ise de; istinaf kararı öncesi verilen kararda ve en son alınan bilirkişi kurulu raporunda açıklandığı üzere, yüklenici davalı tarafça sözleşmeye uygun olarak işlerin süresinde tamamlanıp teslim edilmediği, yüklenici davalının üzerine düşen edimleri tam olarak yerine getirmediği; taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında davalının formalitesiz olarak sözleşmeyi fesih hakkının bulunduğu, bu nedenle davalı tarafça işlerin süresinde tamamlanamayacağından sözleşmenin feshedildiği anlaşılmıştır. Bu haliyle fesih; sözleşme gereği üstlenilen edimlerin eksiksiz olarak süresinde yerine getirilmemesi nedeniyle haklı fesih olarak değerlendirilmiştir.
Davacı taraf, sözleşmenin feshi nedeniyle kar kaybı, bakiye iş bedeli alacağı, hurda malzemelerin bedeli ve teminat mektubu bedeli alacağının davalıdan tahsilini istemiş ise de; bilirkişi kurulu raporlarında dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, sözleşmenin davalı tarafça haklı feshi ve feshin ileriye doğru etki ve sonuçlarını doğuracak olması nedeniyle davacının, uğradığı ileri sürülen kar kaybı, dava konusu diğer bakiye alacak ve hurdaya dönmüş malzeme bedeli zararlarını talep hakkının bulunmadığı; işlerin süresi içinde tamamlanmaması nedeniyle teminat mektubunun davacıya iadesi talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 4.644,50 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4.585,20 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 30.343,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan ve ilk kararda hesaplanan 100 TL yargılama gideri ile sonrasında yapılan 20 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 120 TL yapılan yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
18/11/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı