Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1094 E. 2021/1058 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1094 Esas
KARAR NO :2021/1058

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/11/2018
KARAR TARİHİ:22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/09/2017 tarihinde İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Devlet Hastanesi adresinde, KPDF-APA 100-0,5 kablo, HDP güzergah ve A54 tipi menhole davalı şirket tarafından yapılan çevre yolu çalışmaları esnasında hasar verildiğini, söz konusu hasarla ilgili olarak müvekkili şirket çalışanı tekniker … tarafından hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, alt yapıda oluşan hasarlar sebebiyle müvekkili şirketin zarara uğradığını, sonrasında zararın giderildiğini, ancak davalı şirket tarafından rızaen ödenmeyen hasar bedelinin hüküm altına alınmasını teminen huzurdaki davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; müvekkili şirketin altyapı tesislerinde meydana gelen ve davalı şirketten kaynaklanan 2.118,27-TL. hasar bedelinin 23/09/2017 hasar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, delil listesi ve tensip zaptı davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı şirket tarafından yasal süresi içerisinde davaya cevap verilmemiştir. Bu nedenle davalı şirket mahkememizce münkir kabul edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 23/09/2017 tarihinde İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Devlet Hastanesi adresinde adresinde bulunan ve müvekkiline ait olan alt yapı tesislerine, davalı şirketçe yapılan çevre yolu çalışmaları esnasında hasar verildiği iddiasıyla uğranıldığı ileri sürülen hasar bedelinin davalıdan tahsiline yönelik açılmış tazminat (alacak) davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; hasar keşif tutarı formu, e-fatura, hasar tespit tutanağı, günlük şantiye defteri, şematik saha tutanağı, fotoğraflar, altyapı ruhsat formu ve bedelleri formu ile müvekkili şirketin üst yazıları, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, keşif ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce 23/09/2020 tarihli duruşmada davacı tarafça bildirilen tutanak tanığı … huzura alınarak dinlenmiştir. Davacı tanığı ifadesinde özetle; davacı şirkette erişim teknikeri olarak görev yaptığını, erişimin kesilmesi üzerine 23/09/2017 tarihinde … ilçesi, … Mahallesi, …, Devlet Hastanesi adresinde erişim kablolarında kopma olduğunu tespit ettiklerini, kendisinin …’de bölge sorumlusu olduğunu, sistemlerde kesinti olduğu zaman bu durumun ölçü cihazlarıyla tespit edildiğini, kendilerinin de o tarihte kesinti üzerine ölçü cihazlarıyla arızanın yerini tespit ettiklerini, onun üzerine hasarın meydana geldiği mahalle gittiklerini, orada iş makinelerinin çalışma yapmakta olduğunu, yol çalışması elektrik güzergah çalışmaları yapıldığını, çalışmalar sırasında kabloların koparıldığını gördüklerini, iş makinelerinin orada olduğunu, kopmuş kabloları kendi gözleriyle gördüğünü ve fotoğraflarını da bizzat kendisinin çektiğini, tutanağı da kendisinin düzenlediğini, daha sonra alt yapı yenileme işlerini yapan firmaya durumu bildirdiklerini ve onların da kablolardaki hasarları giderdiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce 23/09/2020 tarihli duruşmada; iddia, savunma, hasar tespit tutanağı, demontaj tespit tutanağı, fotoğraflar, tanık beyanı ve toplanan deliller üzerinde uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişi Sedat YAZAR tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle; dosyada mübrez belgelerden ve delillerden, 23/09/2017 tarihinde … ilçesi, …, Devlet Hastanesi yanı adresinde bulunan … A.Ş.’ye ait KPDF-APA 100-0,5 kablosunun, yapılan çevre yolu çalışmaları esnasında hasara uğratıldığı, 23/09/2020 tarihli duruşmada tanık olarak dinlenen …’ın beyanlarından ve düzenlemiş olduğu tutanaklardan, dava konusu hasara davalı … A.Ş.’nin sebep olduğunun belirtildiği, ancak dosya münderecatında davacı yan tarafından düzenlemiş tutanaklardan ve dinlenen tanık beyanından başka … A.Ş.’nin davacı … A.Ş.’ye ait kablolara hasar verdiğini gösteren herhangi bir belge olmadığı, davacı şirketçe dosya kapsamına sunulan … firmasına ait Günlük Şantiye Defteri ve davacı adına kesilen 26/03/2018 tarihli faturadan, Telekom hattının onarımı için kullanılan malzemelerin ve onarım yapılan adresin (… ilçesi, … Devlet Hastanesi yanı adresinde bulunan KPDF-APA 100-0,5 kablosunun tamiratı) hasar tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, ayrıca yapılan onarım işleri için kullanılan malzemelerin (direk, kablo, manşon vb.) hasar ve hasarın onarımına yönelik malzemeler oldukları, davacı kurumca onarımında özel olarak adam tutulup çalıştırıldığının … İnşaat Ticaret ve Taahhüt Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş işçilik ve malzeme bedeli olarak … A.Ş.’ye kesilen 26/03/2018 tarihli ve 2.086,59-TL. bedelli faturadan tespit edildiği, hasara ilişkin 1.533,97-TL. (malzeme bedeli) + 552,62-TL. (işçilik) + 31,68-TL. (işletme zararı) olmak üzere toplam 2.118,27-TL.’nin davacı şirketin uğradığı zarar olarak tespit edildiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekilince 28/11/2020 tarihinde rapora itiraz dilekçesi sunularak yeni bir bilirkişiden rapor alınması talep edilmiştir. Davalı taraf ise bilirkişi raporuna karşı HMK.’nun 281/1 maddesinde öngörülen yasal süre içerisinde herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Davalı vekili, 27/01/2021 tarihinde UYAP üzerinden mahkememize sunduğu beyan dilekçesinde özetle; davacı tarafça dava konusu hasarın müvekkilinden kaynaklandığına dair dosyaya objektif bir delil sunulmadığını, bu hususun dosyada alınan bilirkişi raporunda da ifade edildiğini, mahkemece ilgili belediyeden hasarın meydana geldiği bölgede müvekkili şirket tarafından herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, bu durumda dava konusu hasarın müvekkilinden kaynaklanmadığı hususunun anlaşılacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Akabinde mahkememizce İstanbul Büyükşehir Belediyesi Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak; 23/09/2017 tarihinde … ilçesi, … Mahallesi, …, Devlet Hastanesi adresinde herhangi bir viyadük ve/veya bağlantı yolu çalışması yapılıp yapılmadığı, işin yapıldığı bölgede mevcut altyapı projesinin kim tarafından yapıldığı hususları sorularak, varsa projenin bir örneğinin gönderilmesi istenmiştir. Anılan müzekkereye … Yol Bakım ve Alt Yapı Koordinasyon Daire Başkanlığı tarafından 12/10/2021 tarihinde verilen cevapta; söz konusu adreste … İnşaat Sanayi ve Tic. A.Ş. tarafından … …, … Yolu arası Viyadükleri ile bağlantı yolları çalışmasının yapıldığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Eldeki dava; haksız fiil nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararların (hasar bedelinin) davalıdan tahsiline yönelik açılmış tazminat davası olup, davacının talebi, Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca davalı şirketin alt yapı çalışmaları sırasında ihmale dayalı kusurlu eylemi ile neden olduğu maddi zararlarının ödetilmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili şirkete ait altyapı kablolarına ve telefon direğine davalı şirketçe yapılan çalışmalar sırasında hasar verildiğini belirterek, müvekkilinin altyapı tesislerinde oluşan ve davalı şirketten kaynaklanan zararların tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı vekili ise aşamalardaki beyanlarında; müvekkili şirkete atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı vekilince her ne kadar 22/12/2021 tarihli duruşmada; İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından müzekkereye verilen cevapta müvekkili şirketin … …, … Yolu bölgesindeki yol çalışmalarını yaptığı belirtilen alanın çok geniş bir alan olduğunu, spesifik olarak dava konusu hasarın müvekkilinden kaynaklandığının davacı tarafça ispat edilemediğini iddia etmiş ise de; davalı vekili 27/01/2021 tarihli dilekçesinde ilgili belediyeden hasarın meydana geldiği bölgede müvekkili şirketçe çalışma yapılıp yapılmadığının sorulmasını istemiş olduğundan ve davalı vekilinin bu talebi üzerine mahkememizce yazılan müzekkereye verilen cevapta davaya konu hasarın meydana geldiği yeri de kapsayacak şekilde viyadük ve bağlantı yollarının yapımı işlerinin yüklenicisin davalı … İnş. San. ve Tic. A.Ş. olduğunun bildirilmiş olması karşısında davalı yanın bu yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Dosyada alınan bilirkişi raporu, dosyada dinlenen tanık beyanları, dosyaya …’den celbedilen yazı ve ekleri ile tüm belgeler değerlendirilmiş, dosyada mevcut delil durumu itibariyle toplanan delillerin uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak 22/12/2021 tarihli duruşmada davalı vekilinin mahallinde keşif yapılması talebinin reddine karar verilmiştir.
TBK.’nın 49. maddesinde haksız fiil hükümleri düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Haksız fiile dayanan sorumlulukta dört unsur söz konusudur. Bunlar, hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağıdır. Bir başka anlatımla haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Öte yandan hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Haksız fiile maruz kalan şahsın mal varlığında haksız fiil sonucu meydana gelen durum ile bu eylemden önce mevcut olan durum arasındaki fark davacının zararını oluşturur. Mahkememizce davacı şirketin gerçek zararının tespiti bakımından konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
İddia, savunma, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Yol Bakım ve Alt Yapı Koordinasyon Daire Başkanlığı’nın 12/10/2021 tarihli cevabi yazısı, hasar tespit tutanağı, hasar keşif formu, fatura, fotoğraflar, dosya kapsamında alınan ve yargısal denetime elverişli teknik bilirkişi raporu ile dinlenen tanık beyanına göre; İstanbul ili, … ilçesi, …, Devlet Hastanesi yanı adresinde 23/09/2017 tarihinde davacı şirkete ait tesislere verilen hasara o bölgede viyadük ve bağlantı yolları yapım işlerinin yüklenicisi olan davalı … A.Ş.’nin sebep olduğu, davalı şirketin hasara neden olan kusurlu fiilinden ve fiilinin neticelerinden sorumlu tutulması gerektiği, davacı şirketin huzurdaki davayı açmakta haklı olduğu, hasarın giderimi için davacı tarafından dava dışı … İnşaat Ticaret ve Taahhüt Ltd. Şti.’ne yaptırılan hasar giderimi işleminin ve meydana gelen hasarın giderimi için yapılan harcamalarla düzenlenen faturanın kadri marufunda olduğu, davacı … A.Ş.’nin uğradığı zarar olan ve teknik bilirkişi tarafından da denetlenerek hesaplanan malzeme ve işçilik bedeli dahil toplam 2.118,27-TL. hasar bedelinden doğan zararın davalı tarafça karşılanması gerektiği, davacı şirketin davalıya dava öncesinde hasarın karşılanması yönünde dosyaya sunulmuş herhangi bir ihtarnamesi söz konusu olmadığından, davacının davalı tarafı dava açmak suretiyle ile temerrüde düşürdüğü, ayrıca her iki tarafın da tacir olması ve dava konusu hasarın tarafların ticari faaliyet alanlarından kaynaklanması nedeniyle dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi gerektiği kanaatine varılmakla, davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 2.118,27-TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 144,70-TL karar ve ilam harcından 36,18-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 108,52-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 36,18-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 50,00-TL tanık ücreti, 184,30-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.111,58-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.118,27-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının harcanmayan kısmının kesinleşme şerhi yazıldıktan sonra ilgilisine iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır