Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/114 E. 2021/432 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/114 Esas
KARAR NO :2021/432
—————————————————————————————————————–
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/07/2018
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
—————————————————————————————————————–
DAVA :İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/02/2018
KARAR TARİHİ:08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin yasal alacağına ilişkin olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emri davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirket tamamı ile haksız ve kötüniyetli olarak sadece zaman kazanmak adına borca itiraz etmek sureti ile takibin durdurulmasını sağladığını, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazda, müvekkiline borcu bulunmadığını beyan ettiğini, dilekçe ekinde sunmakta oldukları sözleşme sureti itibari ile davalı şirketten sözleşmeye uygun olmayan kesinti yaptığından icra takibi başlatılmış olup davalı kötüniyeli ve zaman kazanmak amacı ile borca itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle davalının icra dosyasına vaki haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeni ile davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 06.09.2016 tarihli sözleşme ile müvekkilinin … Sanayii Bölgesinde … Cd. No:105 adresindeki İscar şantiyesinde üstlendiği işin, zemin epoksi kaplama işini davacı firma taşeron olarak yapmayı kabul ettiğini, yapılacak işi ve mahalli görüp teklif veren davacı firma ile sözleşme imzalandığını, ancak yapılacak işi görerek ve teklifini verdikten sonra sözleşme imzalayan davacı şirket işi sözleşme şartlarına uygun olarak yapmadığını, bu durum inşaat mühendisi saha sorumlusu … tarafından 05.11.2016 ve 25.12.2016 tarihli tutanaklarla tespit edildiğini, bu tutanaklarda eksik işler ve bunların tutarı belirlendiğini, buna göre hatalı imalat olan 572 m2’lık olan müvekkilince … Ltd.Şti. ile anlaşıldığını ve bu firma hatalı işleri düzelttiğni, bu işler tutarı da 17.055,37-TL+KDV olduğunu, bu bedel müvekkilince diğer firmaya ödendiğini, davacı şirkete ayıplı imalat bildirildiği halde eksik işleri tamamlamadıkları için müvekkilinin bu eksikleri bir başka firmaya ekstra ödeme yaparak tekrar yaptırmak durumunda kaldığını, ayrıca davacı tarafa müvekkilince sözleşme gereği tüm ödemeler yapılmış olup cari hesap dökümleri incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, açıklanan nedenlerle haksız açılan davanın reddine, %20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline masraf ve ücreti vekaletinde davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilinin sabit olan alacağına ilişkin olarak …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasından icra takibinin başlatıldığını, gönderilen ödeme emri davalı- borçlu şirkete tebilğ edildiğini, davalı-borçlu tamamı ile haksız ve kötüniyetli olarak sadece zaman kazanmak adına borca itiraz etmek sureti ile takibin durdurulduğunu, icra takibinin dayanağını teşkil eden fatura itibari ile icra takibi konusu alacaklarının sabit olduğunu itirazın hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını, davalı-borçlunun haksız ve hukuki mestentten yoksun itirazlarının iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olmakla davalı-borçlunun % 20′ den az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilleri aleyhine …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takiben itirazları üzerine iş bu davanın açıldığını, ancak davacı tarafından bu takipten önce yine …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine ilamsız takibe geçildiğini ve itirazları üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde … esas sayı ile itirazın iptali davasının açıldığını, bu iki davanın taraflarının ve konusunun aynı olması nedeniyle dosyanın ilk dosya üzerinde birleşmesi gerektiğini, haksız ve açılan davanın reddine , % 20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline masraf ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Asıl ve birleşen dava davalı aleyhine yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce asıl davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile birleşen dosyaya konu edilen …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 29/09/2020 tarihli celse üç nolu ara karar gereğince iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişiler olarak konusunda uzman SMMM … … ile İnşaat Mühendisi … … seçilmiş, adı geçen bilirkişilerce sunulan 24/12/2020 tarihli rapor ile 12/02/2021 tarihli ek raporun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyet raporu ve ek raporunun tetkikinde, davacı şirketin 2016-2017-2018 yıllına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre davalı şirketten 9.758,08 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin 2015-2016-2017-2018 yıllına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre davacı şirkette borç/alacak bakiyesinin olmadığı, dava dosyasında bulunan sözleşmeye göre işveren firmanın taşeron firmanın yaptığı hatalı imalatları ilk hakkedişlerinden kesebileceği, dava dosyasında bulunan 05.11.2016 tarihli tutanağın sadece işveren tarafında olduğu anlaşılan kişi tarafından imzalandığı, taşeron tarafından imzalanmadığı ve bu tutanağın taşeron firmaya tebliğ ve tebellüğ edildiğine ilişkin herhangi bir belge olmadığı, dava dosyasında bulunan 05.11.2016 tarihli tutanağın ekinde bulunan 8 adet fotoğraf incelendiğinde yapılan epoksinin dalgalı olduğu, içinde kum tanelerinin olduğu ve renk farkının olduğu görüldüğü, ancak bu fotoğrafların altında herhangi bir tarafın imzası olmadığı, dava dosyasında bulunan 25.12.2016 tarihli tutanakta Taşeron firma olan … Malzemeleri Ltd. Şti.’nin yaptığı hatalı işleri düzeltmek için … adlı firma ile anlaşıldığı ancak anlaşma ile ilgili sözleşmenin dava dosyasında olmadığı, dava dosyasına sonradan eklenen 31.12.2016 tarihli mail yazışmasında işveren firmanın yapılan imalatların hatalı olduğunu ve düzeltilmesi gerektiği, taşeron firmanın ise işi ekim ayında bitirdiklerini (mailden 2 ay önce), 14 kasımda da (mailden 1,5 ay önce) metrajları gönderip fatura istedikleri, dava dosyasında …’nin … Malzemeleri Ltd. Şti. ile olan sözleşmesini fesih ettiğini gösteren herhangi bir ihtarname ya da belge olmadığı, dosya kapsamında yer alan sözleşmelerde sadece davalı şirketin imzasının mevcut olduğu, ayıplı yapılan işlere ilişkin davalı iddiaları yönünde sunulan resimlerde zemin kaplamasında ayıplı ürün olduğunun görüldüğü ancak fiilen davaya konu yerin olup olmadığı hususunda tespitin yapılamadığı ve davalı şirketin ayıba yönelik davacı şirkete bir ihtarname ile ayıbı bildirmediği sadece mail yoluyla 30.12.2016 tarihinde belirtildiği ve ayıbın başkaca firmalara yaptırıldığı yönünde de dosyada belge bulunmadığından ispata muhtaç kaldığından davalı şirketin cari hesabı kapamak amacıyla düzenlediği iade faturasının usulüne uygun düzenlenmediğinden davacı şirketin davalı şirketten 9.758,08 TL alacaklı olduğu kanaatiyle raporlar alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Asıl ve birleşen dava davalı aleyhine yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67 maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Asıl dava yönünden icra dosyası; davacı tarafından davalı aleyhine 15.03.2017 tarihinde 3.724,00 TL asıl alacak 67,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.791,95 TL alacak için “sözleşmeye uygun olmayan kesinti” açıklaması ile ilamsız icra takibine girişildiği ödeme emrinin 23.03.2017 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından sunulan 27.03.2017 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine süresi içerisinde itiraz edildiği, borca itiraz alacaklı yana tebliğ edilmeksizin 05.02.2018 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Birleşen dava yönünden icra dosyası; davacı tarafından davalı aleyhine 21.03.2017 tarihinde 9.758,00 TL asıl alacak 178,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.936,13 TL alacak için “31.12.2016 tarihli 33.516,08 TL bedelli fatura ” açıklaması ile ilamsız icra takibine girişildiği ödeme emrinin 23.03.2017 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından sunulan 27.03.2017 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine süresi içerisinde itiraz edildiği, borca itiraz alacaklı yana tebliğ edilmeksizin 02.07.2018 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen davanın esası yönünden; uyuşmazlık taraf arasında imzalanan 06.09.2016 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 470. Ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eseri meydana getirmeyi iş sahibinin de bunun karşılığı bir bedel ödemeyi üstlendiği karşılıklı edimleri içeren sözleşme niteliğindedir.
Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek yüklenicinin, yapılan eserin karşılığının ödemek iş sahibinin ana borcudur. Kural olarak aslolan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer.
Davalı tarafından, davacının yüklendiği işi ayıplı olarak ifa ettiği iddia edilmektedir
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474. ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir.
Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. Maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde; gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Davalı tarafından her ne kadar yargılama sırasında tanık bildirilmiş ise de , cevap ve 2. Cevap dilekçesi ile tanık deliline dayanmadığı anlaşıldığından tanıkları dinlenmemiştir. Davalı ayıp iddiasında bulunmuş ancak süresi içerisinde davacı yana ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edebilmiş değildir. Bu durumda davalı eseri kabul etmiş sayılmaktadır. Eserde ayıp var ise ayıptan doğan haklarını davacıya karşı kullanamaz.
Davacı tarafından, davalı yana yapılan iş sonunda 31.12.2016 tarihli KDV dahil 33.516,08 TL bedelli kesin hak ediş faturasının düzenlendiği, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde bilirkişi heyeti tarafından sunulan rapor ile düzenlenen faturanın davacı ve davalı yan defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerine göre davalıdan 9.758,08 TL tutarında alacaklı olduğu davalı defterine göre davacı yana borcun bulunmadığı, farklılığın davalı tarafından ayıplı teslim iddiasını ilişkin düzenlenen 9.758,08 TL bedelli faturadan kaynaklandığı, ayıba dair yapılan açıklamalar ve taraf defterleri dikkate alındığında davacının davalıdan 9.758,08 TL tutarında alacaklı olduğu birleşen dosya yönünden davalı tarafından asıl alacağa yapılan itirazın haksız olup iptali gerektiği, davacı tarafından takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden takipten önceki dönem için faiz talep edilemeyeceği anlaşılmış birleşen dosya da yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Asıl dava yönünden ise davacı tarafça her ne kadar davacının sözleşme bedelinden haksız kesinti yaptığı iddia edilmişse de , davacını talebinin bilirkişi raporu ile açıkça tespit edildiği üzere 31.12.2016 tarihli faturada yaptığı düzeltmede ki fark ve KDV’sinden kaynaklandığı, davacı yanın faturayı KDV hariç 31.559,40 TL olarak düzenleyip daha sonra bu miktarı paraflayarak KDV dahil toplam 33.516,08 TL tutarında ki faturayı düzenlediği , defterine bu miktarda kaydettiği davalı defterinde de bu miktarlarla kayıtlı olduğu, davalı tarafından yapılmış bir kesinti bulunmadığı anlaşıldığından asıl davanın reddine karar verilmiştir.
İcra inkar ve kötü niyet tazminatı yönünden; asıl dava da davanın reddine birleşen dava da ise kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacı tarafın icra takiplerinde kötü niyetli olduğu anlaşılmadığından davalı vekilinin şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı istemlerinin reddine , birleşen dava da itirazın iptaline karar verilen miktar yönünden, davalının icra takibine itiraz da haksız olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmiş uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
A-)ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-)Davanın REDDİNE
Davalının kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE
2-)Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 45,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,5 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına
3-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen başvuru harcı yargılama masrafının üzerinde bırakılmasına
4-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 3.791,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
B-)BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalı tarafından ….İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın 9.758,08 TL asıl alacak yönünden İPTALİ İLE; TAKİBİN BU MİKTAR ÜZERİNDEN DEVAMINA FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE
İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.951,61 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
Davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine
2-)Alınması gereken 666,57 TL karar ve ilam harcının davacı tarafında peşin ödenen 169,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 496,88 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından ödenen 169,69 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
3-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
4-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 178,05 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 35,90 TL başvuru harcı ile asıl ve birleşen dava yönünden birlikte yapılan toplam 1.795,00 TL posta tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.830,9 TL yargılama giderinden asıl ve birleşen davaki kabul oranına göre hesaplanan 1.301,42 TL’nin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
6-)Davalı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 34,50 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 9,97 TL’nin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
7-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır