Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1036 E. 2020/368 K. 02.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1036 Esas
KARAR NO:2020/368

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/11/2018
KARAR TARİHİ:02/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı arasında imzalanan 09/04/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi gereğince davalıya taksitli ticari kredi kullandırıldığını, davalı tarafın borcunu sözleşme hükümlerine göre ödememesi üzerine davalıya ihtarnameler gönderildiğini, buna karşın borcun ödenmesi üzerine davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından yetkiye, borca, faize ve fer’ilere itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalı tarafça borca yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz üzerine takip durmuş olduğundan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma günü ve saati davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davalı taraf davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilafın davacı bankanın davalıdan Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklı alacağı bulunup bulunmadığı, varsa takip ve dava tarihi itibariyle fer’ileri ile birlikte miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi, ihtarname, banka defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, yargıtay kararları, doktrin, her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinden; davacı banka tarafından 16/10/2018 tarihinde 40.811,00-TL. asıl alacak, 26.387,39-TL. işlemiş faiz, 1.319,37-TL. BSMV. ve 231,50-TL. ihtarname gideri olmak üzere toplam 68.749,26-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı borçluya 20/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından yasal süresi içerisinde yetkiye, borcun tamamına, faize ve borcun tüm fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, daha sonra davacı banka tarafından 06/11/2018 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Her ne kadar davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuş ise de; taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nin 31.1 maddesi gereğince sözleşmeden doğan ihtilaflarda yetkili icra dairesi ve yetkili mahkeme … (…) İcra daireleri ve mahkemeleri belirlenmiş olduğundan, davalı tarafın yetki itirazı yerinde görülmemiş ve mahkememizce ön inceleme duruşmasında yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya dayanak Genel Kredi Sözleşmesi, ihtarname, müşteri hesap özeti, genel kredi ve teminat sözleşmesi ön bilgi formunun dosya arasında olduğu görülmüş, sonrasında 08/05/2019 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması ve tüm dosya kapsamına göre konusunda uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilerek 21/06/2019 tarihi inceleme günü olarak belirlenmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 11/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile davalı kredi borçlusu arasında toplam 100.000,00-TL. limitli Genel Kredi Sözleşmesi (…) akdedildiği, dosya içeriğine göre davalı kredi lehtarına taksitli ticari kredi kullandırıldığı, işbu kredi borcunun öngörülen süre içinde ödenmemesi üzerine taraflar arasında ihtilaf doğduğu, sözleşmenin 20. maddesi uyarınca …. Noterliği’nden keşide edilen 30/06/2017 tarihli – … yevmiyeli ihtarname ile hesabın kat edildiği tarih olan 29/06/2017 itibariyle istenilen toplam 43.927,69-TL. nakdi alacağın 24 saat içinde ödenmesi aksi halde yasal yollara müracaat edileceğinin ihtar edildiği, dosyadaki tebligat parçasına göre anılan ihtarnamenin 04/07/2017 tarihinde bizzat davalıya tebliğ edildiği, buna göre hesap kat ihtarıyla ödeme için verilen bir günlük sürenin bitimini takip eden 06/07/2017 tarihi itibariyle temerrüt koşullarının oluştuğu, davacı banka her ne kadar takip talebinde 40.811,00-TL. asıl alacak talbinde bulunmuş ise de temerrüt tarihi itibariyle asıl alacağın 29.921,44-TL. olduğu, 10.889,56-TL. tutarındaki fazla talebin ise yerinde olmadığı, bu konudaki takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı banka hesap kat tarihinden sonra yeniden yapılandırma kapsamında ödenen tahsilat tutarı olan 13.445,00-TL.’yi borca mahsup etmeden icra takibi başlattığından 18.218,88-TL. (fazladan işlemiş faiz dahil) farkın oluştuğu, yapılan hesaplamaya göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan toplamda 50.530,38-TL. tutarında alacaklı olduğu, takip talebindeki 18.218,88-TL.’lik fazla talebin ise yerinde olmadığı, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 29.921,44-TL. tamamen ödeninceye kadar %50 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenebileceği, dava tarihinden (06/11/2018) sonra yapılan kısmi ödemeler/tahsilat tutarı olan 11.200,00-TL.’nin dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamış, davacı banka vekili tarafından ise 30/07/2019 dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz edilerek itirazlar doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Sonrasında mahkememizce 22/10/2019 tarihli duruşmada verilen 1 nolu ara karar ile davacı vekilinin 30/07/2019 tarihli itiraz dilekçesindeki tüm itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın kök raporu tanzim eden bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 26/11/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda ise özetle; tabloda dökümü yapılan tahsilatların dekontlarının bizzat davacı bankadan temin edildiği, dosya içeriğinde birer suretlerinin bulunduğu, hesap kat tarihi dlan 29/06/2017’den sonra olmak üzere takip tarihine kadar geçen süre içinde toplam 13.445,00-TL.’lik, dava tarihinden sonra ise toplam 11.200,00-TL.’lik tahsilat sağlandığı, yapılan ödemeler toplamı borca mahsup edildiğinde temerrüt tarihi itibariyle 29.921,44-TL. asıl alacak hesaplandığı, davacı bankanın ise takip talebinde 40.811,00-TL. asıl alacak talep ettiği, takdiri mahkemeye ait olmak üzere 10.889,56-TL. fazla talebin yerinde olmadığı, takip tarihi öncesi yapılan 13.445,00-TL.’lik kısmi tahsilatlar borca mahsup edilmediği için aradaki farkın doğduğu, takip tarihi itibariyle yapılan hesaplamada toplam 50.530,38-TL. alacak hesaplandığı, davacı bankanın ise takip talebinde 68.749,28-TL. alacak talep ettiği, bu durumda takdiri mahkemeye ait olmak üzere 18.218,88-TL. tutarındaki fazla talebin ise yerinde olmadığı, davacı banka hesap kat tarihinden sonra yeniden yapılandırma kapsamında ödenen toplam tahsilat tutarı 13.445,00-TL.’yi borca mahsup etmeden icra takibi açmış olduğundan fazladan işlemiş faiz dahil 18.218,88-TL.’lik farkın oluştuğu, hesap kat tarihi ile takip tarihi aralığında yapılan tahsilatlar ile dava tarihinden sonra yapılan tahsilatların tek tek yeniden kontrol edildiği, gerek yapılan tahsilat miktarında gerekse hesaplamada herhangi bir değişiklik olmadığı, davacı vekilinin somut hiçbir delil sunmadan kök rapora itirazda bulunduğu, davacının itirazları doğrultusunda 2. kez yapılan tetkik sonucunda kök raporda herhangi bir değişiklik olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Ek bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğe çıkarılmış, ek rapor davacı banka vekiline 27/11/2019 tarihinde e-tebligat ile tebliğ edilmiş, alıcının hesabına iletilmesini müteakip mevzuat gereği 02/12/2019 tarihinde okunmuş sayılmıştır. Davacı banka vekilince ek rapora karşı 16/12/2019 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş, sonuç olarak dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınması talebinde bulunulmuştur.
Ek rapor önce davalı vekiline tebliğ edilememiş, tebligat bila tebliğ iade dönmüştür. Daha sonra davalı vekili 24/02/2020 tarihli dilekçesi ile vekillikten istifa etmiştir. Bilirkişi ek raporu ile davalı vekilinin çekilme dilekçesi mahkememizce davalı asile tebliğe çıkarılmış ve 12/05/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı davalı tarafından ek rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
02/09/2020 tarihli duruşmada, mahkememizce dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile toplanan delillerin, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılmış ve davacı banka vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilerek tahkikat aşaması bitirilmiştir.
Dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporları incelenip denetlenmiş, kök ve ek raporun bankacılık uygulamalarına, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği, toplanan delillere, dosya kapsamına ve taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’ne uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen icra takip dosyası, dosyada alınan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi kök ve ek raporları, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında Genel Kredi Sözleşmesi’nin mevcut olduğu, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi (…) kapsamında, davacı banka tarafından davalıya taksitli ticari kredi kullandırıldığı, ticari nitelikteki bu kredinin kullanımı nedeniyle doğan ve ödenmeyen borçların fer’ileriyle birlikte tahsili için davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İİK.’nun 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporunda yapılan hesaplamaya göre takip öncesi yapılan ödemelerin mahsubunun gerektiği, sonuç olarak davacı bankanın …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında davalıdan 29.921,44-TL. asıl alacak, 19.407,09-TL. işlemiş faiz, 970,35-TL. işlemiş faizin %5 gider vergisi (BSMV) ve 231,50-TL. ihtarname gideri olmak üzere toplam 50.530,38-TL. alacaklı olduğu, davalının toplamda 50,530,38-TL. alacak miktarına yönelik itirazlarının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince bu miktara yönelik itirazlarının iptalinin gerektiği, bu miktarları aşan davacı banka isteminin ise açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı ve reddi gerektiği, ayrıca …’den doğan alacak likit ve belirlenebilir nitelikte bir para alacağı olduğundan, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında; 29.921,44-TL. asıl alacak, 19.407,09-TL. işlemiş faiz, 970,35-TL. işlemiş faizin %5 gider vergisi (BSMV) ve 231,50-TL. ihtarname gideri olmak üzere toplam 50.530,38-TL.’ye yönelik itirazlarının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren %50 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 oranında BSMV yürütülmek üzere takibin talepnamedeki diğer koşullar ile devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2) Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 10.106,07-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 3.451,73-TL karar ve ilam harcından 1.174,06-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 2.277,67-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve icraya yatan harç toplamı 1.174,06-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 7.368,95-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 1.010,00-TL. yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 742,34-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı vekilinin istifası olup, dosyaya sunulmuş bir vekaletnamesi bulunmadığından davalı taraf lehine vekalet ücreti hesaplanmamıştır.
8-Taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı taraflara iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır