Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1004 E. 2021/386 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1004 Esas
KARAR NO:2021/386

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:25/10/2018
KARAR TARİHİ:31/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi ile müvekkili arasında 21.04.2000 tarihinde acentelik sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin 9 yıl boyunca … Şirketi’nin Van ilindeki acenteleri içerisinde üretimde il birincisi olduğunu, çok geniş bir portföy oluşturduğunu ve davalı şirkete birçok yeni müşteri kazandırdığını, müvekkiline davalı şirket tarafından …. Noterliği nin 22.11.2017 tarihli … yevmiye no.lu fesih ihbarnamesi gönderildiğini, ihbarnamede hiçbir neden sunulmadığını, feshin tek taraflı, haksız ve geçersiz olduğunu, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı bir biçimde sözleşmeyi feshetmesi sonucu olarak tazminat taleplerinin hasıl olduğu, 6102 sayılı TTK Md 122’ye göre müvekkilinin uğradığı ve uğrayacağı zararlarının denkleştirilmesi gerektiğini, belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla, 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre zarar ve sorumluluk kapsamı belli olduktan sonra arttırılmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın, fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı acentenin, acentelik sözleşmesindeki şartlara ve talimattara uymadığından 16 Ekim 2017 tarihinde müvekkili tarafından davacıya uyarı yazısı gönderildiğini, ancak davacının performans düşüklüğünün devam ettiğini, akabinde 22 Aralık 2017 tarihlî fesih ihbarı ile 3 ay içerisinde sözleşmenin feshedileceğinin ihbar edildiği ve 26.03 2018 tarihli azitname ile acentelik görevinden azledildiğini, Acentelik Sözleşmesinin davacı acentenin kusuru nedeniyle feshedilmiş olduğundan denkleştirme tazminatı talebinin bir dayanağındı bulunmadığını, 3 aylık fesih süresine uyulduğundan davacının başlamış işleri nedeniyle zarara uğradığı yönündeki iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığını, kesinlikle kabul anlamını içermemek kaydıyla davacının tamamlanmamış işleri nedeniyle zarara uğramış olsa bile, bu hususun denkleştirme tazminatı talep etme şartlarından biri okluğundan, davacının ayrıca bu süre içerisindeki zararı talep hakkının bulunmadığını, davacının, Acentelik Sözleşmesinin “Sadece … İle Çalışılacağı Ve Rekabet Yasağı” başlıklı 6.inci maddesine aykırı davranarak birden çok … şirketi ile çalıştığını, sözleşmenin feshini düzenleyen 24. madde doğrultusunda sözleşmenin … tarafından herhangi bir ihbar gerekmeksizin feshedilebileceğinin hüküm altına alındığını belirterek, haksız ve dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Davacı taraf delil olarak; Acentelik Sözleşmesi, müvekkilimizin ticari defter ve kayıtları, müvekkilimizin acenteliği boyunca gerçekleştirdiği üretimler ve kestiği poliçeler taraflar arasındaki yazışmalar, gönderilen ihtarnameler, müvekkilimizin davalı … şirketi nezdinde düzenlemiş olduğu tüm poliçeler, portföy incelemesi, bilirkişi delili, tanık, davalı … şirketinde bulunan kayıt ve belgeler ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; 21/04/2008 tarihli Acentelik Sözleşmesi, 16.10.2017 Tarihli Uyarı Yazısı, 16.10.2017 Tarihli Uyarı Yazısının Posta Alındısı, 16.10.2017 tarihli Uyarı Yazısının Tebliğ Tarihini Gösterir PTT Gönderi Takip Ekranı, 22.12.2017 Tarihli Fesih ihbarnamesi, 26.03.2018 Tarihli Azilname, 15.03.2017 Tarihli Acenteye Bildirilen Hedef Yazıları, Yıl Bazında Acentenin Sistemdeki Prim ve Komisyon Üretimi Dökümü-Komisyon Tabloları, Acente özlük dosyası, Son 3 Yıl Bazında Acentenin Sistemdeki Hedefi, Acentenin Üretim Datası, Fesih Sonrası Kalan Müşteriler Ve Poliçeler Dökümü, Acente Tarafından Kesilen Poliçelerin Müşteri Bilgileri, Müvekkil şirkete ait tüm resmi defter kayıtları, Davacı acenteye ait ticari defter ve kayıtlar, tanık, bilirkişi incelemesi ve her türlü delillere dayanmıştır.
Dava; denkleştirme tazminatına ilişkin tazminat davasıdır.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya mali müşavir … ve finans uzmanı Dr. …’e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından ihbar süresine uyularak feshedildiğini, bu nedenle müsbet zarar kapsamında kar kaybının talep edilemeyeceğini, bununla birlikte davacının kazandırmış olduğu müşteri kitlesi dikkate alınarak hakkaniyet gereği davacıya portföy tazminatı ödenmesi gerektiğini, davacının maddi tazminat kapsamında talep edebileceği portföy tazminatı tutarının 207.957,66 TL olarak hesaplanabileceğine dair rapor sunmuşlardır.
26/10/2020 tarihli celsede alınan ara karar uyarınca bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişiler sunmuş oldukları ek raporlarında; kök raporlarında ulaştıkları görüş ve kanaati koruduklarını, davalı … Şirketi tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilen feshin. Acentelik Sözleşmesine uygun olarak yapıldığı, ancak acenteye verilen hedeflerin gerçekleştirilememesi, acentelerin üretim yetersizliği, portföyün verimli olmaması gibi hallerin “acentenin kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması” kapsamında değerlendirilmeyeceği ve bu hallerin gerekçe gösterilmek suretiyle acentenin denkleştirme talebinin yok sayılamayacağı ve denkleştirme talebinden önceden vazgeçilemeyeceğini, ilgili yasa hükümleri çerçevesinde kök raporda belirtildiği üzere Denkleştirme/ Portföy tazminatı tutarının üst sınırı 207.957,66 TL olarak hesaplandığını, davalı tarafından İbraz edilen son CD verilerine göre, şayet taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı, davacı acentenin fesihten sonra 54 müşteriye ait yenilenen 161 adet poliçe üzerinden muhtemelen en az 16.159,00 TL tutarında bir komisyon geliri elde edebileceğine dair ek rapor sunmuşlardır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, detaylı, gerekçeli, dosya kapsamı ile uyumlu olan ve bu nedenle de itibar edilen bilirkişi kök ve ek raporu uyarınca, özetle davacının acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle TTK 122 maddesi gereği denkleştirme tazminatı talep ettiği, davalının ise feshin haksız olmadığını, davacının kendilerine karşı olan yükümlülükleri yerine getirmediğini, davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Bu kapsamda öncelikle tarafların defter ve belgeleri incelenmiş her iki taraf defter/kayıtlarının HMK’nin 222.maddesi kapsamında delil niteliği taşıdığı anlaşılmıştır.
Defter/kayıtların incelemesine göre, şayet taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı, davacı acentenin fesihten sonra 54 müşteriye ait yenilenen 161 adet poliçe üzerinden muhtemelen en az 16.159,00 TL tutarında bir komisyon geliri elde edebileceğine dair rapor sunulmuştur.
Sigortacılık Kanunun 23. Maddesinin 16. Fıkrası “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra … şirketi … acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, … acentesi, … şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak, … acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya ada kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer.” şeklindedir.
Davalı tarafın ‘performans yetersizliği’ ve ‘birden fazla … şirketi ile çalışma’ iddialarına karşılık davacının başka şirketlerle çalıştığı, sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediği hususlarında herhangi bir bilgi veya belge sunulmamış olup feshin haklı olduğuna kanaat getirilememiştir.
Bu bağlamda davacının denkleştirme tazminatı talep edebileceği anlaşılarak dava ve talep arttırım dilekçeleri doğrultusunda davanın kabulü ile 16.159,00 TL denkleştirme tazminatının fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı taraf talep arttırım dilekçesi ile arttırılan kısım için hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle itirazda bulunulmuş ise de; davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açtığı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesinin 2020/1452 esas, 2021/454 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; davacının işbu davayı belirsiz alacak davası olarak açabileceğinin anlaşıldığı, belirsiz alacak davasında arttırılan kısım için de hak düşürücü süre içerisinde dava açılmış olduğunun kabulünün gerektiği kanaatine varılmakla, davalı tarafın bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
DAVANIN KABULÜ İLE,
1-16.159,00 TL denkleştirme tazminatının fesih tarihi olan 26/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.103,82-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 35,90-TL, bilahare ikmal edilen 258,88-TL ıslah harcı ve 3.534,31-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 3.829,09-TL den mahsubu ile kalan 2.725,27-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 1.103,82-TL harç, 35,90-TL başvuru harcı, 5,20 -TL vekalet harcı ve 1.672,00-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.816,92-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı. 31/05/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı