Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1092 E. 2019/155 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1086 Esas
KARAR NO : 2019/95
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 23/09/2013
BİRLEŞEN İSTANBUL 23. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/256
KARAR NO : 2013/294
BİRLEŞEN DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 23/09/2013
KARAR TARİHİ : 07/02/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı anonim şirketin 24.06.2013 tarihli genel kurulunda alınan denetçi raporunun okunması ve tasdikine ilişkin 3 nolu, yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin belirlenmesine ilişkin 8 nolu, şirket anasözleşmesinin değiştirilmesine ilişkin 10 nolu, yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395. ve 396. maddelerinde düzenlenen yetkilerin verilmesine ilişkin 12 nolu kararlar ile TTK’nın 420. maddesi uyarınca erteleme üzerine yapılan 12.09.2013 tarihli genel kurulunda alınan kar ve zarar hesaplarının tasdikine ilişkin 2 nolu, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 3 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise davacılar vekilince aynı tarihli genel kurullarda alınan kararların iptaline karar verilmesi talep olunmuştur.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iptali istenilen genel kurul kararlarının yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmediğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 17/03/2015 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararıyla; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 24/06/2013 tarihli genel kurulda alınan 3 nolu kararın iptaline, birleşen davadaki denetçi tayinine ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 31/05/2016 tarih, …Esas, … Karar sayılı kararıyla; “1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl ve birleşen davalar, davalı anonim şirketin 24.06.2013 ve 12.09.2013 tarihli genel kurullarında alınan kararların iptali istemine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, 24.06.2013 tarihli genel kurulun 3. maddesinde denetçi raporunun okunmasına gerek olmadığına karar verildiği, bu kararla ortakların şirket faaliyet ve hesapları konusunda yeterince aydınlanmalarının kısıtlandığı, bu nedenle anılan kararın iptalinin gerektiği, bunun dışındaki kararların ise iptali koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. Somut olayda, yönetim kurulu üyeleri birbirlerinin ibra oylamasına katılmışlar ve olumlu oy kullanmışlardır. Yukarıda açıklanan hüküm uyarınca yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibralarında oy kullanamayacak olmaları ve yönetim kurulu üyelerinin oyları çıkarıldığında yeterli nisabın sağlanamaması nedeniyle 12.09.2013 tarihli genel kurulda alınan yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararın da iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu yönden asıl ve birleşen davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
3-Öte yandan mahkemece, denetçi raporunun okunmasına gerek olmadığına karar verildiği ve bu kararla ortakların şirket faaliyetleri konusunda yeterince aydınlanmalarının kısıtlandığı gerekçesiyle 24.06.2013 tarihli genel kurulda alınan 3. maddenin iptaline karar verilmiş ise de anılan maddede, iptaline karar verilen denetçi raporunun okunmasına gerek olmadığına ilişkin karar dışında şirkete özel denetçi tayinine de karar verilmiş olup infazda tereddüt uyandıracak biçimde gündemin 3. maddesinin tümden iptaline karar verilmesi de doğru olmamış, hükmün bu yönden de davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya kesinleşmeyen yönlerden devam olunmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 436.maddesi “Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere, şirket yönetim kurulu üyeleri ile yönetimde görevli imza yetkisine haiz kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy hakkını kullanamayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda; davalı şirketin 12/09/2013 tarihli Genel Kurul Toplantısının yönetim kurulu üyelerinin ibralarına yönelik alınan 3 nolu gündem maddesinde, yönetim kurulu üyeleri birbirlerinin ibra oylamasına katıldığı ve olumlu oy kullandıkları görülmüştür. Bu halde, yönetim kurulu üyeleri TTK 436/2.maddesi gereği birbirlerinin ibralarına ilişkin gündem maddesine oy kullanamazlar. Diğer yandan, yönetim kurulu üyelerinin oyları çıkarıldığında ise karar yeter nisabı da sağlanamadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı şirketin 12/09/2013 tarihli Genel Kurul Toplantısında yönetim kurulu üyelerinin ibralarına ilişkin alınan 3 nolu gündem maddesinin yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından iptaline karar verilmiştir.
Davalı şirket 24/06/2013 tarihli Genel Kurul Toplantısının 3.gündem maddesinde; “denetçi raporunun okunmasına gerek olmadığı” yönündeki karar yanında aynı madde ile “özel dentçi atanması” yönünde de karar alındığı, bu genel kurul toplantısının 3.gündem maddesinde özel denetçi atanması yönünde alınan kararın dava konusu yapılmadığı ancak, Mahkememiz 17/03/2015 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı ile 24/06/2013 tarihli Genel Kurul Toplantısının 3.gündem maddesinin iptaline karar verildiği, bu hususun hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında da vurgulandığı üzere infazda tereddüte sebep olacağı anlaşıldığından, dava konusu yapılan davalı şirket 24/06/2013 tarihli Genel Kurul Toplantısının 3.gündem maddesinde alınan kararın “denetçi raporu okunmasına gerek olmadığına” ilişkin kısmının iptaline karar vermiştir.
Asıl ve birleşen davada, diğer gündem maddelerine yönelik Mahkememiz 17/03/2015 tarih, 2013/267 Esas, 2015/217 Karar sayılı kararıyla verilen karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşıldığından, yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davanın Kısmen Kabulü ile,
a-Davalı şirketin 24/06/2013 tarihli genel kurul toplantısında 3 nolu gündem maddesinde alınan kararın “denetçi raporunun okunmasına gerek olmadığına” ilişkin kısmının iptaline,
b-Davalı şirketin 12/09/2013 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin alınan 3 nolu gündem maddesindeki kararın iptaline,
2-Asıl ve birleşen davalardaki fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
3-Mahkememizce asıl ve birleşen davaya ilişkin 17/03/2015 tarih ve 2013/267 E-2015/217 Karar Sayılı kararla verilip Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesine yer Olmadığına,
4-Asıl davada alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcından 24,30-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 20,10-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Birleşen davada alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcından 24,30-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 20,10-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Birleşen davada davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
8-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Birleşen davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
10-Asıl davada davacı tarafından bozma sonrası yapılan 113 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı taraf vekillerinin yüzlerine karşı , birleşen davacı tarafın yokuğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.