Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1051 E. 2019/1096 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1051 Esas
KARAR NO : 2019/1096

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %30 oranında paya sahip kurucu ortağı olduğunu, davalı şirketten müvekkiline şimdiye kadar kar payı verilmediğini, şirketin zarar ettiğinin söylendiğini, müvekkilinin şirketten bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğini, davalı şirket 17/09/2018 tarihli genel kurulda özel denetçi atanması taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirketin 2007-2017 yılları arasındaki hesap ve faaliyetlerinin denetimi amacıyla özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça talep edilen bilgi ve belgelerden faaliyet raporu ve mali tabloların kendisine sunulduğunu, davacının şirket genel kurul toplantılarına 8 yıldır katılmadığını, davacının dilekçesinde talep ettiği bilgi ve belgeler şirketin menfaatlerini ciddi olarak zarara uğratabilecek nitelikte olduğunu, şirket sırlarının ifşası anlamına geldiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, TTK’nın 438 vd. maddelerinde düzenlenen özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
Özel denetim istemi hakkına ilişkin TTK’nın 438.maddesi,”Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetim ile açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.” hükmünü; 439.maddesi ise, “Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibari değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilirler.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, mahkemeden özel denetim isteme hakkının kullanılabilmesi için öncelikle bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması yasal zorunluluktur. Bunun yanında özel denetimle ancak, “Belirli olayların” özel bir denetimle açıklığa kavuşturulması istenebilir.
Bilgi alma ve inceleme hakkı ise, TTK’nın 437/2.maddesinde düzenlenmiş olup buna göre, pay sahiplerinin bilgi alma veya inceleme istemlerinin genel kurulda, yönetim kurulundan şirketin işleri; denetçilerden denetim yapılma şekli ve sonuçları hakkında olabileceği; aynı maddenin 5.fıkrasında ise, bilgi alma veya inceleme istemlerinin, cevapsız bırakılması, haksız olarak reddedilmesi, ertelenmesi ve bilgi alınamaması durumunda şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesine başvurarak bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılabileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, özel denetçi istemi hakkının kullanılabilmesi için öncelikle, TTK’nın 437.maddesinde düzenlenen bilgi alma ve inceleme hakkının yasaya uygun biçimde kullanılması ve TTK 438.madde uyarınca belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasının istenilmesi yasal zorunluluktur.
Bu bilgiler ışığında somut olayda; davacı taraf, bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğini ve zarara uğratıldığını ileri sürerek 2007-2017 yılları arasındaki hesap ve faaliyetlerin denetimi amacıyla özel denetçi atanmasını talep etmiştir. Mahkememizce her ne kadar davalı şirkete özel denetçi atanması koşullarının bulunup bulunmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve alınan 23/10/2019 tarihli raporda özel denetçi atanması gerektiği yönünde görüş bildirilmiş ise de; davacı tarafça yukarıda açıklandığı şekliyle TTK’nın 437.maddesi gereğince bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılamadığına ilişkin dosyaya bir delil sunulmamıştır. Diğer yandan davacı taraf istemin belirli olayların açıklığa kavuşturulmasını içermediği, talebe konu yıllara ilişkin faaliyet raporlarının ve mali tabloların açıklığa kavuşturulması yönünde, diğer bir deyişle genel nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacı tarafın isteminin, TTK’nın 438 ve 439.maddesindeki yasal koşulları taşımadığı kanaatine varıldığından aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 44,40 TL karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 35,90 TL peşin harçdan mahsubu ile eksik kalan 8,50 TL harcın davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalanının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, nitelik itibarı ile kesin olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.