Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1023 E. 2019/572 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/1023 Esas
KARAR NO: 2019/572

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/02/2015
KARAR TARİHİ: 10/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında elektrik üretim ve tüketimine ilişkin sözleşmeye istinaden davalıdan elektrik temin edildiğini ve karşılığında dava dilekçesi ekinde bulunan fatura bedellerinin davalıya ödendiğini, anılan faturalar incelendiğinde davalı tarafın kayıp bedeli olarak her fatura döneminde davacıya çeşitli miktarlarda kayıp bedeli yansıttığının görüldüğünü beyanla davacıdan haksız tahsil edilen toplam 149.878 TL’nin tahsil tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki kanuni noksanlıkların tamamlanmasını, tamamlanmadığı takdirde davanın açılmamış sayılması gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin gerçekleştirmiş olduğu işlemin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğunu, davacının EPDK kararı gereği kayıp kaçak bedelinin fatura kapsamına dahil edileceğine dair karar vermesine rağmen iş bu maddeye istinaden sözleşmeyi fesh etmediğini ve faturaları ödemeye devam ettiğini, müvekkilinin elektrik faturalarına yansıttığı bedellerin tamamının mevzuata ve düzenlemelere uygun olduğunu, davanın HMK 61.maddesi gereği … A.Ş.ye ihbarını, davacının faturalardaki dava konusu ettiği bedellerin istem hakkının mevcut olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla iddia edilen dava konusu alacak için faizin dava tarihi itibari ile işleyecek faiz olması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin elektrik dağıtımıyla ilgili faaliyet gösteren kanunun 3/E maddesinde tanımı yapılmış dağıtım şirketi olduğunu, ihbar eden şirketin elektriğin perakende satışı ile ilgili faaliyet gösteren kanunun 3/HH maddesinde tanımı yapılmış tedarik şirketi olduğunu, dava konusu bedellerin davacı şirket ile ihbar eden arasındaki kanunun 3/J maddesinde tanımı yapılmış ikili anlaşmalar kapsamında elektrik satışı sonucunda ihbar eden tarafından düzenlenmiş faturalar ile davacı tarafından ihbar edene ödendiğini, davacının 3/CC maddesinde tanımı yapılmış serbest tüketici olduğunu, tedarik şirketlerinin enerjiyi nihai tüketici olan kendi müşterilerine iletebilmek için dağıtım şirketlerine ait dağıtım hatlarını kullanmak durumunda olup bu dağıtım şirketiyle kanunun 3/DD maddesinde tanımı yapılmış sistem kullanım anlaşması yapılmak suretiyle sağlandığını beyanla davalının ihbar talebini kabul etmediklerini, reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, iddia, savunma, toplanan deliller ve davalı kurum kayıt ve defterleri de incelenerek iddia ve savunma kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bu yönden sunulan 09/02/2016 tarihli bilirkişi raporu incelenip denetlenmiştir.
İddia, savunma, takip dosyası kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporu kapsamı birlikte değerlendirilmiştir.
Talep, davacı şirketten kayıp-kaçak bedeli adı altında tahsil edilen miktarların iadesi istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/05/2014 gün ve 2013/7-2454 esas, 2014/679 karar sayılı ilamında yer verildiği ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin içtihatlarında da benimsendiği üzere; elektrik abonelerinden alınmakta olan; Kayıp-kaçak bedelinin; elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin, kayıp-kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğu, 20/02/2001 tarihli 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 4/1., 10/05/2006 tarihli 5496 Sayılı Kanunun 6., geçici 9., 14/03/2013 tarihli 6446 Sayılı Kanunun 1/1.,5/4., 17/1., 4., 27., geçici 1., maddeleri ve bu kanunların temel amaçları çerçevesinde çıkarılan yönetmelikler ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak alınan EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde alınmakta olduğu, Dağıtım bedelinin; dağıtım sistem kullanım fiyatını kapsamakta olup, dağıtım hizmeti sunabilmek için dağıtım sistemine ilişkin yatırım harcamaları, işletme ve bakım giderleri dikkate alınarak hesaplanan bedel olduğu, 4628 Sayılı Kanunun 13/1-b-4. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-ç bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 9., Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında çıkarılan EPDK tebliğleri gereğince alındığı, iletim bedelinin; elektrik enerjisinin tüketici sayaçlarına kadar ulaştırılmasında, üreticilerle dağıtım sistemi arasında yer alan iletim sisteminin kullanılmasından kaynaklanan maliyetlerin karşılanması için alındığı, 4628 Sayılı Kanunun 13/1-b-2. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-b bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 8.maddesi ile EPDK kurul kararları ve tebliğlerine göre tüketicilere yansıtıldığı, Perakende satış hizmeti bedelinin ise; perakende satış hizmeti maliyetini (söz konusu fâaliyete ilişkin düzenlemeye esas net yatırım harcamasının itfa tutarı, faturalama ve tahsilat giderleri, tanıtım ve pazarlama giderleri, müşteri hizmetlerine ilişkin giderler, perakende satış ve hizmete ilişkin diğer işletme giderleri, düzenleme giderleri payı, fâaliyet giderleri payı, olağan ve olağan dışı giderler payından fâaliyet ile ilgili diğer gelirler payı ve olağan dışı gelirler payının düşülmesi suretiyle bulunan esas net işletme gideri ve amortisman itfa süresi farkı vergi tutarını) yansıtan bedel olduğu, 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 13/1-b-5. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-d bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 4/36. bendi, 5/e bendi ve 10.maddesine göre alındığı, kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım, dağıtım ve sayaç okuma bedellerinin, EPDK tarafından çıkarılan kurul kararları ve tebliğleri ile belirlendiği anlaşılmaktadır. Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile kaçak kullanılan elektrik bedellerinin abonelerden tahsili yoluna gitmenin, hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmayacağı; öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaflığın; hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı, gerekçeleriyle; kayıp-kaçak bedelinin faturalara yansıtılmasının hukuka uygun olmadığı, yargısal içtihatlarla belirlenmiştir. Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile, başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gidilmesi hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı gibi bu durum parasını her halükarda tahsil eden davalı kurumun çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına, bu anlamda teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi usulsüz elektrik kullananlara karşı da önlem alma ve takip etme bakımından gerekli girişimlerde bulunmasını da engelleyeceği açıktır. Yaptırılan bilirkişi incelemesi ile saptanan kayıp kaçak bedel miktarının Ocak/2011-Nisan/2011 dönemi için 8 adet fatura yönünden toplam 149.885,54 TL olduğu tespit edilmiş, buna göre davacı tarafın daha düşük olan talep miktarı dikkate alınmak suretiyle ve davacıdan haksız tahsil edilen kayıp kaçak bedel miktarlarına talep de dikkate alınarak tahsil tarihlerinden itibaren yasal faiz yürütülmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine dosya Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmiş, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11/09/2018 tarih 2017/11870 Es. 2018/8332 Kar. Sayılı ilamının tetkikinde ;” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat
hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar ücret ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile kayıp-kaçak bedelinin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir. Ne var ki, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve dava konusu bedelin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedel maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedel ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. ” gerekçesi ile mahkememizin kararının bozulmuş ve yeniden yargılama yapmak üzere mahkememize gönderilmiştir. Yapılan yargılamada usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde ; 7.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır hükmü eklenmiş , EPDK’nun Kanundaki yetkileri genişletilmiştir. Geçici madde 20. Madde ile; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. Maddelerinin, dikkate alındığında davaya konu kayıp kaçak bedeli maliyet unsuru kapsamına dahil edilmesi ve karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikliği yürürlük tarihi öncesi ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içerdiğinden davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının Reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcının 2.559,55-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 2.515,15 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar vekil ile temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan 88,25 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır