Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1134 E. 2021/43 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1134 Esas
KARAR NO:2021/43

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:01/12/2018
KARAR TARİHİ:28/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Marka … model cihazın fiziki durumu, yaşı ve niteliği itibarıyla yedek parça temin edilememesinin, ithalatçı firma tarafından bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin, ilgili cihazın halihazırdaki korumasız durumunun yarattığı ve yaratacağı zararlar ile müvekkili tarafından yapılan yatırımın, söz konusu cihazın kullanılması planlanan süre ile kullanılabildiği süreler dikkate alınarak müvekkilinin finansal olarak uğradığı zarar tespit edilerek, belirsiz alacak şeklindeki taleplerinin tayin ve tespitine, dava konusu cihazın satışının davalı tarafın sözleri, söylemleri ve davranışlarıyla gerçekleşmemesi nedeniyle bu durumun müvekkili nezdinde yarattığı zararların ve finansal kayıpların, ayrıca gerek cihazdan yararlanamama ve gerekse satışın gerçekleşmemesi nedenleriyle mahrum kalınan karın karşılığı olmak üzere şimdilik 1.000,00-TL.’nin belirsiz alacak davası ile dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilina karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin dava konusu cihazın alım – satımı da dahil hiçbir sözleşme veya taahhüdün tarafı olmadığını, dava konusu cihazın satımının Lazermed firması tarafından yapılmış olduğunu, davacı tarafından sunulan faturanın da Lazermed tarafından düzenlenmiş olduğunun görüldüğünü, bunun yanında cihazın satım bedeli ile ilgili olarak müvekkili şirket tarafından herhangi bir tahsilat yapılmadığını, ayrıca davacının taleplerinin zamanaşımına uğamış talepler olduğunu, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı gibi davacının iddiasına konu yedek parça teminine ilişkin de davalı müvekkili şirketin taraf olduğu bir sözleşmenin veya bir taahhüdün bulunmadığını, davacının dava konusu cihazı satamamasının ve/veya cihazı satamaması sebebi ile uğradığını iddia ettiği zararlarının muhatabının müvekkili şirket olmadığını belirterek ve cevap dilekçesinde belirtilen diğer nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; belirsiz alacak davası olarak açılmış, mal ve hizmet sözleşmesinden kaynaklı zararların tazmini talepli maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; davalı firma ile yapılan yazışmalar, cihaz satın alma dokümanları, …. Noterliği’nin 18/04/2018 tarihli – … yevmiyeli ihtarnamesi, cihazın halihazırdaki ithalatçısının ve Türkiye temsilcisinin davalı firma olduğunu gösteren kayıtlar, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, keşif, Yargıtay kararları, doktrin görüşleri ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf ise; … A.Ş. şirket kayıtları, … A.Ş.’nin Ticaret Sicil Kayıtları ile ilgili T.Ticaret Sicil Gazeteleri, davaya konu cihazın finansal kiralama işlemlerine dair kayıtlar, 22/01/2014 tarihli fatura, dava konusu cihazın garanti süresine ilişkin 29/11/2013 tarihli proforma fatura, davaya konu cihaza ilişkin ödeme belgeleri, banka kayıtları ile dekontlar, e-mail kayıtları, …. Noterliği’nin 27/04/2018 tarihli ve … sayılı ihtarnamesi, ….Noterliği’nin 18/04/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Ltd. Ştil sicil kayıtları, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık beyanı, Yargıtay kararları ile sair tüm yasal delile dayanmıştır.
6100 sayılı HMK.’nun “Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” başlıklı 150. maddesinin; 1. fıkrası; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.”, 2. fıkrası; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.”, 3. fıkrası; “Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.”, 4. fıkrası; “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükümlerini içermektedir.
HMK’nun 150/5 maddesinde ise; “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Buna göre; HMK’nun 150. maddesinin yukarıda zikredilen ilk üç fıkrasında belirtilen nedenlerle dosya işlemden kaldırılmış ise, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içerisinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Mahkememizde görülen davanın 19/10/2020 tarihli duruşmasına davacı ve/veya vekili katılmamış, duruşmaya katılan davalı şirket vekili ise imzalı beyanı ile davayı takip etmeyeceklerini açıkça bildirmiştir. Davacı vekilince duruşma öncesinde dosyaya herhangi bir mazeret de sunulmamıştır. Bu şekilde taraflarca dava takip edilmediğinden, mahkememizce 19/10/2020 tarihli celsede dosya işlemden kaldırılmıştır. Hak düşürücü nitelikte olan 3 (üç) aylık süre içerisinde dosyanın yenilenmesi için davacı tarafça herhangi bir başvurunun da yapılmadığı anlaşılmıştır. Böylelikle mahkememizce HMK.’nun 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan dava süresinde yenilenmediğinden HMK.’nun 150/5 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar kanununa göre alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 35,90-TL’den düşümü ile eksik kalan 23,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.000,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ile karar verildi.28/01/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı