Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1108 E. 2020/877 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1108 Esas
KARAR NO:2020/877

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/11/2018
KARAR TARİHİ:09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı …. Ltd. Şti. arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalının ise anılan sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borçlularının sözleşme hükümlerine aykırı davranarak taahhütlerini yerine getirmediklerini, bunun üzerine müvekkili banka tarafından davalıya ve dava dışı şirkete noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini, borçluların ihtarnameye rağmen borcu yine ödemediklerini, sonrasında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalılara icra dosyasından ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalınan haksız ve hukuka aykırı olarak borca ve borcun tüm fer’ilerine itiraz ettiklerini, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalıların yapmış olduğu itirazların haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, delil listesi ve tensip tutanağı davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı tarafından davaya cevap vermediği gibi, davalı duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; ticari nitelikteki Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklı olarak kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından davalının da aralarında bulunduğu borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası ile girişilen icra takibinde davalı borçlu tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilafın, davalının kefaletinin mevcut ve geçerli olup olmadığı, davacı bankanın davalıdan davaya konu Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklı alacağı bulunup bulunmadığı, varsa takip ve dava tarihi itibariyle fer’ileri ile birlikte miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi, ihtarname, banka kayıtları, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise harhangi bir delil sunmamıştır.
Davalı vekili tarafından borca itiraz dilekçesinde borca itiraz ile birlikte her ne kadar yetki itirazında da bulunulmuş ve takibin yapıldığı İstanbul İcra Daireleri’nin yetkisiz olduğu iddia edilmiş ise de; taraflar arasında akdedilen Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’nin 27. maddesinde İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı şeklinde yetki sözleşmesi yapılmış olup, HMK’nun 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesi ile belirlenen yerde takip yapılıp mevcut dava İstanbul’da açılmış olduğundan ayrıca Yargıtay 19. HD.’nin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere; müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan davalı kefil tacir olmasa dahi tacirler arasındaki yetki sözleşmesi 6102 sayılı TTK.’nun 7. maddesinde öngörülen teselsül karinesi gereğince davalı kefil yönünden de bağlayıcı olduğundan, davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinden, davacı banka tarafından 20/09/2018 tarihinde borçlular aleyhine toplamda 871.459,60-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip talebinde açıkça davalı “Kefil … için yukarıda belirtilen tüm borçlardan şimdilik 50.000,00-TL. ve bu tutara kat ihtarnamelerinin tebliğ tarihinden itibaren yukarıda belirtilen borçlar için yukarıdaki hesap tablosu/tablolarında belirtilen oranlardan işleyecek temerrüt faizi, faizin gider vergisi, avukatlık ücreti, icra harç ve masraflarıyla birlikte fazlaya ilişkin talep ve haklarımız saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsili talebidir” denilmek suretiyle talepte bulunulduğu, örnek 7 nolu ödeme emrinin davalıya 22/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından yasal süresi içerisinde 28/09/2018 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, icra takip dosyasında davalı borçlu tarafından borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya ve/veya vekiline tebliğ edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı, davacı dosya alacaklısı banka tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı bankaya ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya dayanak Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi, ihtarname, müşteri hesap özetinin, hesap ekstreleri ile takibe ve davaya dayanak oluşturan tüm belgelerin dosya arasında olduğu görülmüştür. Sonrasında mahkememizce 06/11/2019 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacı taraf iddiası, davalı tarafın takip dosyasındaki itirazları ve tüm dosya kapsamına göre konusunda uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilerek dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 06/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dışı firma … Ltd. Şti. ile davacı banka arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı …’in kredi sözleşmelerinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, davalı …’in sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla dava dışı … ile birlikte imzaladığından doğan tüm borçlardan diğer kefil ve asıl borçludan ayrı olarak kefalet limitleri kapsamında sorumlu olduğu, ancak davalının kefaletinin geçerli olup olmayacağı konusunda nihai takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı banka defter ve kayıtlarının delil sayılacağı hükmü gereği davacı bankadan temin edilen ödeme planları, kredi kartı ekstreleri, firma hesap hareketleri ve davacı bankaca taksitli ticari kredilere dönemsel olarak uygulanacağı açıklanan temerrüt faiz oranlarına ait belgeler baz alınarak yapılan hesaplamalara göre davalı bankanın dava dışı firma ve … ile davalı …’den alacağının 20/09/2018 takip takip tarihi itibariyle toplam 849.002,85.-TL. olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler mahkememizce tetkik edilmiş, davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı – borçlu … hakkında harca esas toplam alacak olarak 50.000,00-TL. üzerinden takip başlatıldığı, huzurdaki davanın da harca esas değer olarak 50.000,00-TL. üzerinden açıldığı, ancak bu rakamın ne kadarının asıl alacak, ne kadarının işlemiş faiz, ne kadarının ise BSMV olduğu konusunda gerek takip talebinde gerekse dava dilekçesinde her hangi bir açıklama yapılmadığı görüldünden 06/07/2020 tarihli duruşmada davacı vekiline bu konuda detaylı açıklama yapmak ve beyanda bulunmak üzere süre verilmiştir.
Davacı vekili 17/07/2020 tarihinde UYAP üzerinden mahkememize sunduğu 14/07/2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın takip tarihindeki alacak tutarı 871.459,60-TL. olmakla birlikte, gerek borçlu/kefilin malvarlığının bu alacağı karşılamaya yetip yetmeyeceğinin bilinmemesi, gerekse bu tutar üzerinden açılacak icra takibine oldukça yüksek harç ödenecek olması sebepleriyle sadece 50.000,00-TL. üzerinden icra takibi başlatıldığını, anılan takibe itiraz edilmesi üzerine yasa ve usule uygun olarak takip çıkış miktarı olan 50.000,00-TL. dava değeri gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının ikame edildiğini, dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesiyle müvekkili bankanın alacağının icra takibinde dökümü yapılan ancak söz konusu takip ile talep edilmemiş olan tutar kadar olduğunun ispatlandığını, itirazın iptali istenen 50.000,00-TL.’nin esasen müvekkili bankanın alacağının tümünün bir parçası olmakla birlikte, dava konusu 50.000,00-TL.’nin; 41.132,13-TL.’sinin asıl alacak, 8.445,59-TL.’sinin işlemiş temerrüt faizi, 422,28-TL.’sinin ise BSMV kalemlerinden oluştuğunu beyan etmiştir.
Kefalet sözleşmesi; kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir. Kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet Sözleşmesi asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşmedir. Bir kefaletin geçerli olabilmesi için; 1-yazılı şekilde yapılması, 2-kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi, 3-kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması ve 4-kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması gerekir.
Kefalet sözleşmesi, kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Kefalet sözleşmesiyle kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. Kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi durumda, söz konusu borçtan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir. (Fahrettin ARAL – Borçlar Hukuku – Özel Borç İlişkileri – Ankara 2007, s. 437). Daha yalın bir anlatımla bu sözleşme ile kefil, borçlunun asıl borcu ifa edememesi riskini üzerine alır. (Özen, B.: Kefalet Sözleşmesi, İstanbul 2008, s. 6.)
UYAP’tan re’sen temin edilen nüfus kayıt örneğine göre dava dışı kefil …’in davalı …’in eşi olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda davalının eşi … de davalının kefil olduğu aynı kredi sözleşmelerine kefil olmuştur. Dolayısıyla artık davalı …’in eşi …’in onun kefaletine rıza göstermesi de gerekmemektedir. Zira eş rızasının aranmasına yönelik kanuni düzenlemenin temel amacı; eşlerin birbirlerinin borçlandırıcı tasarruflarından haberdar olmalarının sağlanması ve ayrıca borçlandırıcı işlemlerin aile bütünlüğü içerisinde birlikte kararlaştırılmasıdır. Davalının eşi de aynı kredilere kefil olduğundan, kefil sıfatıyla borçlu durumdaki eş …’in davalı eşi …’in kefaletine rıza göstermesi şartının artık aranması fuzuli olacaktır. Bu nedenle mahkememizce davalının dosyadaki tüm kefaletlerinin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyada alınan bilirkişi raporu incelenip denetlenmiş, raporun bankacılık uygulamalarına, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği, toplanan delillere, dosya kapsamına ve taraflar arasında akdedilen Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’ne uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen icra takip dosyası, dosyada alınan ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmeleri kapsamında, davacı banka tarafından dava dışı … Ltd. Şti.’ne ticari nitelikli krediler kullandırıldığı, davalı-borçlu …’in anılan kredi sözleşmelerini müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, dava dışı şirkete kullandırılan ticari kredilerin geri ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine davacı banka tarafından ihtarname keşide edilerek hesabın kat edildiği, ödenmeyen ticari nitelikteki kredi borçlarının tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere; davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalının da aralarında bulunduğu borçlulardan toplamda 849.002,85.-TL. alacaklı olduğu, takip dosyası ve dava dilekçesindeki talep miktari ile davacı vekilinin 17/07/2020 tarihli talep açıklama dilekçesi dikkate alındığında taleple bağlılık ilkesi gereğince davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalıdan 41.132,13-TL. asıl alacak, 8.445,59-TL. işlemiş temerrüt faizi ve 422,28-TL. BSMV olmak üzere toplamda 50.000,00-TL. alacağı bulunduğu, kefalet sözleşmesinin yasal unsurları taşıması nedeniyle geçerli olduğu, Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmelerini müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davalı gerçek kişi …’in borcun tamamından kefalet limiti ile sorumlu tutulması gerektiği, taleple bağlılık ilkesi gereği 50.000,00-TL. alacak miktarına yönelik davalı borçlunun vaki itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince itirazın iptalinin gerektiği anlaşılmış; kabul edilen alacak likit ve belirlenebilir nitelikte bir para alacağı olduğundan, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin ise reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 41.132,13-TL. asıl alacak, 8.445,59-TL. işlemiş faiz ve 422,28-TL BSMV olmak üzere TOPLAM 50.000,00-TL.’ye yönelik itirazının iptaline, takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 10.000,00-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 3.415,50-TL karar ve ilam harcından, 853,88-TL peşin + icraya yatan harcın mahsubu ile kalan 2.561,62-TL’nin davalıdan alınıp Maliye’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 1.807,48-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 7.300,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde (HMK 345/1) mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır