Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1038 E. 2020/349 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1038 Esas
KARAR NO:2020/349

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/11/2018
KARAR TARİHİ: 13/07/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı itirazın iptali davasının mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı…vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı …. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini, davalı …’nin ise sözleşmelerle ilgili olarak 36.000,00-TL. limitle kefaletname imzaladığını, sözleşmelerden kaynaklanan borçların süresi içerisinde ifa edilmemiş olması nedeniye davalı…ve dava dışı şirkete …. Noterliği’nden 26/10/2017 tarih – … yevmiye nolu ihtarnamenin keşide edildiğini ve sözleşme hükümleri doğrultusunda tebliğ edildiğini, ihtarın tebliğine rağmen müvekkili bankaya borçların ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için davalı…aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalı…tarafından yapılan icra takibine ve borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, borçlunun itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, takip talebi ve ödeme emrinde da yazılı olduğu üzere takip tarihi itibariyle müvekkili bankanın alacağının 49.040,65-TL. olduğunu, davalının kefalet limitinin 36.000,00-TL. olması nedeniyle huzurdaki davayı bu rakam (36.000,00-TL.) üzerinden açtıklarını, davalıdan talep edilen %33,12 temerrüt faizi taleplerinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında ve hukuka uygun olduğunu, davalının itirazlarının kötü niyetli ve zaman kazanmaya yönelik olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı…aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı…karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı…vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin … ilçesi sınırlarında olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemelerin de … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin tacir olmaması nedeniyle mahkemenin görevsiz olduğunu, görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, öncelikle görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı…banka ile davalı…müvekkili … arasında bahsedildiği gibi herhangi bir Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmediğini, sadece 08/11/2012 tarihli “Ticari Kart Sözleşmesi” akdedildiğini, ayrıca dava dışı şirketin borca konu kredi borçları ile müvekkilinin hiçbir ilgisi bulunmadığını, zira müvekkilinin dava dışı şirketin eski ortağı olduğunu, bu şirketteki hissesini de 05/11/2013 tarihli … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği üzere dava dışı …’e devrettiğini, bu devirden önce dava dışı şirket ile müvekkili davalı…arasındaki tek ilişkinin araç kredisine ilişkin olduğunu, müvekkilinin sadece davacı…banka ile dava dışı şirket arasındaki araç kredisine ilişkin sözleşmeye kefil olarak imza attığını, müvekkilinin kefaletinin sadece bu taşıt kredisi kapsamında olduğunu, bu borcun da ödendiğini ve davacı…banka ile müvekkilinin herhangi bir alacak-borç ilişkisi kalmadığını, davalı…bankanın takip dayanağı sözleşmeyi dosyaya sunmadığını, bu nedenle sözleşmenin kendileri tarafından incelenemediğini, müvekkilinin böyle bir sözleşmeden haberi olmadığını, sözleşmede kefalet iradesinin ve kefalet imzasının bulunmadığını, dolayısıyla kefaleti olmadığından dava konusu sözleşmenin müvekkilini borç altına sokamayacağını, bu durumda davaya konu sözleşmedeki imzaya itiraz hususundaki haklarını da saklı tuttuklarını, ayrıca kefalet sözleşmesi bakımından eş rızasının da zorunlu olduğunu, yasal şartları bulunmayan kefaletin geçersiz olacağını, davacının müvekkili aleyhine açtığı işbu davanın haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davacının tüm talepleri yönünden davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı…yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı…banka ile dava dışı şirket (…. Ltd. Şti.) arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesi’ni 36.000,00-TL. kefalet limitiyle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı iddia edilen davalı … ve dava dışı şirket aleyhine kredilerden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 49.040,65-TL. üzerinden girişilen ilamsız icra takibine davalı…tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince davalının kefalet limiti miktarı olan 36.000,00-TL.’si yönünden iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilafın, davalının kefaletinin mevcut ve geçerli olup olmadığı, davacı…bankanın davalıdan davaya konu Genel Kredi Sözleşmesi’nden ve ve Ticari Kart Sözleşmesi’nden kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı, varsa takip ve dava tarihi itibariyle miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı…taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, Genel Kredi Sözleşmesi, Ticari Kart Sözleşmesi, kefaletnameler, …. Noterliği’nin 26/10/2017 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi, tebliğ şerhi, davalıya gönderilen ihtarnameler, hesap hareketleri, banka defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ve sair tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı…taraf ise delil olarak; Ticaret sicil kayıtları, Ticaret Sicil Gazetesi, imza sirküleri, ihtarnameler, nüfus kayıtları, ödeme kayıtları, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık beyanı, yemin ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı…tarafça her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ve … Mahkemeleri’nin yetkili olduğu iddia edilmiş ise de; davacı…banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde ve davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı kefaletnamelerde “İstanbul Merkez” Mahkeme ve İcra Daireleri yetkili kılınmış olup, Yargıtay 19. HD.’nin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan davalı…kefil tacir olmasa dahi tacirler arasındaki yetki sözleşmesi 6102 sayılı TTK.’nun 7. maddesinde öngörülen teselsül karinesi gereğince davalı…kefil yönünden de bağlayıcı olduğundan, davalı…tarafın yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yine her ne kadar davalı…vekili müvekkilinin tacir olmadığını, dolayısıyla Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığını belirterek, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu iddia etmiş ise de; huzurdaki dava ticari nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesi’nden kaynaklanan ve geri ödenmediği iddia edilen kredilerin tahsiline ilişkin olup, 6102 sayılı TTK.’nun 4. maddesi gereğince bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava niteliğindedir. (Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan uyuşmazlıklar mutlak ticari davadır. Bu konuda; Yargıtay 19. HD. 13.10.2018 tarih ve E: 2016/19652-K:2018/4779, Yargıtay 19. HD. 02.04.2015 tarih ve E: 2014/17510 E- K:2015/4731) T. 02/04/2015). Açıklanan nedenlerle huzurdaki davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan, davalı…yanın görev itirazı mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Mahkememizce takibin başlatıldığı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası getirtilmiş ve dosya içerisine alınmıştır. İcra dosyasında yapılan incelemede; davacı…banka tarafından davalı…kefil … ile dava dışı borçlu …. Ltd. Şti. aleyhine ödenmeyen kredi borcunun fer’ileri ile birlikte tahsili amacıyla 02/11/2017 tarihinde toplam 49.040,65-TL. üzerinden ilamsız ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 nolu ödeme emrinin davalıya 10/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı…borçlunun 7 günlük yasal süre içerisinde takibe, borca, faize, faiz oranına, işlemiş faize, talep edilen tüm faiz kalemlerine, masrafa ve tüm fer’ilere itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve 07/11/2018 tarihinde 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde de davacı…banka tarafından itirazın bertarafına yönelik olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı…tarafa ait olduğundan, bu kapsamda tara flarca bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası celbedilerek dosya içerisine alınmış, takibe ve davaya dayanak Genel Kredi Sözleşmesi, Ticari Kart Sözleşmesi, kefaletnameler, müvafakatnameler, firma sicil bilgileri, ihtarnameler, ödeme tabloları, müşteri hesap özeti, kredilere uygulanacak faiz tablolarının dosya arasında olduğu görülmüştür. Mahkememizce 17/09/2019 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacı…taraf iddiası, davalı…taraf savunması, taraflarca sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre bankacılık ve finans konularında uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, sonrasında dosya konusunda uzman bilirkişi …’ya tevdi edilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 30/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …ın … Şubesi nezdinde ve dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda; davacı…bankanın dava dışı şirketten icra takip tarihi itibariyle kurtaran hesap (ya da kredili mevduat hesabı) nedeni ile 47.812,47-TL. asıl alacağı (faiz, BSMV hariç) bulunduğu, dava dışı firmanın kredi borcunu ödemekte gecikmiş olduğunun tespit edildiği, davacı…banka ile dava dışı şirket arasında 08/11/2012 tarihinde 36.000,00-TL. limitle Genel Kredi Sözleşmesi (…) ve bu …’nin eki olarak yine 36.000,00-TL. limit içeren Cari Hesap Sözleşmesi (KMH Kredisi) imzalandığı, davalı …’nin bu sözleşmeye eşinin imzalı uygunluk muvafakatnamesini de alarak ve 36.000,00-TL. tutara kadar müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatıyla kefaletnameyi imzaladığı, bu şekilde davalının 36.000,00-TL. tutar kadar ödeme yükümlülüğü altına girdiği, itirazın iptali, icra inkar tazminatı, zamanaşımı, kefaletin geçerliliği konularında takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı…vekili tarafından mahkememize UYAP’tan sunulan 31/12/2019 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilerek, itirazlar doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Mahkememizce 22/01/2020 tarihli duruşmada davalı…vekilinin itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın önceki (kök) raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiş, sonrasında dosya 22/01/2020 tarihinde bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 26/02/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda ise davalı…tarafın dilekçesinde ileri sürdüğü tüm itirazları tek tek karşılanarak ve kök raporda da belirtildiği gibi; davacı…banka ile dava dışı şirket arasında 08/11/2012 tarihinde 36.000,00-TL. limitle Genel Kredi Sözleşmesi(…) ve bu …’nin eki olarak yine 36.000,00-TL. limit içeren Cari Hesap Sözleşmesi (KMH Kredisi) imzalandığı, dava dışı şirketin 19/11/2012 tarihinden itibaren dava konusu olan, kefalet mukabili kredili mevduat (Kurtaran) hesabı kredisini kullanmaya başladığı, kredili mevduat hesabının (KMH’nin) kendisine banka uygulamasında yer bulan borçlu cari hesap şeklinde çalışan nakit bir kredi olduğu, 19/11/2012 tarihinden 02/11/2017 icra takip tarihine kadar kredi hesabının takip ettiği seyrin kök raporumuzda belirtildiği, takdiri mahkemeye olmak üzere bu konuda Yargıtay 19. HD’nin 28/05/1992 tarihli, 1992/1752 E. ve 1992/2392 K. sayılı kararına göre; cari hesap şeklinde çalışan kredilerde alınan kredinin tamamen ödenmesinin yani hesabın sıfırlanmasının bu kredi ilişkisine kefil olan kişinin kefaletini sona erdirmeyeceği, zira mevcut kredi sözleşmesi ile müşteriye tanınmış bulunan kredi kullanma imkanının halen devam etmekte olduğu, dolayısıyla müşterinin her an kredi kullanma imkanına sahip bulunduğu belirtilerek kefilin sorumluluğunun devam ettiği, davalı…tarafın kefaletin yenileme (tecdit) ile sona erdiği ve dava dışı şirketin mali durumunun kötüye gittiği hususunun davacı…banka tarafından davalıya bildirilmedi, bu nedenle davalının kefaletten kurtulma imkanından yoksun bırakıldığı yönündeki savunmaları konusundaki takdirin ise mahkemede olduğu, ancak dosya kapsamında davalının yazılı şekle uygun bu yönde davacı…bankaya yazılmış bir ihbarnamesinin görülmediği, sonuç olarak kök raporda değişiklik yapılacak bir hususun tespit edilemediği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlanı incelenip denetlenmiş, raporların uygulama ve mevzuata uygun olarak tanzim edildiği, gerekçeli, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu, ayrıca denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Dosya içerisindeki kredi sözleşmelerin ve KEFALETNAME başlıklı kefalet sözleşmesinin incelenmesinden, davalı …’nin, dava dışı şirketin halen ortağı olduğu 08/11/2012 tarihinde 36.000,00-TL. kefalet limitiyle sorumlu olmak üzere müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmleri imzaladığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde mevcut ve davalının imzası bulunan 08/11/2012 tarihli kefalet sözleşmesinde (kefaletnamede) sözleşme konusunun; müşteri …. ve Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin banka ile akdetmiş olduğu 08/11/2012 tarih ve … numaralı Ticari Kart Sözleşmesi (…) kapsamında doğmuş ve doğacak olan tüm borçlar ile her ne surette olursa olsun asaleten veya kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlara kafaleti kapsadığı açıkça ifade edilmiştir. Yine dosyada mevcut ve davalının imzası bulunan 08/11/2012 tarihli kefalet sözleşmesinde (kefaletnamede) de sözleşme konusunun; müşteri …. ve Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin (Kredi Alan) banka ile akdetmiş olduğu 08/11/2012 tarih ve … numaralı Genel Kredi Sözleşmesi (…) kapsamında Kredi Alan’ın kullandığı ve/veya kullanacağı nakdi ve/veya gayrınakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak olan tüm borçlar ile her ne surette olursa olsun asaleten veya kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlara kafaleti kapsadığı açıkça ifade edilmiştir. Her iki kefaletnamede de; kefil (davalı) sözleşmede belirtilen kefalet tutarı ile sınırlı olmak üzere; kefaletnamede belirtilen taahhütlerinin yukarıda yer alan sözleşme/sözleşmeler kapsamında Banka tarafından Müşteri’ye (Kredi Alan’a) bir defadan fazla kullandırılan ve/veya kullandırılacak olan her türlü kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçları da kapsadığını kabul, beyan ve taahhüt etmiştir. Böylece dava dışı şirketle davacı…banka arasında akdedilen kredi sözleşmelerine kefaleti kapsayan kefaletnamelerde davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu sabit olup, mevcut kefaletler geçerlidir. Bir kefaletin geçerli olarak kabul edilebilmesi için yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi, kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması, kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması gerekir. Tüm bu şartların somut olayda ve dosya kapsamında takibe ve davaya esas sözleşmede bulunduğu anlaşılmaktadır. TBK.’nun 589. ve 590. maddelerine göre kefil her durumda kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur. Davalı…taraf her ne kadar mevcut kefaletlerin geçerli olmadığını iddia etmiş ise de, davalının bu yöndeki savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir. Zira dosya içerisinde yer alan kefaletnamelerin; 6098 sayılı yasanın 584. maddesine uygun olarak alındıkları, müteselsil kefil davalının, kefalet tarihinde kredi alan (müşteri) şirketin ortağı olduğu, bu nedenle kredi sözleşmeleri ve kefaletnamelerin imzalandığı tarih itibariyle eş rızasının da gerekmediği, kaldı ki dosyada davalının eşi …’nin 08/11/2012 tarihinde ayrı ayrı verdiği muvafakatnamelerde ilgili kredi türü de belirtilmek suretiyle (… ve …) eşinin (davalının) müteselsil kefil sıfatı ile kefil olmasını kabul ve beyan ettiği, böylece davalının tüm kefaletlerinin geçerliği olduğuna kanaat getirilmiştir.
Davalı…tarafça cevap dilekçesinde takip ve davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığı savunulmuş ise de; mahkememizce davalının bu savunmasına da itibar edilmemiştir. Zira taraflar arasındaki alacak Genel Kredi Sözleşmesi, Ticari Kart Sözleşmesi ve bunlara ilişkin kefaletnamelerden kaynaklı olup 6098 sayılı yasanın 146. aaddesi uyarınca alacağın 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, somut olayda ise bu sürenin geçmemiş olduğu anlaşılmakla bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile incelenen icra takip dosyası, dosyada alınan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi kök ve ek raporları ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; dava dışı şirketin o tarihteki hissedarı (ortağı) olan davalı …’nin davacı …a hitaben imzaladığı 08/11/2012 tarihli KEFALETNAMELER ile dava dışı şirketin 08/11/2012 tarihli, … nolu … kapsamında kullandığı kredilerin 36.000,00-TL.’lik kısmına, yine dava dışı şirketin 08/11/2012 tarihli, … kapsamında kullandığı kredilerin 36.000,00-TL.’lik kısmına müteselsil kefil olmayı imzası ile kabul ettiği, böylece davalı …’nin müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmelerde yer aldığı, kefalet sözleşmelerinin yasal unsurları taşıması nedeniyle geçerli oldukları, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmeleri ve kefaletnameler kapsamında, davacı…bankanın … Şubesi tarafından dava dışı …. Ltd. Şti.’ne kredililer açıldığı ve ayrıca ticari nitelikte kredi kartları verildiği, davacı…banka tarafından ticari nitelikteki bu kredi kartlarının kullanımı ve kredili mevduat hesabı bakiyesi nedeniyle doğan ve ödenmeyen ticari nitelikteki kredi borçlarının fer’ileriyle birlikte tahsili için davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İİK.’nun 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında takip tarihi itibariyle davacı…bankanın dava dışı şirketten 47.812,47-TL. tutarında alacaklı olduğu, ancak kefaletnameleri 36.000,00-TL. kefalet limitiyle müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davalının borçtan kefalet limiti ile sorumlu tutulması gerektiği, bu durumda davacı…bankanın davalı…kefilden 36.000,00-TL. tutarında alacaklı olduğu, kefaletnameleri müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davalı …’nin kefalet limiti içindeki dava konusu yapılan miktar olan 36.000,00-TL.’den sorumlu tutulması gerektiği, davalının dava konusu yapılan bu miktara yönelik itirazlarının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince bu miktara yönelik itirazlarının iptalinin gerektiği, ayrıca …’den doğan alacak likit ve belirlenebilir nitelikte bir para alacağı olduğundan, itiraz da haksız olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı…borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazlarının iptali ile takibin davalı…yönünden 36.000,00-TL. üzerinden talepnamedeki koşullarla devamına,
2-Kabul edilen 36.000,00-TL. üzerinden %20 oranında hesaplanan 7.200,00-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 2.459,16-TL karar ve ilam harcından 714,79-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 1.744,37-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı…taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı…tarafça yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 714,79 TL peşin ve icraya yatan harç, 5,20 TL vekalet harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 134,00 TL tebligat giderlerinin toplamı 1.639,89 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı…tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak 2 (iki) hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile yine HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olarak verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı