Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1136 E. 2020/845 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1136 Esas
KARAR NO:2020/845

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :03/12/2018
KARAR TARİHİ:07/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine, davalı … tarafından …. İcra Dairesi’nin … sayılı icra dosyasında ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, icra takibine dayanak olarak 10.09.2016 keşide tarih ve 17.000,00 TL tutarlı “…” numaralı çekin gösterildiğini, müvekkili tarafından 16.06.2017 tarihinde, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında, icra takibine ve borca itiraz edildiğini, çek üzerinde tahrifat yapıldığını müvekkilinin rızası dışında elinden çıkan çekin davalı … tarafından iktisabında ağır kusur ve kötü niyeti bulunduğu nedenleri ileri sürülmüş olduğunu, …. İcra Hukuk Mahkemesi … E. … K. Sayı ve 12.07.2018 tarihli kararı ile; itiraza konu takibin kambiyo senetlerine özgü icra takibi olmadığı, ilamsız icra takibi olduğu, itiraz mercinin icra hakimliği olmaması nedeniyle itirazın reddine karar verildiğini, müvekkilinin davalı ile her hangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin davalıya tanımadığını, müvekkilinin çek hesabı sahibi olarak bulunan … numaralı çek yaprağının, müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında tefeci olarak tabir edilen kişilerce ele geçirildiğini, akabinde 17.000,00 TL tutarlı çeke istinaden davacı aleyhine mezkur icra takibi başlatılmış olduğunu belirterek, dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddine, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline/durdurulmasına, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın giderilmesini ile takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 25/02/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın diğer ciranta …’e de yöneltilmesi gerektiğini, ihbarını istediklerini, davacının çeşitli hukuki dayanaktan yoksun iddiaları ile müvekkiline olan borcundan kaçınmaya çalıştığını, müvekkili ile davacı arasında icra müdürlüğünde bonoya dayalı kambiyo senedi takip açılmış olduğunu, davacının imzaya itiraz etmiş olduğunu, ancak … İcra Hukuk Mahkemesinin … yapılan imza incelemesinde imzanın davacı tarafa ait olduğunun bilirkişi incelemesi ile ortaya çıktığını belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddi ile davacının %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ; icra takibine konu edilen çek nedeniyle menfi tespit davasıdır.
Davacı; davalı ile hukuki ilişkisi bulunmadığını, çek tarihinde tahrifat yapılıp çekin ilamsız icraya konulduğunu, çekin kambiyo senedi vasfının bulunmadığını, davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı ise davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu olduğunu savunmuştur.
Davaya konu çekteki imzanın keşideci/davacıya ait olduğu çekişmesizdir.
Uyuşmazlık; çekin keşide tarihinde tahrifat yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise bunun çekin sıhhatine etkisinin ne olacağı noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü teknik inceleme gerektirmekle, bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda çekin gerçek keşide tarihinin 10/05/2016 olduğu halde çekte tahrifat yapılarak keşide tarihinin 10/09/2016 tarihi olduğu belirlenmiştir.
Çekin keşide tarihinde tahrifat yapılması çekin kambiyo senedi vasfında olmasına etki etmeyip, yalnızca ibraz süresinin tahrifattan önceki duruma göre belirlenmesi gerekir.
Eldeki dava açısından durum değerlendirildiğinde; çekteki ibraz süresinin geçtiğinde tereddüt olmamakla birlikte bu husus uyuşmazlık konusu da değildir.
6102 sayılı TTK’nın 732/1.fıkrası uyarınca zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.
İbraz süresi geçen çek nedeniyle keşidecinin sorumluluğu sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca devam etmektedir.
Hal böyle iken; çekteki imzanın davacıya ait olması, keşidecinin sorumluluğunun TTK’nın 732.maddesi uyarınca devam ediyor olması, davacı tarafından sebepsiz zenginleşmediğine dair yazılı delil sunulamamış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacının kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmadığından kötüniyet tazminatının da reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ( aynı yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/12593 – 7095 E.K. Sayılı kararı )
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 308,72-TL den mahsubu kalan 254,32-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı asilin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/12/2020

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı