Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1145 E. 2019/332 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1145 Esas
KARAR NO : 2019/332

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/12/2018
KARAR TARİHİ: 29/04/2019
Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; haberde gerçek dışı, haksız iddia/itham, iftira, hakaret ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde herhangi bir yan olmadığını, 26/07/2018 tarihli, “…’nin 21 günlük Askerlik Israrının Arkasında Yandaşa Rant Çıktı” başlıklı haberin ilk olarak İleri … internet sitesinde yayınlandığını, daha sonra müvekkili gazetenin internet sitesinde yayınlandığını, kaynak olarak ilk olarak yayınlandığı İleri … sitesinin gösterildiğini, haberin 28 gün olarak belirlenen bedelli askerlik süresinin 21 güne indirilmesinin nedenlerine ilişkin olduğunu, haberin içeriğinin … Uşak Milletvekili …’ın TBMM Genel Kurulu’nda iddialar ortaya atarak bir konuşma gerçekleştirdiğini, içerikte de tamamen bu konuşmanın haberleştirildiğini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tarafından seçilen bir vekilin, meclis genel kurulunda yaptığı konuşmanın aynen haberleştirildiği içeriğe, gerçek dışı, haksız iddia/itham, iftira ve hakaret niteliği taşıdığı suçlamalarının yöneltilmesinin kabul edilemez olduğunu, davaya konu haberin müvekkili gazetenin internet sitesinden önce başka bir haber sitesinde (ileri haber) yayınlandığı, haberin … milletvekillerinin meclis kürsüsünden yaptığı konuşmalardan ibaret olduğunu, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacılar üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına göre; taraflar arasındaki davanın internet yoluyla yayımlanan bir haber nedeniyle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı şirketin imtiyaz sahibi olduğu internet sitesinde yayımlanan haber içeriğinde davacıların kişilik haklarına yönelik hukuka aykırı bir saldırı bulunup bulunmadığı ve davacılar lehine manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı görülmektedir.
Davacı tarafın dava dilekçesinin incelenmesinden davanın TBK 58. maddesi kapsamında hem gerçek kişi hem de tüzel kişi olan davacıların kişilik haklarına yayın yolu ile saldırıda bulunulduğu iddiasına dayanıldığı, davaya konu internet sitesindeki haberde geçen ifadelerin Medeni Kanun’un 24. ve 25. maddeleri ile Borçlar Kanunu’nun 58. maddesinde düzenlenen kişilik haklarına saldırıya dolayısıyla şahıs varlığına ilişkin olduğu olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Kanun maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gereklidir. Yasal mevzuat hükümleri ile birlikte somut dosya bakımından Mahkememizce yapılan değerlendirmede, ticaret mahkemesinin bir davaya bakması için gerekli olan 6102 sayılı yasanın 4/1 maddesinde düzenlenen her iki tarafın tacir olması ve “uyuşmazlığın her iki tarafın işletmesi ile ilgili olması” şartının somut dava yönünden gerçekleşmediği, keza 6102 sayılı yasanın 4/1-a,b,c,d,e ve f bentlerinde sayılan tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak suretle ticaret mahkemelerinin görev alanına giren mutlak ticari dava türünden de olmadığı kanaatine varılmıştır. Taraflar arasındaki dava konusunun ticaret mahkemesinin görev alınana girmediği, HMK’nun 2. maddesine göre şahıs varlığına ilişkin davalarda genel görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu yönündeki düzenlenmeler uyarınca ve HMK’nun 1. maddesinde düzenlenmiş olan görev hususunun kanunla düzenleniyor olması ve re’sen gözetilmesi gerekmesi karşısında Mahkememizin bu davaya bakmakta görevli olmadığına kanaat getirilerek davaya bakma görevinin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olması nedeniyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK’nun 345. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca Mahkememize veya başka bir Mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.