Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1098 E. 2020/152 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1098 Esas
KARAR NO : 2020/152

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 20/07/2016 tarihl… Sözleşmesi gereği davalı yüklenicinin edimlerini üretim dönemlerinde tam ve eksiksiz olarak ifa edemeyeceğini beyan etmesi, üretim dönemi içinde fazla hayvan ölümüne sebebiyet verilmesi ve az yumurta teslim edilmesi üzerine sözleşmenin ve taraflar arasında daha önce yapılmış 12/10/2016 tarihli … Sözleşmesi’nin tarafların müşterek mutabakatı ile 30/06/2017 tarihli fesih protokolü kapsamında feshedildiğini, sözleşmeye aykırı bakım ve üretim yapılmasından kaynaklı olarak davalı yüklenici tarafa hak ediş ve ceza bedeli olarak toplam 351.593,59 TL + KDV tahakkuk ettirildiğini ancak yapılan ihtara rağmen bedelin ödenmediğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 351.593,59 TL + KDV alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirketin 2010 tarihinden itibaren… Sözleşmesi ve … Sözleşmesi dahilinde ticari ilişki içinde olduklarını, davaya dayanak 20/07/2016 tarihli sözleşmenin, sözleşme koşullarının ağırlaştırılması nedeniyle müvekkili tarafından kabul edilmediğini ve imzalanmadığını, bu nedenle dava konusu sözleşmedeki imzaya itiraz ettiklerini; diğer yandan, fesih protokolünde hak ediş ve cezaların davacı tarafça hesaplanıp müvekkiline bildirileceği hususunda hüküm bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki fesih protokolü ile rızai olarak sona erdirildiğini ancak, davacı tarafça cezai şarta ilişkin haklarının saklı tutulmadığını, bu nedenle cezai şart talep edilemeyeceğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasındaki 30/06/2017 tarihli fesih protokolünde atıf yapılan 20/07/2016 tarihli “… Sözleşmesi” gereği hesaplanan hakediş ve ceza koşulu alacağının (toplam 351.593,59 TL + KDV) faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, tarafların kabulünde olan fesih protokolünün atıf yaptığı 20/07/2016 tarihli sözleşmeye aykırılığı ileri sürmek suretiyle sözkonusu sözleşme kapsamında hesaplanan hakediş ve ceza koşulunu talep etmiş; karşı taraf ise bahse konu sözleşmenin taslak aşamasında kaldığını, sözleşmenin imzalanmadığını, diğer bir anlatımla anılan sözleşmenin bulunmadığını savunmuştur.
Davacı taraf dilekçesinde davaya dayanak sözleşmeyi “…” sözleşmesi olarak nitelendirmiş ise de; iddianın ileri sürülüş biçimine göre varlığı ileri sürülen 20/07/2016 tarihli sözleşme, tacirler arası hizmet alım sözleşmesi niteliğindedir.
Kural olarak, niteliği itibariyle taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya O’nun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Ayrıca yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK’nın 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK’nın 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
Somut olayda taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafın kabulüne ise de; davacı taraf davasında, karşı tarafa keşide ettiği Beyoğlu … Noterliğince gönderilen 25/10/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnameyle 20/07/2016 tarihli sözleşme gereği hesaplanan hakediş ve ceza koşulunu istediğine ve karşı tarafça da sözkonusu sözleşme inkar edildiğine göre; davacı taraf, anılan sözleşmenin varlığını ve varlığı halinde de hakedişlerini ve kararlaştırdığı ileri sürülen ceza koşuluna ilişkin düzenlemeleri yukarıda değinildiği üzere kesin kanıtlarla kanıtlamak zorundadır.
Davacı tarafça davaya dayanak olarak gösterilen 20/07/2016 tarihli sözleşme aslı dosyaya sunulamamış, fotokopisi sunulmuştur. Bilindiği üzere fotokopi; HMK hükümleri gereği belge olmadığı gibi, yasal delil başlangıcı da değildir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde iddianın ileri sürülüş biçimine göre kanıt yükü kendisinde olan davacı tarafça talep edilen hakedişin ve ceza koşulunun kararlaştırılıp buna göre hesaplanan sözleşme hükümlerinin, HMK’nın 200.vd.maddeleri gereğince kanıtlanamadığından, davanın reddine ilişkin aşağıdaki karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 6.004,34 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 5.949,94 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 33.061,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
13/02/2020

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.