Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/995 E. 2021/991 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/995 Esas
KARAR NO :2021/991

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ:06/11/2017
KARAR TARİHİ:09/12/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 30/11/2014 tarihli trafik kazasında, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalı …’a ait, davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, yaya olan müvekkillerinin murisi …’e çarpması sonucunda ölümüne sebebiyet verdiğini, kazada araç sürücüsü davalı gerçek kişinin oluşan kazada kusurlu olduğunu, müvekkillerinin ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik davacı … için 3.000 TL, diğer davacılar için 1.000’er TL olmak üzere toplam 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan; davacı … için 50.000 TL, diğer davacılar için 25.000’er TL olmak üzere toplam 100.000 TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinde kazaya karışan aracın müvekkili sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur ve sigorta poliçesi limitleri ile sınırlı olduğunu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması ve aktüer hesabı yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini ve dava açılmasına sebebiyet vermediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı gerçek kişiler vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu; müvekkilinin oluşan kazada kusurunun bulunmadığını, müteveffanın asli kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; 30/11/2014 tarihli trafik kazasında, davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olan, davalı …’un maliki, diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki aracın, yaya olan davacıların murisine çarpması sonucu ölümü nedeni ile desteğinden yoksun kalan davacıların uğramış oldukları maddi ve manevi zararların davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
Oluşan kazada kusur oranlarının tespiti yönünden alınan bilirkişi kurulu raporlarında; müteveffa …’in %75 oranında, araç sürücüsü davalı …’ın %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş; alınan bilirkişi kurulu raporu ile ceza dosyasından alınan İstanbul Adli Tıp Kurulu Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporu ve yine ceza dosyasından kusur yönünden alınan bilirkişi kurulu raporları arasında çelişki bulunduğundan bu çelişkinin giderilmesi için mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurulu Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmış, bu yönden düzenlenen 22/02/2021 tarihli kusur raporunda; araç sürücüsü davalı …’ın kusursuz olduğu, müteveffa …’in %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Bu kez alınan ATK kusur raporu ile rapora yönelik tarafların beyan ve itirazları kapsamında, Mahkememizce alınan kusur raporları ile ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan kusur raporları arasında çelişki bulunduğundan, söz konusu çelişkinin giderilmesi için Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenlik Daire Başkanlığı’nda (Karayolları Fen Heyeti) görevli bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilerek … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, bu yönden 2021/138 Tal.sırasına kaydı yapılan dosyadan, bilirkişiler KGM Trafik Teknik Elemanı … ile … ve …’den alınan 25/06/2021 tarihli kusur raporuna göre;
Müteveffa yaya …’in, gece şartlarında, yaya geçidi bulunmayan olay yerinde karşıdan karşıya geçmek için, taşıt yoluna girmeden önce taşıt trafiğini dikkatle kontrol etmemekle, iki yönlü yolda her iki yönden yaklaşmakta olan araçların uzaklık ve hızlarını kontrol ettikten sonra kendi can güvenliği yönünden bir tehlike bulunmaması durumunda taşıt yoluna girmesi, kendisine emniyetle durdurulamayacak kadar yaklaşmış bulunan araçların geçmesini beklemesi, ilk geçiş hakkını araçlara vermesi gerektiği ancak, bunun aksine müteveffa yaya …’in, gece şartlarında solundan gelen bir TIR’ın arkasından taşıt yoluna girerek sağ tarafından yaklaşmakta olan sürücüler tarafından emniyetli bir zaman ve mesafe öncesinden görülmesini imkansız kılmakla, böylelikle sağından gelen ve kendisine emniyetle durdurulamayacak kadar yaklaşmış olan davalı sürücü yönetimindeki aracın çarpmasına maruz kaldığı olayda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68. Maddesi “b” bendi hükümleri ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. Maddesi (b) bendi hükümlerine aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davranışları nedeniyle meydana gelen olayda tamamen kusurlu olduğu;
Davalı sürücü …’ın; yönetimindeki araç ile meskun mahal dışında, gece şartlarında, aydınlatmanın bulunmadığı kesimde, iki yönlü yolu takiben geldiği olay yerinde, karşı yönden gelen TIR’ın yönetimindeki aracının yanından geçmesinin akabinde, bu TIR’ın arkasından kontrolsüzce taşıt yoluna girip yolun karşı tarafına geçmeye çalışan yayaya çarpmayı önlemek için mevcut şartlarda alabileceği herhangi bir tedbir ile, olayın oluşumu ile illiyetli herhangi bir dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kural ihlali bulunmadığından, davalı sürücüye kusur verilmesinin uygun olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Talimat ile aldırılan bilirkişi kurulu kusur raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek yeterlikte, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, talimat ile aldırılan ve benimsenen bilirkişi kurulu kusur raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; 30/11/2014 tarihli trafik kazasında, davalı sigorta şirketine ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı, davalı …’un maliki, diğer davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, olay yerinde karşıdan karşıya geçmekte olan davacıların murisi …’e çarpması sonucunda ölümüne sebebiyet verdiği; oluşan kazada kusur oranlarının tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenlik Daire Başkanlığı’nda (Karayolları Fen Heyeti) görev yapan bilirkişi kurulundan talimat ile aldırılan ve benimsenen kusur raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, dava konusu trafik kazasının, gece şartlarında sağından gelen sürücüler tarafından emniyetli zaman ve mesafe öncesinde görülebilmesini engelleyecek şekilde solundan gelen aracın arkasından kontrolsüzce taşıt yoluna girmesi nedeni ile sağından gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar yakın mesafede bulunan davalı aracının çarpması sonucunda meydana geldiği; kazanın oluşumunun davacıların murisi …’in dikkatsiz ve tedbirsiz davranışlarından kaynaklandığı, oluşan kazada davacıların murisinin %100 oranında tam kusurlu olduğu; kazada herhangi bir dikkat ve tedbir eksikliği ile kural ihlali bulunmayan araç sürücüsü davalı …’ın oluşan kazada kusursuz olduğu; dolayısıyla davacıların murisinin kendi kusurundan kaynaklı vefatı nedeniyle davacıların tazminat talep haklarının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli olan 59,30 TL, manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 59,30 TL olmak üzere toplam 118,60 TL karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan peşin ve ıslah harcı toplamı 1.444,60 TL’den mahsubu ile bakiye 1.326,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Reddedilen maddi tazminat davası yönünden, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine,
4-Reddedilen manevi tazminat davası yönünden, davalı gerçek kişiler kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp bu davalılara verilmesine,
5-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 25,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınıp bu davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı taraf vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı