Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1135 E. 2020/232 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1135 Esas
KARAR NO : 2020/232

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2018
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı, davalı borçlu şirket arasındaki ticari ilişki sebebiyle cari hesap kayıtlarında davalı borçlu şirketle yapılan ticaret uyarınca toplamda 15.09.2018 tarih ve … no’lu 10.250,00 bedelli çek ile… sıra no’lu 10.10.2018 tarihli 6.010,00 bedelli fatura nedeniyle toplam 16.260,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından ticari ilişkiden kaynaklı borçları için verilen 10.250,00 TL bedelli çekin davalı borçlunun talebi doğrultusunda bankaya ibraz edilmediğini, davalının çeki haricen ödeme yapacağını taahhüt etmesine rağmen, çeki ödemediği, davalı yanın fatura ve çekten kaynaklanan borçlarını ödememesi sebebiyle aleyhinde İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … Es. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ancak davalı yanın icra takibine, asıl alacağa, faize ve ferilerine itiraz ettiği, davalı yanın yapmış olduğu bu itirazın icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik kötü niyetli, mesnetsiz vc haksız olduğunu, bu nedenle davalı yanın bütün itirazlarının iptali ile takibin asıl alacak olarak belirlenecek 16.260,00 TL, üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirlenen oranlarda faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına, davalı tarafça haksız surette borca itiraz edildiğinden, asıl alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce davaya konu edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Es. Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacı ile davalı arasında mevcut ticari ilişkiden doğan cari ve hesap fatura nedeniyle davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, alacağı varsa takip ve dava tarihi itibariyle miktarının ne olduğu ve alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Takibin başlatıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; 10.250,00 Asıl Alacak, 281,05 TL İşlemiş Faiz, 6.010,00 TL Fatura Alacağı ve 78,96 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 16.620,01 TL’ lik alacağına ilişkin ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emri çıkartıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 09/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı borçlu tarafça süresi içinde takip ödeme emrine itiraz edildiği görülmekle, borca ve faize itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ve cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüş, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkememizce 23/10/2019 tarihli duruşmada davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması ve tüm dosya kapsamına göre rapor alınmasına karar verilerek 09/12/2019 tarihi inceleme günü olarak belirlenmiş, inceleme gün ve saati, duruşmada hazır bulunmayan davalı şirkete ihtaratlı olarak usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalıya ticari defter ve eki belgelerini sunmak veya yerinde inceleme talep edilecek ise inceleme adresine bildirmek ve incelemeye hazır tutmak üzere inceleme gününe kadar kesin süre verilmiş, aksi taktirde defter ve eki belgelerini sunmaktan ve bunlara dayanmaktan kaçınmış sayılacakları ihtar edilmiş, yapılan ihtara rağmen davalı taraf inceleme günü mahkeme kalemine gelmemiş, ticari defterlerini de sunmamış, yerinde inceleme yetkisi dahi talep etmemiştir. Dolayısıyla davalı taraf ihtarata rağmen defter ibraz etmediği için davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dosyaya getirtilen ve sunulan belgeler üzeriden inceleme yapılmak üzere dosya konusunda uzman SMMM bilirkişisi …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 27/01/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; dosya kapsamı ve davacının sunmuş olduğu defterler üzerinde yapmış olduğum inceleme neticesinde, davacının 2018 yılı ticari defterlerini açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı ve usulüne uygun tuttuğu, takip konusu alacağın davalı ile ticari ilişkiden doğan ve cari hesap şeklinde devam eden ticari ilişkiden doğduğu, davacının ibraz etmiş olduğu ticari defter kayıtları ve dayanak belgelerin davacı lehinde delil olarak kabul edilmesi halinde davalının 16.261,09 TL davacıya borcu olduğu, ancak davacı vekilinin dava dilekçesinde 16.260,00 TL talep ettiği, davacının iddiasının aksini ispata yaracak olan defter ve belgelerin davalı tarafından sunulmadığı, davacı icra takip dosyasında asıl alacağa 360,01 TL, İşlemiş faiz talep etmişse de, takibe konu çek süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden, çek tutarına keşide tarihinden itibaren faiz yürütülemeyeceği, öte taraftan fatura düzenlenmesi de borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihinin de faize başlangıç yapılamayacağı, davalının temerrüde düşürüldüğünün kanıtlanamadığı, bu sepele takip konusu asıl alacaklara işlemiş faiz talep edilemeyeceği, davacı vekili, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %20,85 oranında bankalarca TL mevduata uygulanan değişen oranlarda faiz talep etmiş ise de, 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi gereğince asıl alacağa takip tarihinden itibaren Merkez Bankası’ nın kısa vadeli krediler için öngördüğü değişen oranlarda avans faiz oranını (19,50) talep edebileceği kanaatiyle görüş bildirilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, takip dosyası kapsamı, bilirkişi raporunun kapsamı tümüyle birlikte değerlendirilmiş, alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen 27/01/2020 tarihli bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; dosya kapsamı ve davacının sunmuş olduğu defterler üzerinde yapmış olduğum inceleme neticesinde, davacının 2018 yılı ticari defterlerini TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, defterlerinin HMK 222’ ye göre delil niteliğinde bulunduğu, davalının ise kendisine yapılan ihtarata rağmen ticari defter ve belgelerini sunmadığı, takip konusu alacağın davalı ile ticari ilişkiden doğan ve cari hesap şeklinde devam eden ticari ilişkiden doğduğu, davacının ibraz etmiş olduğu ticari defter kayıtları ve dayanak belgelerin incelenmesinde davalının 16.261,09 TL davacıya borcu olduğu, davacı icra takip dosyasında asıl alacağa 360,01 TL, İşlemiş faiz talep etmişse de, takibe konu çek süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden, çek tutarına keşide tarihinden itibaren faiz yürütülemeyeceği, öte taraftan fatura düzenlenmesi de borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihinin de faize başlangıç yapılamayacağı, davalının temerrüde düşürüldüğünün kanıtlanamadığı, bu sebeple takip konusu asıl alacaklara işlemiş faiz talep edilemeyeceği, 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi gereğince asıl alacağa takip tarihinden itibaren Merkez Bankası’ nın kısa vadeli krediler için öngördüğü değişen oranlarda avans faiz oranını (19,50) talep edebileceği anlaşılmış olmakla, davacının davasının kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki 16.260,00 TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, takibin 3095 sayılı Kanun’un 2/2. Maddesi gereğince asıl alacağa takip tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü faiz oranı (%19,50) üzerinden aynen devamına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranı üzerinden hesaplanan 3.252,00 -TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki 16.260,00 TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, takibin 3095 sayılı Kanun’un 2/2. Maddesi gereğince asıl alacağa takip tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü faiz oranı (%19,50) üzerinden aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranı üzerinden hesaplanan 3.252,00 -TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.110,72-TL karar ve ilam harcından 193,63 TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 917,09-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 234,73-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 837,70-TL olmak üzere toplam 1.072,43-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır