Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1074 E. 2021/264 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1074 Esas
KARAR NO:2021/264

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/04/2018
KARAR TARİHİ:07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl davadaki dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından parke döşenmesi ve kapı montajı işlerinin yapımının davalı firmaya verildiğini, lamine süpürgeliklerin duvara tam oturmamış, aralık kalmış ve yapılan lake kapı kasasının zemine tam oturmamış halde teslim edildiğini, davalı firmanın parke döşeme işini yaptıktan üç ay gibi kısa bir zaman sonra parkelerin birleşim yerlerinde kabarmalar oluştuğunu ve parkelerin aralık kaldığını, davalı firma ile pek çok kez görüşüldüğünü, ancak davalı firmanın hatalarını kabul etmediğini, bu nedenle …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunun sonuç kısmında; kusur ve ayıpların sebebinin malzemenin kusurundan ve işçiliğin düzgün yapılmamasından kaynaklandığı kanaatine varıldığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; hasarlı ve işçilik hatası ile yapılan işlerin davalı firma tarafından tekrar yapılmasına, bu mümkün olmadığı takdirde müvekkili tarafından davalı firmaya ödenen 20.864,00-TL.’nin davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise asıl davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirildiğini, dava konusu ürünlerin hasarlı veya ayıplı olmasının söz konusu olmadığını, davacının iddiaların aksine müvekkili şirketin titiz ve ince işçilik çıkartılmasına özellikle dikkat ettiğini, işin teslimi sonrası düzenlen tutanakların tamamında işin daire sahibi tarafından kontrol edilerek teslim alındığının açıkça belirtilmiş olduğunu, tutanakların tamamının davacı tarafça imzalandığını, bu durumun davacı tarafın işbu davayı açarken iyiniyetli olmadığını gösterdiğini, müşterinin şikayetine istinaden müvekkili şirket tarafından 08/01/2018 tarihinde keşfe gidildiğini, yapılan incelemeler sonucunda parkelerin neme ve suya maruz kalmaları sebebiyle şiştiklerinin tespit edildiğini, dolayısıyla hor kullanım sebebiyle oluşan hasarlardan müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin ise davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen (…. Tüketici Mahkemesi’nin … Esas) dosyadaki dava dilekçesinde özetle; asıl davadaki dava dilekçesindeki beyanları aynen tekrar ederek ve ancak buna ek olarak …. Tüketici Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında açtıkları davada talep ettikleri alacaklarına ilişkin olarak “sehven faiz talebinde bulunulmadığını ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmadığını” belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep konusu alacakların işbu dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, mahkemece uygun görüldüğü takdirde işbu dosyanın …. Tüketici Mahkemesi’nin… E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
…. Tüketici Mahkemesi 17/04/2018 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararında sonuç olarak; işbu davanın sebebi ve konusunun …. Tüketici Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile aynı ihtilaf hakkında olduğunu ve aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu belirterek dosyanın …. Tüketici Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl dava; davacı şirketin dava dilekçesinde belirtilen adresindeki taşınmazına, davalı şirket tarafından parke döşenmesi ve daire içi kapı montajlarının yapılması işlerine ilişkin olarak taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında; davalı tarafça hatalı ve ayıplı olarak yapıldığı iddia edilen işlerin yeniden yaptırılması, bunun mümkün olmaması halinde davalıya ödenen bedelin iadesi talepli alacak davasıdır.
Birleşen dava ise; asıl davada talep edilen bedele (iadesi istenen asıl alacağa) birleşen dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talebine ilişkindir.
Dosyanın …. Tüketici Mahkemesi’nin verdiği 28/06/2018 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı “görevsizlik kararı” üzerine mahkememize gönderilerek yukarıdaki esas numarasında kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf delil olarak; …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı delil tespiti dosyası, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, keşif ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; faturalar, parke montaj bilgilendirme formu, iş teslim tutanakları, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları, tanık beyanı, keşif, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü hukuki delile dayanmıştır.
Mahkememize …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı delil tespiti dosyasının aslı celbedilerek dosya içerisine alınmıştır. Sonrasında 05/11/2019 tarihli duruşmada; iddia, savunma, toplanan deliller üzerinde mahallinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve 28/11/2019 günü, saat:14:00 keşif günü ve saati olarak belirlenmiştir. Bilirkişi kurulu ise taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları dikkate alınarak re’sen; orman endüstrisi, ağaç işleri ve marangozluk konularında uzman 1 (bir) Orman Yüksek Mühendisi bilirkişi ile mimari danışmanlık hizmetleri, mimari uygulama ve yönetimi ile mimari tasarım konularında uzman 1 (bir) Yüksek Mimar bilirkişiden oluşturulmuştur. Bilirkişi heyeti ve dosya tarafları ile birlikte belirlenen gün ve saatte mahalline gidilerek keşif icra edilmiş, gerekli tüm incelemeler yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 13/12/2019 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle; keşif yapılan binanın 3 katlı villa tipi olduğu, binanın girişinin orta katta bulunduğu, alttaki havuz katının dış zeminle aynı kotta olduğu ve subasman yüksekliğinin olmadığı, binanın yatay ve dikey osmoza maruz kaldığı, yani suyun fazlaca olduğu yerden kuru olan yerlere yatay ve düşey olarak yürüdüğü, zeminde bulunan dolgu, tesviye ve temel altı betonu olarak kullanılan düşük dozlu demirsiz betonun (grobetonun) ve alt kattaki 30-40 cm yükseklikte duvarların bölgesel olarak rutubetli olduğu, zemindeki laminant parkelerin nemden dolayı deforme olduğu, aynı şekilde laminant parke deformasyonunun üst kattaki yatak odası balkonuna yakın bölgelerde de tespit edildiği, tespitte görülen sorunların yapı zemininde ve balkonlarda gerekli ve yeterli önleyici su yalıtımının olmamasının sonucu olduğu, hatanın kullanılan parke malzemesinden veya uygulamasından değil, parkelerin su almasına bağlı olarak şişmesinden kaynaklandığı, suyun parkelerin eğimli kesilmiş kenarından üst koruyucusunun altına girdiği ve su alan ahşap lifleri şişirerek parkenin kusurlu hale gelmesine neden olduğu, bu şişme ile parkelerde kabarmaların oluştuğu ve üst melamin yüzeyin şişen kısımlarında çatlamaların meydana geldiği, davaya konu olan bu şişme kusurunun montaj veya işin teslimi sırasında olmadığı, parkelerdeki şişmenin daha sonradan ortaya çıktığı konusunda gerek teslim tutanakları ve gerekse şikayetin sonradan ortaya çıkmış olması dikkate alındığında tarafların mutabık olduklarının anlaşıldığı, bu nedenle parkelerin şişmesine neden olan su etkisinin davacı kullanıcının sorumluluğundayken oluştuğu, parkelerin şişmesine neden olan suyun geliş sebebinin birçok nedeni olabileceği, bunların ise zemine su dökülmesi, sulu temizleme, zemin betonundan gelen nem ve suyun sızması (osmoz) ve rutubet olabileceği, yerinde yapılan gözlemlerde duvarların nemli olduğunun ve su sızmasından kaynaklı ve rutubete bağlı olarak duvar boyalarında kabarmalar olduğunun tespit edildiği, süpürgelik köşelerinde açılmaların, duvar birleşimlerinde ince ayrılmaların görüldüğü, bunun sebebinin ise yine su ve nem olabileceği, zira kusurlu süpürgeliklerin bulunduğu duvarların alt kısmı incelendiğinde su sızması ve nem nedeniyle boya kabarmalarının tespit edildiği, pervazlardaki şişme sorununun da aynen parkelerde olduğu gibi ortamın su ve nem miktarının ev şartlarının üstünde olmasından kaynaklı olduğu, bunun en önemli göstergesinin duvarlardaki boyayı kaldıran ve parke ve süpürgeliği şişiren suyun etkisi olduğu, 1 adet kapı kasasının zemine uygulanmasındaki hatanın ise zemin parkesi döşenirken yerinde duran kasaya göre parkenin kesilerek şekillendirilmiş olmasından kaynaklandığı, zira sonradan kapı değiştirilip daha geniş kapı buraya yerleştirildiğinde önceki kasaya göre açılmış olan kesik parke kısmının açıkta kaldığının anlaşıldığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili 30/12/2019 tarihli dilekçesi ile rapora karşı itirazda bulunmuş ve itirazları doğrultusunda dosyanın yeniden incelenerek ek rapor alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili tarafından ise 26/12/2019 tarihli dilekçe ile rapora yazılı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizce 23/09/2020 tarihli duruşmada; asıl ve birleşen davalar yönünden dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile delil tespit dosyasının kapsamı da dikkate alınmak suretiyle davacı vekilinin 30/12/2019 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü tüm itirazlarını karşılar nitelikte, hüküm kurmaya elverişli ve yargısal denetime uygun şekilde ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın kök raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından 04/11/2020 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda özetle; davacı vekilinin iddialarının aksine delil tespiti dosyasında alınan 27/03/2018 tarihli tespit bilirkişi raporunun heyetlerince incelendiği, ancak kök raporda mahkemece verilen görev kapsamında mahallinde yapılan keşif sırasındaki gözlem ve tespitlere göre teknik değerlendirmelerin yapıldığı, parkelerin teslim tarihinden raporun tanzim tarihine kadar 110 gün geçtiği, bu sürenin kış aylarına denk geldiğinin görüldüğü, ürünlerin bulunduğu mekana su girmesi halinde bu kusurların oluşumu için 1 (bir) haftanın bile yeterli olduğu, bilirkişinin görevinin tespitlerini yaparken ve rapor düzenlerken fenni usullere uygun davranmak ve tarafsız olmak olduğu, kendilerince de bu usullere göre rapor düzenlendiği, kök raporda kötü kullanım diye ifadelerinin olmadığı, sadece kusurların oluşum zamanı ve bu zamanda ürünlerin kimin sorumluluğunda olduğuyla ilgili öngörülerinin ve değerlendirmelerinin olduğu, heyetlerince keşif sırasında tespiti yapılan kusurların, parke ve süpürgeliklerin su almasıyla ortaya çıkan şekil değişikliğini açıkça gösterdiği, 27/03/2018 tarihli tespit bilirkişi raporunda tespit edilen kilitlerin tam oturmaması, eğrilik, aralık gibi kusurların bu şekil değişikliğinden sonra ortaya çıkan ve gözle görülebilen sonuçlar olduğu, bu şartlar altında mevcut kusurların malzeme ve işçilik hatası olarak tanımlanmasının haksız ve yanlış bir ifade olacağı, iç mekanlarda birçok yerde kullanılan ahşap malzemenin doğası gereği çok nemli ortamlarda kalış süresi ile de ilgili olarak havadan nem alarak şiştiği, çok kuru ortamlarda rutubetini vererek daraldığı, doğrudan su ile temas ettiğinde ise bu sürenin hemen başladığı, bu durumda şişmenin ve şekil değişikliğinin kaçınılmaz olduğu, ahşap veya ahşap kökenli malzemelerin su ve nem aldığında şişmesi ve eğilmesi gibi belirtilerin ahşap tekniğini bilen tüm mühendisler ve mimarlar tarafından bilinen teknik bir konu olduğu, sonuç olarak; kök raporda parke ve süpürgeliklerde belirlenen kusurların su ve nem alma neticesinde meydana gelen şişme ve şekil değişikliği ile ortaya çıkan kusurlar olduğu, oluşan kusurların su ve nem alma ile oluştuğu, parke ve süpürgeliklerdeki kusurların işçilik ve malzeme hatası olmadığı ve kullanım sırasında uygun olmayan kullanım koşulları (su ve nem) sebebi ile oluştuğu, bu nedenle kullanıcının sorumluluğunda olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu ek raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 16/11/2020 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talep edilmiştir. Davalı vekili tarafından ise 02/12/2020 tarihli dilekçe ile ek rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizce 07/04/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu, ayrıca dosya içerisinde bulunan …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasındaki rapor da değerlendirilmek suretiyle düzenlendiği ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak davacı vekilinin yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları incelenip denetlenmiş, anılan raporların toplanan delillere, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak benimsenmiştir.
Somut olayda taraflar arasında; davacı şirkete ait … Mevkii, … Yolu, … … …’nda bulunan villa tipi taşınmazdaki eski laminant parkelerin sökülmesi, yerlerine yeni laminant parkelerin takılması, parke uygulamasından sonra ise süpürgeliklerin takılmasına işlerine ilişkin olarak 6098 sayılı TBK.’nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi mevcuttur.
TBK.’nun 470. maddesine göre eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. TBK.’nun 474. maddesi ise ayıp nedeniyle yüklenicinin sorumluluğunu düzenlemektedir. Ayıp; eser sahibine teslim edilen eserin niteliklerinde, sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına göre teslim edilmesi gereken eserin özellikleriyle karşılaştırıldığında ortaya çıkan her türlü sapmadır. Kısaca ayıp, teslim edilenle, teslim edilmesi gereken arasındaki farktır. Eğer ayıp yükleniciden kaynaklı bir ayıp değilse ve yüklenicinin herhangi bir kusuru yoksa, bu durumda eserde meydana gelen zarardan yüklenicinin sorumlu tutulması düşünülemez.
Bilindiği üzere parkeler, ahşaptan üretilmiş yaşayan bir malzemelerdir. Bu nedenle parkenin hava alması, rutubet, su, nem ve direkt güneş ışığı gibi dış faktörlerden korunması gerekmektedir. Dolayısıyla parkenin içinde bulunduğu (döşendiği) ortamın rutubet koşulları (su ve nem gibi) onun kullanım ömrünü doğrudan etkileyen koşullardır. Zira temas etmesi halinde tüm parke çeşitleri suyu emerek şişme eğilimindedir. Suya ve neme maruz kalarak şişen parkelerin ise hacimlerinde artış meydana gelir ve parkelerin şişerek kabarmaları sonucunu doğurur. Bu sebeple parkelerin kabarmalarının engellenmesi için su ve nemden korunmaları gerekir. Parkeler, gerek tabandan gelebilecek rutubete, gerek üstten gelebilecek su ve neme karşı korunmalıdır. Her ne kadar üzerlerindeki cila tabakaları parkelerin üst kısımdan sıvı emmelerini kısmen engellese de, parke birleşim yerlerinden sızabilen sıvılar parkeler tarafından kısa sürede emilirler. Ortamdaki nem seviyesinin çok yüksek olması da parkelerin kabarmasına sebep olabilir.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında ayrıntılı olarak tespit edildiği üzere; dava konusu villada kullanılan malzemelerin, taraflar arasında kararlaştırılan malzemeler olduğu, dava konusu parke ve süpürgeliklerde oluşan deformasyonların tamamen parkelerin suya ve neme maruz kalmaları sonucu yani davalıdan kaynaklanmayan nedenlerle oluştuğu, işin yapımı aşamasında davalı yüklenicinin herhangi bir malzeme ve işçilik hatasının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celbedilerek incelenen delil tespiti dosyası, mahallinde keşif yapılmak suretiyle tanzim olunan bilirkişi kök ve ek raporları ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında eser sözleşmesine dayalı ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, bu ticari ilişki çerçevesinde davalı şirketin davacıya ait villanın eski parkelerini sökülmesi, yerlerine yeni laminant parkelerin takılması, parke uygulamasından sonra süpürgeliklerin takılması işlerini üstlendiği, anlaşma doğrultusunda davalı şirketçe gerekli montaj ve tadilatların eksiksiz olarak yapıldığı, davacı tarafından ise işin bedelinin davalı şirkete ödendiği, işin teslimi sırasında davalı şirket tarafından davacıya teslim edilen işte ve ürünlerde herhangi bir eksiklik veya ayıbın bulunmadığı, bu hususun işin teslimine ilişkin olarak taraflarca düzenlenen tutanaklar ile de sabit olduğu, davalı şirketçe işlerin yapılıp davacıya teslim edilmesinden uzunca bir süre sonra davacı tarafından süpürgelik ve laminant parkelerde şişmeler meydana geldiğini davalı şirkete bildirdiği, hükme esas alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında ayrıntılı olarak tespit edildiği üzere; uyuşmazlık konusu parkelerde ve süpürgeliklerde meydana gelen deformasyonun villada oluşan nem, su ve rutubet gibi dış etkenler ile yapının ısı yalıtımının yeterince iyi olmamasından kaynaklı olduğu, sonuç olarak eserde oluşan hasar ve ayıbın davalı yükleniciden kaynaklı bir ayıp olmadığı ve davalı yükleniciye atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, bu nedenle eserde meydana gelen ayıptan ve oluşan zarardan davalı yüklenicinin sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı kanaatine varılarak, asıl ve birleşen davalar bakımından aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın reddine,
2-Birleşen …. Tüketici Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan davanın reddine,
3-Asıl dava yönünden alınması gerekli 59,30-TL. karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 356,30-TL. harçtan mahsubu ile kalan 297,00-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Asıl davada davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Asıl davada davalı tarafça yapılan 100,00-TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Birleşen davada harç peşin alınmış olmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
7-Birleşen davada davalı tarafça yapılan 100,00-TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır